|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
| General |
|
| 1 |
General |
göreceli olarak |
relatively adv.
|
|
This increase will be still greater in the candidate countries, relatively speaking.
Bu artış aday ülkelerde göreceli olarak daha da fazla olacaktır.
More Sentences
|
| Medical |
|
| 2 |
Medical |
göreceli risk |
relative risk n.
|
|
Understanding absolute risk and relative risk can help you make informed choices about your health.
Mutlak riski ve göreceli riski anlamak, sağlığınız hakkında bilinçli seçimler yapmanıza yardımcı olabilir.
More Sentences
|
| General |
|
| 3 |
General |
göreceli olma |
relativeness n.
|
|
| 4 |
General |
göreceli kavram |
relative concept n.
|
|
| 5 |
General |
göreceli önem |
relative importance n.
|
|
| 6 |
General |
göreceli olarak büyük küme |
macroaggregate n.
|
|
| 7 |
General |
bir ligdeki takımların göreceli rekabet durumunu ölçmek için kullanılan istatistiksel birim |
game n.
|
|
| 8 |
General |
göreceli etki |
degree n.
|
|
| 9 |
General |
göreceli konumları ve yükseklikleri bilinen nokta dizisi |
field control n.
|
|
| 10 |
General |
algılanan göreceli avantaj |
perceived relative advantage n.
|
|
| 11 |
General |
göreceli yön |
prospect n.
|
|
|
|
| 12 |
General |
insana ait vücut yapısının ektomorfik, endomorfik ve mezomorfik bileşenlerin göreceli gelişimine göre sınıflandırılması |
somatotype n.
|
|
| 13 |
General |
göreceli değer ataması |
proportion n.
|
|
| 14 |
General |
(bileşikteki) atom veya grupların göreceli konumlarını belirlemek |
orient v.
|
|
| 15 |
General |
göreceli olarak küçük |
relatively small adj.
|
|
| 16 |
General |
göreceli olarak büyük bir küme halinde olan |
macroaggregated adj.
|
|
| 17 |
General |
göreceli konumu belirtmek için kullanılan hayali bir saate göre |
o’clock adv.
|
|
| Idioms |
|
| 18 |
Idioms |
göreceli değerlendirme |
eye of the beholder n.
|
|
| Trade/Economic |
|
| 19 |
Trade/Economic |
bir mal veya hizmetin alıcı ve satıcılarının göreceli olarak az sayıda bulunması |
fewness n.
|
|
| 20 |
Trade/Economic |
çok sayıda telafi edici açık piyasa işlemlerine girişerek toplam rezerv düzeyinin göreceli olarak ufak bir miktarda değiştirilmesi süreci |
churning n.
|
|
| 21 |
Trade/Economic |
tatillerde de açık olan ve geç saatlere kadar açık bulunan, acil ihtiyaç maddeleri bulunduran, göreceli olarak yüksek fiyattan satış yapan bir tür perakendeci |
convenience store n.
|
|
| 22 |
Trade/Economic |
göreceli düşük masraflarla endüstriye girilebildiği durumlarda endüstrideki firma sayısı ne olursa olsun rekabetçi sonuçlara yaklaşılacağını savunan teori |
theory of contestable markets n.
|
|
| 23 |
Trade/Economic |
göreceli gelir |
relative income n.
|
|
| 24 |
Trade/Economic |
artan göreceli maliyetler kanunu |
law of increasing relative costs n.
|
|
| 25 |
Trade/Economic |
göreceli fiyat |
relative price n.
|
|
| 26 |
Trade/Economic |
göreceli sıklık |
relative frequency n.
|
|
| 27 |
Trade/Economic |
bir konuda sahip olunan göreceli zenginlik |
endowment n.
|
|
| 28 |
Trade/Economic |
ülkenin ticaret yapmakta olduğu göreceli mal fiyatlarında ortaya çıkan değişme |
terms-of-trade effect n.
|
|
| 29 |
Trade/Economic |
göreceli gelir hipotezi |
relative income hypothesis n.
|
|
| Politics |
|
| 30 |
Politics |
göreceli demokrasi |
relative democracy n.
|
|
| 31 |
Politics |
göreceli yoksunluk |
relative deprivation n.
|
|
|
|
| Industry |
|
| 32 |
Industry |
(kağıt para) bir iş üzerinde çiçekli rozete benzeyen çeşitli eğri çizgiler oluşturmak için döner mandrel ve kesme noktası arasında dış merkezli göreceli hareket yaratmak için kullanılan bir torna aparatı |
rose engine n.
|
|
| Technical |
|
| 33 |
Technical |
göreceli kodlama |
relative coding n.
|
|
| 34 |
Technical |
göreceli kod |
relative code n.
|
|
| 35 |
Technical |
göreceli belirgin ad |
relative distinguished name n.
|
|
| 36 |
Technical |
göreceli adres |
relative address n.
|
|
| 37 |
Technical |
yüzeysel sıçramanın göreceli yüksekliği |
relative height of hydraulic jump n.
|
|
| 38 |
Technical |
göreceli basınç |
relative pressure n.
|
|
| 39 |
Technical |
(göreceli) risk oranı |
odds ratio n.
|
|
| 40 |
Technical |
göreceli hareket |
relative motion n.
|
|
| 41 |
Technical |
göreceli genleşme |
differential expansion n.
|
|
| 42 |
Technical |
göreceli uzama |
relative expansion n.
|
|
| 43 |
Technical |
göreceli frekans |
relative frequency n.
|
|
| 44 |
Technical |
göreceli hareket yapmayacak şekilde iki ya da daha fazla parçanın birbirine bağlanması |
positive locking n.
|
|
| 45 |
Technical |
göreceli hareket yapmayacak şekilde iki ya da daha fazla parçanın birbirine bağlanması |
form-fitting n.
|
|
| 46 |
Technical |
uzay ve zamanda göreceli boyut |
time and relative dimension in space (tardis) n.
|
|
| 47 |
Technical |
göreceli montaj robotu |
relative robotic assembler n.
|
|
| 48 |
Technical |
bitişik parçaların göreceli yer değişimlerinin aralarındaki mesafeye oranı |
shear n.
|
|
| 49 |
Technical |
dinleyicinin kendi eşiğinin 40 desibel üzerinde şiddete sahip göreceli bir ses yüksekliği birimi |
sone n.
|
|
| Computer |
|
| 50 |
Computer |
göreceli yol adları |
relative path names n.
|
|
| 51 |
Computer |
göreceli bağlaçlar |
relative links n.
|
|
| 52 |
Computer |
göreceli adres |
relative address n.
|
|
| 53 |
Computer |
göreceli kodlama |
relative coding n.
|
|
| 54 |
Computer |
göreceli kod |
relative code n.
|
|
| 55 |
Computer |
göreceli/mutlak olmasını gözardı et |
ignore relative/absolute expr.
|
|
| 56 |
Computer |
göreceli başvuruları kullan |
use relative references expr.
|
|
| 57 |
Computer |
göreceli kaydet |
relative record expr.
|
|
| Informatics |
|
| 58 |
Informatics |
göreceli asal sayılar |
relatively prime numbers n.
|
|
| Electric |
|
| 59 |
Electric |
göreceli olarak düşük seviyedeki elektromotor kuvvet |
lv abrev.
|
|
| Construction |
|
| 60 |
Construction |
göreceli nem |
relative humidity n.
|
|
| Aeronautic |
|
| 61 |
Aeronautic |
uçağın üç ana ekseninin göreceli eğimi |
attitude n.
|
|
| Marine |
|
| 62 |
Marine |
göreceli su derinliği |
relative water depth n.
|
|
| 63 |
Marine |
göreceli kronman derinliği |
relative crown depth n.
|
|
| 64 |
Marine |
göreceli kronman genişliği |
relative crown width n.
|
|
| Medical |
|
| 65 |
Medical |
bir nesnenin x-ışınlarına ve diğer radyasyonlara karşı göreceli şeffaflığı |
radiopacity n.
|
|
| 66 |
Medical |
bir nesnenin x-ışınlarına ve diğer radyasyonlara karşı göreceli şeffaflığı |
radiodensity n.
|
|
| 67 |
Medical |
(odyolojide) göreceli bir ton aralığı birimi |
mel n.
|
|
| Anatomy |
|
| 68 |
Anatomy |
göz indeksi göreceli olarak küçük olan |
microseme adj.
|
|
| Psychology |
|
| 69 |
Psychology |
bireyin tutumunun referans gruba olan göreceli ölçüsü |
attitude scale n.
|
|
| Math |
|
| 70 |
Math |
göreceli yanılgı |
relative error n.
|
|
| Logic |
|
| 71 |
Logic |
eylemlerin göreceli değerlerine ilişkin muhakeme |
practical reasoning n.
|
|
|
|
| 72 |
Logic |
eylemlerin göreceli değerlerine ilişkin muhakeme |
practical reason n.
|
|
| Statistics |
|
| 73 |
Statistics |
göreceli olasılıklar oranı |
odds ratio n.
|
|
| 74 |
Statistics |
göreceli tıkız küme |
relatively compact set n.
|
|
| 75 |
Statistics |
iki denetsel koşul altındaki özdeş örneklemlerin değerlerinin göreceli büyüklüğünü hesaplamak için kullanılan bir istatistiksel denklem |
wilcoxon test n.
|
|
| 76 |
Statistics |
göreceli sıklık |
frequency n.
|
|
| 77 |
Statistics |
göreceli frekans |
frequency n.
|
|
| 78 |
Statistics |
göreceli güç endeksi |
rsi (relative strength index) abrev.
|
|
| Physics |
|
| 79 |
Physics |
uzay ve zamanın mutlak kavramlardan ziyade göreceli kavramlar olduğu teorisi |
relativity theory n.
|
|
| 80 |
Physics |
uzay ve zamanın mutlak kavramlardan ziyade göreceli kavramlar olduğu teorisi |
theory of relativity n.
|
|
| 81 |
Physics |
uzay ve zamanın mutlak kavramlardan ziyade göreceli kavramlar olduğu teorisi |
einstein's theory of relativity n.
|
|
| 82 |
Physics |
uzay ve zamanın mutlak kavramlardan ziyade göreceli kavramlar olduğu teorisi |
relativity n.
|
|
| 83 |
Physics |
göreceli ağırlık ölçerle ilgili |
gravimetrical adj.
|
|
| Biology |
|
| 84 |
Biology |
göreceli seçilim değeri |
relative fitness n.
|
|
| 85 |
Biology |
yeni türlerin göreceli olarak kısa bir zaman diliminde hızlıca geliştiğini ileri süren bir evrim teorisi |
punctuated equilibrium n.
|
|
| 86 |
Biology |
yeni türlerin göreceli olarak kısa bir zaman diliminde hızlıca geliştiğini ileri süren bir evrim teorisi |
theory of punctuated equilibrium n.
|
|
| Biochemistry |
|
| 87 |
Biochemistry |
göreceli moleküler kütlesi aşırı yüksek olan ve bazı hastalıklarda kanda gözlemlenen normal immünglobülin formu |
immunoglobulin m n.
|
|
| Marine Biology |
|
| 88 |
Marine Biology |
göreceli bolluk |
relative abundance n.
|
|
| 89 |
Marine Biology |
göreceli balıkçılık gücü |
relative fishing power n.
|
|
| 90 |
Marine Biology |
göreceli dönüştürme oranı |
relative conversion rate n.
|
|
| 91 |
Marine Biology |
göreceli doğurganlık |
relative fecundity n.
|
|
| Botanic |
|
| 92 |
Botanic |
kurtayağı ve atkuyruğunun göreceli olarak küçük tip yaprağı |
microphyll n.
|
|
| Philosophy |
|
| 93 |
Philosophy |
göreceli olmayan bir kavram |
nonrelative n.
|
|
| 94 |
Philosophy |
ahlaki yasaların, sabit ya da evrenselden ziyade anlam ve uygulama bakımından göreceli olduğu görüşü |
antinomianism n.
|
|
| 95 |
Philosophy |
söz konusu durumdan hareketle göreceli yorumlanan |
attributive adj.
|
|
| Environment |
|
| 96 |
Environment |
göreceli biyolojik etkinlik |
relative biological effectiveness n.
|
|
| 97 |
Environment |
organizma türünün ekolojik topluluk içerisindeki göreceli mevcudiyeti |
constance n.
|
|
| 98 |
Environment |
organizma türünün ekolojik topluluk içerisindeki göreceli mevcudiyeti |
constancy n.
|
|
| Geology |
|
| 99 |
Geology |
kaya kütlelerinin kayarak göreceli yer değiştirmesi |
shift n.
|
|
| Military |
|
| 100 |
Military |
göreceli olarak kısa bir zaman diliminde, özellikle de askeri uçak kazası, kasırga, sel, deprem veya silahlı saldırı gibi yerel lojistik destek kapasitesini aşan tek bir olayda verilen çok sayıdaki zayiat |
mass casualty n.
|
|
| 101 |
Military |
rütbesi, görevi, sembolik değeri veya göreceli tecritleri nedeniyle terörist hedefi olabilecek personel |
high-risk personnel n.
|
|
| Art |
|
| 102 |
Art |
göreceli bir mesafeyi netlik, ton ve renk kullanarak yansıtma |
atmospheric perspective n.
|
|
| 103 |
Art |
göreceli bir mesafeyi netlik, ton ve renk kullanarak yansıtma |
aerial perspective n.
|
|
| Music |
|
| 104 |
Music |
göreceli kulak |
relative pitch n.
|
|
| 105 |
Music |
bir notanın göreceli süresi |
value n.
|
|
| 106 |
Music |
bir notanın göreceli süresi |
note value n.
|
|
| 107 |
Music |
bir notanın göreceli süresi |
time value n.
|
|
| 108 |
Music |
vokalde meydana gelen göreceli melodik progresyon |
motion n.
|
|
| Printery |
|
| 109 |
Printery |
göreceli olarak hafif ve ince çizgilere sahip yazı tipi veya font |
lightface n.
|
|
| 110 |
Printery |
göreceli olarak hafif ve ince çizgili fontla basılmış (basılı malzeme) |
lightface adj.
|
|
| 111 |
Printery |
göreceli olarak hafif ve ince çizgili fontla basılmış (basılı malzeme) |
light-faced adj.
|
|
| 112 |
Printery |
göreceli olarak hafif ve ince çizgili fontla basılmış (basılı malzeme) |
light-face adj.
|
|