daha başka - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

daha başka



Sens de "daha başka" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 3 résultat(s)

Turc Anglais
General
daha başka further adj.
daha başka else adj.
daha başka any more adv.

Sens de "daha başka" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 92 résultat(s)

Turc Anglais
General
daha güçlü başka bir devletçe kontrol edilip korunan devlet protectorate n.
operasyonları desteklemek için daha fazla gerekli olmayan ve başka alanlara transfer edilmeye uygun vasıtaların sökülmesi roll-up n.
bir iyilik yaptıktan sonra başka bir iyilik daha yapma ihtimalinin azalması moral licensing n.
daha aşağı fiyat teklif etmek (başka bir kimse veya firmadan) underbid v.
daha mühim başka bir iş yüzünden yapmamak overslaugh v.
bir şeye ek olarak başka bir şey daha yapmak/yaptıklarını çeşitlendirmek diversify from something into something else v.
ertelenme dolayısıyla daha başka bir zamanda bilet almayı kabul etmek take a rain check v.
(başka bir şeyden) daha kötü performans göstermek underperform v.
(başka bir şeyden) daha kötü kokmak overstink v.
(başka bir şeyden) daha iğrenç kokmak overstink v.
(başka tekneden) daha hızlı gitmek outfoot v.
daha az önemli olan (başka bir şeye göre) subordinate adj.
daha önce başka birinin sahip olduğu fakat halen iyi durumda olan ürün nearly-new adj.
daha az önemli olan (başka bir şeye göre) understrapping adj.
daha fazla başka any more adv.
-den daha başka farther than prep.
(başka bir şeyden) daha yakın within prep.
(başka bir şeyden) daha uzakta olmayan within prep.
Phrasals
(birini veya bir şeyi başka birinden veya bir şeyden) daha arkaya/aşağıya koymak place behind (someone or something) v.
(birine veya bir şeye başka birinden veya bir şeyden) daha az sevgi ve saygı göstermek place behind (someone or something) v.
(birine veya bir şeye başka birinden veya bir şeyden) daha az önem vermek place behind (someone or something) v.
(birine veya bir şeye başka birinden veya bir şeyden) daha az değer vermek place behind (someone or something) v.
(birini/bir şeyi sıralamada başka birinden/bir şeyden) daha alt sıraya koymak/yerleştirmek place someone or something behind someone or something v.
bir şeyi (daha avantajlı) başka bir şekle dönüştürmek parlay something into something v.
(bir seyircileri) başka bir (daha sonra çıkacak olan ünlü) gruba hazırlamak warm someone up v.
bir veya daha fazla bilgisayar dosyasını başka bir formatta kaydetmek/başka bir formata dönüştürmek render down v.
(birine ya da bir şeye başka birinden ya da bir şeyden) daha değer vermek prize (someone or something) above (someone or something else) v.
birine ya da bir şeye başka birinden ya da bir şeyden daha değer vermek prize someone or something above someone or something v.
birine ya da bir şeye başka birinden ya da bir şeyden daha değer vermek put (someone or something) above (someone or something) v.
birine ya da bir şeye başka birinden ya da bir şeyden daha değer vermek put someone or something above someone or something v.
riski düşürmek için aynı bahsi başka bir bahisçide daha oynamak lay off v.
riski azaltmak için aynı bahsi veya bir kısmını başka bir bayide daha oynamak lay off v.
Colloquial
başka birinin daha el atması extra pair of hands n.
başka birinin daha yardım elini uzatması extra pair of hands n.
başka birinin daha yardım etmesi extra pair of hands n.
(daha iyi şartlar sunarak) başka yerde çalışmaya ikna etmek headhunt v.
ingilizcenin yanında başka bir dil daha konuşmak parley-voo v.
(mevcuttan) daha başka all adj.
daha başka aklınıza ne gelirse anything you want to name expr.
daha başka ne yapılabilir? what more can be done? expr.
Idioms
başka/daha önemli iş/işler better fish to fry n.
yapacak/uğraşacak başka/daha önemli iş/işler better fish to fry n.
başka/daha önemli işlerle (meşgul olma) better fish to fry n.
başkasının söylediği bir özlü sözü bilmeden daha tanınmış/başka bir kişiye mal etme churchillian drift n.
başka bir göreve daha bakmak double in brass v.
aynı anda başka bir işlevi daha görmek do double duty as v.
başka bir role/pozisyona daha sahip olmak wear another hat v.
aynı zamanda başka bir pozisyonu/rolü daha olmak wear another hat v.
aynı zamanda başka bir rolde/pozisyonda daha çalışmak wear another hat v.
aynı zamanda başka bir rolde/pozisyonda daha görev yapmak wear another hat v.
aynı anda başka bir rolü/görevi daha olmak wear another hat v.
başka bir rolü/pozisyonu daha olmak wear another hat v.
(bir şey) olduğunda (başka bir şey) daha yeni/henüz bitmiş/olmuş olmak no sooner (do something) than (do something else) v.
bir yerde yaşanan kötü bir durumun başka bir yerde daha büyük sorunlara yol açması if (something) sneezes, (something else) catches a cold expr.
bir yerde yaşanan kötü bir durumun başka bir yerde daha büyük sorunlara yol açması if (something) catches a cold, (something else) gets pneumonia expr.
bir yerde yaşanan kötü bir durumun başka bir yerde daha büyük sorunlara yol açması when (something) catches a cold, (something else) gets pneumonia expr.
bir yerde yaşanan kötü bir durumun başka bir yerde daha büyük sorunlara yol açması when (something) sneezes, (something else) catches a cold expr.
bir yerde yaşanan kötü bir durumun başka bir yerde daha büyük sorunlara yol açması when the US/UK/China, etc. sneezes, Japan/Germany, etc. catches cold expr.
bir yerde yaşanan kötü bir durumun başka bir yerde daha büyük sorunlara yol açması when a sneezes, b catches a cold expr.
bir başka sorun/aksilik daha! It's one thing after another! expr.
bir başka sorun/aksilik daha! If it's not one thing it's another! expr.
bir başka sorun/aksilik daha! It's just one thing after another! expr.
bir başka yalan daha su yüzüne çıktı another lie nailed to the counter expr.
Speaking
bana daha başka ne söylemedin? what else didn't you tell me? expr.
burada başka bir iz daha var there's another trail here expr.
daha başka? anything else? expr.
Trade/Economic
daha yüksek ücretlerle başka kuruluşlardan işçi çekme labor piracy n.
(başka satıcıdan) daha ucuza satmak outprice v.
Technical
bir yerde daha erken başlayıp başka bir yerde daha geç biten time-transgressive adj.
benzer uzunluktaki başka bir org düğmesinden bir oktav veya daha yüksek sesi olan harmonic adj.
Marine
deniz veya başka su kütlelerinin daha derin kısımlarında gerçekleştirilen balıkçılık veya dalgıçlık deep-sea n.
(seyir halindeki başka geminin) daha büyük yelken kapasitesinden faydalanmak overbear v.
Chemistry
iki veya daha fazla maddenin başka bir bileşik oluşturmak için bir araya geldiği kimyasal reaksiyon addition n.
madeni para yapımında kullanılan, bakır gibi başka bir metalin daha yüksek oranda olduğu altın veya gümüş alaşımı billon n.
bir solüsyonun başka bir solüsyondan daha yüksek osmotik basınca sahip olması hypertonicity n.
çözeltinin başka çözeltiden daha düşük ozmotik basınca sahip olma derecesi hypotonicity n.
Biology
boru şeklinde ve (başka bir şekilde daha) anlamı veren ön ek tubulo- pref.
Astronomy
başka bir gezegenin hareketine tabi ve ondan daha küçük olan gök cismi undersphere n.
Linguistics
kullanan kişinin eş anlamlı başka bir kelimeye göre sosyal açıdan daha kabul edilebilir gördüğü kelime genteelism n.
bileşik kelimenin başka bir kelimeyle daha kaynaşarak yeni bir bileşik yapı oluşturması decompound n.
hecedeki başka bir ünlüden daha az belirgin olan (ünlü harf) nonsyllabic adj.
Religious
başka bir ülkedeki büyük bir manastıra bağlı olan daha küçük ibadethane alien priory n.
Geology
bir yerde daha erken başlayıp başka bir yerde daha geç biten time-transgressive adj.
Military
iki veya daha fazla ulusun kendilerinin iştirak ettikleri veya başka ulusların oluşturduğu bir kuvvete sağladığı lojistik destek programı multinational logistic support arrangement n.
Sport
(bilardo) beyaz topla vurulan topun masadaki başka bir topa daha çarptığı bir vuruş combination n.
başka atın daha önce geçtiği yolda ilerlemek cross v.
Card
oyun kozla açılmadığında başka bir oyuncununkinden daha zayıf bir koz oynamak undertrump v.
elindeki daha az değerli bir kartı (başka kart ile) değiştirmek rob v.
Music
benzer uzunluktaki başka bir org düğmesinden bir oktav veya daha yüksek sesi olan harmonical adj.
Cinema
sahnenin bir kısmının bloke edilip daha sonra başka bir çekim görüntüsü ile değiştirildiği sinema filmi efekti matte n.
Abbreviation
daha önce referans verilmiş bir kitabın başka sayfasına referans verirken kullanılan kısa ifade o.c. (opere citato) n.
Slang
siyah insanlarla cinsel ilişki kuranlar bundan o kadar keyif alırlar ki bir daha siyahlardan başka insanlarla cinsel ilişki kurmazlar anlamında deyim once you go black, you never go back expr.