cards - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

cards

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "cards" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 6 résultat(s)

Anglais Turc
General
cards n. kart
cards n. işverenin bulundurduğu çalışana ait sigorta ve diğer evraklar
Trade/Economic
cards n. amerika'da kredi kartı alacak hesapları ile desteklenen dönen nitelikteki sertifikalar
Computer
cards n. kartlar
Card
cards n. iskambil kağıtları
cards n. iskambil oyunu

Sens de "cards" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 344 résultat(s)

Anglais Turc
General
deck of cards n. iskambil destesi
visiting cards n. kartvizitler
playing cards n. iskambil
deck of cards n. iskambil
green cards n. yeşil kart
a pack of cards n. iskambil destesi
credit cards n. kredi kartları
house of cards n. derme çatma şey
pack of cards n. iskambil
cards countries n. arnavutluk, bosna hersek, hırvatistan, kosova, sırbistan karadağ, makedonya ve yugoslavya
bank credit cards n. banka kredi kartları
identification cards n. kimlik kartları
house of cards n. dayanıksız iş
greeting cards n. tebrik kartları
business cards n. kartvizitler
birthday cards n. doğum günü kartları
playing cards n. oyun kağıtları
tarot cards n. tarot kartları
taror cards n. tarot kartı
put the cards on the table v. kartları masaya sermek
be on the cards v. muhtemel olmak
shuffle the cards v. kağıtları karmak
lay the cards on the table v. fikirlerini açıkça söylemek
lay the cards on the table v. dürüst ve açık olmak
put all the cards on the table v. düşüncelerini açıkça söylemek
play cards v. iskambil oynamak
lay the cards on the table v. kartlarını açmak
play one's cards well v. kozunu iyi oynamak
put the cards on the table v. fikirlerini açıkça söylemek
put the cards on the table v. düşüncelerini açıkça söylemek
put the cards on the table v. dürüst ve açık olmak
play one's cards well v. kartlarını iyi oynamak
play cards v. kağıt oynamak
print business cards v. kart basmak
count the cards v. kart saymak
shuffle the cards v. oyun kartı karıştırmak
shuffle the cards v. oyun kağıdı karıştırmak
shuffle a deck of cards v. kart karıştırmak
shuffle a deck of cards v. oyun kağıdı karıştırmak
shuffle a deck of cards v. kartları karıştırmak
shuffle a deck of cards v. oyun kartı karıştırmak
shuffle the cards v. kart karıştırmak
shuffle the cards v. kartları karıştırmak
cancel one’s credit cards v. kredi kartlarını iptal ettirmek
collect the cards v. kartları toplamak
take credit cards v. kredi kartı geçmek/geçerli olmak
take one's credit cards v. parayı/ödemeyi kredi kartından çekmek/almak
take one's credit cards v. kredi kartından ödemeyi/parayı almak/çekmek
take credit cards v. kredi kartı kabul etmek
credit cards accepted v. kredi kartı geçmek/geçerli olmak
cut the cards v. iskambil destesini karmak
Phrases
the cards beat all the players expr. hep şanslı/başarılı olamazsın
the cards beat all the players expr. zar hep düşeş gelmez
the cards beat all the players expr. zar zoru yıkar
it is quite on the cards that expr. olabilir ki
it is quite on the cards that expr. mümkündür ki
Colloquial
a house of cards n. başarısızlığa mahkum plan
a house of cards n. boş iş
a house of cards n. göz boyayıcı ve değersiz şey
a house of cards n. hayali şey
a house of cards n. iskambil ev
a house of cards n. iskambil kule
unlucky at cards, lucky in love expr. kumarda kaybeden aşkta kazanır
lucky at cards, unlucky in love expr. kumarda kazanan aşkta kaybeder
Idioms
several cards short of a full deck n. ahmak
several cards short of a full deck n. aptal
several cards short of a full deck n. salak
a house of cards n. zayıf/güvenilmeyecek bir plan
a house of cards n. sağlam olmayan bir plan
a house of cards n. kolayca dağılıp gidecek bir plan
a house of cards n. temelsiz bir plan
a house of cards n. abartılmış/fos bir plan
a house of cards n. pamuk ipliğine bağlı bir plan
counting cards n. kart sayma
get one's cards v. çıkışını almak
get one's cards v. işten kovulmak
have the cards in one's own hands v. kazanan ata oynamak
play one's cards v. başarmak
play snow one's cards v. tuzaklarını düşmana açık etmek
play one's cards v. fırsatları değerlendirmek
play one's cards v. planını uygulamak
play one's cards v. kartlarını oynamak
go in with good cards v. (bir görüşmeye, sınava) başarı beklentisiyle girmek
go in with good cards v. elinde iyi kartlarla bir işe girişmek
reveal (one's) cards v. elindeki kartları açık etmek
reveal (one's) cards v. kartlarını açmak
reveal (one's) cards v. gizli tuttuğu bilgileri ortaya dökmek
show (one's) cards v. elindeki kartları açık etmek
show (one's) cards v. kartlarını açmak
show (one's) cards v. gizli tuttuğu bilgileri ortaya dökmek
shuffle the cards v. reorganizasyona gitmek
shuffle the cards v. çalışanların bölümlerini değiştirmek
shuffle the cards v. oyuncuların yerlerini değiştirmek
shuffle the cards v. desteyi karmak
stack the cards in the favor of (someone or something) v. (başkasına karşı birine) haksız kazanç veya avantaj sağlamak
stack the cards in the favor of (someone or something) v. düzen veya avantaj (başkasına göre birinden) yana olmak
play one's cards close to one's chest v. açık davranmamak
keep one's cards close to one's vest v. açık davranmamak
keep one's cards close to one's chest v. açık davranmamak
play one's cards close to one's vest v. açık davranmamak
lay one's cards on the table v. açık oynamak
put one's cards on the table v. açık oynamak
play one's cards well v. avantajı değerlendirmek
stack the cards v. hile yapmak
put one's cards on the table v. gizlisi saklısı olmamak
keep one's cards close to one's chest v. gizli tutmak
hold one's cards close to one's chest v. gizli tutmak
lay one's cards on the table v. gizlisi saklısı olmamak
be in the cards v. eli kulağında olmak
be on the cards v. eli kulağında olmak
play one's cards badly v. elindeki kozu kötü kullanmak
play one's cards well v. elindeki kozu iyi kullanmak
stack the cards against v. engellemek
play one's cards close to one's chest v. gizli tutmak
play one's cards close to one's vest v. ne planladığını anlatmamak
play one's cards close to one's chest v. ne planladığını anlatmamak
keep one's cards close to one's chest v. ne planladığını anlatmamak
play one's cards right v. kozunu iyi kullanmak
play one's cards well v. kozunu iyi kullanmak
lay the cards on the table v. kartlarını açmak
hold one's cards close to one's chest v. kapalı oynamak
hold one's cards close to one's chest v. ne planladığını anlatmamak
keep one's cards close to one's vest v. kapalı oynamak
play one's cards right v. kozunu iyi oynamak
keep one's cards close to one's chest v. kapalı oynamak
play one's cards close to one's vest v. kapalı oynamak
keep one's cards close to one's vest v. ne planladığını anlatmamak
play one's cards well v. kozunu iyi oynamak
play one's cards close to one's chest v. kapalı oynamak
place one's cards on the table v. kartlarını açık oynamak
have the cards stacked against one v. şans kendinden yana olmamak
keep one's cards close to one's vest v. saman altından su yürütmek
keep one's cards close to one's chest v. saman altından su yürütmek
have the cards stacked against one v. şansı yaver gitmemek
play one's cards close to one's vest v. saman altından su yürütmek
have the cards stacked against one v. şans yüzüne gülmemek
play one's cards close to one's chest v. saman altından su yürütmek
lay one's cards on the table v. teklifsiz olmak
hold all the cards v. tüm kozları elinde bulundurmak
have all the cards v. tüm kozlar elinde olmak
put one's cards on the table v. teklifsiz olmak
hold all the cards v. tüm kozlar elinde olmak
stack the cards in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
stack the cards in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinden/bir şeyden) yana ayarlamak
stack the cards in the favor of (someone or something) v. sadece (birinin/bir şeyin) yararına yapmak/çevirmek
stack the cards in the favor of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) daha avantajlı kılmak
stack the cards in the favor of (someone or something) v. durumu sadece (birine/bir şeye) göre olacak şekilde ayarlamak
stack the cards in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek
stack the cards in the favor of (someone or something) v. kartları (birine/bir şeye) göre dağıtmak
stack the cards in the favor of (someone or something) v. durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek
stack the cards in the favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) hak etmediği şekilde avantajlı olmasını sağlamak
stack the cards (against someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı hile yapmak
be several cards short of a (full) deck v. birkaç tahtası eksik olmak
be several cards short of a (full) deck v. pek zeki olmamak
be several cards short of a (full) deck v. pek kafası çalışmamak
be several cards short of a (full) deck v. aklı noksan olmak
be several cards short of a full deck v. birkaç tahtası eksik olmak
be several cards short of a full deck v. pek zeki olmamak
be several cards short of a full deck v. pek kafası çalışmamak
be several cards short of a full deck v. aklı noksan olmak
lay one's cards on the table v. tamamen açık oynamak/olmak
lay one's cards on the table v. kartlarını açmak
lay one's cards on the table v. kartları masaya sermek
lay one's cards on the table v. dürüst ve açık olmak
lay one's cards on the table v. gizlisi saklısı olmamak
put one's cards on the table v. tamamen açık oynamak/olmak
put one's cards on the table v. kartlarını açmak
put one's cards on the table v. kartları masaya sermek
put one's cards on the table v. dürüst ve açık olmak
put one's cards on the table v. gizlisi saklısı olmamak
count cards v. kart saymak
get your cards v. çıkışını almak
get your cards v. işten kovulmak
have the cards stacked against v. şansı yaver gitmemek
have the cards stacked against v. şans (birinden) yana olmamak
have the cards stacked against v. şans yüzüne gülmemek
have the cards stacked against (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) şansı yaver gitmemek
have the cards stacked against (someone or something) v. şans (birinden/bir şeyden) yana olmamak
have the cards stacked against (someone or something) v. şans (birinin/bir şeyin) yüzüne gülmemek
have the cards stacked up against (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) şansı yaver gitmemek
have the cards stacked up against (someone or something) v. şans (birinden/bir şeyden) yana olmamak
have the cards stacked up against (someone or something) v. şans (birinin/bir şeyin) yüzüne gülmemek
keep your cards close to your chest v. açık davranmamak
keep your cards close to your chest v. gizli tutmak
keep your cards close to your chest v. kapalı oynamak
keep your cards close to your chest v. ne planladığını anlatmamak
keep your cards close to your chest v. saman altından su yürütmek
play your cards close to your chest v. açık davranmamak
play your cards close to your chest v. gizli tutmak
play your cards close to your chest v. kapalı oynamak
play your cards close to your chest v. ne planladığını anlatmamak
play your cards close to your chest v. saman altından su yürütmek
keep your cards close to your vest v. açık davranmamak
keep your cards close to your vest v. gizli tutmak
keep your cards close to your vest v. kapalı oynamak
keep your cards close to your vest v. ne planladığını anlatmamak
keep your cards close to your vest v. saman altından su yürütmek
play your cards close to your vest v. açık davranmamak
play your cards close to your vest v. gizli tutmak
play your cards close to your vest v. kapalı oynamak
play your cards close to your vest v. ne planladığını anlatmamak
play your cards close to your vest v. saman altından su yürütmek
keep/hold/play your cards close to your chest v. açık davranmamak
keep/hold/play your cards close to your chest v. gizli tutmak
keep/hold/play your cards close to your chest v. kapalı oynamak
keep/hold/play your cards close to your chest v. ne planladığını anlatmamak
keep/hold/play your cards close to your chest v. saman altından su yürütmek
lay your cards on the table v. açık oynamak
lay your cards on the table v. gizlisi saklısı olmamak
lay your cards on the table v. teklifsiz olmak
lay your cards on the table v. tamamen açık oynamak/olmak
lay your cards on the table v. kartlarını açmak
lay your cards on the table v. kartlarını masaya sermek
lay your cards on the table v. dürüst ve açık olmak
put your cards on the table v. açık oynamak
put your cards on the table v. gizlisi saklısı olmamak
put your cards on the table v. teklifsiz olmak
put your cards on the table v. tamamen açık oynamak/olmak
put your cards on the table v. kartlarını açmak
put your cards on the table v. kartlarını masaya sermek
put your cards on the table v. dürüst ve açık olmak
play cards close to chest v. açık davranmamak
play cards close to chest v. kapalı oynamak
play cards close to chest v. ne planladığını anlatmamak
play cards close to chest v. saman altından su yürütmek
play cards right v. kozunu iyi kullanmak
play cards right v. kozunu iyi oynamak
play your cards right [uk] v. kozunu iyi kullanmak
play your cards right [uk] v. kozunu iyi oynamak
keep/hold/play your cards close to your chest v. niyetini gizlemek
keep/hold/play your cards close to your chest v. niyetini belli etmemek
the cards are stacked in favor of (someone or something) expr. kartlar/şans (birinden) yana
the cards are stacked in favor of (someone or something) expr. şansı yaver gidiyor
the cards are stacked in favor of (someone or something) expr. (birinin) kazanma şansı/olasılığı daha yüksek
the cards beat all the players [obsolete] expr. şansın karşısında bütün oyuncular önünde sonunda kaybeder
the cards beat all the players [obsolete] expr. en usta oyuncu bile bir gün kaybeder
the cards beat all the players [obsolete] expr. en usta oyuncunun bile kaderinde bir gün kaybetmek vardır
the cards beat all the players [obsolete] expr. şans en iyi oyuncuyu bile bir gün alt eder
few cards short of a deck expr. aklı noksan
few cards shy of a full deck expr. aklı noksan
several cards short of a full deck expr. bir tahtası eksik
on the cards expr. hesapta var
be in the cards expr. ha oldu ha olacak
be on the cards expr. ha oldu ha olacak
on the cards expr. eli kulağında
in the cards expr. eli kulağında
on the cards expr. ha oldu ha olacak
in the cards expr. olası
in the cards expr. oldu olacak
on the cards expr. olabilir
on the cards expr. olası
on the cards expr. oldu olacak
in the cards expr. muhtemel
on the cards expr. olanaklı
on the cards expr. olması mümkün
the cards are stacked against somebody expr. şansın birisinden yana olmaması
few cards shy of a full deck expr. tahtası noksan
few cards short of a deck expr. tahtası noksan
few cards short of a deck expr. tahtası eksik
few cards shy of a full deck expr. tahtası eksik
the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr. her şey (birinin/bir şeyin) lehine
the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr. tüm şartlar (birinin/bir şeyin) başarılı olması için uygun
the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr. tüm şartlar (birinin) bir şeyin lehine
the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr. (birinin/bir şeyin) şartları başarmak için çok uygun
the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr. (biri/bir şey) başarmak için tüm şartlara sahip
the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr. kartlar/şans (birinden/bir şeyden) yana
the cards are stacked in (someone's or something's) favor expr. (birinin/bir şeyin) bu şartlarda başarılı olma olasılığı çok yüksek
the cards beat all the players [obsolete] expr. kader konuşunca insan susar
the cards beat all the players [obsolete] expr. son sözü kader söyler
cards are stacked against expr. karşısında birçok zorluk/engel olma
cards are stacked against expr. her şey aleyhinde olma
cards are stacked against (one) expr. şans (birinden) yana değil
cards are stacked against (one) expr. her şey (birinin) karşısında/aleyhinde
the cards are stacked against (someone or something) expr. durum/şans (birinden/bir şeyden) yana değil
the cards are stacked against (someone or something) expr. durum (birinin/bir şeyin) lehine değil
the cards/odds are stacked against somebody/something expr. durum/şans/ihtimaller (birinden/bir şeyden) yana değil
the cards/odds are stacked against somebody/something expr. durum/ihtimaller (birinin/bir şeyin) lehine değil
Speaking
we accept all major credit cards expr. belli başlı tüm kredi kartlarını kabul ediyoruz
if you play your cards right expr. kozlarını doğru oynarsan
why do the cards have holes in them? expr. kartların üzerinde niye delik var?
why do the cards have holes in them? expr. kartların üzerinde neden delik var?
Trade/Economic
bank credit cards n. banka kredi kartları
smart credit cards n. hafızalı kredi kartları
receivables from credit cards n. kredi kartlarından alacaklar
credit cards limit commitments n. kredi kartları harcama limiti taahhütleri
fees of the credit cards n. kredi kartına uygulanan ücretler
payables to credit cards n. kredi kartlarından borçlar
corporate credit cards n. kurumsal kredi kartları
corporate credit cards under follow up n. takipteki kurumsal kredi kartları
Law
bank cards and credit cards law n. banka kartları ve kredi kartları kanunu
forgery of identification cards, birth certificates, passports, licences, certificates, testimonials and declarations n. hüviyet cüzdanı, nüfus tezkeresi, pasaport, ruhsatname, ilmuhaber, şahadetname ve beyannamelerde sahtekarlık
Advertising
advertising cards n. reklam kartları
Technical
apron cards n. apron kartları
heading cards n. başlık kartları
job control cards n. iş denetim kartları
mark-sense cards n. işaret algılama kartları
integrated circuits cards with contacts n. kontaklı entegre devre kartları
machine readable cards n. makine tarafından okunabilir kartlar
program cards n. program kartları
integrated circuits cards with contacts n. temaslı bütünleşik devreli kartlar
contactless integrated circuit cards n. temassız bütünleşik devre kartı
10-fingerprint cards n. 10 parmak izi kartları
Computer
address cards n. adres kartları
net cards n. ağ kartları
smart cardssmart cards n. akıllı kartlar
smart cards n. akıllı kartlar
reminder cards n. anımsatıcı kartlar
heading cards n. başlık kartları
security architecture of financial transaction systems using integrated circuit cards n. bütünleşik devre kartı kullanan finansal işlem sistemlerinin güvenlik mimarisi
get well cards n. geçmiş olsun kartları
memory cards n. hafıza kartları
sympathy cards n. iyi niyet kartları
job control cards n. iş denetim kartları
cards left n. kalan kart
program cards n. program kartları
romance cards n. romantik kartlar
sound cards n. ses kartları
thank you cards n. teşekkür kartları
holiday cards n. tatil kartları
I'm sorry cards n. üzgünüm kartları
cue cards n. yardım kartları
net cards to install n. yüklenecek ağ kartları
time cards n. zaman çizelgeleri
time cards n. zaman çizelgesi
show cards expr. kağıtları göster
select 3 cards expr. 3 kart seç
Telecom
contactless cards n. temassız kartlar
Textile
jacquard-cards n. jakar kartonu
dobby cards n. jakar kartonu
worsted and woolen cards n. kamgarn ve strayhgarn taraklar
Education
maintenance cards n. bakım kartı
Card
playing cards n. oyun kağıdı
stock cards v. kartları hile amacıyla belirli bir sıraya dizmek
Archaic
pack cards v. komplo kurmak
pack cards v. gizlice anlaşmak
pack cards v. birlikte planlamak
Slang
a few cards short of a (full) deck n. tahtası eksik/noksan
a few cards short of a (full) deck n. kafadan kontak
a few cards short of a (full) deck n. kırık
a few cards short of a (full) deck n. üşütük
Modern Slang
all of my cards are on the table expr. tüm kartlarım açık
all of my cards are on the table expr. her şeyim ortada
all of my cards are on the table expr. gizlim saklım yok
Star Wars
wernian game cards n. wernianlı oyun kartları