cradle - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

cradle

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "cradle" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 55 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
cradle n. beşik
General
cradle n. başlangıç
cradle n. beşik
cradle n. kızak gemi
cradle n. gemi kızağı
cradle n. asma iskele
cradle n. kalbur
cradle n. kedi beşiği oyunu
cradle n. dinlenme yeri
cradle n. (temas hokkabazlığında) elin arkasıyla topun sabit tutulabildiği el pozisyonu
cradle v. sakınmak
cradle v. beşiğe yatırmak
cradle v. beşikte sallamak
cradle v. özenle kucaklamak
cradle v. korumak
cradle v. büyütmek
cradle v. yetiştirmek
cradle v. bebekken bakmak
Trade/Economic
cradle n. gemi indirme kızağı
cradle n. kızak
Technical
cradle n. beşik kızak
cradle n. boy yatağı
cradle n. kafes
cradle n. kızak (gemi yapımında kullanılır)
cradle n. kızak
cradle n. ray yatağı
cradle n. tutucu kızak
cradle n. yastık
cradle v. oluklu çerçeve takmak
cradle v. oluklu çerçeveyle güçlendirmek
Computer
cradle n. telefon almaç yuvası
Telecom
cradle v. (telefonun ahizesini) almaç yuvasına geri koymak
Automotive
cradle n. motor beşiği
Aeronautic
cradle n. inşa ve şişirme esnasında zeplini destekleyen iskelemsi yapı
Marine
cradle n. gemi kızağı
cradle n. yastık
cradle v. beşiğe yatırmak
cradle v. (gemiyi) kızağa yerleştirmek
Mining
cradle n. cevher temizleme eleği
cradle v. madenci kalburunda yıkamak
cradle v. kalburda cevher yıkamak
Medical
cradle n. yatak örtüsünün yaralı bölgeye temas etmesini önleyen çerçeve
Veterinary
cradle n. elizabeth yakalığı
Gastronomy
cradle n. şarap sunum sepeti
Marine Biology
cradle n. kiton
Agriculture
cradle n. kesilen tahıl demetlerini sermek için kullanılan dişli ahşap çerçeve
cradle n. tırpan ve yerleştirildiği çerçeve
cradle v. (tahılı) beşik tırpanla kesmek
Tobacco
cradle n. bobin sehpası
Military
cradle n. oku yay üzerinde tutan alet
Hunting
cradle n. tüfeğin ayaklar üzerine oturtulmasını sağlayan beşik
Sport
cradle n. bir güreş tutuşu
cradle v. (lakros topunu) döner hareketlerle kros cebinde tutmak
cradle v. (hokeyde) topun kaymasını önlemek için sopayı öne arkaya hareket ettirerek topu ele geçirmek
Painting
cradle n. destek sağlamak ve kırışmayı önlemek için tuvalin arkasına yapıştırılan ahşap şeritli yapı

Sens de "cradle" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 94 résultat(s)

Anglais Turc
General
decision on the future marriage of a boy and a girl in the cradle n. beşik kertmesi
toy cradle n. oyuncak beşik
cradle of civilization n. medeniyetler beşiği
cradle of civilization n. medeniyet beşiği
cradle of filth n. kirin beşiği
cradle of filth n. pisliğin beşiği
betrothed in the cradle n. beşik kertmesi
bouncing cradle n. yaylanan bebek beşiği
phone cradle n. telefon tutucu
cradle of football n. futbolun beşiği
cradle of football n. futbolun ana vatanı
cradle-song n. ninni
cat's cradle n. parmaklara ip geçirilerek oynan bir çocuk oyunu
cat's cradle n. kedi beşiği
cats cradle n. kedi beşiği oyunu
cats cradle n. parmaklara geçirilen ipe karşılıklı şekiller verilerek oynanan çocuk oyunu
cats cradle n. elden ele ip oyunu
cat's cradle n. karmaşık durum
cat's cradle n. çetrefilli konu
cat's cradle n. kedi beşiği oyunundaki ip şekillerine benzeyen yapı
wine cradle n. şarapları eğik tutmak için kullanılan sepet
cradle hole n. yolda oluşan çukur
cratch cradle n. kedi beşiği oyunu
scratch cradle n. kedi beşiği oyunu
be a cradle to (a civilization etc) v. beşiklik etmek
rock a cradle v. beşik sallamak
cradle a picture v. fotoğraf çerçevesinin arkasına destek için çubuklar dizmek
cradle [obsolete] v. beşikte durmak
trained from the cradle adj. çekirdekten yetişme
Phrases
from the cradle to the grave expr. beşikten mezara
Proverb
the hand that rocks the cradle rules the world beşiği sallayan el dünyaya hükmeder
the hand that rocks the cradle rules the world insanlığı şekillendiren annelerdir
what's learnt in the cradle lasts till the tomb beşikte öğrenilen, mezara kadar sürer
Colloquial
cradle-robber n. çıtır sevgili bulan
cradle-robber n. kendinden yaşça bir hayli küçük birisiyle evlenen
cradle-robber n. kendinden yaşça bir hayli küçük birisiyle çıkan
from the cradle to the grave expr. beşikten mezara kadar
from cradle to grave expr. beşikten mezara
from cradle to grave expr. beşikten mezara kadar
from the cradle to the grave expr. doğumundan ölümüne kadar
from cradle to grave expr. doğumundan ölümüne kadar
Idioms
since the cradle n. beşikten beri
since the cradle n. bebeklikten beri
a cradle-robber n. kendinden çok küçük biriyle birlikte olan ya da evlenen kimse
a cradle-snatcher n. kendinden çok küçük biriyle birlikte olan ya da evlenen kimse
cradle snatching n. kendinden çok küçük biriyle birlikte olma ya da evlenme
cradle of civilizations n. medeniyetlerin beşiği
cradle-snatching [uk] n. kendinden çok küçük biriyle birlikte olma
robbing the cradle [us] n. kendinden çok küçük biriyle birlikte olma
cradle-snatcher n. kendinden çok küçük biriyle birlikte olan kimse
rob the cradle v. çıtır sevgili bulmak
rob the cradle v. çıtır eş bulmak
rob the cradle v. kendinden yaşça (bir hayli) küçük biriyle evlenmek
rob the cradle v. kendinden yaşça (bir hayli) küçük birisiyle çıkmak
rob the cradle v. kendinden yaşça bir hayli küçük biriyle cinsi münasebette bulunmak
cradle-to-grave adj. beşikten mezara
cradle-to-grave adj. beşikten mezara kadar
cradle-to-grave adj. doğumdan ölüme kadar
cradle-to-grave adj. hayat boyu
from the cradle to the grave expr. beşikten mezara
the hand that rocks the cradle expr. beşiği sallayan el dünyaya hükmeder
the hand that rocks the cradle expr. insanlığı şekillendiren annelerdir
Trade/Economic
cradle-to-grave-analysis n. hayat boyu değerlendirme
Industry
cradle-to-gate n. beşikten kapıya
Technical
leading edge of the apron cradle n. apron kafesinin dönüş kenarı
cradle roll n. beşik merdanesi
cradle roll n. boy yatağı rolesi
pipe cradle n. boru beşiği
tilting cradle n. devirme kızağı
electric-cradle dynamometer n. elektrikli beşik dinamometresi
travelling cradle n. gezer asma iskele
cradle spacer n. kafes tutucu
cradle-mounted in line fuel injection pump n. kızak bağlantılı sıra tipi yakıt enjeksiyon pompası
engine cradle hold-down fittings n. vidalı tesbit yuvaları
Architecture
cradle vault n. beşik kemer
cradle vault n. beşik tonoz
Construction
cradle vault n. tonoz kemer
Furniture
reclined cradle n. yatık beşik
Mining
drill cradle n. deler çekiç kundağı
drill cradle n. marto perforator kundağı
Medical
cradle cap n. bebeklerde görülen saçlı derideki yağ bezlerinin aşırı ifrazına bağlı kabuklarla belirgin durum
cradle dead n. beşik ölümü
cradle cap n. konak
cradle cap n. saçlı deride görülen seboreik dermatit
Physics
newton's cradle n. newton'un beşiği
Marine Biology
sea cradle n. ilkel bir tür deniz yumuşakçası
Botanic
babe-in-a-cradle (epiblema grandiflorum) n. güneybatı avustralya'da yetişen, lila ve leylak renginde uzun orkide türü
Agriculture
cradle scythe n. beşikli tırpan
Archaeology
cradle vault n. beşiktonoz
Military
cradle tent n. beşik çadırı
howitzer cradle n. obüs beşiği
artillery cradle and mount n. top kundağı ve beşiği
cannon cradle n. top beşiği
Librarianship
cradle book n. 1501 yılından önce basılmış kitap