dönerek

Sens de "dönerek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 6 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	dönerek	round adv.
I saw him walk round the corner and into that shop. Köşeyi dönerek dükkana girdiğini gördüm. More Sentences
2	General	dönerek	twirlingly adv.
3	General	dönerek	aswirl adv.
4	General	dönerek	windingly adv.
5	General	dönerek	rotationally adv.
6	General	dönerek	serpentiningly adv.

Sens de "dönerek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 70 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	bir alçak basınç alanına dönerek ve içe doğru hareket eden rüzgarlı alan	cyclone n.
2	General	dönerek sallanma	gyration n.
3	General	(okçuluk) dönerek hareket eden ve geçmişte arbalet ile kullanılan bir ok çeşidi	vire n.
4	General	dönerek ışık saçan bir havai fişek türü	girandola n.
5	General	zıt yöne bakacak şekilde doğrudan sağa/sola dönerek ulaşılan pozisyon	right-about n.
6	General	dönerek dans eden kimse	dervish n.
7	General	dönerek giden şey	skirl n.
8	General	dönerek sallanmak	gyrate v.
9	General	dönerek hareket etmek	spiral v.
10	General	dönerek/kıvrılarak hareket etmek	curl v.
11	General	dönerek ilerlemek	twist v.
12	General	(özellikle dönerek) hızlı ve sarsıntısız bir şekilde ilerlemek	bowl v.
13	General	dönerek top halini almak	clue v.
14	General	dönerek hareket etmek	coil v.
15	General	dönerek hareket etmek	corkscrew v.
16	General	dönerek uçmak	skirl v.
17	General	dönerek hareket etmek	skirl v.
18	General	saat aksi yönünden dönerek çalışan	lefthanded adj.
19	General	dönerek çalışan	rotary adj.
20	General	başı dönerek	giddily adv.
21	General	başı dönerek	reelingly adv.
22	General	geçmişe dönerek	retrospectively adv.
23	General	eski haline dönerek	round adv.
24	General	sokağa dönerek	streetwards adv.
25	General	sokağa dönerek	streetward adv.
26	General	başlangıç noktasına dönerek	full circle adv.
Phrasals
27	Phrasals	çevresinde dönerek daireler çizmek	circle around over something v.
28	Phrasals	(dönerek/döndürerek) kendini bir şeyle sarmak	roll oneself up in something v.
29	Phrasals	bir yoldan dönerek giriş yapmak	turn in v.
30	Phrasals	bir yerden aşağı dönerek inmek	spiral down v.
31	Phrasals	dönerek gitmek	roll off v.
32	Phrasals	dönerek kurtulmak	wrest out v.
33	Phrasals	dönerek bir şekil almak	wind into something v.
34	Phrasals	yukarı doğru dönerek çıkmak	twist up v.
35	Phrasals	dönerek yükselmek	twist up v.
36	Phrasals	(bir şeyin) etrafından dönerek yolu kısaltmak	cut around (something) v.
Colloquial
37	Colloquial	kırmızı ışıkta beklerken arabadan inip etrafında dönerek yer değiştirme	chinese fire drill n.
38	Colloquial	dönerek kafaya atılan yumruk	roundhouse punch n.
Idioms
39	Idioms	etrafında dört dönerek müsaade beklemek	cool the heels v.
Technical
40	Technical	dönerek rüzgarın estiği yönü gösteren ok	weathercock n.
41	Technical	dönerek işleyen	rotary adj.
Electric
42	Electric	başlangıç noktasına dönerek her iki yönde de besleme yapan besleme devresi	loop n.
Textile
43	Textile	dönerek aşındırma deneyi	rotary abrasion test n.
Automotive
44	Automotive	burgu gibi dönerek ilerleyen akış	vortex flow n.
Aeronautic
45	Aeronautic	kontrolü kaybetmiş bir uçağın kendi etrafında dönerek yere doğru hızla düşmesi	death spiral n.
Marine
46	Marine	hız bilgisini dönerek gemi hızını ölçme aletine aktaran pervane benzeri bir cihaz	fly n.
Medical
47	Medical	göğüs omurlarının sol tarafında aşağıya doğru seyrettikten sonra sağa dönerek vena azygos’a ya da bu ven’in vena hemiazigos ile birleşme yerine açılan ven	accessory hemiazygos vein n.
48	Medical	göğüs omurlarının sol tarafında aşağıya doğru seyrettikten sonra sağa dönerek vena azygos’a ya da bu ven’in vena hemiazigos ile birleşme yerine açılan ven	accessory hemiazygous vein n.
Anatomy
49	Anatomy	kaslara ait olup dönerek hareket eden	musculospiral adj.
50	Anatomy	kaslarla ilgili olup dönerek hareket eden	musculospiral adj.
Geometry
51	Geometry	hiperbolanın kendi ekseninde dönerek oluşturduğu hiperboloid	hyperboloid of revolution n.
Astronomy
52	Astronomy	iki gök cisminin eşzamanlı dönerek birbirinin hep aynı yüzünü görmesi	captured rotation n.
53	Astronomy	iki gök cisminin eşzamanlı dönerek birbirinin hep aynı yüzünü görmesi	synchronous rotation n.
54	Astronomy	iki gök cisminin eşzamanlı dönerek birbirinin hep aynı yüzünü görmesi	tidally locked rotation n.
55	Astronomy	uzayda kendi etrafında dönerek yapay yerçekimi oluşturan silindirik dev yapı	o'neill cylinder n.
56	Astronomy	yeryüzüne paralel eksende dönerek zamanı gösteren bir tür saat	polar clock n.
Agriculture
57	Agriculture	toprak içinde dönerek çalışan aletler	soil roller n.
Religious
58	Religious	kişinin başı dönene kadar dönerek düştüğü yerdeki harflere anlam yüklenen bir kehanet yöntemi	gyromancy n.
Military
59	Military	dönerek paralel durma	parallel christie n.
Sport
60	Sport	topun havada dönerek gitmesi	american twist n.
61	Sport	dönerek atış	pivot shot n.
62	Sport	özel yapılmış belli bir parkuru defalarca dönerek yapılan yarış	circuit race n.
63	Sport	yüzücünün yan dönerek suya atladığı bir atlama stili	twist n.
64	Sport	yüzücünün hem yanal hem de dikey biçimde dönerek suya atladığı atlama stili	twist dive n.
65	Sport	(eskrimde) rakibin yaptığı atağı dönerek savuşturma	octave n.
Basketball
66	Basketball	basketbolda rakip takım oyuncusuna ve potaya sırtını dönerek topu şut atabileceği veya potaya yaklaştırabileceği bir konuma getirmeye çalışmak	post up v.
Art
67	Art	dönerek gerçekleştirilen bir dans hareketi	fishtail n.
Music
68	Music	kendi etrafında spiral şeklinde dönerek gerçekleştirilen bir dans hareketi	spiral n.
Archaic
69	Archaic	darbenin gücünü arttırmak için dönerek hareket eden şey	whirlbat n.
70	Archaic	dönerek hareket eden şey	whirlbat n.