Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Traduction
Synonymes
Phrases
Outils
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Traduction
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Cacher l'historique
Détails de l'historique
Effacer l'historique
Historique :
orada başka bir adamla birlikteydi
general considerations
low-fat string cheese of erzurum
telescope
yanlış çalmak
plural of sensible
hile/aldatmaca ile eline geçirmek/elinden almak
put some money on the side
kılıf değiştirmek
false coin
mounted position
assessment base
edebiyatta ejderhalar
gardant
habitable environment
insane
member of a student's association
branchial groove
(cinsel amaçla) yaklaşmak
and something to spare
andar sin ayuda de nadie
king of spades
conjunctival layer of eyelids
kernschuss
concern closely
cradle
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Historique
Phrases
Sens de
"cradle"
dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 56 résultat(s)
Catégorie
Anglais
Turc
Common Usage
1
Common Usage
cradle
n.
beşik
The old man made a
cradle
from wood for his grandchild.
Yaşlı adam, torunu için ahşap bir
beşik
yaptı.
More Sentences
General
2
General
cradle
n.
beşik
The region is known as the
cradle
of humanity.
Bölge, insanlığın
beşiği
olarak bilinmektedir.
More Sentences
3
General
cradle
v.
beşikte sallamak
The hand that rocks the
cradle
rules the world.
Beşik sallayan
el, dünyayı yönetir.
More Sentences
4
General
cradle
v.
özenle kucaklamak
The child
cradled
the puppy in her arms.
Çocuk, köpek yavrusunu kollarına alarak
özenle kucakladı.
More Sentences
Trade/Economic
5
Trade/Economic
cradle
n.
kızak
The workers were working on the
cradle.
İşçiler
kızağın
üstünde çalışıyorlardı.
More Sentences
Telecom
6
Telecom
cradle
n.
(sabit telefon) almaç yuvası
You can receive the sound from the speaker if you put the receiver on the
cradle.
Ahizeyi
almaç yuvasına
koyarsan sesi hoparlörden duyabilirsin.
More Sentences
General
7
General
cradle
n.
başlangıç
8
General
cradle
n.
kızak gemi
9
General
cradle
n.
gemi kızağı
10
General
cradle
n.
asma iskele
11
General
cradle
n.
kalbur
12
General
cradle
n.
kedi beşiği oyunu
13
General
cradle
n.
dinlenme yeri
14
General
cradle
n.
(temas hokkabazlığında) elin arkasıyla topun sabit tutulabildiği el pozisyonu
15
General
cradle
v.
sakınmak
16
General
cradle
v.
beşiğe yatırmak
17
General
cradle
v.
korumak
18
General
cradle
v.
büyütmek
19
General
cradle
v.
yetiştirmek
20
General
cradle
v.
bebekken bakmak
21
General
cradle
v.
(telefonu) başıyla omzu arasına sıkıştırarak tutmak
Trade/Economic
22
Trade/Economic
cradle
n.
gemi indirme kızağı
Technical
23
Technical
cradle
n.
beşik kızak
24
Technical
cradle
n.
boy yatağı
25
Technical
cradle
n.
kafes
26
Technical
cradle
n.
kızak (gemi yapımında kullanılır)
27
Technical
cradle
n.
kızak
28
Technical
cradle
n.
ray yatağı
29
Technical
cradle
n.
tutucu kızak
30
Technical
cradle
n.
yastık
31
Technical
cradle
v.
oluklu çerçeve takmak
32
Technical
cradle
v.
oluklu çerçeveyle güçlendirmek
Telecom
33
Telecom
cradle
v.
(telefonun ahizesini) almaç yuvasına geri koymak
Automotive
34
Automotive
cradle
n.
motor beşiği
Aeronautic
35
Aeronautic
cradle
n.
inşa ve şişirme esnasında zeplini destekleyen iskelemsi yapı
Marine
36
Marine
cradle
n.
gemi kızağı
37
Marine
cradle
n.
yastık
38
Marine
cradle
v.
beşiğe yatırmak
39
Marine
cradle
v.
(gemiyi) kızağa yerleştirmek
Mining
40
Mining
cradle
n.
cevher temizleme eleği
41
Mining
cradle
v.
madenci kalburunda yıkamak
42
Mining
cradle
v.
kalburda cevher yıkamak
Medical
43
Medical
cradle
n.
yatak örtüsünün yaralı bölgeye temas etmesini önleyen çerçeve
Veterinary
44
Veterinary
cradle
n.
elizabeth yakalığı
Gastronomy
45
Gastronomy
cradle
n.
şarap sunum sepeti
Marine Biology
46
Marine Biology
cradle
n.
kiton
Agriculture
47
Agriculture
cradle
n.
kesilen tahıl demetlerini sermek için kullanılan dişli ahşap çerçeve
48
Agriculture
cradle
n.
tırpan ve yerleştirildiği çerçeve
49
Agriculture
cradle
v.
(tahılı) beşik tırpanla kesmek
Tobacco
50
Tobacco
cradle
n.
bobin sehpası
Military
51
Military
cradle
n.
oku yay üzerinde tutan alet
Hunting
52
Hunting
cradle
n.
tüfeğin ayaklar üzerine oturtulmasını sağlayan beşik
Sport
53
Sport
cradle
n.
bir güreş tutuşu
54
Sport
cradle
v.
(lakros topunu) döner hareketlerle kros cebinde tutmak
55
Sport
cradle
v.
(hokeyde) topun kaymasını önlemek için sopayı öne arkaya hareket ettirerek topu ele geçirmek
Painting
56
Painting
cradle
n.
destek sağlamak ve kırışmayı önlemek için tuvalin arkasına yapıştırılan ahşap şeritli yapı
Sens de
"cradle"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 94 résultat(s)
Catégorie
Anglais
Turc
General
1
General
cradle of civilization
n.
medeniyetler beşiği
The Middle East is the
cradle of civilization.
Orta Doğu
medeniyetin beşiğidir.
More Sentences
2
General
decision on the future marriage of a boy and a girl in the cradle
n.
beşik kertmesi
3
General
toy cradle
n.
oyuncak beşik
4
General
cradle of civilization
n.
medeniyet beşiği
5
General
cradle of filth
n.
kirin beşiği
6
General
cradle of filth
n.
pisliğin beşiği
7
General
betrothed in the cradle
n.
beşik kertmesi
8
General
bouncing cradle
n.
yaylanan bebek beşiği
9
General
phone cradle
n.
telefon tutucu
10
General
cradle of football
n.
futbolun ana vatanı
11
General
cradle of football
n.
futbolun beşiği
12
General
cradle-song
n.
ninni
13
General
cat's cradle
n.
parmaklara ip geçirilerek oynan bir çocuk oyunu
14
General
cat's cradle
n.
kedi beşiği
15
General
cats cradle
n.
parmaklara geçirilen ipe karşılıklı şekiller verilerek oynanan çocuk oyunu
16
General
cats cradle
n.
kedi beşiği oyunu
17
General
cats cradle
n.
elden ele ip oyunu
18
General
cat's cradle
n.
çetrefilli konu
19
General
cat's cradle
n.
kedi beşiği oyunundaki ip şekillerine benzeyen yapı
20
General
cat's cradle
n.
karmaşık durum
21
General
wine cradle
n.
şarapları eğik tutmak için kullanılan sepet
22
General
cradle hole
n.
yolda oluşan çukur
23
General
scratch cradle
n.
kedi beşiği oyunu
24
General
cratch cradle
n.
kedi beşiği oyunu
25
General
be a cradle to (a civilization etc)
v.
beşiklik etmek
26
General
rock a cradle
v.
beşik sallamak
27
General
cradle a picture
v.
fotoğraf çerçevesinin arkasına destek için çubuklar dizmek
28
General
cradle [obsolete]
v.
beşikte durmak
29
General
trained from the cradle
adj.
çekirdekten yetişme
Phrases
30
Phrases
from the cradle to the grave
expr.
beşikten mezara
Proverb
31
Proverb
the hand that rocks the cradle rules the world
insanlığı şekillendiren annelerdir
32
Proverb
the hand that rocks the cradle rules the world
beşiği sallayan el dünyaya hükmeder
33
Proverb
what's learnt in the cradle lasts till the tomb
beşikte öğrenilen, mezara kadar sürer
Colloquial
34
Colloquial
cradle-robber
n.
çıtır sevgili bulan
35
Colloquial
cradle-robber
n.
kendinden yaşça bir hayli küçük birisiyle çıkan
36
Colloquial
cradle-robber
n.
kendinden yaşça bir hayli küçük birisiyle evlenen
37
Colloquial
from the cradle to the grave
expr.
beşikten mezara kadar
38
Colloquial
from the cradle to the grave
expr.
doğumundan ölümüne kadar
39
Colloquial
from cradle to grave
expr.
beşikten mezara kadar
40
Colloquial
from cradle to grave
expr.
doğumundan ölümüne kadar
41
Colloquial
from cradle to grave
expr.
beşikten mezara
Idioms
42
Idioms
since the cradle
n.
beşikten beri
43
Idioms
since the cradle
n.
bebeklikten beri
44
Idioms
a cradle-robber
n.
kendinden çok küçük biriyle birlikte olan ya da evlenen kimse
45
Idioms
a cradle-snatcher
n.
kendinden çok küçük biriyle birlikte olan ya da evlenen kimse
46
Idioms
cradle of civilizations
n.
medeniyetlerin beşiği
47
Idioms
cradle snatching
n.
kendinden çok küçük biriyle birlikte olma ya da evlenme
48
Idioms
robbing the cradle [us]
n.
kendinden çok küçük biriyle birlikte olma
49
Idioms
cradle-snatching [uk]
n.
kendinden çok küçük biriyle birlikte olma
50
Idioms
cradle-snatcher
n.
kendinden çok küçük biriyle birlikte olan kimse
51
Idioms
rob the cradle
v.
kendinden yaşça (bir hayli) küçük biriyle evlenmek
52
Idioms
rob the cradle
v.
çıtır eş bulmak
53
Idioms
rob the cradle
v.
çıtır sevgili bulmak
54
Idioms
rob the cradle
v.
kendinden yaşça (bir hayli) küçük birisiyle çıkmak
55
Idioms
rob the cradle
v.
kendinden yaşça bir hayli küçük biriyle cinsi münasebette bulunmak
56
Idioms
cradle-to-grave
adj.
hayat boyu
57
Idioms
cradle-to-grave
adj.
beşikten mezara kadar
58
Idioms
cradle-to-grave
adj.
doğumdan ölüme kadar
59
Idioms
cradle-to-grave
adj.
beşikten mezara
60
Idioms
from the cradle to the grave
expr.
beşikten mezara
61
Idioms
the hand that rocks the cradle
expr.
insanlığı şekillendiren annelerdir
62
Idioms
the hand that rocks the cradle
expr.
beşiği sallayan el dünyaya hükmeder
Trade/Economic
63
Trade/Economic
cradle-to-grave-analysis
n.
hayat boyu değerlendirme
Industry
64
Industry
cradle-to-gate
n.
beşikten kapıya
Technical
65
Technical
tilting cradle
n.
devirme kızağı
66
Technical
leading edge of the apron cradle
n.
apron kafesinin dönüş kenarı
67
Technical
electric-cradle dynamometer
n.
elektrikli beşik dinamometresi
68
Technical
engine cradle hold-down fittings
n.
vidalı tesbit yuvaları
69
Technical
cradle spacer
n.
kafes tutucu
70
Technical
travelling cradle
n.
gezer asma iskele
71
Technical
cradle roll
n.
beşik merdanesi
72
Technical
cradle roll
n.
boy yatağı rolesi
73
Technical
cradle-mounted in line fuel injection pump
n.
kızak bağlantılı sıra tipi yakıt enjeksiyon pompası
74
Technical
pipe cradle
n.
boru beşiği
Architecture
75
Architecture
cradle vault
n.
beşik kemer
76
Architecture
cradle vault
n.
beşik tonoz
Construction
77
Construction
cradle vault
n.
tonoz kemer
Furniture
78
Furniture
reclined cradle
n.
yatık beşik
Mining
79
Mining
drill cradle
n.
marto perforator kundağı
80
Mining
drill cradle
n.
deler çekiç kundağı
Medical
81
Medical
cradle dead
n.
beşik ölümü
82
Medical
cradle cap
n.
bebeklerde görülen saçlı derideki yağ bezlerinin aşırı ifrazına bağlı kabuklarla belirgin durum
83
Medical
cradle cap
n.
saçlı deride görülen seboreik dermatit
84
Medical
cradle cap
n.
konak
Physics
85
Physics
newton's cradle
n.
newton'un beşiği
Marine Biology
86
Marine Biology
sea cradle
n.
ilkel bir tür deniz yumuşakçası
Botanic
87
Botanic
babe-in-a-cradle (epiblema grandiflorum)
n.
güneybatı avustralya'da yetişen, lila ve leylak renginde uzun orkide türü
Agriculture
88
Agriculture
cradle scythe
n.
beşikli tırpan
Archaeology
89
Archaeology
cradle vault
n.
beşiktonoz
Military
90
Military
cannon cradle
n.
top beşiği
91
Military
artillery cradle and mount
n.
top kundağı ve beşiği
92
Military
howitzer cradle
n.
obüs beşiği
93
Military
cradle tent
n.
beşik çadırı
Librarianship
94
Librarianship
cradle book
n.
1501 yılından önce basılmış kitap
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of cradle
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy