brace - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

brace

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "brace" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 104 résultat(s)

Anglais Turc
General
brace n. çift
brace n. iki
brace n. destekleme
brace n. köşebent
brace n. kuşak
brace n. bağ
brace n. kılıç
brace n. bağlama
brace n. pantolon askısı
brace n. dimdik duruş
brace n. fiziksel veya ruhsal yenilenme kaynağı
brace n. okçu kolluğu
brace n. (genellikle köpekler için kullanılır) çift
brace n. arma
brace n. bir çift av kuşu
brace n. at arabalarında kullanılan deri kayış
brace n. dikkat kesilmiş duruş
brace n. dik duruş
brace n. motivasyon kaynağı
brace n. moral kaynağı
brace v. hazırlamak
brace v. birbirine tutturmak
brace v. sağlamlaştırmak
brace v. raptetmek
brace v. sıkmak
brace v. canlandırmak
brace v. kuvvetlendirmek
brace v. desteklemek
brace v. zindeleştirmek
brace v. neşelendirmek
brace v. güçlendirmek
brace v. kışkırtmak
brace v. bağlamak
brace v. kuşaklamak
brace v. (birine) soru veya isteklerle yaklaşmak
brace v. tansiyonunu yükseltmek
brace v. gererek kullanıma hazırlamak
brace v. yay ipini kertiğe takmak
brace v. sıkıca yerleştirmek
brace v. ardı ardına soru ve eleştirilerle rahatsız etmek
brace v. azarlamak
brace v. paylamak
brace v. yakasına yapışmak
brace v. rahat vermemek
brace v. çarpma pozisyonu almak
brace v. sıkıca tutunmak
brace v. borç istemek
brace v. sadaka istemek
brace v. (polis) bir kimseyi durdurmak
Technical
brace n. bağlantı
brace n. destek
brace n. delgi kolu
brace n. el delgisi
brace n. gergi
brace n. karşılama kolu
brace n. kaşlı ayraç
brace n. köşebent
brace n. kuşak
brace n. kol
brace n. matkap kolu
brace n. payanda
brace n. takviye
brace n. mengene
brace n. kıskaç
brace n. çerçeveyi veya kirişi üçgen parçalara bölen ve bozulmayı önleyici payanda görevi gören malzeme parçası
brace n. gergi teli
brace n. gerginlik
brace v. sıkıca bağlamak
Computer
brace n. büyük parantez
brace n. çengelli parantez
brace n. kaşlı ayraç
brace n. küme ayracı
brace n. süslü ayraç
Informatics
brace n. kaşlı ayraç
Mechanic
brace n. el matkabı
Construction
brace n. kılıç
brace n. mesnet
brace v. bağlama vurmak
Automotive
brace n. gergi
Transportation
brace n. taşıma sırasında mal ve konteynerleri sabitlemek için kullanılan nesne
Marine
brace n. ayraç
brace n. büyük parantez
brace n. prasya
brace n. yatak istinadı
brace v. desteklemek
brace v. prasya etmek
brace v. sağlamlaştırmak
Medical
brace n. atel
Dentistry
brace n. diş teli
brace n. ortodontik braket
brace n. ortodontik bant
brace n. tel
Environment
brace n. destek bağı
Military
brace n. bir tür bekleme pozisyonu
brace n. koşum takımı
brace n. savaş hazırlığı
brace v. (asta) bekleme pozisyonu almasını emretmek
Football
brace n. tek oyuncu tarafından atılan iki gol
Music
brace n. davul kordonunu gerilimini değiştirmek için kayan deri halka
brace n. iki veya daha fazla nota çizgisini birleştiren dik çizgi
brace n. dik çizgiyle birleştirilen notalar
Archaic
brace n. bir uzunluk birimi
brace v. etrafını sarmak
brace v. çevrelemek

Sens de "brace" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 184 résultat(s)

Anglais Turc
General
knee brace n. göğüsleme
ratchet brace n. cırcır matkap
brace clamp n. köşebent
brace [obsolete] n. kol zırhı
brace [obsolete] n. koy girişi
royal brace n. kraliyet direğini sabitleyen destek
brace oneself for v. kendini bir şey için hazırlamak
brace oneself v. kendini hazırlamak
brace up v. kuvvetlendirmek
brace someone for something v. birini kötü bir habere hazırlamak
brace up v. neşelendirmek
re-brace v. yeniden bağlamak
re-brace v. yeniden birbirine tutturmak
re-brace v. yeniden sağlamlaştırmak
brace one's self v. enerjisini toplamak
brace [obsolete] v. kucaklamak
brace [obsolete] v. sarılmak
a brace of expr. bir çift
a brace of expr. iki (tane)
Phrasals
brace up v. tutturmak
brace up v. yapıştırmak
brace up v. eğreti/geçici bir şekilde onarmak
brace up v. geçici bir biçimde sağlamlaştırmak
brace up v. olumsuz bir duruma hazırlamak
brace up v. (bir şeye) destek yapmak
brace up v. kuvvetini/cesaretini toplamak
brace up v. toparlanmak
brace up v. silkinip toparlanmak
brace up v. cesaretlenmek
brace up v. cesaret almak
brace up v. güç almak
brace someone or something up v. birini/bir şeyi kuvvetlendirmek
brace someone or something up v. birini/bir şeyi tutturmak
brace someone or something up v. birini/bir şeyi sağlamlaştırmak
brace someone or something up v. birine/bir şeye destek yapmak
Idioms
splice the main brace v. içki içmek
brace oneself for v. kendini olumsuz bir şeye hazırlamak
brace yourself v. (kötü bir şeye) kendini hazırlamak
brace oneself for something v. sıkı tutunmak
brace oneself for something v. hazır olmak
brace oneself for something v. bir şeye karşı hazırlıklı olmak
brace oneself for something v. kendini bir şeye hazırlamak
in a brace of shakes expr. göz açıp kapayıncaya kadar
brace of shakes expr. anında
brace of shakes expr. göz açıp kapayıncaya kadar
brace of shakes expr. hemen
brace of shakes expr. hızlıca
brace of shakes expr. derhal
Speaking
brace yourself expr. sıkı dur
Law
brace for v. desteklemek
brace for v. güçlendirmek
Technical
mirror brace n. ayna mesnedi
spacer brace n. ara karşılama kolu
knee-brace n. bağlama dirseği
knee brace n. bağlama dirseği
cross brace n. çapraz bağlantı
cross brace n. çapraz kol
x-brace n. çapraz berkitme
ratchet brace n. cırcır matkap
towing brace n. çekme karşılama kolu
angle brace n. çapraz takviye
diagonal brace n. çapraz germe
diagonal brace n. çapraz bağlantı
cross brace n. çift çapraz bağlantı
x-brace n. çift çapraz bağlama
angle brace n. çapraz destek
brace bit n. delgi
hand brace n. el burgusu
brace and bit n. el matkabı ve ucu
attaching brace n. ekleme gergi kolu
safety brace n. emniyet arşılama kolu
hand brace n. el matkabı
knee brace n. eğik destek
brace and bit n. el matkabı
brace and bit n. el breyzi
hand brace n. el delgisi
bit brace n. el matkabı
knee brace n. göğüsleme
hand brace n. göğüs matkap kolu
angle brace n. göğüsleme
lifting brace n. kaldırma mesnedi
brace screw n. karşılama kolu vidası
brace section n. karşılama kolu bölümü
brace spring n. karşılama kolu yayı
brace block n. karşılama kolu bloğu
brace kit n. karşılama kolu kiti
lock brace n. kilit mesnedi
switch brace n. kontak mesnedi
strut tower brace n. kule gergisi
knee brace n. korkuluk payandası
protecting brace n. koruyucu mesned
wind brace n. kontrvantman
drill brace n. matkap kolu
tilt brace (bulldozer) n. mekanik tilt kolu
brace bit n. matkap
brace drill n. matkap kolu
ratchet brace n. mandallı el matkabı
knee brace n. paraçol
rail brace n. ray yatağı
wind brace n. rüzgar bağlaması
rail brace n. ray desteği
clamping brace n. sıkıştırma mesnedi
brace bolt n. somunlu cıvata
terminal brace n. uç mesnedi
lifting brace n. vinç halkası takviye demiri
spring brace n. yaylı karşılama kolu
towing brace n. yedekte çekme karşılama kolu
knee brace expr. eliböğründe
Computer
lower horizontal brace n. alt yatay süslü ayraç
double brace n. çift ayraç
missing close brace n. eksik parantez kapatma karakteri
missing close brace n. eksik kapatma parantezi
right brace n. sağ süslü ayraç
right brace n. sağ ayraç
left brace n. sol süslü ayraç
left brace n. sol ayraç
upper horizontal brace n. üst yatay süslü ayraç
Mechanic
brace wrench n. destek kollu anahtar
Textile
brace rod n. germe çubuğu
brace elastic n. pantolon askısı lastiği
bib and brace overall n. salopet
bib and brace n. bahçıvan iş tulumu
Construction
main brace n. ana kiriş
brace-lath n. besleme takozu
erection brace n. montaj desteği
re-brace v. (kiriş, destek vb. ile) yeniden güçlendirmek
Automotive
rear beam brace n. arka alt takviye çubuğu
wheel brace n. bijon anahtarı
speed brace n. fırdöndü kolu
seat brace n. koltuk gergisi
tower brace n. kule gergisi
strut brace n. kule gergisi
strut tower brace (stb) n. kule gergisi
strut brace n. motor bölümü gergisi
strut tower brace (stb) n. motor bölümü gergisi
roof brace n. tavan contası
roof brace n. tavan desteği
roof brace n. tavan bileziği
Transportation
thorough brace n. at arabasının önünden arkasına uzanan ve arabayı destekleyip yay görevi gören deri bantlardan her biri
thorough-brace n. at arabasının önünden arkasına uzanan ve arabayı destekleyip yay görevi gören deri bantlardan her biri
Aeronautic
brace position n. acil durum inişi için iniş/çarpışma pozisyonu
brace position n. çarpışma pozisyonu
brace position n. çarpışma pozisyonu
brace for impact n. çarpışmaya hazırlıklı olun
brace for impact n. çarpışmaya hazır olun
brace for impact v. (uçakta) çarpmaya/düşmeye hazırlanmak
assume a brace or crash position v. (uçakta) çarpmaya/düşmeye hazırlanmak
brace for impact expr. çarpışmaya hazırlanın
brace for impact expr. çarpışma için hazırlanın
brace for impact! expr. (uçakta) çarpmaya/düşmeye hazırlanın!
Marine
main brace n. ana güverte
main brace n. mayistra prasyası
brace bumpkin n. ana destek blokları için kıç omuzluğundan uzanan bumba
counter brace n. sobra
counter brace n. serenleri ters yönde prasya etme
brace a yard v. prasya vasıtasıyla yatay olarak hareket ettirmek
brace about v. yelkenli geminin dümen ve rüzgar etkisiyle gittiği yönü tersine döndürmek
brace in v. prasyanın yönünü değiştirerek döndürmek
brace sharp v. prasyaları mümkün olan en eğik konuma getirmek
brace to v. prasyayı gevşeterek (sereni) açmak
brace up v. (prasyayı) geminin omurgasına yakınlaştırmak
brace up sharp v. (sereni) gemi donanımının izin verdiği kadar döndürmek
splice the main brace v. ana güverteyi içkilerle donatmak
splice the main brace v. özel bir olayı içerek kutlamak
splice the main brace v. verilen emekleri içerek kutlamak
splice the main brace v. ana pırasyayı donatmak
brace aback [dated] v. rüzgarın yelkenlere önden gelmesini sağlayarak gemiyi yavaşlatmak
brace abox [dated] v. rüzgarın yelkenlere dik gelmesini sağlayarak gemiyi durdurmak
brace around [dated] v. başka yöne gitmek veya rüzgarın değişimine uyum sağlamak için yelkenlerin yönünü değiştirmek
brace by v. yelkenleri ters yöne çevirerek geminin durmasını sağlamak
brace round [dated] v. başka yöne gitmek veya rüzgarın değişimine uyum sağlamak için yelkenlerin yönünü değiştirmek
Mining
brace [uk] n. şaft ağzı
Medical
neck brace n. boyunluk
knee brace n. dizlik
back brace n. sırt korsesi
Dentistry
dental brace n. diş teli
Physiology
ankle brace n. ayak bileğini güçlendirmek için giyilen destek
Botanic
brace root n. (özellikle mısırda) destek kökü
Apiculture
brace-comb n. petekleri birbirine bağlayan mum
Football
score a brace v. bir maçta iki gol atmak
bag a brace v. bir maçta iki gol atmak
Engineering
tension brace n. yapıdaki gerilime dayanması için tasarlanmış mesnet veya eleman
counter brace n. çerçeveli yapıda ana desteğin dayandığı karşıt yönlü destek
British Slang
brace and bit v. sıçmak