|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
| General |
|
| 1 |
General |
şöminenin etrafındaki dekorlar |
surround n.
|
|
| 2 |
General |
etrafındaki insanlar |
the people around someone n.
|
|
| 3 |
General |
göz etrafındaki kaz ayağı tabir edilen kırışık bölge |
crow's foot n.
|
|
| 4 |
General |
dünyanın güneş etrafındaki dönüşü |
the rotation of the earth around the sun n.
|
|
| 5 |
General |
bir masanın yanında ve etrafındaki alan |
tableside n.
|
|
| 6 |
General |
insan vücudunun etrafındaki enerji alanı |
aura n.
|
|
| 7 |
General |
etrafındaki her şeyi içine çektiği düşünülen şey |
vortex n.
|
|
| 8 |
General |
taştan veya etrafındaki doğal malzemeden kesilerek çıkarılan değerli taş |
matrix n.
|
|
| 9 |
General |
ayın etrafındaki ışıklı halka |
broch [scotland] n.
|
|
| 10 |
General |
(bardak etrafındaki) dekoratif şerit |
hoop n.
|
|
| 11 |
General |
ışığın etrafındaki küre |
moon n.
|
|
| 12 |
General |
(büyük bir motorun etrafındaki) yükseltilmiş platform |
gallery n.
|
|
| 13 |
General |
dokuma bir kumaşın etrafındaki şerit |
list n.
|
|
| 14 |
General |
papaz evi ve etrafındaki arazi |
glebe n.
|
|
| 15 |
General |
şömine etrafındaki alan |
hearthstone n.
|
|
| 16 |
General |
şövalyelik nişanı veya baronet rozetinin merkezi etrafındaki halka |
circlet n.
|
|
| 17 |
General |
nokta veya eksen etrafındaki dairesel hareket |
circulation n.
|
|
| 18 |
General |
yahudi mabedinin etrafındaki açık alan |
court n.
|
|
| 19 |
General |
kalça kemiği etrafındaki romatizmal veya nevraljik ağrı |
ischiadic passion [obsolete] n.
|
|
|
|
| 20 |
General |
vücudun boylamsal ekseni etrafındaki dönüşler |
pirouettes n.
|
|
| 21 |
General |
kimyasal bileşikteki atomların veya grupların (çekirdek etrafındaki) göreli konumları |
orientation n.
|
|
| 22 |
General |
kara etrafındaki görüşü kısıtlamak |
shut in the land v.
|
|
| 23 |
General |
(kaş, ağız etrafındaki) buruşuklukları gidermek |
unpucker v.
|
|
| 24 |
General |
(delik etrafındaki çapakları) çıkarmak |
spud v.
|
|
| 25 |
General |
(delik etrafındaki çapakları) temizlemek |
spud v.
|
|
| 26 |
General |
etrafındaki kültürü benimsemiş |
inculturated adj.
|
|
| 27 |
General |
ortası boş bir armalı kalkanın etrafındaki kenarlık şeklinde |
in orle adv.
|
|
| Colloquial |
|
| 28 |
Colloquial |
bel etrafındaki yağlanma |
love handles n.
|
|
| Idioms |
|
| 29 |
Idioms |
etrafındaki kimseyi dikkate almama |
navel-gazing n.
|
|
| 30 |
Idioms |
etrafındaki kimseyi dikkate almama |
navel-contemplation n.
|
|
| 31 |
Idioms |
bir kadına bakarken etrafındaki tehlikeleri fark etmeyen/etrafını görmeyen adam |
male blindness n.
|
|
| Speaking |
|
| 32 |
Speaking |
masanın etrafındaki herkes kendisini sırayla tanıtsın |
let’s go round the table and introduce ourselves expr.
|
|
| 33 |
Speaking |
masanın etrafındaki herkes kendimizi sırayla tanıtalım |
let’s go round the table and introduce ourselves expr.
|
|
| Technical |
|
| 34 |
Technical |
atomun çekirdeğinin etrafındaki yörüngede hareket eden elektron |
extranuclear electron n.
|
|
| 35 |
Technical |
ayak parmaklarının etrafındaki kısımdan arka dikişe uzanan kundura yüzü |
three–quarter vamp n.
|
|
| 36 |
Technical |
değirmen taşı gözünün etrafındaki çöküntü |
bosom n.
|
|
| 37 |
Technical |
kupol ocağı deliğinin etrafındaki kil |
breast n.
|
|
| 38 |
Technical |
zemin, çatı açıklığı gibi etrafındaki suyu içeri girmesini önleyen çıkıntılı çerçeve |
combing n.
|
|
| 39 |
Technical |
açıklık etrafındaki dairesel çerçeve veya plaka |
curb n.
|
|
|
|
| 40 |
Technical |
açıklık etrafındaki dairesel çerçeve veya plaka |
curb plate n.
|
|
| 41 |
Technical |
saatin etrafındaki düz metal çerçeve |
plate n.
|
|
| Computer |
|
| 42 |
Computer |
etrafındaki boşluk da dahil olmak üzere tüm karakterlerin eşit genişliğe sahip olduğu yazı tipi |
monospaced type n.
|
|
| Electric |
|
| 43 |
Electric |
kabloların etrafındaki koruyucu sıkı tampon malzemesi |
buffer n.
|
|
| Mechanic |
|
| 44 |
Mechanic |
uçağın veya füzenin normal veya z ekseni etrafındaki açısal hızlanması |
yaw acceleration n.
|
|
| Television |
|
| 45 |
Television |
resim tüpünün floresan ekranındaki görüntünün etrafındaki parlak veya koyu renkli halka |
halo n.
|
|
| Architecture |
|
| 46 |
Architecture |
şömine ağzının etrafındaki dekoratif yapı |
chimney-piece n.
|
|
| 47 |
Architecture |
kuyu etrafındaki çit |
puteal n.
|
|
| 48 |
Architecture |
kuyu etrafındaki çitle ilgili |
puteal adj.
|
|
| Construction |
|
| 49 |
Construction |
şehir etrafındaki birbirine bağlı tahkimat duvarları |
ceinture n.
|
|
| 50 |
Construction |
(irlanda'da) çiftlik evi veya kalenin etrafındaki kuşatma duvarı |
bawn n.
|
|
| 51 |
Construction |
beton dökme sırasında kalıbın etrafındaki çelik çerçeve |
yoke n.
|
|
| Traffic |
|
| 52 |
Traffic |
washington şehrinin etrafındaki çevre yolu |
beltway n.
|
|
| Aeronautic |
|
| 53 |
Aeronautic |
uçağın uzunlamasına ekseni etrafındaki açısal yer değiştirmesi |
roll n.
|
|
| Marine |
|
| 54 |
Marine |
donanımın bağlandığı, güverteye yakın bulunan direğin etrafındaki küpeşte korkuluğu |
fife rail n.
|
|
| 55 |
Marine |
kıç güvertesinin küpeştelerinin etrafındaki korkuluk |
fife rail n.
|
|
| Petrol |
|
| 56 |
Petrol |
sızan sıvıyı yakalayıp yönlendirmesi için maden kuyusu duvarının etrafındaki kayaya oyulmuş eğimli kanal |
ring n.
|
|
| Mining |
|
| 57 |
Mining |
maden ocağının girişinin etrafındaki alan |
bank n.
|
|
| 58 |
Mining |
kömür damarının etrafındaki mavimsi siyah kil |
urry n.
|
|
| Medical |
|
| 59 |
Medical |
kaviteyi açmak için etrafındaki deriyi ve dokuyu oyma işlemi |
saucerisation n.
|
|
| 60 |
Medical |
sinirin etrafındaki iltisak (adhesion) lardan kurtarılması |
neurolysis n.
|
|
| 61 |
Medical |
kaviteyi açmak için etrafındaki deriyi ve dokuyu oymak |
saucerize v.
|
|
| 62 |
Medical |
kavite açmak amacıyla etrafındaki deri ve dokusu oyulmuş |
saucerised adj.
|
|
| Anatomy |
|
| 63 |
Anatomy |
göz bebeğini çevreleyen kısmın etrafındaki küçük renk halkası |
areola n.
|
|
| 64 |
Anatomy |
göbek deliği ve etrafındaki bölgeye verilen ad |
umbilical region n.
|
|
| 65 |
Anatomy |
gözlerin etrafındaki bölge |
ophthalmic region n.
|
|
| 66 |
Anatomy |
bademciklerin etrafındaki iki kıvrımdan her biri |
pillars of the fauces n.
|
|
| Pathology |
|
| 67 |
Pathology |
epikondilde veya etrafındaki dokularda meydana gelen iltihaplanma |
epicondylitis n.
|
|
| Math |
|
| 68 |
Math |
kapalı eğri etrafındaki vektör alanının çizgisel integrali |
circulation n.
|
|
| Geometry |
|
| 69 |
Geometry |
hareketli bir çerçevenin eğri etrafındaki burulmasını karakterize eden fonksiyon |
torsion n.
|
|
| 70 |
Geometry |
bir noktada birleşen ortogonal üç düzlemin etrafındaki tüm üç boyutlu alanı böldüğü sekiz bölgeden her biri |
octant n.
|
|
| Physics |
|
| 71 |
Physics |
cismin sabit nokta veya eksen etrafındaki hareketi |
angular motion n.
|
|
| 72 |
Physics |
galaksinin merkezi etrafındaki yıldızların nispeten sabit yörünge hızlarını açıklamak için geliştirilen, newton'un hareket yasalarının bir varyasyonu |
modified-newtonian-dynamics n.
|
|
| 73 |
Physics |
galaksinin merkezi etrafındaki yıldızların nispeten sabit yörünge hızlarını açıklamak için geliştirilen, newton'un hareket yasalarının bir varyasyonu |
modified newtonian dynamics n.
|
|
| 74 |
Physics |
nesnenin sabit bir nokta etrafındaki hareketi |
orbital rotation n.
|
|
| 75 |
Physics |
bir grup atomun etrafındaki manyetik alandan oluşan parçacık |
skyrmion n.
|
|
| 76 |
Physics |
galaksinin merkezi etrafındaki yıldızların nispeten sabit yörünge hızlarını açıklamak için geliştirilen, newton'un hareket yasalarının bir varyasyonu |
mond (modified newtonian dynamics) abrev.
|
|
| Chemistry |
|
| 77 |
Chemistry |
asimetrik bir karbon atomunun etrafındaki atomların pozisyonuyla birbirinden ayrılan iki izomerden her biri |
epimer n.
|
|
| 78 |
Chemistry |
eksen etrafındaki |
axial adj.
|
|
| Biology |
|
| 79 |
Biology |
çenenin etrafındaki et parçası |
gill n.
|
|
|
|
| Marine Biology |
|
| 80 |
Marine Biology |
balığın kafası ve etrafındaki parçaları içeren kesitine verilen ad |
jowl n.
|
|
| 81 |
Marine Biology |
bazı deniz hayvanlarının ağzının etrafındaki yuvarlak veya at nalı şeklindeki organ |
brachia n.
|
|
| 82 |
Marine Biology |
bazı deniz hayvanlarının ağzının etrafındaki yuvarlak veya at nalı şeklindeki organ |
lophophore n.
|
|
| Astronomy |
|
| 83 |
Astronomy |
güneş etrafındaki uydu |
ballistic capsule n.
|
|
| 84 |
Astronomy |
merkezden bakıldığında yörünge etrafındaki dairenin belirli bir noktasının enberi noktası ile arasındaki açı |
eccentric anomaly n.
|
|
| 85 |
Astronomy |
merkezden bakıldığında yörünge etrafındaki dairenin belirli bir noktasının enberi noktası ile arasındaki açı |
anomaly n.
|
|
| 86 |
Astronomy |
jüpiter etrafındaki yörüngede bulunan, gezegene en uzak nokta |
apojove n.
|
|
| 87 |
Astronomy |
ayın dünya etrafındaki aylık hareketindeki 28 bölümden her biri |
mansion n.
|
|
| 88 |
Astronomy |
(gezegen veya uydu gibi) bir gök cisminin bir diğeri etrafındaki yörünge hareketi |
revolution n.
|
|
| 89 |
Astronomy |
kuyruklu yıldızın güneş etrafındaki dönüşünü taklit eden alet |
cometarium n.
|
|
| 90 |
Astronomy |
güneşin etrafındaki ikinci dış ayla |
crown of aberration n.
|
|
| 91 |
Astronomy |
ayın dünya etrafındaki aylık hareketindeki 28 bölümden birinde konumlanan (gezegen) |
house adj.
|
|
| Zoology |
|
| 92 |
Zoology |
yumuşakçaların dokunaçlarının etrafındaki kılıf benzeri yapı |
tentacle sheath n.
|
|
| 93 |
Zoology |
koronet etrafındaki tüyler |
cronet [obsolete] n.
|
|
| Botanic |
|
| 94 |
Botanic |
turunçgilin etrafındaki zar |
rag n.
|
|
| 95 |
Botanic |
bazı bitkilerin üreme organlarının tabanı etrafındaki yapraklarla kaplı küme |
perichaetium n.
|
|
| 96 |
Botanic |
etrafındaki ağaçlardan daha uzun olan bir ağaç |
filler n.
|
|
| 97 |
Botanic |
gamet üreten organ ve etrafındaki bürgüler |
gametoecium n.
|
|
| Agriculture |
|
| 98 |
Agriculture |
tohum ekme makinesinde tohumların etrafındaki çamuru aşağı bastırıp sıkıştıran geniş kenarlı çark |
presser wheel n.
|
|
| Environment |
|
| 99 |
Environment |
radyoaktif, biyolojik ya da kimyasal maddelerin etrafındaki yapı, alan, personel ya da nesneler üzerinde birikmesi |
chemical contamination n.
|
|
| 100 |
Environment |
binanın hemen etrafındaki arazi |
grounds n.
|
|
| 101 |
Environment |
kır evinin etrafındaki arazi |
park n.
|
|
| Geology |
|
| 102 |
Geology |
güneşin yeryuvar etrafındaki yörünge düzlemi |
ecliptic n.
|
|
| 103 |
Geology |
plutonik kayaçların etrafındaki metamorfizma bölgesi |
aura n.
|
|
| Military |
|
| 104 |
Military |
(hava bombalamasında) hedef etrafındaki atış dağılımı |
pattern n.
|
|
| 105 |
Military |
hedef etrafındaki atış dağılımı diyagramı |
pattern n.
|
|
| Hunting |
|
| 106 |
Hunting |
mermi kovanının etrafındaki kanal veya yiv |
cannelure n.
|
|
| 107 |
Hunting |
atış yönünü değiştirmek için silahın pivot etrafındaki yanal hareketi |
traverse n.
|
|
| 108 |
Hunting |
falya etrafındaki düz yükseltilmiş yüzey |
vent field n.
|
|
| 109 |
Hunting |
deliğin etrafındaki silindirik metal parçası |
body n.
|
|
| Sport |
|
| 110 |
Sport |
(hokey gibi) bazı oyunlarda hedefin etrafındaki veya önündeki alan |
the crease n.
|
|
| 111 |
Sport |
(ragbide) top etrafındaki mücadelenin arka veya yan kısmında oynayan ve mücadelenin tamamen içinde olmayan forvet oyuncuları |
loose-forward n.
|
|
| 112 |
Sport |
(ragbide) top etrafındaki mücadelenin arka veya yan kısmında oynayan ve mücadelenin tamamen içinde olmayan forvet oyuncuları |
loosie [australia/new zealand] n.
|
|
| 113 |
Sport |
parkur etrafındaki hareket |
circle n.
|
|
| Baseball |
|
| 114 |
Baseball |
beyzboldaki dört kalenin etrafındaki yol |
circuit n.
|
|
| Ornithology |
|
| 115 |
Ornithology |
baykuş ve benzeri kuşların kulaklarının etrafındaki tüyler |
auricular n.
|
|
| 116 |
Ornithology |
bazı böcekçil kuşlarda gaganın etrafındaki özel kıl benzeri tüyler |
vibrissa n.
|
|
| Slang |
|
| 117 |
Slang |
cinsel organ etrafındaki kılları tıraş etmek |
manscape v.
|
|
| 118 |
Slang |
cinsel organ etrafındaki kılları tıraş etmek |
manscap v.
|
|