gelecekteki - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

gelecekteki



Sens de "gelecekteki" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 3 résultat(s)

Turc Anglais
General
gelecekteki prospective adj.
gelecekteki following adj.
gelecekteki future adj.

Sens de "gelecekteki" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 68 résultat(s)

Turc Anglais
General
gelecekteki hayat life in the future n.
gelecekteki yaşam life in the future n.
gelecekteki planlarım my plans for the future n.
(gelecekteki ihtiyaçlara) hazırlıklı olma forehandedness n.
gelecekteki bir olayın göstergesi foreshadow n.
evrimsel mücadelede sağ kalmak üzere var olan gelecekteki insan superman n.
doğal seleksiyona meydan okuyan gelecekteki insan superman n.
malların gelecekteki değeri hakkında spekülasyon yapmak deal in futures v.
(gelecekteki bir olaya) işaret etmek forehold v.
gelecekteki bir felaketin habercisi olan hellfire adj.
gelecekteki düzenleme veya eklemeler için yeri olan open-end adj.
Colloquial
çok da uzak olmayan gelecekteki bir gün (orta vadede bir gün) one day in the not-so-distant future n.
gelecekteki üstün başarıya dair büyük potansiyel lots of promise n.
(birinin) gelecekteki programında/takviminde on (one's) slate expr.
Idioms
gelecekteki iki the next couple of n.
gelecekteki faydaların için şimdilik pek kar beklenmeye mali varlıklar seed corn n.
gelecekteki sıkıntılı dönem lean times ahead n.
bir olayı aşıp/geride bırakıp gelecekteki bir zamanı beklemek look past v.
bir olayı aşıp/geride bırakıp sabırsızlıkla gelecekteki bir zamanı beklemek look past v.
Speaking
gelecekteki planlarım my future plans expr.
gelecekteki planlarım my plans in the future expr.
Trade/Economic
gelecekteki fiyat değişikliklerini öngörmek amacıyla geçmiş fiyat değişikliklerinin analizi technical analysis n.
gelecekteki fiyat değişikliklerini öngörmek amacıyla geçmiş fiyat değişikliklerinin analizi technical analysis of stock trends n.
bir hisse senedinin gelecekteki olası pay sayısı artışları dikkate alınarak en yüksek pay ayrıldıktan sonraki getirişi fully diluted earnings per share n.
çevrenin gelecekteki taleplerini sezerek bu potansiyel taleplere rakiplerden önce cevap verebilme proactivity n.
gelecekteki nakit akışı future cash flow n.
gelecekteki bir tarihe yazılmış çek postdated check n.
gelecekteki hizmetin şimdiki değeri capitalized value n.
gelecekteki yıllık ödemeleri karşılamaya yetecek tutardaki fonların bugünkü değeri annuity fund n.
gelecekteki fiyat riskine karşı vadeli akit yapma hedging n.
gelecekteki tüm belirsizlik durumlarında diğer bir mali varlığa göre daha düşük getiri sağlayan yatırım aracı dominated asset n.
gelecekteki değeri future value n.
gelecekteki fiyat future price n.
gelecekteki bir tarihe yazılmış çek postdated cheque n.
gelecekteki satın alıcı prospective purchaser n.
gelecekteki değer future value n.
gelecekteki ekonomik yarar future economic benefit n.
gelecekteki beklentiler prospects n.
gelecekteki döviz kuru future exchange rate n.
gelecekteki temettü ödemeleri karşılığı reserve for payment of future dividends n.
hisse senetlerinin gelecekteki fiyatlarının tahmini için belli bir şirketin incelenmesi company analysis n.
işletmenin gelecekteki gelir ve giderlerini tahmin etme budgeting n.
spot değişme kuru ile gelecekteki kur arasındaki fark exchange agio n.
(komisyonlu işte) işverenin işçiye gelecekteki (olası) komisyonlar için verdiği avans draw n.
gelecekteki bir tarihi koymak postdate v.
gelecekteki fiyat riskine karşı vadeli akit yapılmamış unhedged adj.
(rüçhanlı temettü veya şarta bağlı istihkak) süresi geldiğinde ödenmemesi halinde bir sonraki ödemeye veya gelecekteki bir ödemeye eklenen cumulative adj.
(hisse) süresi geldiğinde ödenmemesi halinde temettünün bir sonraki ödemeye veya gelecekteki bir ödemeye eklendiği cumulative adj.
Law
gelecekteki haklar future estates n.
gelecekteki alacak dormant claim n.
gelecekteki benzer olayların nasıl çözüleceğine dair emsal oluşturan yasal karar landmark decision n.
yasanın davanın belirli unsurlarına nasıl uygulanacağını belirten ve gelecekteki benzer vakalar için emsal teşkil edebilecek mahkeme görüşü kısmı holding n.
yasanın davanın belirli unsurlarına nasıl uygulanacağını belirten ve gelecekteki benzer vakalar için emsal teşkil edebilecek mahkeme görüşleri holdings n.
dava işlemlerinin gelecekteki bir güne ertelenmesi continuance n.
(dava işlemlerini) gelecekteki bir güne ertelemek continue v.
Politics
mecliste gelecekteki seçimle yine aynı partinin alacağı kesin olan koltuk safe seat n.
Insurance
gelecekteki yıllık prim future annual premium n.
Computer
gelecekteki geliştirmelerin daha kolay yapılmasını sağlayan özellik hook n.
Construction
gelecekteki altyapı projeleri future infrastructure projects (fips) n.
Aeronautic
gelecekteki atm sistemleriyle insan bütünleşmesi human integration in future atm systems n.
gelecekteki hava seyrüsefer sistemleri future air navigation systems n.
Biology
henüz farklılaşmamış embriyo dokusunun gelecekteki durumunun sabitlenmesi determination n.
(henüz farklılaşmamış embriyo dokusunun) gelecekteki durumunu belirlemek determine v.
Astronomy
gezegen, kuyruklu yıldız veya uyduların gelecekteki pozisyonlarını gösteren tablo ephemeris n.
Social Sciences
kültürel ve tarihi kayıtları gelecekteki keşfine kadar koruyan nesne/kap time capsule n.
Military
hedefin gelecekteki konumunu otomatik ve sürekli tahmin ederek doğru ateşleme verilerini hesaplayan bir çeşit makine director n.
Music
afro amerikanların genellikle gelecekteki mutluluğu anlattıkları ilahi jubilee n.
Latin
gelecekteki hukuk lex ferenda n.