| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Common Usage | guide n. | rehber | ||
|
She is an experienced tour guide who also speaks six languages. Kendisi aynı zamanda altı dil bilen deneyimli bir tur rehberidir. More Sentences |
||||
| Common Usage | guide n. | kılavuz | ||
|
The toolkit comes with a user guide. Araç seti bir kullanım kılavuzuyla birlikte geliyor. More Sentences |
||||
| Common Usage | guide v. | yol göstermek | ||
|
We must be guided by the need for adaptation of the mechanisms for encouragement and support. Teşvik ve destek mekanizmalarının uyarlanması ihtiyacı bize yol göstermelidir. More Sentences |
||||
| Common Usage | guide v. | rehberlik etmek | ||
|
Children need both parents to guide them. Çocukların her iki ebeveynin de onlara rehberlik etmesine ihtiyacı vardır. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | guide n. | kılavuz | ||
|
The only reliable guide of future sales should be the current demand. Gelecekteki satışlar konusunda tek güvenilir kılavuz mevcut talep olmalıdır. More Sentences |
||||
| General | guide n. | rehber | ||
|
I can add that a practical guide to green procurement will be published later this year. Bu yılın sonlarına doğru yeşil satın alma konusunda pratik bir rehber yayınlanacağını da ekleyebilirim. More Sentences |
||||
| General | guide v. | götürmek | ||
|
He guided us through the thick forest to the ashram. Bizi sık ormanın içinden geçirerek inziva yerine götürdü. More Sentences |
||||
| General | guide v. | yönlendirmek | ||
|
The guiding principle behind the directive is the extent of producers' responsibility. Direktifin arkasındaki yönlendirici ilke, üreticilerin sorumluluğunun kapsamıdır. More Sentences |
||||
| General | guide v. | rehberlik etmek | ||
|
But we should also be guided by reason, wisdom and far-sightedness. Ancak aynı zamanda akıl, bilgelik ve uzak görüşlülük bize rehberlik etmelidir. More Sentences |
||||
| General | guide v. | rehber olmak | ||
|
This book guided us through the whole procedure of building a tiny house. Bu kitap, ufak bir ev inşa etmeye yönelik tüm prosedür boyunca bize rehberlik etti. More Sentences |
||||
| General | guide v. | (kadar) geçirmek | ||
|
Once they were done, she guided them out of her room. İşlerini bitirdiklerinde onları odasının dışına kadar geçirdi. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Technical | guide n. | kılavuz | ||
|
A methodological guide was published in March 2002. Mart 2002'de bir metodolojik kılavuz yayımlanmıştır. More Sentences |
||||
| Technical | guide n. | rehber | ||
|
The principle of subsidiarity must serve more clearly as a guide to cooperation as the EU grows. Yetki ikamesi ilkesi, AB büyüdükçe daha açık bir şekilde işbirliği için bir rehber olarak hizmet etmelidir. More Sentences |
||||
| Technical | guide v. | rehberlik etmek | ||
|
We need to be guided by innovative thinking in this area. Bu alanda yenilikçi düşünce bize rehberlik etmelidir. More Sentences |
||||
| Technical | guide v. | yol göstermek | ||
|
The figures and the levels of hake stocks have been questioned and we should be guided by evidence. Rakamlar ve berlam balığı rezervlerinin seviyeleri sorgulanmıştır ve kanıtlar bize yol göstermelidir. More Sentences |
||||
| Food Engineering | ||||
| Food Engineering | guide n. | kılavuz | ||
|
You've completed the Mobile Advertising assessment study guide. Mobil Reklamcılık değerlendirmesi çalışma kılavuzunu tamamladınız. More Sentences |
||||
| Marine Biology | ||||
| Marine Biology | guide n. | yönlendirici | ||
|
The economy should not be the only guiding force behind European policy. Avrupa politikasının arkasındaki tek yönlendirici güç ekonomi olmamalıdır. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | guide n. | yöneltme | ||
| General | guide n. | oluk | ||
| General | guide n. | model | ||
| General | guide n. | yönetmelik | ||
| General | guide n. | danışman | ||
| General | guide n. | ray | ||
| General | guide n. | el kitabı | ||
| General | guide n. | kızak | ||
| General | guide n. | yönlendirme | ||
| General | guide n. | talimatname | ||
| General | guide n. | rehber kitabı | ||
| General | guide n. | örnek | ||
| General | guide n. | damak kılavuzu | ||
| General | guide n. | sıva anası | ||
| General | guide n. | mürşit | ||
| General | guide n. | mihmandar | ||
| General | guide n. | öğrenci danışmanı | ||
| General | guide n. | yönetici | ||
| General | guide n. | süpervizör | ||
| General | guide n. | denetmen | ||
| General | guide n. | bir şeyin hareketini yönlendirmeye yarayan düzenek | ||
| General | guide n. | yönlendirici kenarı, yüzeyi veya kanalı olan alet | ||
| General | guide n. | ciltlemede kullanılan parçanın hareket ettiği oluk | ||
| General | guide n. | ipi istenen pozisyonda tutması için olta çubuğuna takılan halka benzeri alet | ||
| General | guide n. | eğirme, bobinleme gibi tekstil makinelerinde iplikleri yönlendirmeye yarayan küçük alet | ||
| General | guide n. | matbaa veya katlama makinesinde yaprakları tutup bırakmaya yarayan cihaz | ||
| General | guide n. | cerrah mili veya bıçağı için kullanılan oluklu yönlendirici | ||
| General | guide n. | etiketleme için kullanılan metal gibi malzemeden yapılmış levha veya kenarı çıkıntılı kart | ||
| General | guide n. | kız izci | ||
| General | guide n. | 11 ile 16 yaş arası kız izci | ||
| General | guide v. | öncülük etmek | ||
| General | guide v. | sevk etmek | ||
| General | guide v. | delalet etmek | ||
| General | guide v. | yetiştirmek | ||
| General | guide v. | yönetmek | ||
| General | guide v. | önderlik etmek | ||
| General | guide v. | kılavuzluk etmek | ||
| General | guide v. | rehberlik yapmak | ||
| General | guide v. | doğru yolu göstermek | ||
| General | guide v. | (gemi, pilot) dümen tutmak | ||
| General | guide v. | (gemi, pilot) seyretmek | ||
| General | guide v. | (gemi, pilot) rota vermek | ||
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | guide v. | kılavuzluk etmek | ||
| Technical | ||||
| Technical | guide n. | kılavuz yolluk | ||
| Technical | guide n. | pivot bölüm | ||
| Technical | guide n. | tırnak | ||
| Technical | guide n. | yatak | ||
| Technical | guide v. | idare etmek | ||
| Technical | guide v. | yön vermek | ||
| Traffic | ||||
| Traffic | guide n. | yolu gösteren işaret | ||
| Religious | ||||
| Religious | guide n. | aracı olarak seçtiği kimseyi etkisi altına alarak onun aracılığıyla dile gelen ruh | ||
| Military | ||||
| Military | guide n. | askeri komutadaki hareket veya düzenin endekslendiği bileşen | ||
| Military | guide n. | diğerlerinin konumlarını düzenlerken referans aldıkları savaş gemisi | ||
| Military | guide n. | belirli bir düzende durarak manevralarda referans olarak kullanılan gemi | ||