cow - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

cow

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "cow" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 24 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
cow n. inek
General
cow n. manda
cow v. korkutmak
cow v. posta koymak
cow v. sindirmek
cow v. yıldırmak
cow v. zorla getirmek
cow v. gözünü korkutmak
cow v. kısa kesmek
cow v. yarıda kesmek
Mining
cow n. fren
cow n. takoz
Gastronomy
cow n. inek
cow n. inek eti
cow n. sığır eti
cow n. dana eti
Zoology
cow n. dişi büyük hayvan
Slang
cow n. sevimsiz kimse
cow n. manda gibi tip
cow n. orospu
cow n. süt
cow n. çok çocuklu kadın
cow n. sık hamile kalan kadın
British Slang
cow n. fahişe

Sens de "cow" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 320 résultat(s)

Anglais Turc
General
cow bell n. inek çıngırağı
mad cow n. deli dana
milch cow n. sağmal inek
cow hand n. sığırtmaç
cow hand n. sığır çobanı
cow shark n. bozcamgöz
sea cow n. denizayısı
sacred cow n. eleştirilemez kurum
sacred cow n. küçümsenmemesi gereken düşünce
sacred cow n. yargılanılmaması gereken düşünce
cow pie n. tezek
cow chip n. tezek
cow dung n. tezek
cow dung cake n. tezek
cow dung n. sığır pisliği
cow manure n. inek gübresi
cow meat n. inek eti
cow cart n. inek arabası
baby cow n. inek yavrusu
cow print n. inek deseni
cow [scotland] n. süpürge çalısı
cow [scotland] n. süpürge dalı
cow [scotland] n. çalı süpürgesi
cow [scotland] n. cüce cin
cow [scotland] n. öcü
cow [scotland] n. korku
cow [scotland] n. panik
cow [dialect] [uk] n. baca külahı
cow bail n. kefaletle serbest kalma
cow pillow n. (hindistan'da kullanılan) silindir şeklinde geniş yastık
cow tipping n. (ayakta uyuyan ineği) yandan ittirerek devirme
cow town n. (kuzey amerika'nın batısında) sığır yetiştiriciliği yapılan küçük kasaba
prize cow n. ödül inek
cow somebody into v. mecbur etmek
cow somebody into v. zorlamak
milk the cow v. inek sağmak
milk the cow v. süt sağmak
cow [scotland] v. geride bırakmak
cow [scotland] v. aşmak
Phrasals
cow (someone) into (something) v. (birini bir şeye) mecbur etmek
cow (someone) into (something) v. (birini bir şeye) zorlamak
cow (someone) into (something) v. (birine bir şey) için baskı yapmak
cow into v. -e mecbur etmek
cow into v. '-e zorlamak
cow into v. için baskı yapmak
Proverb
why buy a cow when milk is so cheap maşa varken elimi niye ateşe sokayım
why buy a cow when you can get milk for free bedava bulabiliyorsam neden para vereyim
why buy a cow when you can get milk for free nerede beleş oraya yerleş
why buy a cow when milk is so cheap nerede beleş oraya yerleş
why buy a cow when milk is so cheap bedava bulabiliyorsam neden para vereyim
why buy a cow when you can get milk for free maşa varken elimi niye ateşe sokayım
Colloquial
a sacred cow n. dokunulmaz şey/kimse
a sacred cow n. eleştirilemez kimse
a sacred cow n. eleştirilemez kurum
a sacred cow n. kutsal inek
cow college n. tarım üniversitesi
cow college n. tarım alanında eğitim veren üniversite
cow college n. eğitiminin büyük kısmını ziraate ayıran üniversite
cow college n. pek adı duyulmadık, küçük taşra üniversitesi
cow college n. taşra üniversitesi
cow college n. pek adı duyulmamış, küçük taşra üniversitesi
cow college n. taşra üniversitesi
cow college n. tarım alanında eğitim veren üniversite
cow college n. eğitiminin büyük kısmını ziraate ayıran üniversite
cow doots n. inek dışkısı
cow doots n. inek gübresi
cow doots n. inek boku
cow-doots n. inek dışkısı
cow-doots n. inek gübresi
cow-doots n. inek boku
cow plop n. inek dışkısı
cow plop n. inek gübresi
cow plop n. inek boku
cow doots n. inek dışkısı
cow doots n. inek boku
cow doots n. mayıs (inek pisliği)
cow doots n. inek pisliği
cow-doots n. inek dışkısı
cow-doots n. inek boku
cow-doots n. mayıs (inek pisliği)
cow-doots n. inek pisliği
milch cow n. kolay elde edilen başarının kaynağı
cow [uk] n. sığır eti
cow [uk] n. et
cow [uk] n. dana eti
cow town n. sıkıcı şehir
cow town n. bayık kasaba
cow town n. köhne yerleşim yeri
cow-spanker [new zealand] n. mandıracı
how now brown cow expr. (yoğurdu sarımsakladın mı sarımsaklamadın mı benzeri) tekerlemelerden esinlenilen şaka yollu bir selamlama sözü
how now, brown cow? expr. (yoğurdu sarımsakladın mı sarımsaklamadın mı benzeri) tekerlemelerden esinlenilen şaka yollu bir selamlama sözü
how now, brown cow? expr. n'aber, ne var ne çok?
holy cow! expr. vay anasını!
how now brown cow expr. ses egzersizi olarak doğan şaka yollu selamlama (how are you ne var yu)
how now, brown cow? expr. ses egzersizi olarak doğan şaka yollu selamlama "how are you ne var yu"
Idioms
cow college n. tarım alanında eğitim veren üniversite
cow college n. eğitiminin büyük kısmını tarıma ayıran üniversite
cow college n. pek adı duyulmadık, küçük taşra üniversitesi
cow college n. taşra üniversitesi
a cash cow n. bir firmaya çok fazla para kazandıran ürün
cash cow n. çok para getiren karlı iş
cow flop n. inek boku
cow pie n. inek boku
cow patty n. inek boku
cow chip n. inek boku
a cash cow n. karlı iş
the tune the old cow died of n. yaşlı ineği öldüren nağme
the tune the old cow died of n. gerçek yardım yerine tavsiye ve şikayet sunma
the tune the old cow died of n. yardım etmek yerine eleştirip durma
the tune the old cow died of n. sürekli şikayet edip hiçbir şey yapmama
the tune the old cow died of n. nasihatler verip elini taşın altına koymama
the tune the old cow died of n. boş boş nasihat verme
have a cow v. dinden imandan çıkmak
have a cow v. çok sinirlenmek
have a cow v. küplere binmek
cow into submission v. korkutarak teslim almak
cow into submission v. korkutarak bırakmasını sağlamak
cow into submission v. sindirmek
rain like a cow pissing on a flat rock v. bardaktan boşanırcasına yağmak
rain like a cow pissing on a flat rock v. çok şiddetli yağmur yağmak
rain like a cow pissing on a flat rock v. yoğun bir şekilde yağmur yağmak
rain like a cow pissing on a flat rock v. aşırı yağmur yağmak
inflate a cow v. atıp tutmak
inflate a cow v. yüksekten atmak
inflate a cow v. atmak
inflate a cow v. palavra atmak
as awkward as a cow on a crutch expr. aşırı sakar
as awkward as a cow on roller skates expr. aşırı sakar
awkward as a cow on a crutch expr. aşırı sakar
awkward as a cow on roller skates expr. aşırı sakar
a cow on roller skates expr. çok sakar
as awkward as a cow on roller skates expr. çok beceriksiz
awkward as a cow on roller skates expr. çok beceriksiz
as awkward as a cow on a crutch expr. çok beceriksiz
awkward as a cow on a crutch expr. çok beceriksiz
as awkward as a cow on a crutch expr. çok sakar
as awkward as a cow on roller skates expr. çok sakar
awkward as a cow on roller skates expr. çok sakar
awkward as a cow on a crutch expr. çok sakar
like a cow looking at a new gate expr. öküzün trene baktığı gibi
how the cow ate the cabbage [us] expr. işin aslı
how the cow ate the cabbage [us] expr. işin gerçeği
how the cow ate the cabbage [us] expr. acı gerçek
how the cow ate the cabbage [us] expr. işin gerçek/iç yüzü
how the cow ate the cabbage [us] expr. katıksız gerçek
how the cow ate the cabbage [us] expr. işlerin nasıl yapılması gerektiğini gösterme
how the cow ate the cabbage [us] expr. yol yordam öğretme
how the cow ate the cabbage [us] expr. disipline sokma
how the cow ate the cabbage [us] expr. disipline etme
Speaking
moo-cow n. (çocuk dilinde) inek
moo-cow n. inekçik
don't have a cow! expr. panik yapma!
don't have a cow! expr. sakin ol!
Trade/Economic
cash cow n. ana gelir kaynağı
cash cow n. bir firmaya çok fazla para kazandıran ürün
cash cow n. sağmal inek
Technical
cow gum n. solvent bazlı lateks yapıştırıcı
Railway
cow catcher n. lokomotif mahmuzu
Marine
cow hitch n. kötü kazık bağı
Medical
mad cow disease n. deli dana hastalığı
mad-cow disease n. deli dana hastalığı
intramammary infusion dry cow n. kuru dönem meme içi infüzyon
intramammary infusion lactating cow n. sağmal dönem meme içi infüzyon
mad-cow disease n. sığır sponjiform ensefalopatisi
Veterinary
downer cow syndrome n. yatalak sendromu
springing cow n. buzağılamak üzere olan inek
Food Engineering
cow pea n. börülce
Gastronomy
cow pea n. börülce
cow parsley n. frenk maydanozu
black cow [dialect] n. kök birası ve vanilyalı dondurma ile yapılan köpüklü bir içecek
black cow n. çikolatalı süt
brown cow [south african] n. kola ve süt karıştırılarak yapılan bir içecek
Biology
mad cow disease n. deli dana hastalığı
Marine Biology
sea cow n. deniz ineği
cow-nosed ray n. çiçuna
cow-nosed ray n. kuzey amerika kıyılarında yaşayan büyük bir vatoz
steller's sea cow n. deniz ineği
steller's sea cow n. suda yaşayan memeliler cinsinde yer alan nesli tükenmiş bir hayvan
cow shark n. boz camgöz
cow-pilot (pomacentrus saxatilis) n. florida ve batı hint adaları'nda görülen bir mercan kayalığı balığı
a whale cow n. dişi balina
a whale cow n. anne balina
Zoology
asian sea cow n. asya deniz ineği
steller's sea cow (hydrodamalis gigas) n. steller deniz ineği
steller's sea cow n. steller deniz ineği
Botanic
cow itch vine n. acem borusu
cow lily (nuphar advena) n. kuzey amerika'ya özgü, geniş yaprakları ve küre şeklinde sarı çiçekleri olan bir nilüfer
cow itch tree n. kaşık ağacı hatmisi
cow itch tree n. norfolk adası hatmisi
cow parsnip n. tavşancıl otu
cow parsley n. yabani frenk maydanozu
cow parsley n. eski dünya'dan kuzey amerika'nın doğusuna getirilmiş kaba iki yıllık bir ot
cow oak (quercus montana) n. kestane meşesi
cow oak (quercus prinus) n. kestane meşesi
cow parsnip (heracleum sphondylium) n. çayır tavşancıl otu
cow parsnip (heracleum sphondylium) n. tavşancıl otu
cow parsnip (heracleum sphondylium) n. öğrek otu
cow parsnip (heracleum sphondylium) n. kamşam
cow parsnip (heracleum sphondylium) n. heracleum cinsi bir bitki
cow parsnip (heracleum lanatum) n. çayır tavşancıl otu
cow parsnip (heracleum lanatum) n. tavşancıl otu
cow parsnip (heracleum lanatum) n. öğrek otu
cow parsnip (heracleum lanatum) n. kamşam
cow parsnip (heracleum lanatum) n. heracleum cinsi bir bitki
cow cockle (vaccaria hispanica) n. ekinebesi
cow cockle (vaccaria hispanica) n. inekotu
cow cockle (vaccaria hispanica) n. çiçekli bir bitki
cow parsnip n. devesil
cow parsnip n. inek yaban havucu
cow parsnip n. kuzey amerika'ya özgü heracleum cinsi bir bitki
cow parsnip n. çayır tavşancıl otu
cow parsnip n. öğrek otu
cow parsnip n. kamşam
cow parsnip n. avrasya'ya özgü heracleum cinsi bir bitki
cow oak n. doğu amerika'ya özgü, sağlam odunu sepet veya sandalye yapımında kullanılan orta-büyük boy bir ağaç
cow oak n. kestane meşesi
cow cress n. kır teresi
cow cress n. avrupa'ya özgü yabani bir tere
cow oak (quercus montana) n. doğu amerika'ya özgü, sağlam odunu sepet veya sandalye yapımında kullanılan orta-büyük boy bir ağaç
cow oak (quercus prinus) n. doğu amerika'ya özgü, sağlam odunu sepet veya sandalye yapımında kullanılan orta-büyük boy bir ağaç
cow-cockle (vaccaria hispanica) n. ekin ebesi
cow-cockle (vaccaria hispanica) n. arap baklası
cow-tongue fern n. soluk sarı ila yeşil yaprakları olan yaygın bir eğreltiotu
cow-tongue fern n. florida'nın güneyi ve batı hint adaları'na özgü bir incir ağacı
Agriculture
breeding cow n. damızlık inek
nurse cow n. emzirici inek
meat cow n. et ineği
empty cow n. gebe olmayan inek
mixed cow feeds n. inek karma yemleri
milch cow n. sağmal inek
milch cow n. sağmal inek
dry cow n. sütü kesilmiş inek
cow dung n. i̇nek gübresi
cow manure n. i̇nek gübresi
cow cocky [australia] n. küçük mandıra işleten kimse
Breeding
top cow [dialect] n. boğa
raw cow milk n. çiğ inek sütü
beef cow n. et sığırı
empty cow n. gebe olmayan inek
cow barn n. inek ahırı
red cow n. kızıl inek
dairy cow n. mandıra ineği
dairy cow n. sağmal inek
milk cow n. sağmal inek
milk cow n. süt ineği
dairy cow n. süt sığırı
milk cow n. süt sığırı
dairy cow n. süt ineği
milch cow n. süt sığırı
suckler cow n. Sütten kesilmemiş inek
milch cow n. süt ineği
beef cow n. etçi sığır
cow man n. inek yetiştiricisi
cow man n. sığır çiftliği sahibi
cow pasture n. inek merası
cow pen n. büyükbaş hayvan ağılı
cow pony n. sığır güdümünde kullanılan küçük, hızlı ve çevik at
milk the cow v. inek sağmak
Environment
cow dairying n. süt inekçiliği
Military
milch cow n. büyük miktarda malzeme taşımak ve bunları diğer denizaltılara aktarmak için tasarlanmış bir alman denizaltısı
Art
cow parade n. inek festivali
cow parade n. inek yürüyüşü
Archaic
sea cow n. deniz aygırı
sea cow n. mors
Ornithology
cow vetch n. kuş fiği
cow vetch n. avrasya ve kuzey amerika'nın ılıman bölgelerine özgü çok yıllık bir tırmanıcı bitki
Entomology
ant cow n. karıncalar tarafından yenen bal benzeri madde üreten bir organizma
Slang
sacred cow n. sorgulanamayacak ve değiştirilemeyecek herhangi bir şey
cow juice n. süt
sacred cow n. tabu
cow paste n. tereyağ
tin cow [old-fashioned] n. konserve süt
tin cow [old-fashioned] n. teneke kutuda süt
bull and cow n. tartışma
bull and cow n. münakaşa
bull and cow n. kavga
cow [us] n. şişman kadın
cow [us] n. inek gibi kadın
cow [us] n. şişko kadın
cow [uk] n. çirkin kadın
cow [uk] n. sevimsiz kadın
cow [uk] n. cadaloz kadın
cow [uk] n. hain kadın
cow [uk] n. kötü kadın
cow chips n. kurumuş inek dışkısı
cow chips n. kurumuş gübre
cow chips n. kurumuş mayıs
cow chips n. kurumuş tezek
cow [australia] n. baş belası
cow [australia] n. pislik
cow [australia] n. musibet
cow [australia] [new zealand] n. sakıncalı durum
cow [australia] [new zealand] n. iğrençlik
have a cow v. sinir krizi geçirmek
have a cow v. tepesi atmak
it's raining harder than a cow peeing on a flat rock expr. bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor
it's raining harder than a cow peeing on a flat rock expr. çok şiddetli yağmur yağıyor
it's raining harder than a cow pissing on a flat rock expr. bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor
it's raining harder than a cow pissing on a flat rock expr. çok şiddetli yağmur yağıyor
don't have a cow expr. üzülme
don't have a cow expr. sıkma canını
don't have a cow expr. moralini bozma
like a cow peeing on a flat rock expr. bardaktan boşanırcasına
like a cow peeing on a flat rock expr. çok şiddetli
like a cow peeing on a flat rock expr. şakır şakır
why buy a cow when (the) milk is free? expr. bedava bulabiliyorsam neden para vereyim?
why buy a cow when (the) milk is free? expr. maşa varken elimi niye ateşe sokayım?
why buy a cow when (the) milk is free? expr. nerede beleş oraya yerleş?
why buy a cow when (the) milk is free? expr. bir kadınla zaten sevişebiliyorsam neden evleneyim?
why buy the cow when you can get (the) milk for free? expr. bedava bulabiliyorsam neden para vereyim
why buy the cow when you can get (the) milk for free? expr. maşa varken elimi niye ateşe sokayım
why buy the cow when you can get (the) milk for free? expr. nerede beleş oraya yerleş
why buy a cow when you can get (the) milk for free? expr. bir kadınla zaten sevişebiliyorsam neden evleneyim
why buy a cow when you can get (the) milk for free? expr. bir adamın sevişecek partneri varsa evlenmeye neden gerek duysun
British Slang
silly cow n. aptal kadın
daft cow n. aptal
a cow of a job n. çok zor bir iş
daft cow n. geri zekalı
silly cow n. salak kadın
Star Wars
sea cow n. deniz ayısı