düğüm düğüm - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

düğüm düğüm



Sens de "düğüm düğüm" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 9 résultat(s)

Turc Anglais
General
düğüm düğüm knotty adj.
düğüm düğüm with many knots adj.
düğüm düğüm nodosous adj.
düğüm düğüm nodous adj.
düğüm düğüm tanglesome adj.
düğüm düğüm tangly adj.
düğüm düğüm nubby adj.
düğüm düğüm in knots adv.
Technical
düğüm düğüm node-to-node adj.

Sens de "düğüm düğüm" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 310 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
düğüm node n.
düğüm knot n.
düğüm tangle n.
General
düğüm rub n.
düğüm nodosity n.
adi düğüm hitch n.
düğüm çözme decoding n.
düğüm teorisi knot theory n.
acemice düğüm granny knot n.
düğüm difficulty n.
küçük düğüm burl n.
düğüm noktası crucial point n.
düğüm joint n.
düğüm (saç/kıl/lif vb'nde) mat n.
iki düğüm ortası loop n.
düğüm noktası vital point n.
düğüm atma tying a knot n.
düğüm gradient n.
düğüm noktası crux n.
düğüm twist n.
acemice düğüm granny's nitecap n.
bağlandığı yerde aşağı yukarı inip çıkan düğüm slipknot n.
düğüm noktası clincher n.
düğüm çizgisi line of node n.
düğüm climax n.
düğüm loop n.
düğüm knot n.
sıkı düğüm tightknit n.
düğüm nodule n.
düğüm noktası (öykü vb) nodus n.
düğüm tie n.
yarım düğüm half-hitch n.
düğüm hitch n.
düğüm knuckle n.
komşu düğüm neighbour node n.
küçük düğüm nodule n.
düğüm tanıtıcısı node id n.
ata düğüm parent node n.
üst düğüm parent node n.
düğüm noktası ile çözüm arasındaki bölüm falling action (in a work of literature) n.
düğüm düğüm olma knottiness n.
kör düğüm inextricable knot n.
üst düğüm top knot n.
düğüm nob [dialect] n.
düğüm nodosity n.
düğüm atan kimse tier n.
düğüm atan kimse tyer n.
idam ipine sekiz ya da dokuz tur dolayarak atılan düğüm tow [dialect] n.
idam ipine sekiz ya da dokuz tur dolayarak atılan düğüm hangman's halter n.
idam ipine sekiz ya da dokuz tur dolayarak atılan düğüm hangman's knot n.
aşkı temsil eden dekoratif bir düğüm true lover's knot n.
aşkı temsil eden dekoratif bir düğüm love knot n.
aşkı temsil eden dekoratif bir düğüm lover's knot n.
aşkı temsil eden dekoratif bir düğüm lovers' knot n.
aşkı temsil eden dekoratif bir düğüm true lovers' knot n.
düğüm twine n.
düğüm açan kimse unfastener n.
düğüm açan kimse undoer n.
düğüm açan kimse untier n.
düğüm açan kimse unraveler n.
düğüm açan kimse unraveller n.
düğüm açan kimse disentangler n.
düğüm atılarak yapılan dokuma knotwork n.
düğüm atarak yapılmış nesne knotwork n.
cadının büyü yapmak veya bozmak için attığı düğüm witchknot n.
çözülmeyi önlemek için her dolamada bir düğüm atarak gırcala ile kaplamak veya sabitlemek marl n.
bir kravatı bağlarken ekstra döndürmeler yapılarak elde edilen geniş ve üçgen bir düğüm windsor knot n.
bir düğüm türü hawser bend n.
acemice düğüm grannie n.
acemice düğüm granny n.
sağlam olmayan düğüm granny's knot n.
acemice düğüm granny's knot n.
ilmek yapılan ipin ucunu ilmeğin içinden geçirerek atılan düğüm overhand knot n.
adi düğüm overhand knot n.
ilmek yapılan ipin ucunu ilmeğin içinden geçirerek atılan düğüm single knot n.
adi düğüm single knot n.
büyük iskender'in çözemeyip kılıcı ile kestiği düğüm gordian n.
kırbacın ucundaki pamuksu düğüm cracker n.
(okçuluk) yay üzerindeki ufak düğüm pin n.
ipin makaradan çıkmasını engellemek için sekiz rakamı şeklinde atılan düğüm figure of eight n.
düğüm fleak n.
halatın bükülmesi ile atılan bir çeşit düğüm hareketi flype n.
çok ilmekli düğüm rolling hitch n.
düğüm atma sanatı ropework n.
kayan düğüm slide knot n.
düğüm açmak undo v.
düğüm olmak get knotted v.
atmak (düğüm) tie v.
düğüm atmak tie a knot v.
düğüm olmak knot v.
düğüm atmak knot v.
düğüm çözmek untie a knot v.
düğüm açmak untie a knot v.
tekstilde düğüm atmak teazel v.
düğüm çözmek disentangle v.
düğüm düğüm olmak kink up v.
tekrar düğüm olmak reknot v.
düğüm noktası oluşturmak throat v.
düğüm çözmek unentangle v.
düğüm atmak insnarl [obsolete] v.
düğüm atmak instop v.
düğüm veya ilmekle dantel işi yapmak intertwine v.
düğüm içinde olan tangly adj.
düğüm nodal adj.
düğüm gibi nodal adj.
düğüm ile ilgili nodal adj.
düğüm şeklinde nowed adj.
düğüm şeklinde nowy [obsolete] adj.
boğazına düğüm oturan chokey adj.
(düğüm atmada) hareketli kısmı sabit duran kısmın üzerinde olan overhand adj.
düğüm altında yer alan subnodal adj.
Phrasals
düğüm atarak tutturmak tie off v.
düğüm atarak bağlamak tie off v.
düğüm atarak sabitlemek tie off v.
örgüde düğüm atmak bind off v.
düğüm olmak kink up v.
düğüm yapmak kink up v.
düğüm olmak knot together v.
düğüm olmasına neden olmak knot together v.
Idioms
büyük İskender'in çözemeyip kılıcı ile kestiği düğüm gordion knot n.
büyük İskender'in çözemeyip kılıcı ile kestiği düğüm gordian knot n.
(birinin) boğazındaki düğüm a frog in (one's) throat n.
düğüm atmak tie something in a knot v.
düğüm atmak tie in a knot v.
her şey düğüm olduğu/birbirine girdiği için between the jigs and the reels adv.
(birinin) midesi düğüm düğüm olmuş (one's) stomach is in knots expr.
Technical
ayarlanabilir kirişin alt kısmını oluşturan ahşap benzeri düğüm timber hitch n.
ayarlanabilir kirişin alt kısmını oluşturan ahşap benzeri düğüm bowyer's knot n.
akım düğüm noktası current node n.
alt düğüm child node n.
ata düğüm ancestor node n.
bulonlu düğüm civatalı bağlantı bolted joint n.
civatalı düğüm bolted joint n.
düğüm tie n.
düğüm deneyi kink test n.
düğüm knot n.
düğüm loop n.
düğüm anahtarı nodal switch n.
düğüm geçiri matrisi node admittance matrix n.
düğüm yöntemi node analysis n.
düğüm genişletme damgası code extension character n.
düğüm noktası nodal point n.
düğüm slub n.
düğüm twist n.
düğüm gerilimi node voltage n.
düğüm düzlemleri nodal planes n.
etkin olmayan düğüm inactive node n.
karma düğüm mixed node n.
kısmi düğüm partial node n.
kök düğüm root node n.
son düğüm terminal node n.
uyumlu mantık düğüm sınıfları compatible logical node classes n.
uç düğüm terminal node n.
bir ipi geçici olarak başka bir ipin ortasına bağlamak için kullanılan bir düğüm weaver's hitch n.
bir ipi geçici olarak başka bir ipin ortasına bağlamak için kullanılan bir düğüm becket bend n.
bir ipi geçici olarak başka bir ipin ortasına bağlamak için kullanılan bir düğüm weaver's knot n.
kement yaparken halatta düğüm yerine kullanılan bir tür ilmek honda [us] n.
halat iplerinin birbirine karışmasını önlemek için atılan düğüm crown n.
iki düğüm ortası segment n.
düğüm haline getirmek nodalize v.
düğüm haline getirmek nodalise v.
halat ucunda düğüm oluşturmak crown v.
iki düğüm noktası arasında internodal adj.
Computer
ana düğüm host node n.
asıl düğüm primary node n.
ata düğüm ancestor node n.
ata düğüm parent node n.
bilinmeyen düğüm unknown node n.
çocuk düğüm child node n.
düğüm adı node name n.
düğüm kimliği node id n.
düğüm takımı code set n.
düğüm tanıtıcısı node id n.
düğüm adresi node address n.
düğüm türü node type n.
düğüm gruplandırma node grouping n.
düğüm node n.
eylemsiz düğüm inactive node n.
etkin olmayan düğüm inactive node n.
karma düğüm mixed node n.
komşu düğüm neighbour node n.
komşu düğüm neighbor node n.
microsoft network dizin hizmeti düğüm düzenleyicisi microsoft network directory service node editor n.
oğul düğüm child node n.
son düğüm terminal node n.
uç düğüm terminal node n.
üst düğüm parent node n.
düğüm sayısının kullanıcı sayısından fazla olması hyperconnectivity n.
veri yolu düğüm modülü bus node module n.
düğüm duraklat pause node expr.
çok fazla düğüm too few knots expr.
düğüm çıkar evict node expr.
Informatics
aktif olmayan düğüm inactive node n.
alt düğüm child node n.
ana düğüm master node n.
ata düğüm ancestor node n.
düğüm tanıtıcısı node id n.
hedef düğüm destination node n.
karma düğüm mixed node n.
kök düğüm root node n.
pasif düğüm passive node n.
uç düğüm terminal node n.
yaprak düğüm leaf node n.
Telecom
aktif düğüm noktası active node n.
ağ geçit düğüm noktası gateway node n.
ara düğüm intermediate node n.
artan düğüm ascending node n.
azalan düğüm descending node n.
düğüm B node B n.
düğüm noktası correspondent node n.
düğüm node  n.
lifli düğüm fiber node n.
mobil düğüm noktası mobile node n.
özel şebeke düğüm arayüzü private network node interface n.
son düğüm end node n.
şebeke düğüm arayüzü network node interface n.
şebeke düğüm arayüz işaretleşme yeteneği network node interface signalling capability n.
Electric
akım düğüm noktası current node n.
düğüm gerilimi node voltage n.
düğüm noktası branch point n.
Textile
dokuma kumaştaki küçük düğüm veya yumru nib n.
yorgan, minder veya döşemenin bağlama ipliklerinin ucuna uygulanan bir grup düğüm tuft n.
halı ve kilim yapımında kullanılan bir düğüm turkish knot n.
halı ve kilim yapımında kullanılan bir düğüm ghiordes knot n.
düğüm kopma mukavemeti knot breaking load n.
düğüm tipleri types of knots n.
düğüm ve halka kopma mukavemeti knot and loop strength n.
düğüm makinesi knotting machine n.
hareketli düğüm slip knot n.
(dantel, nakış) modelin parçalarını birbirine bağlayan ilmek veya düğüm bride n.
kumaştaki iplik, düğüm gibi kusurları ortadan kaldıran kimse burler n.
(eğrilme, örgü ve düğüm içeren) bir iskandinav halısı dokuma tarzı rya n.
dörtlü düğüm ile bağlanmış kravat four-in-hand n.
yumrulaşan düğüm noktası slug n.
düğüm snick n.
Construction
mertek düğüm noktası hip joint n.
ufak düğüm nodule n.
Automotive
düğüm node n.
düğüm noktası node point n.
Railway
demiryolu hattının tren manevra istasyonuna girdiği veya çıktığı düğüm noktası throat n.
Marine
içerisinde iki adet göz/boşluk bulunan bir düğüm şekli cat's-paw n.
içerisinde iki adet göz/boşluk bulunan bir düğüm şekli cats-paw n.
bir çeşit düğüm bowline n.
düğüm bend n.
ikincil düğüm secondary tie-off n.
ilk düğüm primary tie-off n.
suyun derinliğini belirtmek için ölçüm kordonuna çeşitli aralıklarla yerleştirilmiş düğüm veya parça mark n.
bir tür sağlam olmayan düğüm granny's bend n.
olta iplerini birbirine bağlamak için kullanılan bir düğüm barrel knot n.
rüzgar yönünü gösteren bayrakta düğüm waft n.
denizci halatının düğüm atıldıktan sonra kalan kısmının uzunluğu drift n.
halatın çapa halkasına sabitlendiği düğüm clinch n.
sekiz rakamı şeklinde bir düğüm figure-of-eight knot n.
iki ayrı ucu birbirine bağlamak için atılan düğüm fisherman's knot n.
(düğüm noktasında oluşan) halat gözü flemish eye n.
halatın çözülmesini önlemek için ucuna düğüm atmak veya küçük bir nesne takmak whip v.
Medical
düğüm dışı lenfoma extranodal lymphoma n.
düğüm nodule n.
sinüs düğüm disfonksiyonu sinus node dysfunction n.
sinoatriyal düğüm sinoatrial node n.
sinoatriyal düğüm sinoauricular node n.
(düğüm) sinoatriyal sinoatrial adj.
(düğüm) sinoatriyal sinuatrial adj.
(düğüm) sinoatriyal sinoauricular adj.
(düğüm) sinoatriyal sinuauricular adj.
Anatomy
atriyovenriküler düğüm atrioventricular node n.
atriyovenriküler düğüm a-v node n.
atriyoventriküler düğüm av node n.
sinoatriyal düğüm s-a node n.
sinoatriyal düğüm sinus node n.
Physiology
düğüm ritmi nodal rhythm n.
kalp atriyoventriküler düğüm tarafından kontrol edilirken mevcut olan normal kardiyak ritim nodal rhythm n.
kalp atriyoventriküler düğüm tarafından kontrol edildiğinde oluşan normal kalp ritmi atrioventricular nodal rhythm n.
Parasitology
erik, kiraz ve benzeri bitkilerin dallarında siyah, düğüm benzeri şişkinliklere neden olan apiosproina morbosa mantarı hastalığı black knot n.
erik, kiraz ve benzeri bitkilerin dallarında siyah, düğüm benzeri şişkinliklere neden olan dibotryon morbosum mantarı hastalığı black knot n.
bektaşiüzümü dallarında siyah, düğüm benzeri şişkinliklere neden olan tahrip edici bir dibotryon ribesia mantarı hastalığı black knot n.
Math
(düğüm teorisinde) atılmamış ilmik unknot n.
180 derecelik açı değişimi içeren düğüm dönüşümü flype n.
Geometry
birbirini keserek düğüm oluşturan iki kola ayrılmış üçüncü dereceden denklemli eğri nodated hyperbola n.
düğüm oluşturan nodated adj.
Physics
düğüm çizgisi nodal line n.
düğüm noktası node n.
düğüm noktası nodal point n.
kısmi düğüm partial node n.
durağan dalgadaki iki bitişik düğüm arasındaki maksimum genlik bölgesi antinode n.
iki ardışık düğüm arasındaki titreşen kısım ventral segment n.
(düğüm teorisinde) düğümdeki pozitif geçiş sayısından çıkarılan negatif geçiş sayısı writhe n.
Chemistry
düğüm düzlemi nodal plane n.
düğüm yüzeyi nodal surface n.
Marine Biology
düğüm hasatalığı knot disease n.
düğüm hasatalığı pimple disease n.
Astronomy
ayın düğüm üzerinde gerçekleştirdiği 12 derecelik açı alanı lunar ecliptic limit n.
Botanic
kök üzerinde iki düğüm arasındaki boşluk articulation n.
Fishery
çeşitli ilmik teknikleri ile yapılan ve olta balıkçılığında kullanılan bir düğüm turle knot n.
çeşitli ilmik teknikleri ile yapılan ve olta balıkçılığında kullanılan bir düğüm turtle knot n.
Literature
düğüm bölümü midstory n.
Linguistics
düğüm node n.
düğüm çözme decode n.
düğüm code n.
düğüm-düzen code n.
yeni düğüm yaratma adjunction n.
History
antik dönemlerde sonsuz sevgi ve bağlılığı simgeleyen düğüm nowes [obsolete] n.
Geography
(topoloji) düğümün meridyenle buluştuğu düğüm companion n.
Geology
düğüm noktası choke point n.
Music
düğüm clausula n.
Theatre
senaryoda olayların yükselip çıkmaza girdiği düğüm bölümü node n.
Archaic
halatın kaymasını önlenmek için geminin tiramola düzeneğinde yer alan düğüm mouse n.
düğüm açmak unclew v.
Engineering
her düğüm noktasında üç dal bulunan grafik snark n.
Star Wars
düğüm kasabası tangletown n.