develop - Turc Anglais Dictionnaire

develop

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "develop" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 98 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
develop v. geliştirmek
Let's develop these ideas in tomorrow's class.
Gelin bu fikirleri yarınki derste geliştirelim.

More Sentences
develop v. gelişmek
When we consider terrorism, we find that opinions develop fast.
Terörizmi ele aldığımızda, fikirlerin hızlı geliştiğini görürüz.

More Sentences
General
develop v. edinmek
Developing political awareness takes time.
Siyasi farkındalık edinmek zaman alır.

More Sentences
develop v. banyo etmek
I found a photographer who can develop old films.
Eski filmleri banyo edebilecek bir fotoğrafçı buldum.

More Sentences
develop v. kalkındırmak
The plan will develop our city.
Plan şehrimizi kalkındıracak.

More Sentences
develop v. kalkınmak (ülke/bölge)
It is not possible for a country to develop without the labor and contribution of women.
Kadınların emeği ve katkısı olmadan bir ülkenin kalkınması mümkün değildir.

More Sentences
develop v. gelişmek
This was an unknown concept in the East ten years ago and today we are seeing it develop.
Bu, on yıl önce Doğu'da bilinmeyen bir kavramdı ve bugün bunun geliştiğini görüyoruz.

More Sentences
develop v. kalkınmak
At the same time, everyone wants the poor countries to develop.
Aynı zamanda herkes yoksul ülkelerin kalkınmasını istiyor.

More Sentences
develop v. oluşmak
Monotony develops when you harp on the same string.
Aynı telden çaldığınızda monotonluk oluşur.

More Sentences
develop v. haline gelmek
Our tiny company developed into an international giant.
Ufacık şirketimiz uluslararası alanda bir dev haline geldi.

More Sentences
develop v. (duygu) beslemek
I can tell he has developed strong feelings for me.
Bana karşı güçlü hisler beslediğini söyleyebilirim.

More Sentences
develop v. (sorun vb.) çıkmak
The train developed some brake problems, so they called for maintenance.
Trenin frenlerinde bazı sorunlar çıkmıştı, bu nedenle bakım servisini çağırdılar.

More Sentences
develop v. uygun hale getirmek
Our lands were developed for industrial use.
Arazilerimiz endüstriyel kullanıma uygun hale getirilmiştir.

More Sentences
Trade/Economic
develop v. gelişmek
Therefore, the form of cooperation that I would also like to see develop must be of another kind.
Bu nedenle, benim de geliştiğini görmek istediğim işbirliği biçimi başka türden olmalıdır.

More Sentences
Pathology
develop v. (hastalığa) yakalanmak
Adults over 50 years of age are more likely to develop this disease.
50 yaşın üzerindeki yetişkinlerin bu hastalığa yakalanma olasılığı daha yüksektir.

More Sentences
General
develop v. yıkamak (film)
develop v. açınmak
develop v. açıklamak
develop v. adet edinmek
develop v. inkişaf etmek
develop v. ilerlemek
develop v. şekillendirmek
develop v. yıkamak
develop v. abad etmek
develop v. olgunlaşmak
develop v. oluşmak (fırtına, basınç alanı vb)
develop v. açınım yapmak
develop v. genişletmek
develop v. tab etmek
develop v. açmak
develop v. gelişme kaydetmek
develop v. genişlemek
develop v. gelişme göstermek
develop v. büyümek
develop v. artırmak
develop v. (film) banyo etmek
develop v. artmak
develop v. harekete geçmek
develop v. işlenecek hale getirmek
develop v. görünmeye başlamak
develop v. ortaya çıkmak
develop v. büyütmek
develop v. imara açmak
develop v. banyo etmek (fotoğraf)
develop v. neşvünema bulmak
develop v. açmak
develop v. açılmak
develop v. sermek
develop v. açık ve detaylı bir şekilde geliştirmek
develop v. (bir şeyin) tam boyut ve şeklini kararlaştırmak
develop v. netleştirmek
develop v. genişleterek ifade etmek
develop v. rahat konuşmak
develop v. kendini açmak
develop v. fiilen kullanılabilir hale getirmek
develop v. (araziyi) konut veya iş için uygun hale dönüştürmek
develop v. kademeli olarak açmak
develop v. (bina, inşaat ile) arazinin değerini artırmak
develop v. (bina, inşaat ile) arazinin kullanım amacını değiştirmek
develop v. (ülkenin, bölgenin) doğal kaynaklarını sömürmek
develop v. (ülkenin, bölgenin) doğal kaynaklarını kullanılabilir hale getirmek
develop v. sonucu olarak izlemek
develop v. sonucu olarak takip etmek
develop v. birbirini takip etmek
develop v. sonradan gelmek
develop v. yaratmak
develop v. oluşturmak
develop v. meydana getirmek
develop v. olgunlaştırmak
develop v. üremek
develop v. üretmek
develop v. alışkanlık olarak edinmek
develop v. endüstrileşmek
develop v. ekonomik açıdan gelişmek
develop v. (hastalığı) olmak
Trade/Economic
develop v. inkişaf etmek
Technical
develop v. büyümek
develop v. görünür yapmak
develop v. film veya baskı kağıdını bazı kimyasal çözeltilere sokarak resmi görünür hale getirmek
develop v. film banyo etmek
develop v. inkişaf ettirmek
develop v. (maden yataklarını) cevher çıkarılması için hazırlamak
develop v. (maddeyi) rengini ortaya çıkarmak için işlemek
develop v. (görünmez mürekkebi ısı, kimyasal vb. ile) görünür hale getirmek
Medical
develop v. yürütmek
Math
develop v. açındırmak
develop v. (yüzeyi) herhangi bir elemanı büyütüp küçültmeden düzlem üzerine yansıtmak
Biology
develop v. açınmak
develop v. evrim geçirtmek
develop v. embriyonik formdan erişkin forma geçirmek
develop v. embriyonik formdan erişkin forma geçmek
develop v. ontogenezin erken evrelerinden son evrelerine ilerlemek
develop v. filogenezin erken evrelerinden son evrelerine ilerlemek
develop v. cinsel olgunluğa erişmek
Sport
develop v. (bilardo) topu daha açık ve sonradan oynanması kolay konuma getirmek
Chess
develop v. (satranç taşını) asıl konumundan daha avantajlı konuma hareket ettirmek
Music
develop v. (müzik parçasını) geliştirerek detaylandırmak
Photography
develop v. develope etmek

Sens de "develop" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 147 résultat(s)

Anglais Turc
General
develop a method v. yöntem geliştirmek
Alec Jeffreys develops a method for DNA profiling.
Alec Jeffreys, DNA profili çıkarmak için bir yöntem geliştirdi.

More Sentences
develop a strategy v. strateji geliştirmek
The industry has had decades to develop a strategy of self-regulation here.
Sektörün burada bir öz düzenleme stratejisi geliştirmek için onlarca yılı olmuştur.

More Sentences
develop a policy v. politika geliştirmek
The European Union has been developing a policy of constructive dialogue with Cuba.
Avrupa Birliği Küba ile yapıcı bir diyalog politikası geliştirmektedir.

More Sentences
develop a program v. program geliştirmek
Newman has developed a program that assesses the energy produced in earthquakes.
Newman, depremlerde üretilen enerjiyi değerlendiren bir program geliştirdi.

More Sentences
develop a system v. sistem geliştirmek
The Sumerians were one of the first peoples to develop a system of writing.
Sümerler bir yazı sistemi geliştiren ilk halklardan biriydi.

More Sentences
develop rapidly v. hızla gelişmek
Private health services have also begun to develop rapidly.
Özel sağlık hizmetleri de hızla gelişmeye başlamıştır.

More Sentences
develop a solution v. çözüm geliştirmek
In anticipation to this day IDM has developed a solution for the protection of data security from quantum supremacy.
Bu güne kadar IDM, veri güvenliğinin kuantum üstünlüğünden korunmasına yönelik bir çözüm geliştirdi.

More Sentences
develop resistance to v. (bir şeye karşı) direnç geliştirmek
We already have enough problems with the increasing number of people developing resistance to antibiotics.
Antibiyotiklere karşı direnç geliştiren insan sayısının giderek artmasıyla ilgili zaten yeterince sorunumuz var.

More Sentences
develop a relationship v. ilişki geliştirmek
Both involve developing a relationship with a teacher or guide, sometimes called a guru or a psychotherapist.
Her ikisi de bazen guru veya psikoterapist olarak adlandırılan bir öğretmen veya rehberle ilişki geliştirmeyi içerir.

More Sentences
develop a product v. ürün geliştirmek
Developing a product and the feedback process towards said product might look ugly.
Bir ürün geliştirmek ve söz konusu ürüne yönelik geri bildirim süreci çirkin görünebilir.

More Sentences
develop depression v. depresyona girmek
At age 11, she developed depression and stopped talking.
11 yaşındayken depresyona girdi ve konuşmayı bıraktı.

More Sentences
develop [obsolete] v. keşfetmek
They developed a treatment for this disease.
Bu hastalığın tedavisini keşfettiler.

More Sentences
Phrasals
develop into (someone or something) v. (yeni/farklı birine/bir şeye) dönüşmek
Meanwhile, this controversy has developed into an extremely serious conflict between Europe and the United States.
Bu arada bu tartışma Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri arasında son derece ciddi bir çatışmaya dönüşmüştür.

More Sentences
develop into (someone or something) v. (yeni/farklı biri/bir şey) haline gelmek
The idea of candidate membership is that the country concerned develops into a Member State like the others.
Aday üyelik fikri, ilgili ülkenin diğerleri gibi bir Üye Devlet haline gelmesidir.

More Sentences
General
develop a verruca v. (ayakta vb.) siğil oluşmak
develop an attitude towards v. tavır almak
begin to develop v. filizlenmek
grow and develop v. boylanıp poslanmak
develop a mole v. benlenmek
develop wings v. kanatlanmak
develop branches v. dal budak salmak
develop/get abscess v. apse olmak
develop a passion v. merak sarmak
(veruca) to develop v. (siğil) çıkmak
develop a business v. bir firmayı genişletmek
develop behaviour v. davranış geliştirmek
develop a behaviour v. davranış oluşturmak
develop trust v. güven yaratmak
develop an attitude v. tutum geliştirmek
develop one's market v. piyasasını genişletmek
develop one's market v. pazarını genişletmek
develop one's market v. pazar genişletmek
develop pneumonia v. zatürre olmak
develop pneumonia v. zatürreeye yakalanmak
develop a great interest in v. merak sarmak
develop a passion for v. merak sardırmak
develop a passion for v. merak sarmak
develop a great interest in v. merak sardırmak
develop a project v. proje geliştirmek
develop identity v. kimlik kazanmak
develop market v. pazar genişletmek
develop an idea v. fikir geliştirmek
develop a cooperation v. işbirliği geliştirmek
develop a profile v. profilini çıkarmak
develop a profile v. profilini çıkartmak
develop a skill v. beceri geliştirmek
develop empathy v. empati kurmak
develop a plan v. plan oluşturmak
develop a hypothesis v. hipotez geliştirmek
develop a style v. tarz geliştirmek
develop an infection v. enfeksiyon kapmak
(an infection) to develop v. enfeksiyon oluşmak
develop a grudge (against) v. garezi olmak
develop a grudge (against) v. kin beslemek
develop a grudge (against) v. kin duymak
develop a grudge (against) v. kin gütmek
develop a grudge (against) v. kin tutmak
develop trust v. güven oluşturmak
not develop empathy v. empati kurmamak
can not develop empathy v. empati kuramamak
develop a system v. sistem oluşturmak
develop technology v. teknoloji üretmek
develop a new understanding v. yeni bir anlayış geliştirmek
develop understanding v. anlayış geliştirmek
develop a profile v. profil çıkarmak
develop an understanding v. anlayış geliştirmek
develop a point of view v. bakış açısı geliştirmek
develop a policy v. politika üretmek
develop a method v. metod geliştirmek
develop out of v. -den kaynaklanmak
develop out of v. -den ortaya çıkmak
develop prostate cancer v. prostat olmak
develop prostate cancer v. prostat kanserine yakalanmak
develop prostate cancer v. prostat kanseri olmak
develop the characters v. karakterleri geliştirmek
an intimacy develop with v. ile aralarında bir yakınlık gelişmek
develop intimacy with v. yakınlık kurmak
develop intimacy with v. yakınlık geliştirmek
develop a disease v. bir hastalığa yakalanmak
develop new selling strategies v. yeni satış stratejileri geliştirmek
develop a new discourse v. yeni bir söylem geliştirmek
develop the sense of responsibility v. sorumluluk duygusunu geliştirmek
develop resistance to v. (bir şeye karşı) direnç kazanmak
develop a rash v. pişik olmak
develop immunity to v. bağışıklık kazanmak
develop an intimacy with v. -ile yakınlaşmak
develop an intimacy with v. -ile yakınlık geliştirmek
develop an intimacy with v. -ile aralarında bir yakınlık gelişmek
develop a hobby v. hobi edinmek
develop obesity v. obez olmak
develop a film v. resim çıkarmak (film rulosu)
develop familiarity v. aşinalık yaratmak
develop a behaviour v. davranış geliştirmek
develop reputation v. ün kazanmak
develop reputation v. ün kazanmak
develop reputation v. şöhret elde etmek
develop reputation v. şöhret elde etmek
develop a friendship v. arkadaşlık geliştirmek
develop [obsolete] v. açığa vurmak
develop [obsolete] v. açığa çıkarmak
develop [obsolete] v. ifşa etmek
develop [obsolete] v. ortaya çıkarmak
develop [obsolete] v. ele vermek
develop [obsolete] v. meydana çıkarmak
develop [obsolete] v. tespit etmek
develop [obsolete] v. bulmak
develop [obsolete] v. saptamak
develop [obsolete] v. su yüzüne çıkarmak
develop a habit v. alışkanlık geliştirmek
develop a habit v. alışkanlık edinmek
develop a habit v. huy edinmek
more likely to develop adj. gelişme olasılığı daha yüksek
Phrasals
develop into v. ... haline gelmek
develop from someone or something (into someone or something) v. birinden veya bir şeyden (birine/bir şeye) evrilmek
develop from someone or something (into someone or something) v. birinden veya bir şeyden (birine/bir şeye) doğru gelişmek/gelişim göstermek
develop from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) başka birine veya bir şeye dönüşmek
develop from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) başka birine veya bir şeye yükselmek
develop from (someone or something) into (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) farklı (birine/bir şeye) dönüşmek
develop from (someone or something) into (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yeni (birine/bir şeye) dönüşmek
develop from (someone or something) into (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) farklı (biri/bir şey) haline gelmek
develop into (someone or something) from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden birine/bir şeye) doğru gelişmek/gelişim göstermek
develop into (someone or something) from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden birine/bir şeye) evrilmek
develop into (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru gelişim göstermek/gelişmek
develop from v. -den dönüşmek
develop into (someone or something) v. (birine/bir şeye) evrilmek
develop into (someone or something) from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden başka birine/bir şeye) yükselmek
develop from v. -den gelişim göstermek
develop into (someone or something) from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden farklı birine/bir şeye) dönüşmek
develop into (someone or something) from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden başka birine/bir şeye) dönüşmek
develop into (someone or something) from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden farklı biri/bir şey) haline gelmek
develop into (someone or something) from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden yeni birine/bir şeye) dönüşmek
develop from v. -den yükselmek
develop from v. -den evrilmek
develop into (someone or something) v. (birine/bir şeye) yükselmek
Colloquial
develop an appetite v. acıkmak
Idioms
develop liking v. kanı kaynamak
Trade/Economic
develop business relation v. iş ilişkisini geliştirmek
Computer
develop a software v. yazılım geliştirmek
develop algorithm v. algoritma geliştirmek
develop an application v. bir uygulama geliştirmek
Medical
develop over a path n. belirlenen aralıkta yürütme
develop complication during therapy v. tedavide komplikasyon geliştirmek
develop major complication v. majör komplikasyon gelişmek
develop a vaccine v. bir aşı geliştirmek
Geometry
develop a curved surface on a plane v. kıvrımlı bir yüzeyi her noktası düzleme değecek şekilde yuvarlamak
Zoology
develop into a pupa v. pupa evresini geçirmek
Sport
develop muscles v. kas geliştirmek