kızak - Turc Anglais Dictionnaire

kızak

Sens de "kızak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 43 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
kızak sled n.
Tom sat on the sled behind Mary.
Tom kızakta Mary'nin arkasında oturdu.

More Sentences
kızak sledge n.
The child made a sledge with wood.
Çocuk ahşaptan bir kızak yaptı.

More Sentences
General
kızak toboggan n.
We don't have a toboggan.
Kızağımız yok.

More Sentences
kızak bobsleigh n.
Tom is on the bobsleigh team.
Tom kızak takımında.

More Sentences
kızak sleigh n.
We travelled across the snow in a sleigh.
Karda kızakla yolculuk ettik.

More Sentences
Trade/Economic
kızak cradle n.
The workers were working on the cradle.
İşçiler kızağın üstünde çalışıyorlardı.

More Sentences
Technical
kızak skid n.
The landing skid of the airplane was checked before the take-off.
Uçağın iniş kızağı kalkıştan önce kontrol edilmiştir.

More Sentences
Sport
kızak luge n.
The German athletes won four gold medals at the luge world championship in Canada.
Alman atletler Kanada'daki kızak dünya şampiyonasında dört altın madalya kazandı.

More Sentences
General
kızak launching ways n.
kızak stiffener n.
kızak drag n.
kızak bobsled n.
kızak gantry n.
kızak guide n.
kızak chock n.
kızak coaster n.
kızak packing n.
kızak chute n.
kızak carrier n.
kızak tarbogan n.
kızak carriage n.
kızak traineau [french] n.
kızak skeed n.
kızak slade n.
kızak slaid n.
kızak slipe [dialect] [uk] n.
kızak slype [dialect] [uk] n.
Technical
kızak slipper n.
kızak cradle n.
kızak support n.
kızak skidder n.
kızak guideway n.
Mechanic
kızak slide n.
kızak slideway n.
Automotive
kızak ways n.
Aeronautic
kızak hydrovane n.
Marine
kızak slip n.
kızak slipway n.
kızak dry dock n.
kızak ways n.
Sport
kızak tobogganing n.
kızak runner n.
Archaic
kızak gawntree n.

Sens de "kızak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 168 résultat(s)

Turc Anglais
General
atlı kızak sleigh n.
Tom and Mary went on a horse-drawn sleigh ride.
Tom ve Mary atlı kızakla gezintiye çıktılar.

More Sentences
kızak köpeği sled dog n.
Tom watched the sled dog race.
Tom kızak köpeklerinin yarışını izledi.

More Sentences
skeleton kızak skeleton n.
The contestant couldn't finish the trail because of a problem with the skeleton.
Yarışmacı, skeleton kızakta meydana gelen bir sorun nedeniyle parkuru tamamlayamadı.

More Sentences
Sport
kızak kayma sledding n.
I like sledding.
Kızakla kaymayı severim.

More Sentences
General
kızak gemi cradle n.
kızak çeken köpek sled dog n.
atlı kızak troika n.
kızak (gemi) stock n.
kızak yapma (araba) skid n.
arka arkaya bağlı çifte kızak bobsled n.
yarışta kullanılan kızak bobsled n.
tersane kızak skid n.
bir tür alçak kızak toboggan n.
kızak ızgarası skid n.
at veya ren geyiği tarafından çekilen, yolcu taşımaya mahsus kızak sleigh n.
arka arkaya bağlı iki kızak bobsleigh n.
kızak pisti chute n.
alaska'da kızak çekmede kullanılan kökeni eskimo'lara dayanan bir tür köpek malamute n.
çapraz kızak cross slide n.
arka arkaya bağlı iki kızak bobsled n.
kızak için uygun yokuş coast n.
yokuştan aşağı kayılan veya bunun için özel hazırlanmış parklarda yapılan bir çeşit kızak etkinliği tubing n.
büyük kızak sleigh n.
kızak yolu slide n.
tek kişilik kızak luge n.
kızak yarışcısı luge n.
kızak ayağı runner n.
kızak izi pulk trail n.
kızak köpeği sledge dog n.
kızak köpeği sleddog n.
kutu biçiminde kızak pung n.
şişme kızak ile yapılan kar kayağı snowtubing n.
şişme kızak kayağı snow tubing n.
kızak gezisi sled trip n.
kızak yolculuğu sled trip n.
atlı kızak traineau [french] n.
(su, kızak) karın üstü atlama belly flopper n.
bir kızak türü jumper n.
ahşap kızak wooden sled n.
tek kişinin ortasına yerleşerek kaydığı kızak monoski n.
hükümlülerin idama götürüldüğü çerçeve veya kızak hurdle [uk] n.
bataklıklarda üzerinde kütük taşınan geniş ve alçak bir kızak mud boat n.
kızak saban sled cultivator n.
atın çektiği hafif kızak cutter n.
kütükleri kaydırmada kullanılan küçük kızak dray n.
(motor yarışında) sürücülerin yüksek hızda viraj alırken kullandıkları kontrollü ve dört tekerlekli kızak drift n.
at ile çekilen bıçaklı kızak corn sled n.
köpekli kızak dog train [canada] n.
köpekli kızak dog sleigh n.
(lapland'de) geyiklerin çektiği tek kişilik kızak pulka n.
skeleton kızak skeleton bob n.
yüz üstü kayılan küçük bir kızak çeşidi skeleton bob n.
kızak süren kimse sledger n.
kızak hayvanı sledder n.
kızak atı sledder n.
kızak kullanımına elverişli koşullar sledding n.
imparatorluk dönemine özgü kızak biçimli bir yatak tipi sleigh bed n.
bir tür oturaklı esnek kızak spark n.
bir tür oturaklı esnek kızak kicksled n.
motorlu kızak snowmachine n.
kızak kaymak toboggan v.
kızak kaymak skate v.
kızak yapmak slide v.
kızak kaymak slide on ice v.
kızak çekmek pull a sledge v.
Kızak çekmek pull sleds v.
kızak haline getirmek slip v.
kızak ile donatılmış sledded adj.
kızak ile donatılmış sledged adj.
Phrasals
(kızak yolundan) iri parçaları kaldırmak chunk (out) v.
Colloquial
motorlu kızak tin dog n.
motorlu kızak skidoo n.
bir gemiye kargo indirip bindirirken yanına bağlanan kızak the skids n.
Technical
kızak (gemi yapımında kullanılır) cradle n.
kızak felenki bilge way n.
kızak payandası poppet n.
tutucu kızak cradle n.
kızak pleyiti rail wear plate n.
alt kızak bogie side bearer n.
kızak yükünü azaltan yay centre bearing pad spring n.
kızak uzatma parçası çekme çubuğu retractable chute rod n.
kızak uzatma parçası mili retractable chute operating shaft n.
kızak uzatma parçası retractable chute n.
çapraz kızak cross slide n.
kızak parçası anti-friction clip n.
kızak takozu guide block n.
kızak parçası guiding element n.
kızak uzatma parçası manivelası lever for retractable chute n.
alt kızak pernosu lower lock-bolt n.
üst yan kızak underframe side bearer n.
üst kızak upper lock-bolt n.
raylı kızak marine railway n.
kızak yağı slideway oil n.
uzun kızak bobsled n.
beşik kızak cradle n.
kuru kızak dry dock n.
motorlu kızak snowmobile n.
mekik kızak shuttle-stage n.
kızak izi skid mark n.
kızak kancası grab n.
kızak borusu skid pipe n.
kızak bağlantılı sıra tipi yakıt enjeksiyon pompası cradle-mounted in line fuel injection pump n.
dış kızak (forkliftte) outer mast n.
takım kızak gövdesi toolslide stem n.
kereste altına yerleştirilen kızak parçası bed piece n.
arka arkaya bağlı çifte kızak ripper n.
ikili kızak ripper n.
çift kızak ile bağlaşım veya ortak oturaktan oluşan bileşik kızak ripper n.
çift kızak ripper n.
taş taşımakta kullanılan kızak drag [dialect] n.
ahşap kızak iplerini germe platformu sledge n.
tramvayların altındaki sürgülü kızak yapı sled n.
kısa kütük taşınabilen kızak çifti sloop n.
lineer kızak ray steel n.
Mechanic
çapraz kızak cross-slide n.
kızakları kızak ayağına bağlamada kullanılan konik başlı özel cıvata shoe bolt n.
Construction
paralel kızak menteşe suportu hinged operating rod bracket n.
Woodworking
kızak çıtası bearing rail n.
Automotive
kızak bloğu skid block n.
kızak çekme yarışı tractor pulling race n.
çapraz kızak cross slide n.
kurşun kızak leadsled n.
Aeronautic
fırlatma kızak rayları ejection guide rails n.
kızak rayları guide rails n.
kızak tertibatı beaching gear n.
Marine
kızak yeri storing position n.
kızak felenkleri bilge ways n.
gemiyi karaya çektikleri kızak slip n.
üzerinde gemi inşa edilen kızak slipway n.
kızak üstünde olmayan (gemi) unstocked adj.
Mining
kızak rayı guide rail n.
kömür madenlerinde kızak çekenlerin kullandığı göğüsten geçirilen deri parçası byard n.
Zoology
alaska'da kızak çekmede kullanılan kökeni eskimolara dayanan bir tür köpek malemute n.
Forestry
kütükleri kaydırmaya yardım için kullanılan küçük kızak go-devil n.
kütükleri kaydırmaya yardım için kullanılan küçük kızak lizard n.
kütükleri kaydırmaya yardım için kullanılan küçük kızak crotch n.
kütükleri kaydırmaya yardım için kullanılan küçük kızak alligator n.
kütükleri kaydırmaya yardım için kullanılan küçük kızak travois n.
kızak yolundaki kütüklerin veya kütük kızaklarının hızını kontrol eden cihaz bridle n.
altından geçen kütükleri geciktirmek için kızak üzerine yerleştirilmiş çıkıntılı kütük deadener n.
History
(eskiden taşımacılıkta kullanılan) hayvanlı kızak konvoyu fur brigade [canada] n.
Military
uçak kızak tertibatı beaching gear n.
motorlu kızak snow scooter n.
Sport
şişme kızak ile kayma snow tubing n.
arka arkaya bağlı çifte kızak traverse [dialect] n.
çift kişilik kızak boblet n.
kızak bıçağı bob n.
ikili kızak double-ripper n.
kızak takımının fren yapan üyesi brake n.
kızak takımında fren yapan üye brakeman n.
kızak sporu luge n.
kızak yarışçısı luger n.
kızak oyununda kullanılan kızak luge n.
üstü açık kızak luge n.
kızak sporcusu luger n.
sokak kızağı sporunda kullanılan kızak luge n.
bir veya iki kişinin açık kızak üzerinde sırt üstü şekilde ilerlediği bir spor luge n.
kızak ayağı runner n.
araçlara takılan kızak benzeri ayak ski n.
araçlara takılan kızak benzeri ayak skee n.
kızak üstünde sırt üstü yatılarak gerçekleştirilen bir tür kayak sporu street luge n.
kızak yarışı yapmak bobsled v.
kızak ile kaymak luge v.
kızak sürmek luge v.
kızak ile seyahat etmek luge v.
kızak ile gezmek luge v.
kızak ile gitmek luge v.
Archaic
atlı kızak sled n.