fazladan - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

fazladan



Sens de "fazladan" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 23 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
fazladan additional adj.
General
fazladan over adj.
fazladan extra adj.
fazladan surplus adj.
fazladan accessional adj.
fazladan additionary adj.
fazladan additory adj.
fazladan adjectitious adj.
fazladan on the side adj.
fazladan over the top adv.
fazladan for good measure adv.
fazladan as an extra adv.
fazladan in addition adv.
fazladan overtop adv.
fazladan in hand adv.
fazladan incidentally adv.
Phrases
fazladan to burn adv.
fazladan in excess expr.
Idioms
fazladan a (damn) sight more (something) adv.
fazladan ott (over the top) expr.
Technical
fazladan additional adj.
Archaic
fazladan accessive adj.
Slang
fazladan gash adj.

Sens de "fazladan" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 103 résultat(s)

Turc Anglais
General
artık yılın fazladan bir günü (29 şubat) bissextile n.
fazladan yer satma overbooking n.
fazladan çalışma extra labor n.
fazladan gerekçelendirme overjustification n.
briç oyununda fazladan kazanılan el overtrick n.
fazladan iki şarjör two extra mags n.
fazladan üretme aggeneration n.
gönüllü fazladan katkı avc (additional voluntary contribution) n.
ödemeyi denkleştirmek için fazladan verilen şey boot [dialect] n.
bakkalın müşterinin ayağı alışsın diye fazladan yiyecek vererek yaptığı ikram braata [caribbean] n.
bakkalın müşterinin ayağı alışsın diye fazladan yiyecek vererek yaptığı ikram braatas [caribbean] n.
bakkalın müşterinin ayağı alışsın diye fazladan yiyecek vererek yaptığı ikram broughta [caribbean] n.
bakkalın müşterinin ayağı alışsın diye fazladan yiyecek vererek yaptığı ikram broughtas [caribbean] n.
fazladan gıda stoku reward n.
fazladan yemek reward n.
fazladan gayret gerektirme operoseness n.
fazladan yapılan kesim overcut n.
fazladan yapılan kesme overcutting n.
fazladan bilgi circumstantials n.
kalıbın giriş açıklığında kalan eriyiğin donmasıyla oluşan fazladan metal çıkıntısı pour n.
kalıbın giriş açıklığında kalan eriyiğin donmasıyla oluşan fazladan metal çıkıntısı pourpiece n.
fazladan eklenen şey corollary [obsolete] n.
fazladan kişi fifth wheel n.
kağıt topunda baskı hatalarına karşı fazladan sayfalar over [uk] n.
fazladan gelme supervention n.
fazladan zaman kazandırmak buy someone extra time v.
yüklenicinin edeceği fazladan karı sınırlandırmak veya geri kazandırmak için şartları gözden geçirerek düzeltmek renegotiate v.
fazladan anlam veya duygu yüklemek load v.
fazladan tedarik etmek overheap v.
(bir şeye) fazladan rötuş vermek overlabor v.
(ayrı satmak için derginin belirli bölümünü) fazladan basmak overrun v.
fazladan yelken taşımak drive v.
fazladan ücret almadan mesai dışı (çalışmak) off-the-clock adv.
Phrasals
fazladan dikiş atmak yarn over v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne fazladan eklemek/ilave etmek tack (something) onto (something else) v.
bir şeyi bir şeyin üstüne fazladan eklemek/ilave etmek tack something onto something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne fazladan eklemek/ilave etmek tack something on v.
satış fiyatını artırmak için kendi mülküne fazladan fiyat teklifi sunmak bid in v.
üstüne fazladan eklemek/ilave etmek tack onto v.
üstüne fazladan eklemek/ilave etmek tack onto v.
Colloquial
fazladan eklenen şey tilly [irish] n.
fazladan rezervasyon nedeniyle (birinin) uçak biletini açığa almak bump v.
fazladan bir şeyi olmak have something to spare v.
fazladan (bir şeyi) olmak have to spare v.
Idioms
fazladan/ekstra bir indirim daha almak catch a break v.
fazladan/ekstra bir indirim daha almak get a break v.
dünya kadar/bir dünya/aşırı/fazladan/kum gibi parası/zamanı olmak have (something) to burn v.
dünya kadar/bir dünya/aşırı/fazladan/kum gibi parası/zamanı olmak have something to burn v.
başkalarını rahat ettirmek için fazladan çaba harcamak go out of your way to do something v.
(başkalarını rahat ettirmek) için fazladan çaba harcamak go out of the way to (do something) v.
fazladan çaba harcamak go out of your way v.
dünya kadar/bir dünya/aşırı/fazladan/kum gibi parası/zamanı olmak have to burn v.
fazladan/daha az a (damn) sight less/fewer (something) adv.
fazladan bir de cap it all off expr.
fazladan (bir şey yapmak) (do something) for good measure expr.
Trade/Economic
fazladan teminatlandırma over-colletarization n.
fazladan teminatlandırma over-colletarisation n.
(vergi hukukunda) fazladan para, ilişkisiz veya ayni olmayan mülk veya vergilendirilemeyen ayni mülk alışverişiyle ilgili diğer yükümlülüklerin üstlenilmesi boot n.
vergi tahmini düşük çıkan mükellefin belirli bir yıl için ödemesi gereken fazladan vergi declaration of estimated tax n.
(para miktarını) fazladan tayin etme over-assessment n.
fazladan maliyet getirmek bring additional costs v.
fazladan maliyet getirmek bring extra costs v.
(para miktarını) fazladan tayin etmek overassess v.
fazladan (para) beforehand adv.
Tourism
bazı restoranlar veya gece kulüplerinin girişte aldığı fazladan para cover charge n.
fazladan yer satma double booking n.
fazladan rezervasyon double booking n.
Technical
fazladan iletim excess conduction n.
fazladan gürültü additive noise n.
kalıbın tepesinde hava çıkması veya fazladan metal eklenmesi için bırakılan boşluk riser n.
(çanak çömlekteki) fazladan kili almak fettle v.
(seramik) fırınlama öncesi fazladan kurumuş sırı almak fettle v.
Computer
fazladan kurutma süresi extra dry time n.
fazladan kenar boşluğu extra side margin n.
fazladan komut command extra n.
Electric
fazladan iletim excess conduction n.
Textile
örgüye fazladan dayanıklılık vermek için dikiş yerlerine uygulanan bükümlü iplik twist n.
çift katlı dokumada kumaşın önünü ve arkasını bir arada tutan fazladan çözgü ve atkı iplik dizisi binder n.
(kumaşa fazladan kalınlık kazandıran) çift zincir dikişli örgü double knit n.
dokuma kumaşlara fazladan renk ekleme işlemi planting n.
Transportation
fazladan yük olarak uzaya taşınan piggyback adj.
Aeronautic
uçağın dolu olduğu uçuşlarda mürettebat için bulundurulan katlanılabilir fazladan koltuk jump seat n.
(uzay aracına fazladan itme sağlayan) yardımcı motor ile ilgili posigrade adj.
(yardımcı motor) uzay aracına fazladan itme sağlayan posigrade adj.
Marine
belirli bir yaşın üzerindeki gemiler için normale göre fazladan ödenen sigorta primi overage premium n.
Medical
fazladan yükleme overload n.
karın içinde biriken fazladan olan sıvı acites n.
fazladan parmağı olan hyperdactyl adj.
Gastronomy
(karışımı) fazladan çırpmak overbeat v.
Statistics
ortalama fazladan kusur sınırı average extra defectives limit n.
Biology
bir bölümdeki eksikliği başka bölümü fazladan geliştirerek dengeleme compensation n.
Zoology
ön ayağın iç kenarında yer alan fazladan başparmağı prepollent n.
Botanic
fazladan taç yaprakları olan bitki double flower n.
Agriculture
yavrulama oranlarını artırmak için dişi koyunlara çiftleşme öncesi fazladan verilen yem flushing n.
Literature
son metrik birimde fazladan hecesi olan şiir mısrası hypercatalectic n.
(son ayakta fazladan hecesi olan) daktilik altı ayaklı mısra dolichurus n.
satır sonunda fazladan yer alan vurgusuz hece feminine ending n.
(mısra) son uyaktan sonra fazladan hecesi olan hypercatalectic adj.
Card
(eski bir iskambil oyununda) oyuncuya dağıtılan elin yerine geçebilen fazladan el miss n.
(pokerde) olağandışı iyi el nedeniyle ceza olarak çekilen fazladan kart penalty n.
Archaic
fazladan verilen şey boot n.
eğitimi için fazladan ücret ödeyen üniversite öğrencisi compounder [uk] n.
Slang
gazete veya dergi köşesinde fazladan boşlukları doldurmak için kullanılan yazı bogus n.