doğa - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

doğa



Sens de "doğa" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 11 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
doğa nature n.
General
doğa internal n.
doğa nature n.
doğa disposition n.
doğa earth n.
doğa make-up n.
doğa hair [obsolete] n.
doğa clay n.
Idioms
doğa the great outdoors n.
Trade/Economic
doğa nature n.
Religious
doğa heaven n.

Sens de "doğa" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 266 résultat(s)

Turc Anglais
General
doğa teolojisi natural theology n.
bakir doğa virgin nature n.
bakir doğa wilderness n.
el değmemiş doğa wilderness n.
doğa tarihi natural history n.
doğa bilgisi natural history n.
doğa kanunu law of nature n.
doğa yasalarında makaleler contributions in natural law n.
doğa rezervatı nature reserve n.
doğa koruma nature conservation n.
doğa parkuru nature trail n.
doğa şartları element n.
doğa bilimleri natural science n.
doğa filmi scenic n.
doğa sevgisi love of nature n.
doğa koruma alanı nature protection zone n.
edebiyatta doğa nature in literature n.
doğa bilimleri uzmanı naturalist n.
doğa tarihi müzeleri natural history museums n.
doğa koşulları natural conditions n.
doğa harikası nature's wonder n.
doğa harikası wonder of nature n.
doğa harikası natural wonder n.
alman doğa bilimci steller n.
doğa tutkunları nature-lovers n.
doğa kanunu natural law n.
doğa bilimi physical science n.
doğa sever nature lover n.
doğa güçleri elements n.
doğa eğitimi nature training n.
doğa eğitimi nature education n.
doğa-üstü güç supernatural power n.
doğa ana mother nature n.
doğa olayı fact of nature n.
doğa ötesi metaphysics n.
doğa ötesi metaphysical n.
doğa insanı outdoorsman n.
doğa sporları outdoor sports n.
doğa yürüyüşü bush walk n.
doğa tarihi müzesi natural history museum n.
park/doğa görevlisi park ranger n.
doğa olayları natural events n.
doğa olayları nature events n.
doğa bilimci naturalist n.
vahşi doğa wild nature n.
vahşi doğa the wild n.
doğa turu nature excursion n.
doğa gezisi nature excursion n.
doğa gezisi nature tour n.
doğa turu nature tour n.
doğa gezisi nature trip n.
doğa turu nature trip n.
doğa fotoğrafçılığı nature photography n.
doğa belgeseli nature documentary n.
doğa fotoğrafı nature photography n.
doğa fotoğrafı nature photo n.
doğa yürüyüşü hiking n.
günübirlik doğa yürüyüşü hiking n.
doğa dinlerine tapan kimse pagan n.
doğa olayı natural phenomenon n.
doğa şekilleri nature shapes n.
doğa bilimcisi natural scientist n.
doğa sevgisi naturalism n.
doğa sevgisi naturalism n.
doğa tarafından üretilme naturity [obsolete] n.
bakir doğa the wilds n.
doğa yürüyüşü tramp n.
doğa yürüyüşü yapan kimse tramper [new zealand] n.
doğa yürüyüşü grubu tramping club [new zealand] n.
doğa tarihçisi naturalist n.
insan olarak kişileştirilen doğa üstü yaratık man [obsolete] n.
canlı doğa bios n.
el değmemiş doğa wild n.
bakir doğa wild n.
hareket ve tepki gibi doğa olaylarında görülen veya bu olayların oluşmasından sorumlu temel fiziksel veya kimyasal süreçler mechanism n.
doğa yürüyüşü yapma monkery [uk] n.
doğa yürüyüşü bushwalk [australia/new zealand] n.
doğa kanunları god n.
soyut yasalar yerine somut olguları konu edinen doğa bilimi concrete science n.
doğa üstü olma durumu paranormality n.
içsel doğa inside n.
doğa filozofu physician [obsolete] n.
doğa olaylarının tanımı physiography n.
doğa bilimi physiology [obsolete] n.
doğa felsefesi physiology [obsolete] n.
doğa teorisi physiology [obsolete] n.
doğa görüşü physiology [obsolete] n.
doğa hakkındaki bilgiler bütünü physiosophy n.
doğa konusunda bilgelik physiosophy n.
doğa fenomenlerine tapma physitheism n.
doğa baskısı phytoglyphy n.
bilim veya doğa olaylarına ilişkin asılsız bilgi sciosophy n.
(çalışma konusu olarak) doğa bilimleri stinks [uk] n.
gülmek (talih, doğa vb) smile on v.
doğa belgeseli seyretmek watch a nature documentary v.
doğa belgeseli izlemek watch a nature documentary v.
doğa yürüyüşüne çıkmak go on a nature walk v.
doğa üstü güçlere sahip olmak charm v.
doğa yürüyüşüne çıkmak tramp v.
doğa kanunları gereğince zorunlu kılınmak must v.
doğa güçleri ile ilgili elementary adj.
daha önce yaşamadığı bir iklim ve doğa ortamına getirilen ve orada yaşamaya devam eden (canlı) naturalized adj.
doğa güçleri ile ilgili elemental adj.
doğa dostu nature-friendly adj.
doğa ile uyumlu compatible with nature adj.
daha önce yaşamadığı bir iklim ve doğa ortamına getirilen ve orada yaşamaya devam eden (canlı) naturalised adj.
doğa dostu eco-friendly adj.
doğa bilimlerine ait naturalist adj.
doğa bilimlerine ait naturalistic adj.
doğa bilimlerinin metodu olan hard adj.
doğa bilimlerinde öğretilen hard adj.
doğa felsefesi ile ilgili physic adj.
doğa felsefesine ilişkin physic adj.
doğa yasalarıyla ilgili physical adj.
doğa yasalarına uygun physical adj.
doğa bilimlerine ait veya ilişkin physical adj.
doğa baskısı ile ilgili phytoglyphic adj.
doğa üstü yollar ile paranormally adv.
doğa anlamını veren bir ön ek physi- pref.
doğal anlamını veren bir ön ek: doğa çalışmasına dayalı anlamını veren bir ön ek physico- pref.
doğa anlamını veren bir ön ek physio- pref.
Phrases
doğa mı yetiştirme mi nature versus nurture expr.
Proverb
doğa boşluktan nefret eder nature abhors a vacuum
doğa/tabiat boşluktan nefret eder (boşluk istemez) nature abhors a vacuum
Idioms
el değmemiş doğa god's country n.
doğa olayı an act of god n.
doğa olayı an act of god n.
el değmemiş doğa god's (own) country [cliché] n.
doğa ile bütünleşmek commune with nature v.
(birini) rahat bırakmamak (doğa üstü varlıklar) come back to haunt (one) v.
(birinin) peşini bırakmamak (doğa üstü varlıklar) come back to haunt (one) v.
(birini) rahat bırakmamak (doğa üstü varlıklar) return to haunt (one) v.
(birinin) peşini bırakmamak (doğa üstü varlıklar) return to haunt (one) v.
doğa ananın (bir şeyi) (mother) nature's (something) expr.
Trade/Economic
doğa-borcu takası debt-for-nature swaps n.
doğa-için-borç takası debt-for-nature swaps n.
doğa uyumlu etiketleme eco-labelling n.
doğa uyumlu etiketleme eco-labeling n.
Law
doğa olayı natural event n.
doğa kanunu natural law n.
Politics
dünya doğa koruma birliği international union for conservation of nature n.
Institutes
ingiltere'de doğa rezervlerini yönetmek ve doğanın korunması hakkında bilgi sağlamak üzere yasayla oluşturulan bir kurul nature conservancy council n.
doğa koruma ve milli parklar genel müdürlüğü general directorate of nature conservation and national parks n.
dünya doğa fonu worldwide fund for nature n.
doğa koruma ve milli parklar genel müdürlüğü directorate of nature conservation and national parks n.
ümit burnu doğa koruma bölgesi cape of good hope nature reserve n.
Tourism
doğa bazlı turizm nature-based tourism n.
doğa turizmi nature tourism n.
doğa yürüyüşü bushwalking n.
doğa yürüyüşü trekking n.
doğa yürüyüşü tramping n.
doğa sporları nature sports n.
doğa yürüyüşü nature walk n.
Technical
kimyasal süreç içeren doğa olayı chemical phenomenon n.
doğa tarafından üretilen süreç natural action n.
doğa tarafından üretilen süreç natural process n.
doğada var olan veya doğa tarafından üretilen süreç natural process n.
doğa yasası işlev üreteci natural law function generator n.
Computer
doğa web sitesi nature web site n.
doğa taşı nature move n.
doğa yardım nature help n.
doğa bip nature beep n.
doğa kalem nature pen n.
doğa kenar çubuğu nature sidebar n.
doğa yasası işlev üreteci natural law function generator n.
doğa künyesi nature masthead n.
doğa hayır nature no expr.
doğa bekle nature wait expr.
doğa yukarı nature up expr.
Construction
doğa koruma alanı nature protection area n.
Marine
doğa bilimi natural science n.
hidrografla açıklanan doğa olayı hydrographic phenomena n.
Psychology
doğa yasası natural law n.
doğa-çevre tartışması nature-nurture controversy n.
doğa zekası naturalistic intelligence n.
ikinci doğa second nature n.
Chemistry
doğa hali state of nature n.
Biology
doğa tarihi alanında eğitim gören kimse naturalist n.
memelilerin doğa tarihi mazology n.
doğa bilimcinin gözlemleyip tanımladığı türlerin toplam kaydı life list n.
Marine Biology
doğa farkı allogeneity n.
Astrology
mısırlılara ait astrolojiyi, evrensel ilkeleri, semavi varlıkların doğa ve düzenlerini, tıbbi konuları ele alan kitaplar hermetic books n.
Forestry
doğa yürüyüşü yapanların kullanımı için çalıdan yapılmış kulübe tramping hut [new zealand] n.
Social Sciences
insan ve doğa kanunlarının tek bir uyumlu kuvvette birleştiğini savunan sosyolojik doktrin monism n.
doğa tarihi araştırmaları yürütmek naturalise v.
doğa tarihi araştırmaları yürütmek naturalize v.
Education
doğa felsefesi natural philosophy n.
doğa tarihi natural history of the earth n.
doğa bilimleri fakültesi faculty of natural sciences n.
Religious
tanrı ve onun niteliklerinin kanıtlarının doğa olaylarında kendini gösterdiği inancına dayanan din natural religious n.
doğa güçlerine tapınma naturism n.
doğa tanrılarına ibadeti iyicil cadılıkla harmanlayan din veya geleneklerin yeniden canlandırılması neopaganism n.
yahudiler tarafından sahte tanrı olarak kabul edilen, eski sami halklarının inandığı çeşitli yerel bereket ve doğa tanrıları baal n.
(şintoizm'de) doğa olaylarını ve bazen de özel yetenekli kişileri mesken tuttuğuna inanılan kutsal ruhlar kami n.
kendi içinde çeşitli kollara ayrılan, doğa tabanlı, dogmatik olmayan çağdaş bir pagan dini wicca n.
(hinduizm) doğa dharma n.
(hinduizm) doğa kanunu dharma n.
doğa dinleri sınıfı paganism n.
Philosophy
animistlerin bazı doğa olayları veya nesnelerde yaşadığına inandığı ruh numen n.
doğayı temel alan ve felsefi sorunları doğa bilimleri vasıtasıyla inceleyen bir felsefe akımı new realism n.
yalnızca insanların eylemlerinin değil, tarih ve doğa olaylarının da belirli amaçlarla belirlendiğini ve yönetilegeldiğini savunan doktrin teleology n.
doğa felsefesi philosophy of nature n.
doğa bilimleri natural sciences n.
mantık, metafizik, etik, şiir, siyaset ve doğa bilimleriyle ilgilenen bir felsefi akım aristotelianism n.
mantık, metafizik, etik, şiir, siyaset ve doğa bilimleriyle ilgilenen bir felsefi akım peripateticism n.
eski çin felsefesinde birbirini tamamladığı düşünülen iki doğa kuvvetinden biri yang n.
(iyonyalı doğa filozoflarına göre) başlangıçtan beri var olan maddenin özel bir çeşidi matter n.
(iyonyalı doğa filozoflarına göre) dört elementten biri veya daha çoğu matter n.
(insan, obje) iç doğa inscape n.
doğa fenomenini küçük madde parçacıkları ile açıklamaya çalışan felsefi görüş corpuscular philosophy n.
doğa felsefesi physico-philosophy n.
fizik veya doğa felsefesini baz alan teoloji dalı physico-theology n.
deneyimin ve dolayısıyla da doğa olaylarının olanaklılığını ifade eden constitutive adj.
Environment
doğa terörü ecoterrorism n.
doğa koruma alanı natural reserve n.
doğa koruma alanı nature preserve n.
doğa terörü ecological terrorism n.
doğa koruma alanı bioreserve n.
doğa bilinci green consciousness n.
doğa uyumlu etiketleme ecolabelling n.
doğa terörü eco-warfare n.
doğa koruma alanı natural preserve n.
doğa koruma alanı preserve n.
doğa koruma alanı nature reserve n.
doğa koruma alanı natural conservation area n.
doğa terörü ecological warfare n.
önemli doğa alanı (öda) key biodversity area (kba) n.
önemli doğa alanı (öda) key biodiversity area (kba) n.
yüksek doğa değeri high nature value n.
dünya doğa ve doğal kaynakları koruma birliği ve dünya doğayı koruma vakfı tarafından ülkelerin ekosistemlerini korumalarına yardımcı olmak için başlatılmış bir strateji world conservation strategy n.
doğa bilimleri uzmanı faunist n.
doğa bilimci faunist n.
doğa dostu environmentally-kind adj.
doğa karşıtı antinatural adj.
doğa dostu ecofriendly adj.
Geography
kanada'nın ontario eyaletinde bir doğa parkı algonquin park n.
kanada'da bir doğa parkı tuktut nogait national park n.
teksas'ta bir doğa parkı alibates flint quarries national monument n.
göl veya nehir suyundan etkilenip kıyılardakinden farklı bir doğa ve bitki örtüsü olan toprak sınırını belirten çizgi high-water mark n.
Meteorology
akdeniz (mediterranean) ve kasırga (hurricane) kelimelerinin birleşiminden oluşan akdenize özgü nadir bir doğa olayı medicane n.
Geology
(kayaç) doğa olaylarının etkisiyle parçacıklı hale gelmek disintegrate v.
Sport
doğa/açık arazi koşusu cross country run n.
doğa/açık arazi koşusu cross country running n.
doğa koşucusu harrier n.
doğa sporları field sports n.
sırt çantasıyla doğa yürüyüşüne çıkmak pack v.
Art
doğa resimlerinin dahil olduğu sanat üslubu landscape n.
sanat eserinin konusu olarak doğa formu life n.
bir doğa olayının veya mühendislik tasarımının detaylarını genellikle camın altında sergileyen ölçekli maket diorama n.
resimli bir arka planın önünde gerçekçi bir doğa ortamı yaratılarak oluşturulan sahnenin ortasına yerleştirilen, gerçek boyutlu bir vahşi yaşam modeli veya sahnesi diorama n.
Theatre
ispanya'ya özgü kısa ve doğa manzaralı bir perde arası oyunu tonadilla n.
Mythology
doğa ana earth mother n.
küçük asya menşeli friglerin tapındığı doğa tanrıçası magna mater n.
(roma mitolojisi) doğa ve bereket tanrısı faunus n.
Archaic
doğa bilimleri physic n.
doğa bilimleri uzmanı physicist n.
doğa bilimi physics n.
doğa olaylarını teorileştirmek physiologize v.
doğa kanunları ile açıklamak physiologize v.
doğa olaylarını teorileştirmek physiologise v.
doğa kanunları ile açıklamak physiologise v.
Reptiles
batı avrupa ve doğa asya'da yaygın olan zehirli bir yılan common european adder n.
batı avrupa ve doğa asya'da yaygın olan zehirli bir yılan common european viper n.
batı avrupa ve doğa asya'da yaygın olan zehirli bir yılan vipera berus n.
Slang
doğa gözlem teleskobu pole n.
Modern Slang
birkaç farklı doğa sporunun kombinasyonundan oluşan yarış adventure race n.