forma - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

forma



Sens de "forma" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 1 résultat(s)

Anglais Turc
Medical
forma n. forma

Sens de "forma" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 17 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
forma uniform n.
General
forma form n.
forma sheet of sixteen pages n.
forma sports gear n.
forma sportsgear n.
forma school uniform n.
forma colour n.
forma shape n.
forma color n.
forma colours n.
forma strip n.
forma colors n.
Colloquial
forma kit [uk] n.
Medical
forma forma n.
Sport
forma jersey n.
forma uniform n.
Printery
forma signature n.

Sens de "forma" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 109 résultat(s)

Turc Anglais
General
on iki yapraklı forma duodecimo n.
dört yapraklı forma quarto n.
bir tabakanın on sekiz yaprak olmak üzere katlanmasından meydana gelen forma veya kitap eighteenmo n.
on iki yapraklı forma twelvemo n.
forma (yazı) forme n.
yazılı forma getirme redaction n.
yazılı forma getirme redaction n.
nesnel forma veya gerçeğe dönüştürme reduction n.
bir madde formunun veya oluşumun başka bir forma veya oluşuma varsayımsal dönüşümü maturation [obsolete] n.
her türlü forma sahip olma omniformity n.
katlanıp dikilerek tek bir forma haline getirilen kitap yaprakları gathering n.
forma sokmak condition v.
vücudu forma sokmak get cut v.
forma girmek get into shape v.
forma girmek get fit v.
forma girmek get in shape v.
yazılı forma getirmek redact v.
kolayca başvurulacak (tablo, liste benzeri) bir forma getirmek reference v.
tehlikeli bir forma dönüşmek metastasize v.
tehlikeli bir forma dönüşmek metastasise v.
basitleştirilmiş bir forma dönüştürmek disneyfy v.
uyduruk bir forma dönüştürmek disneyfy v.
katı ve değişmez bir forma getirmek freeze v.
başka bir forma dönüştüren reductive adj.
başka bir forma dönüştürme ile ilgili reductive adj.
bir araya getirilmiş belirgin bir forma veya kökene ait hyphenate adj.
bozulan forma ait paraschematic adj.
özden farklı olarak forma ait veya ilgili outward adj.
Phrasals
belirli bir forma göre yazmak/oluşturmak/düzenlemek draw up v.
belirli bir forma göre yazmak/oluşturmak/düzenlemek draw up v.
belli bir forma, şekle girmek get in v.
forma sokmak get in v.
(belli bir forma, şekle) girmek get into (someone or something) v.
(birini/bir şeyi belli bir forma, şekle) sokmak get into (someone or something) v.
(belli bir forma, şekle) girmek get into it v.
forma girmek firm up v.
Colloquial
forma girmek get untracked [us] v.
Idioms
forma girmek get in good condition v.
forma giymek suit oneself up v.
forma girmek get into good shape v.
(birini/bir şeyi) forma/şekle sokmak get (someone or something) into shape v.
birini forma sokmak get into shape v.
birini forma sokmak get someone into shape v.
forma girmek get in good shape v.
forma girmek get (yourself) (back) into shape v.
Trade/Economic
dört yapraklı forma quarto n.
on iki yapraklı forma duodecimo n.
pro-forma fatura pro-forma invoice n.
Media
(gazete veya dergiye gönderilmiş metni) yayınlanmaya uygun forma sokmak rewrite v.
Technical
forma frezesi profile milling machine n.
forma takımı form tool n.
kare matrisi çapraz forma çevirme diagonalization n.
kare matrisi çapraz forma çevirme diagonalisation n.
minerale veya inorganik bir forma dönüştürmek mineralize v.
minerale veya inorganik bir forma dönüştürmek mineralise v.
Computer
8 sayfalık forma quarto n.
forma göre gruplandır group by from expr.
forma göre süz filter by form expr.
Textile
karbonlu kumaştan yapılmış forma carbon jersey n.
Construction
yapı elemanını istenen forma sokmak için kullanılan ince malzemeden dış mahfaza boxing n.
Marine
fırınlandıktan sonra dövülerek şekillendirildiği eğri forma sahip bir gemi sacının yüzeyine temsil eden sert bir model mock n.
Medical
demirin ferröz formdan ferrik forma oksidasyonu oxidation of ferrous iron to ferric iron n.
Anatomy
insan erkeğine özgü açısal forma ve dar çıkışa sahip (pelvis) android adj.
Printing
(belirli bir forma veya biçime sığdırılan) yazı runaround n.
Chemistry
yarıyüzlü forma sahip kristal hemihedry n.
(hidrokarbonları) kırılmaya tabi tutarak yeni forma getirmek reform v.
ısıtıldığında düzgünce kavisli bir forma sahip olan (polimer molekülleri) wormlike adj.
tek bir kristalli forma sahip (kimyasal bileşik) monomorphic adj.
tek bir kristalli forma sahip (kimyasal bileşik) monomorphous adj.
Biology
bitki veya hayvanın yaşam döngüsünde iki veya daha fazla farklı forma girmesi alternation of generations n.
bitki veya hayvanın yaşam döngüsünde iki veya daha fazla farklı forma girmesi xenogenesis n.
bitki veya hayvanın yaşam döngüsünde iki veya daha fazla farklı forma girmesi heterogenesis n.
bitki veya hayvanın yaşam döngüsünde iki veya daha fazla farklı forma girmesi heterogeny n.
embriyonik formdan erişkin forma geçirmek develop v.
embriyonik formdan erişkin forma geçmek develop v.
morfolojik açıdan belirsiz olup fizyolojik açıdan ayrışabilen bir forma cinsel olarak tepki veren minus adj.
morfolojik açıdan belirsiz olup fizyolojik açıdan ayrışabilen bir forma cinsel olarak tepki veren organizmaya ait veya ilişkin minus adj.
tek forma sahip monoplastic adj.
(protoplazmik madde) sıvıdan jel forma geçen solgel adj.
Linguistics
(dil) öncekinden daha bozuk bir forma geçme corruption n.
Meteorology
kasırga ve şiddetli yağış sırasında bulut ve nemin konik forma alçalması land spout n.
Sport
forma numarası shirt number n.
forma numarası jersey number n.
forma numarası uniform number n.
forma numarası sweater number n.
forma numarası squad number n.
bisikletçilerin giydiği vücudun üst bölümüne doğru uzanan dar bir şort ve omuzların üstünden geçen iki askıdan oluşan bir tür forma bib n.
bisikletçilerin giydiği vücudun üst bölümüne doğru uzanan dar bir şort ve omuzların üstünden geçen iki askıdan oluşan bir tür forma bib shorts n.
fransa bisiklet turu'nda tüm etaplar sonucunda birinci olan bisikletçi tarafından giyilen sarı forma yellow jersey n.
forma şansı bulamamak be left on the bench v.
forma girmek get into form v.
forma giymek wear a uniform v.
Football
bir futbolcunun kiralık olarak başka takımda forma giymesi play on loan n.
forma şansı yakalamak get a chance to play v.
forma giymek play in v.
forma şansı bulmak get a chance to play v.
Music
konçertodan daha kısa forma sahip bir beste türü concertstück n.
Printery
on iki yapraklı forma twelve n.
on iki yapraklı forma twelves n.
basılmış forma printed form n.
matbu forma printed form n.
Abbreviation
ses sinyallerini dijital forma kodlama tekniği nicam (near-instantaneous companding system) n.
dört yapraklı forma qto n.
dört yapraklı forma qto. n.
Entomology
(böceklerde) kanatlı forma dönüşme evresi subimago n.
kanatlı forma dönüşme evresindeki böcek subimago n.
bazı sinir kanatlıların pupadan çıktıktan sonra ergin dönemlerinde oldukları varsayılan forma ait teneral adj.
(böceklerde) kanatlı forma dönüşme evresine ait veya ilgili subimaginal adj.
Paleontology
yapısal olarak sürüngen ve kuş arasında bir forma sahip olan sürüngengiller familyasından nesli tükenmiş bir hayvan grubu ornithoscelida n.