boy - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

boy

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "boy" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 36 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
boy n. erkek çocuk
boy n. delikanlı
boy n. oğlan
boy n. oğlan çocuğu
General
boy n. kızan
boy n. genç uşak
boy n. çocuk garson
boy n. oğul
boy n. ufaklık
boy n. erkek genç
boy n. uşak
boy n. onsekiz yaşına kadar erkek çocuk
boy n. (eski koloni topraklarında) siyahi
boy n. (eski koloni topraklarında) yerli bir hizmetçi
boy n. erkek arkadaş
boy n. genç erkek sevgili
boy n. favori
boy n. öğrenci
boy v. (eskiden sahnede) kadınların bölümünü oynayan erkek rolü yapmak
boy interj. inanılmaz
boy interj. yok artık
Colloquial
boy n. bir grup erkek
boy n. erkeklerden oluşan arkadaş grubu
boy v. (birine) erkek çocuk olarak hitap etmek
boy expr. erkek köpekler için kullanılan sevgi sözcüğü
boy exclam. aman tanrım
boy exclam. vay canına
boy exclam. vay anasını
boy exclam. vay be
boy exclam. hadi be
Marine
boy n. tayfa yamağı
boy n. miço
boy n. balıkçı çırağı
Slang
boy n. ayakçı
boy n. getir götür işlerinde kullanılan kimse
boy n. aşağı görülen bir ırkın erkek üyesi

Sens de "boy" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 23 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
boy length n.
boy height n.
General
boy taille n.
boy magnitude n.
boy clan n.
boy phratry n.
boy bulk n.
boy stature n.
boy tribe n.
boy size n.
boy height n.
boy extent n.
boy length n.
boy dimensity n.
boy growth n.
boy inch n.
boy lgth (length) abrev.
Technical
boy dimension n.
boy elongation n.
boy length n.
boy size n.
boy extent n.
Medical
boy body height n.

Sens de "boy" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
boy scout n. izci
whipping boy n. şamar oğlanı
birthday boy n. doğum günü çocuğu
cabin boy n. miço
General
barrow boy n. seyyar satıcı
cabin boy n. muço
school boy n. erkek öğrenci
boy friend n. erkek arkadaş
blue boy n. gözbebeği
dancer boy n. köçek
grocery boy n. bakkal çırağı
male servant in charge of a boy n. lala
water boy n. su taşıyıcı çocuk
decision on the future marriage of a boy and a girl in the cradle n. beşik kertmesi
fair boy n. gözde
errand boy n. ayakçı
errand boy n. ayak işlerine bakan kimse
shoeshine boy n. boyacı
shoeshine boy n. ayakkabı boyacısı
errand boy n. çırak
boy scout n. erkek izci
servant boy n. uşak
wonder boy n. harika çocuk
fair boy n. favori
a boy without a girlfriend n. sap
blue boy n. gözde
poor boy n. zavallı çocuk
call boy n. otel uşağı
nancy boy n. homoseksüel veya kadınsı erkeklere takılan isim
golden boy n. altın çocuk
altar boy n. rahip yardımcısı çocuk
altar boy n. ayin esnasında mihrapta papaza yardım eden çocuk
altar boy n. papaz yardımcısı çocuk
mummy's boy n. süt çocuğu
mummy's boy n. muhallebi çocuğu
bell-boy n. otel garsonu
fair-haired boy of the manager n. müdürün gözdesi
errand-boy n. çırak
errand-boy n. ayakçı
kitchen boy n. aşçı yamağı
cabin boy n. kamarot
page boy n. otel komisi
paper boy n. gazete satıcısı çocuk
bad boy n. kötü çocuk
boy racer n. araba yarışçısı genç
boy student n. erkek öğrenci
shoe shine boy n. ayakkabı boyacısı
shoeshine boy n. lostracı
shoe shine boy n. lostracı
shoeshine boy n. kundura boyacısı
shoe shine boy n. kundura boyacısı
old-boy network n. aynı okuldan mezun kişilerin geliştirdiği birbirini gözetme ilişkisi
old-boy network n. ahbap çavuş ilişkisi
little boy n. parmak çocuk
little boy n. küçük çocuk
teenage boy n. genç/ergen erkek çocuk
office boy n. büro elemanı
a wild feral boy n. yabani bir çocuk
the little boy n. ufak çocuk
phone boy n. telefoncu çocuk
rent-boy n. erkek fahişe
pizza boy n. pizzacı çocuk
farm boy n. çiftlikte yetişmiş çocuk
stable boy n. seyis
sweet boy n. tatlı çocuk
messenger boy n. getir götür işlerine bakan çocuk
errand boy n. getir götür işlerine bakan çocuk
messenger boy n. ayakçı
errand boy n. getir götürcü
the missing boy n. kayıp çocuk
checkout boy n. kasiyer çocuk
boy band n. genç erkeklerden oluşan pop grubu
ball boy n. top toplayıcı çocuk
baby boy n. erkek bebek
bald boy (a turkish fictional character) n. keloğlan
delivery boy n. kurye
delivery boy n. kargocu
delivery boy n. kargo görevlisi
rude boy n. kaba çocuk
the family of 3 year-old (girl/boy) n. 3 yaşındaki çocuğun ailesi
charity-boy n. hayır kurumunda yetişmiş çocuk
clever boy n. zeki oğlan
clever boy n. zeki çocuk
gingerbread boy n. zencefilli kurabiye adam
heathy boy n. sağlıklı oğlan
heathy boy n. sağlık erkek çocuk
boy scout troop n. oymak
call boy n. tele erkek
call boy n. belboy
toy boy n. gönül eğlendirmelik genç ve çekici erkek
altar boy [us] n. ahlaken saf ve erdemli kimse
elevator boy n. asansörcü adam
elevator boy n. asansör operatörü adam
bag boy n. markette alınan ürünleri poşetleyen erkek çocuk veya genç
barrow-boy n. seyyar meyve sebze satıcısı
elevator boy n. asansörcü
mamas boy n. annesine aşırı derecede bağımlı erkek çocuğu veya adam
mamas boy n. ana kuzusu
mamas boy n. anasının kuzusu
mamas boy n. süt kuzusu
white-haired boy n. gözde kimse
white-haired boy n. sevgili
white-headed boy n. gözde kimse
white-headed boy n. sevgili
wide boy [uk] n. üçkağıtçılık yaparak geçinen adam
wolf boy n. kurtlar tarafından yetiştirilmiş erkek
message-boy n. getir götür işlerine bakan çocuk
message-boy n. ayakçı
hawk boy n. harç karıcı
boot boy n. hizmetçi
boot boy n. (otelde) ayakkabı parlatıcısı
boy [australia] n. jokey
boy [australia] n. çırak
boy [obsolete] n. serseri
boy [obsolete] n. düzenbaz
boy [obsolete] n. dolandırıcı
boy scout n. dünya çapında faaliyet gösteren erkek izcilik organizasyonunun bir üyesi
boy scouts of america n. amerika erkek izcileri
boy wonder n. altın çocuk
boy wonder n. muhteşem çocuk
bully boy n. kabadayı
bully boy n. zorba
bully boy n. kavgacı
bully boy n. kiralık haydut
bully-boy n. kabadayı
bully-boy n. zorba
bully-boy n. kavgacı
bully-boy n. kiralık haydut
chorus boy n. (erkek) koro şarkıcısı
chorus boy n. (erkek) koro dansçısı
chorus boy n. (erkek) tiyatro sanatçısı
chorus boy n. müzikal komedi sanatçısı
delivery boy n. haberci
delivery boy n. dükkan çırağı
delivery boy n. ayakçı
office boy n. odacı
office boy n. hademe
roaring boy n. ingiltere'de elizabeth-jacob devrinde yoldan geçenleri haraca kesen serseri
old boy n. şeytan
old boy n. neşeli yaşlı erkek
old boy n. şakacı yaşlı erkek
old boy n. (profesyonel, ticari, sosyal) bir grubun uzun süreli ve etkili üyesi olan erkek
old boy n. grubun eski üyesi
a box boy n. kutucu çocuk
a box boy n. kutu/paket taşıyan çocuk
city boy n. şehir çocuğu
city boy n. şehirli
cover boy n. dergiye kapak olan erkek
drummer boy n. (eskiden) orduda ve savaş alanında trampet çalmış genç oğlan
page boy n. bir saç modeli
peck's bad boy n. inatçı kimse
peck's bad boy n. aksi kimse
peck's bad boy n. zorluk çıkaran kuruluş
peck's bad boy n. söz dinlemez kimse
peck's bad boy n. uzlaşılamayan kurum
shop boy n. genç mağaza görevlisi erkek
sonny boy n. erkek çocuğu
sonny boy n. oğlan çocuğu
sonny boy n. delikanlı
sonny boy n. evlat
boy-meets-girl adj. tipik bir şekilde romantik
from a boy adv. çocukluğundan beri
oh boy interj. hadi be
boy! interj. üf
master (form of address for any boy) interj. delikanlı
Phrases
man and boy expr. hayatı boyunca
Proverb
all work and no play makes jack a dull boy çok fazla çalışmak insanı sıkar
all work and no play makes jack a dull boy çalış çalış nereye kadar
all work and no play makes jack a dull boy soluklanmayan at yol almaz
never send a boy to do a man's job harman dövmek keçinin işi değil
never send a boy to do a man's job ağaçtan maşa (abdaldan paşa) olmaz
never send a boy to do a man's job her ağaçtan kaşık olmaz
never send a boy to do a man's job çocuğa iş buyuran, ardınca kendi gider
never send a boy to do a man's job çocuğu işe sal, ardınca sen var
never send a boy to do a man's job çocuğa iş, ardına sen düş
never send a boy to do a man's job önemli işler beceriksiz kişilere yaptırılamaz
all work and no play makes jack a dull boy aşırı/sürekli çalışmak insanı sıkıcı biri yapar
all work and no play makes jack a dull boy aşırı/sürekli çalışmak insanı sıkıcı biri yapar
Colloquial
big boy n. yerine göre çocuk veya genç adam
big boy n. delikanlı ya da yetişkin erkek
big boy n. koca oğlan (koca oğlansın artık)
big boy n. koca adam (artık büyüdün)
big boy n. koca adam (koca adamsın artık)
big boy n. cüsseli ve/veya heybetli kişi
big boy n. kocaman adam
big boy n. izbandut
boy-beater n. atlet tişört
boy-beater n. kolsuz tişört
boy-beater n. büstiyer
boy-beater n. atlet tişört
boy-beater n. kolsuz tişört
boy-beater n. büstiyer
broth of a boy [irish] n. enerjik/ele avuca sığmaz/cin gibi delikanlı/çocuk
broth of a boy [irish] n. ayaklı canavar
broth of a boy [irish] n. velet
a broth of a boy [irish] n. enerjik/ele avuca sığmaz/cin gibi delikanlı/çocuk
a broth of a boy [irish] n. ayaklı canavar
a broth of a boy [irish] n. velet
bad boy n. kötü/yaramaz çocuk
bad boy n. asi delikanlı
bad boy n. çetrefilli iş
bad boy n. (iş için) püsküllü bela
bad boy n. baş belası
bad boy n. (motosiklet/araba gibi şeyler için) canavar/yaramaz çocuk
big boy n. artık büyük bir çocuk olma
big boy n. artık kocaman adam olma
big boy n. eşek kadar olma
big boy n. kocaman adam/eşek kadar olma
big boy n. (motosiklet/araba gibi şeyler için) canavar/yaramaz çocuk
big boy n. (güç ve etki açısından bir gruptaki) büyükler/büyük adamlar
big boy n. kodamanlar
big boy n. (büyük) patronlar
big boy n. tepedekiler
boy-beater n. büstiyer
boy-beater n. atlet (tipi) tişört
but-boy n. her şeye itiraz eden çocuk/adam/kişi
but-boy n. her şeye karşı çıkan çocuk/adam/kişi
but-boy n. her şeye muhalif olan çocuk/adam/kişi
but-boy n. hiçbir şeye/bir kere bile "evet efendim" demeyen çocuk/adam/kişi
mamma's boy n. ana kuzusu
mother's boy n. ana kuzusu
mama's boy n. ana kuzusu
blue-eyed boy n. baş tacı
a 5-year-old boy n. beş yaşında bir erkek çocuk
old boy n. deneyimli adam
beach boy n. erkek plaj görevlisi
blue-eyed boy n. el bebek gül bebek
old boy n. eski kurt
old boy n. eski arkadaş
blue-eyed boy n. gözde adam
an old boy n. moruk
beach boy n. plajda çalışan erkek
mother's boy n. süt kuzusu
mama's boy n. süt kuzusu
mamma's boy n. süt kuzusu
an old boy n. yaşlı adam
naughty boy n. yaramaz çocuk
bad boy n. baş belası (iş/durum)
bad boy n. can sıkıcı görev
bad boy n. zor iş
bad boy n. zorlu iş
bad boy n. zor durum
bad boy n. can sıkıcı durum
b-boy n. erkek rap müzik hayranı
good old boy [southern us] n. güney amerika kültürünün geleneksel, tutucu, eril özelliklerini taşıyan kimse
good old boy [southern us] n. moruk
good old boy n. sadık bir sosyal grubun üyesi erkek
good old boy n. sosyal çevresine düşkün/sadık erkek
good old boy n. iyi bir adam
good old boy n. hoş bir adam
good old boy n. tatlı bir adam
a mummy's boy n. ana kuzusu
a mummy's boy n. anasının kuzusu
a mummy's boy n. muhallebi çocuğu
a mummy's boy n. süt kuzusu
a mummy's boy n. süt çocuğu
a mother's boy n. ana kuzusu
a mother's boy n. anasının kuzusu
a mother's boy n. muhallebi çocuğu
a mother's boy n. süt kuzusu
a mother's boy n. süt çocuğu
a mama's boy [us] n. ana kuzusu
a mama's boy [us] n. anasının kuzusu
a mama's boy [us] n. muhallebi çocuğu
a mama's boy [us] n. süt kuzusu
a mama's boy [us] n. süt çocuğu
fair-haired boy [us] n. bir kimsenin veya grubun favorisi
fair-haired boy [us] n. baş tacı
fair-haired boy [us] n. gözde adam
the boy [ireland] n. (belirli bir iş için) doğru araç
good ol' boy n. akranlarının değerlerine, kültürüne ve davranışlarına uyum sağlayan beyaz güneyli
good ol' boy n. sosyal mevkiine, başarısına veya nüfuzuna sosyal çevresi sayesinde ulaşmış erkek
big boy adj. koca adam
big boy adj. koca herif
big boy adj. büyük çocukların
big boy adj. büyüklerin
that-a-boy! interj. aferin oğluma!
that-a-boy! interj. millet erkek/delikanlı görsün
that-a-boy! interj. işte erkek/delikanlı böyle yapar
that-a-boy! interj. erkek/delikanlı dediğin işte böyle yapar
who's a pretty boy then interj. kimmiş bu güzel/tatlı çocuk
who's a pretty boy then interj. hanimiş benim güzel oğlum
old boy interj. azizim
old boy interj. eski dostum
boy howdy! expr. aman tanrım!
man and boy expr. çocukluğundan beri
man and boy expr. çocukluktan beri
easy, boy expr. dur, oğlum
man and boy expr. geçmişten beri
boy howdy! expr. gözlerime inanamıyorum!
boy howdy! expr. hadi be!
boy oh boy! expr. inanılmaz!
boy oh boy! expr. inanamıyorum!
oh boy! expr. inanamıyorum!
oh boy! expr. inanılmaz!
(boy,) is my face red! expr. çok utanıyorum
(boy,) is my face red! expr. çok utanç verici
(boy,) is my face red! expr. yüzüm kızarmış olmalı
I'm a big boy/girl now expr. ben büyüdüm artık
I'm a big boy/girl now expr. ben artık bebek/küçük bir çocuk değilim
boy howdy exclam. aman tanrım
boy howdy exclam. hadi be
boy howdy exclam. gözlerime inanamıyorum
boy oh boy exclam. aman tanrım
boy oh boy exclam. hadi be
boy oh boy exclam. gözlerime inanamıyorum
boy! exclam. aman tanrım!
boy! exclam. vay canına!
boy! exclam. vay anasını!
boy! exclam. vay be!
boy! exclam. hadi be!
boy, oh boy! exclam. aman tanrım!
boy, oh boy! exclam. vay canına!
boy, oh boy! exclam. vay anasını!
boy, oh boy! exclam. vay be!
boy, oh boy! exclam. hadi be!
boy, oh boy! exclam. aman tanrım!
boy, oh boy! exclam. vay canına!
boy, oh boy! exclam. vay anasını!
boy, oh boy! exclam. vay be!
boy, oh boy! exclam. hadi be!
how's my boy? exclam. nasılsın oğlum/adamım?
how's the boy? exclam. nasılsın oğlum/adamım?
Idioms
broth of a boy n. afacan çocuk
broth of a boy n. hareketli çocuk
broth of a boy n. enerjik çocuk
broth of a boy n. hiperaktif çocuk
broth of a boy n. ele avuca sığmayan çocuk
manic pixie dream boy n. (sinema ve edebiyatta) sevimli
manic pixie dream boy n. zeki ve aykırı erkek (yardımcı) karakter
peck's bad boy n. peck'in kötü/yaramaz çocuğu
peck's bad boy n. george wilbur peck'in yarattığı bir karakter
peck's bad boy n. afacan/ele avuca sığmaz çocuk/kişi
po' boy n. bir sandviç türü
po' boy n. (bütün) bir francala içine et veya deniz ürünleri ve diğer malzemeler konularak yapılan sandviç
po' boy n. 1929'da new orleans'ta grev yapan işçilere bölgedeki bir restoranın yapıp verdiği sandviç (poor boy'un kısaltılmışı)
po' boy n. öksüz doyuran sandviç
poor little rich girl/boy/kid n. (bazen alay yollu) zavallı küçük zengin kız/oğlan/çocuk
poor little rich girl/boy/kid n. (bazen alay yollu) mutsuz/zavallı zengin kız/oğlan/çocuk/çocuğu
powder boy n. barutçu çocuk
powder boy n. (eski zamanlarda) asıl görevi gemideki toplara barut taşımak olan delikanlı veya genç erkek
poor boy n. uzun sandviç
poor boy n. (bütün) bir ekmek/francala arasına yapılan sandviç
poor boy n. bütün bir francala içine et
poor boy n. peynir ve diğer malzemeler konularak yapılan sandviç
poor boy n. öksüz doyuran sandviç
golden boy n. altın çocuk
a golden boy n. altın çocuk
a backroom boy n. adsız kahraman
a mummy's boy n. ana kuzusu
a mama's boy n. ana kuzusu
a mother's boy n. ana kuzusu
mama's boy n. anasının kuzusu
a mummy's boy n. anasının kuzusu
mamma's boy n. anasının kuzusu
a mama's boy n. anasının kuzusu
a mother's boy n. anasının kuzusu
blue-eyed boy n. birinin gözbebeği
a wide boy n. dürüst olmayan yollarla para kazanmaya çalışan kimse
a wide boy n. dolandırıcı
old boy n. eski toprak
good old boy n. güvenilir kimse
good ole boy n. güvenilir arkadaş
a whipping boy n. günah keçisi
good old boy n. güvenilir arkadaş
the whipping boy n. günah keçisi
good ole boy n. güvenilir kimse
golden boy n. harika çocuk
wonder boy n. harika çocuk
good old boy n. iyi arkadaş
a backroom boy n. isimsiz kahraman
good ole boy n. iyi arkadaş
a rent boy n. jigolo
a mother's boy n. muhallebi çocuğu
wonder boy n. mucize çocuk
golden boy n. mucize çocuk
a mama's boy n. muhallebi çocuğu
mama's boy n. muhallebi çocuğu
a mummy's boy n. muhallebi çocuğu
mamma's boy n. muhallebi çocuğu
the blue-eyed boy in the office n. ofisin gözdesi
the fair-haired boy in the office n. ofisin gözdesi
a backroom boy n. perde arkasındaki adam
poster boy n. poster çocuğu
the boy next door n. sıradan adam
the boy next door n. sıradan biri
the boy next door n. sıradan kimse
the boy next door n. sıradan erkek
a mummy's boy n. süt çocuğu
a mother's boy n. süt çocuğu
a whipping boy n. şamar oğlanı
mamma's boy n. süt çocuğu
the whipping boy n. şamar oğlanı
a mama's boy n. süt çocuğu
mamma's boy n. süt kuzusu
a mother's boy n. süt kuzusu
whipping boy n. şamar oğlanı
mama's boy n. süt kuzusu
mama's boy n. süt çocuğu
poster boy n. tipik bir örneği
a rent boy n. tele erkek
a slip of a boy/girl n. ufak tefek zayıf genç erkek/kız
a wide boy n. vurguncu
a wide boy n. yolsuz
a blue-eyed boy n. gözde
a blue-eyed boy n. baş tacı
a blue-eyed boy n. birinin göz bebeği
a slip of a boy [old-fashioned] n. ufak tefek genç kız
a slip of a boy [old-fashioned] n. çıtı pıtı genç kız
golden boy n. altın çocuk
the old boy network n. aynı okuldan mezun kişilerin geliştirdiği birbirini gözetme ilişkisi/iletişim ağı/çevre
the old boy network n. aynı organizasyona/kuruma üye kişilerin
your blue-eyed boy [uk] n. baş tacı
your blue-eyed boy [uk] n. el bebek gül bebek
your blue-eyed boy [uk] n. gözde adam
your blue-eyed boy [uk] n. gözbebeği
your fair-haired boy [us] n. baş tacı
your fair-haired boy [us] n. el bebek gül bebek
your fair-haired boy [us] n. gözde adam
your fair-haired boy [us] n. gözbebeği
boy a pig a poke v. bilmeden veya incelemeden bir şeyi satın almak
be as happy as a sand boy v. ağzı kulaklarına varmak
go at something like a boy killing snakes v. dört elle sarılmak
go at like a boy killing snakes v. dört elle sarılmak
since adam was a boy adv. çok uzun zamandır/süredir
since adam was a boy adv. çok uzun zamandan beri/bu yana
since adam was a boy adv. fi tarihinden beri
man and boy expr. bütün hayatı boyunca
as happy as a sand boy expr. çok sevinçli
as happy as a sand boy expr. çok mutlu
as happy as a sand boy expr. havalara uçmuş
as happy as a sand boy expr. memnun
as happy as a sand boy expr. mutluluktan havalarda
(boy,) am I glad to see you! expr. (seni gördüğüme sevindim) iyi ki geldin
(boy,) is my face red! expr. yüzüm kızarmış mı!
every good boy deserves favor expr. baş harflerinden sol anahtarındaki notaları hatırlamak için uydurulmuş bir ipucu (e, g, b, d, f)
every good boy deserves food expr. baş harflerinden sol anahtarındaki notaları hatırlamak için uydurulmuş bir ipucu (e, g, b, d, f)
every good boy deserves fudge expr. baş harflerinden sol anahtarındaki notaları hatırlamak için uydurulmuş bir ipucu (e, g, b, d, f)
every good boy does fine expr. baş harflerinden sol anahtarındaki notaları hatırlamak için uydurulmuş bir ipucu (e, g, b, d, f)
Speaking
that's my boy n. aferin benim oğluma
that's my boy expr. aferin sana
there's a good boy expr. aferin oğluma
my boy friend expr. erkek arkadaşım
that's my boy expr. işte benim oğlum (aferin)
how's the boy? expr. nasılsın oğlum/adamım
my boy expr. oğlum
how's my boy? expr. nasılsın oğlum/adamım
when i was a little boy expr. küçük bir çocukken
do you have boy friend? expr. sevgilin var mı?
I have 2 siblings one is a girl and one is a boy expr. merhaba benim 2 tane kardeşim var birisi kız birisi erkek
I have 2 siblings one is a girl and one is a boy expr. merhaba benim 2 kardeşim var birisi kız birisi erkek
Chat Usage
who's that ugly boy next to you? expr. yanındaki şu çirkin çocuk kim?
Trade/Economic
news boy n. gazeteci çocuk
office boy n. ofis katibi
cash boy n. para taşıyıcı
delivery boy n. teslimatçı
yellow boy n. altın sikke
Tourism
bell boy n. karşılama görevlisi
bell boy n. oda hizmetçisi
page boy n. oda hizmetçisi
Technical
cabin boy n. kamarot
Textile
boy cut n. erkek kesim
boy shorts n. şort bikini altı
Marine
sailor boy n. gemici
cabin boy n. kamarot
deck boy n. miço
cabin boy n. miço
loblolly boy [uk] n. gemi revirinde çalışan erkek
sea boy n. miço
sea boy n. çok genç denizci
ship boy n. yolculara veya görevlilere hizmet etmesi için işe alınmış erkek
ship boy n. miço
ship's boy n. yolculara veya görevlilere hizmet eden erkek
ship's boy n. miço
Mining
bevin boy n. ikinci dünya savaşı sırasında ingiltere'de askere gitmek yerine kurayla kömür madeninde çalışması için seçilen genç erkek
Psychology
wild boy of aveyron n. aveyronlu vahşi çocuk
corner boy n. köşe çocuğu
Gastronomy
poor boy n. italyan sandviçi
poor boy n. fransız ekmeğinin arasına konan et, peynir, domates, soğan, marul ve çeşni ile yapılan sandviç
bus boy n. komi
po-boy n. po'boy sandviç
po-boy n. new orleans menşeli bir sandviç çeşidi
Botanic
black boy n. çim ağacı
Agriculture
tar boy [australia/new zeland] n. çiftlikte koyunları katranlayan çocuk
tar boy [australia/new zeland] n. koyun kırkılırken postuna katran süren çocuk
hopper boy n. un değirmeninde kullanılan döner tırmık
Social Sciences
teddy boy n. saldırgan ve suça meyilli genç
teddy boy n. kabadayı
teddy boy n. külhanbeyi
boot boy n. genellikle ağır botlar giyen çete üyesi
Education
college boy n. erkek öğrenci
head boy n. son sınıf öğrencilerinden seçilen okul temsilcisi
day boy n. yatısız öğrenci
old boy [uk] n. kolej mezunu (erkek)
old boy [uk] n. özel okul mezunu (erkek)
Literature
the boy who cried wolf n. yalancı çoban
History
teddy boy n. (1950'lerde ingiltere'de) VII. edward dönemi kıyafetleriyle dolaşan külhanbeyi
whipping boy n. genç bir prens veya asilzadeyle birlikte eğitim alıp onlar yerine cezalandırılan çocuk
Religious
boy bishop n. çocuk piskopos
Geography
boy river n. minnesota eyaletinde şehir