giysi - Turc Anglais Dictionnaire

giysi

Sens de "giysi" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 59 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
giysi dress n.
What dress do you like more?
Hangi giysiyi daha çok seviyorsun?

More Sentences
giysi clothing n.
It can be done through light clothing.
Hafif giysilerle yapılabilir.

More Sentences
giysi clothes n.
The clothes department will be closed soon.
Giysi bölümü birazdan kapanacak.

More Sentences
giysi garment n.
You must mend your garment.
Giysini onarmalısın.

More Sentences
giysi wear n.
General
giysi garments n.
Before cleaning, garments are inspected and classified.
Temizlemeden önce giysiler incelenir ve sınıflandırılır.

More Sentences
giysi apparel n.
You will also visit local Vancouver manufacturers specializing in technical apparel manufacturing.
Ayrıca teknik giyim üretiminde uzmanlaşmış yerel Vancouver üreticilerini de ziyaret edeceksiniz.

More Sentences
Technical
giysi garment n.
This garment is exchangeable within three days.
Bu giysi üç gün içinde değiştirilebilir.

More Sentences
giysi clothes n.
Clothes weren't made in a single big factory.
Giysiler tek bir büyük fabrikada üretilmiyordu.

More Sentences
Textile
giysi clothes n.
New clothes should be washed prior to use.
Yeni giysiler kullanılmadan önce yıkanmalıdır.

More Sentences
General
giysi gear n.
giysi caparison n.
giysi vesture n.
giysi robe n.
giysi wrap n.
giysi costume n.
giysi thing n.
giysi frock n.
giysi guise n.
giysi toggery n.
giysi tog n.
giysi vestment n.
giysi tire n.
giysi raiment n.
giysi wear n.
giysi attire n.
giysi vest n.
giysi body suit n.
giysi garb n.
giysi tyre n.
giysi aguise n.
giysi aguize n.
giysi arraiment [obsolete] n.
giysi lappie [south africa] n.
giysi wearable n.
giysi brat [dialect] [uk] n.
giysi mocker n.
giysi claes [scotland] n.
giysi cleading [scotland] n.
giysi graith [scotland] n.
giysi cloth [obsolete] n.
giysi dud n.
giysi parail [obsolete] n.
giysi parel [obsolete] n.
giysi perel n.
giysi plight [obsolete] n.
giysi shroud [obsolete] n.
giysi palliament [obsolete] n.
giysi clo (clothing) abrev.
Colloquial
giysi rig-out n.
giysi rigging n.
Religious
giysi vestiary n.
Archaic
giysi raiment n.
giysi indument n.
Slang
giysi threads n.
giysi silks n.
giysi schmatte n.
giysi schmutter n.
British Slang
giysi duds n.

Sens de "giysi" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
giysi odası wardrobe n.
General
siyah giysi black n.
I often wear black clothes.
Sıklıkla siyah giysiler giyerim.

More Sentences
(giysi) tulum jumpsuit n.
She wore a stylish jumpsuit to the party.
Kadın, partide şık bir tulum giymişti.

More Sentences
giysi sağlamak clothe v.
The organization clothes homeless people.
Kuruluş evsizlere giysi sağlıyor.

More Sentences
giysi satın almak buy clothes v.
I often buy clothes at Tom & Mary's.
Sık sık Tom & Mary'den giysi satın alırım.

More Sentences
rahat (giysi) casual adj.
They started talking in a casual manner.
Rahat bir tavırla konuşmaya başladılar.

More Sentences
Technical
koruyucu giysi protective clothing n.
It is also worth investing in standard protective clothing.
Ayrıca standart koruyucu giysilere yatırım yapmaya değer.

More Sentences
Textile
turuncu giysi orange n.
Everyone in this cult wears orange clothes, just like in jail.
Bu tarikattaki herkes, hapishanedekiler gibi turuncu giysiler giyer.

More Sentences
General
giysi aksesuarları dress accessories n.
önü açık giysi wraparound n.
gündelik giysi casual wear n.
kadınların gece toplantılarında giydikleri gösterişli giysi toilet n.
soğuğa karşı dış giysi (palto/ceket/şal gibi) wrap n.
tulum giysi boiler suit n.
giysi (belirli bir iş için) gear n.
yünlü giysi woolly n.
yırtık pırtık giysi rags n.
soyma (giysi vb) disrobing n.
tek parça streç giysi leotards n.
üst giysi overdress n.
sanatta giysi costume in art n.
giyim ve giysi clothing and dress n.
giysi biçip diken kimse tailor n.
kürklü giysi fur n.
sabahlık (giysi olarak) wrapper n.
kol (giysi için) sleeve n.
dalama (kumaş/giysi) prickle n.
yünlü giysi wooly n.
giysi tasarımı costume design n.
sosyal açıdan giysi social aspects of costume n.
muşamba giysi oilskins n.
eski püskü giysi rags n.
gündelik giysi casual n.
sıkı giysi corselet n.
flanelden yapılmış giysi flannel n.
büyük beden giysi oversize n.
kol (giysi) sleeve n.
fitilli kadife giysi cord n.
önlük giysi apron n.
etnik giysi ethnic costume n.
gündelik ayakkabı/giysi casual n.
rüzgarlık (giysi olarak) windbreaker n.
giysi tasarımcıları costume designers n.
dökümlü giysi blousily n.
tulum (giysi olarak) coveralls n.
iki veya daha fazla parçadan oluşan giysi suit n.
giysi dolabı wardrobe n.
giysi astarı olarak kullanılan ince yün kumaş doku shalloon n.
sumo güreşçilerinin giydiği özel giysi mawashi n.
kadın giysi tasarımcıları women costume designers n.
giyim ve giysi ölçüleri clothing and dress measurements n.
giysi formları dress forms n.
giysi fabrikaları clothing factories n.
tek parça streç giysi leotard n.
tek parça streç giysi bodysuit n.
spor giysi activewear n.
giysi süsü trinketry n.
giysi bölümleri clothing sections n.
rengarenk giysi motley n.
günlük (giysi) casual n.
simgesel giysi (okul/takım) colours n.
giysi dolabı garderobe n.
istenmeyen giysi castoff n.
(giysi) ısmarlama made-to-measure n.
yırtık pırtık giysi tatters n.
yırtık pırtık giysi rags and tatters n.
giysi mankeni lay figure n.
kışlık giysi winter clothing n.
kışlık giysi winter clothes n.
yazlık giysi summer clothes n.
yazlık giysi summer clothing n.
şık giysi smart dress n.
resmi giysi full dress n.
resmi giysi formal dress n.
giysi oyunu dress-up game n.
giysi provası dress rehearsal n.
görüntü/giysi sayfası lookbook n.
sivil giysi plain clothes n.
sivil giysi civilian dress n.
sivil giysi civilian garb n.
sivil giysi civilian clothing n.
simgesel giysi (okul/takım) colors n.
istenmeyen giysi cast-off n.
üst giysi top clothing n.
üst giysi top n.
resmi kıyafet/giysi balldress n.
katlanmış giysi folded garment n.
resmi kıyafet/giysi formal dress n.
giysi kataloğu lookbook n.
seyyar giysi dolabı cabinet n.
kadınların omuzlarını örtmede kullandıkları kısa pelerine benzer giysi capelet n.
gösterişli giysi caparison n.
18.yy'da kadınların giydiği kırmızı kısa ve şapkalı giysi cardinal n.
giysi fabrikası garment factory n.
kırmızı giysi red n.
giysi ya da üniformasında kırmızı tişört bulunan topluluk, dernek, vb. üyesi redshirt n.
giysi deneme kabini changing room n.
giysi deneme kabini changing-room n.
üç beden numaralı giysi three n.
giysi, şemsiye veya eski ayakkabı tamircisi translator [brit] n.
giysi, şemsiye veya eski ayakkabı tamircisi translater [brit] n.
16. yüzyılda erkeklerin giydiği, şort-etek arası görünümdeki kabarık giysi trunks [obsolete] n.
16. yüzyılda erkeklerin giydiği, şort-etek arası görünümdeki kabarık giysi trunk breeches n.
giysi tasarımı apparel design n.
örülmüş giysi knit n.
ortaçağda savunma amacıyla giyilen deri-metal giysi jack n.
resmi giysi formalwear n.
resmi giysi eveningwear n.
resmi giysi evening clothes n.
eskiden arap ve orta doğu ülkelerindeki erkeklerce giyilen bol bir giysi vest n.
mor renkli kumaş veya giysi violet n.
gebelik süresince giyilen genellikle bol ve ihtiyaca göre ayarlanabilir olan giysi maternity n.
genellikle ispanyol kökenli amerikalılar tarafından giyilen pançoya benzer su geçirmez bir giysi manga n.
16. ve 17. yüzyıllarda hizmetçilerin giydiği cüppeye benzer kolsuz giysi mandilion n.
kesilmeden önce giysi, ahşap ve metal gibi malzemelerin üzerine desen taslağı çizen işçi marker n.
kesilmeden önce giysi, ahşap ve metal gibi malzemelerin üzerine çizilen desen taslağı marker n.
38 ila 44 arası kadın giysi bedenleri woman's n.
onarılması gereken giysi gibi malzemeler mending n.
dini tarikat üyesine gıda veya giysi bağışlama misericordia n.
manastırdaki keşişlerce giyilen uzun ve bol giysi monastic habit n.
ingiliz işçilerin giydiği önlüğe benzer bol bir giysi gaberdine n.
on dokuzuncu yüzyılda erkek çocuklarının giydiği resmi bir giysi fauntleroy suit n.
giysi tamircisi bushelman n.
giysi tamircisi bushelwoman n.
tuhaf giysi rigout n.
giysi aksesuarı decoration n.
giysi süsü decoration n.
giysi deseni grade n.
grogren kumaştan giysi grogram n.
üst giysi over-garment n.
giysi çantası cloak bag n.
statü gösteren giysi cloth n.
giysi yardımı clothing allowance n.
mesleğe özel giysi cloth n.
giysi odası clothes closet n.
giysi askılığı clothes pole n.
giysi askılığı clothes post n.
giysi fırçası clothesbrush n.
giysi odası clothespress [dialect] n.
bol giysi cover-up n.
keşiş kıyafetinden modellenen giysi parçası cowl n.
giysi kalıbı çıkaran kimse dressmaker's model n.
kimliği gizleyen giysi fancy dress [uk] n.
bele oturan kısa kollu gösterişli bir üst giysi polonese n.
bele oturan kısa kollu gösterişli bir üst giysi polonaise n.
(giysi dolabına asılı) karanfil saplanmış portakal/elma pomander n.
moda giysi fotoğrafı plate n.
giysi pilesi pleather n.
giysi kolları için üretilmiş küçük ütü masası pressboard n.
profesyonel statüyü gösteren veya üniforma olarak giyilen kırmızı renkli giysi scarlet n.
fok derisinden yapılmış giysi sealskin n.
iç gösteren giysi see-through n.
top kumaştan yaka, kol gibi giysi parçaları kesen işçi separator n.
gösterişli giysi sheen n.
parlak giysi sheen n.
güney asya'da erkeklerin giydiği resmi bir giysi sherwani n.
giysilerin altına ayrı parça olarak giyilip gömlek önü veya yakasına benzeyen giysi shirtfront n.
aynı kumaştan dikilmiş düz kemerli bluz ve etekten oluşan giysi shirt-waist suit n.
uyluklara veya daha da aşağıya kadar uzanan bol giysi shirt n.
gömleğin üzerine dış giysi giymeme shirtsleeve n.
giysilerin altına ayrı parça olarak giyilip gömlek önü veya yakasına benzeyen giysi shirt front n.
kısa giysi shortie n.
kısa giysi shorty n.
ipek giysi silk n.
kırk sekiz beden giysi forty-eight n.
kırk beş beden giysi forty-five n.
kırk beden giysi forty n.
altmış beden giysi sixty n.
alt (giysi) bottom n.
onarılacak giysi(ler) mending n.
vücudu saran giysi sheath n.
küçük beden giysi petite n.
parlak şey (giysi) resplendency n.
biçmek (giysi) cut out v.
ile sarmalamak (sargı/giysi/örtü/kumaş) swathe in v.
biçimini değiştirmek giysi bushel v.
şerit yapmak (giysi) welt v.
kısa gelmek (bir giysi) be short on v.
dalamak (kumaş/giysi) prickle v.
giysi daraltmak take up v.
(giysi) yıkayıp ütülemek launder v.
(giysi) giymek get into v.
(giysi) çıkarmak take off v.
(giysi) daraltmak take in v.
(giysi) prova etmek try on v.
(giysi) tersyüz etmek turn v.
giysi denemek try on clothes v.
(üzerine olup olmadığını görmek için) giysi denemek try something on for size v.
giysi çıkarmak take off clothes v.
giysi dürmek fold clothes v.
giysi katlamak fold clothes v.
gösterişli giysi giymek caparison v.
yeni giysi vermek reclothe v.
(ayakkabı, giysi) onararak, yenileyerek veya eski malzemelerden üreterek dönüştürmek translate [brit] v.
(giysi) rahatsız etmek bind v.
(giysi) sıkmak bind v.
(giysi parçasını) balina kemiğinden korselerle sertleştirmek bone v.
(ipek giysi) gıcırdamak brustle v.
giysi giyerek etkilemek rock [us] v.
(giysi) örerek yamamak durn v.
(giysi) kalça kısmında pot yapmak seat v.
(giysi) bağlamak tie v.
(giysi, perde) dekoratif kıvrımlarla süslemek swag v.
üste iyi oturan (giysi) snug adj.
şapşal (giysi) sloppy adj.
bol (giysi) full adj.
çok dar (giysi) skintight adj.
ince çizgili (kumaş/giysi) pinstriped adj.
kadının göğsünü örtmeyen (giysi) topless adj.
dökümlü (giysi) loose adj.
teni dalayan (kumaş/giysi) itchy adj.
dar ve sıkı (giysi) tight adj.
kadın vücudunun genelde örtülü olan kısımlarını sergileyen (giysi vb) revealing adj.
sıcak tutan (giysi/battaniye vb) warm adj.
omuzları açıkta bırakan giysi strapless adj.
dalayan (kumaş/giysi) prickly adj.
insanı serin tutan (giysi) cool adj.
tertemiz (giysi) unworn adj.
fazla dekolte (giysi) immodest adj.
(giysi) gevşek full adj.
(giysi) yırtık pırtık ragged adj.
üste oturan (giysi) close-fitting adj.
ütü istemeyen kumaştan yapılmış (giysi) drip-dry adj.
ütü istemeyen (hazır giysi) wash-and-wear adj.
yazlık (giysi) summer-weight adj.
balıkçı yakalı (giysi) roll-neck adj.
terzinin yaptığı (giysi) tailor-made adj.
yapışan giysi clinging adj.
(saç/giysi) dağınık dishevelled adj.
(giysi) ütü istemeyen non-iron adj.
(giysi) büyük boy outsize adj.
(giysi) hazır ready-made adj.
sağlam (giysi) wearproof adj.
(saç-giysi) dağınık disheveled adj.
dapdar (giysi) skintight adj.
terzi tarafından kişiye özel hazırlanan sipariş (kıyafet/giysi) tailor made adj.
ince (giysi) airy adj.
cavalier şairlerinin süslü elbiselerine benzeyen (giysi) cavalier adj.
ters yüz olmuş (giysi) wrong-side-out adj.
(özellikle giysi) üreticinin en pahalı ürünlerinden daha ucuz bridge adj.
etekleri çamur, toprak sürüklenerek kirlenmiş (giysi) daggle-tail adj.
(giysi) boynu ve omuzları açık décolleté adj.
(giysi) boynu ve omuzları açık decollete adj.
resmi giysi gerektiren dressy adj.
bol (giysi) loose adj.
(giysi, eşya) ekim dikim yaparken kullanıma yönelik plantation adj.
kullanışlı (giysi) sensible adj.
belden aşağı sarkan (giysi) shirttailed adj.
eteği olan (giysi) shirt-tailed adj.
belden aşağı sarkan (giysi) shirt-tailed adj.
eteği olan (giysi) shirttailed adj.
(giysi) yazlık summery adj.
özel günlere saklanan (giysi) sunday-go-to-meeting adj.
(giysi) yazlık summerweight adj.
sırt kısmı bronzlaşmaya olanak veren (giysi) sunback adj.
uç kısımlara doğru daralan (giysi) tapered adj.
üstünde (giysi için) on adv.
giysi ile ilişkili ya da kıyafet tarzı sartorially adv.
bol bir şekilde (giysi) baggily adv.
(giysi) üzerinde in prep.
giysi kolu slv (sleeve) abrev.
Phrasals
(giysi) değiştirmek change out of v.
(giysi) küçülmek pull on v.
(giysi) çekmek pull on v.
(giysi) kısalmak pull on v.
giydirmek (giysi) put on v.
üzerinde giysi olmamak have nothing on v.
pis/kirli/lekeli giysi giyinmek grub around in (something) v.
pis/kirli/lekeli giysi giyinmek grub around (in something) v.
pis/kirli/lekeli giysi giyinmek grub around v.
(giysi) küçük gelmek burst out (of something) v.
(giysi) küçük gelmek burst out v.
(giysi) içine sığmamak burst out v.
(giysi) üstüne geçirmek cast on v.
(bir giysi) giyinmek attire (someone or oneself) in (something) v.
(birine bir giysi) giydirmek attire (someone or oneself) in (something) v.
(giysi boyası) koyu alanlardan açık alanlara akmak mark off v.
bir giysi için birinin ölçülerini almak fit someone for something v.
(bir giysi) için (birinin) ölçülerini almak fit (one) for (something) v.
Colloquial
bayramlık giysi glad rags n.
giysi değiş tokuşu swishing n.
dolap yerine sandalye üzerinde biriken büyük giysi yığını chairdrobe n.
(giysi olarak) takım bag of fruit n.
üst kıyafet/giysi top n.
salaş (giyim, giysi) grunge n.
yıkanıp yeni giysi giymek clean oneself up v.
Idioms
kişilik giysi best bib and tucker n.
bayramlık giysi sunday-go-to-meeting clothes n.
gündelik/günlük giysi casual dress n.
serbest giysi casual dress n.
(birinin tek kolu olduğu için) boş kalan giysi kolu lank sleeve [obsolete] n.
boş giysi kolu lank sleeve [obsolete] n.
(giysi) daraltmak veya genişletmek let out v.
(giysi) yakışmamak clash with v.
(giysi) gitmemek clash with v.
(bir giysi için) hatlarının güzelliğini ortaya çıkarmak flatter one's figure v.
(bir giysi için) birini ince göstermek flatter one's figure v.
(bir giysi için) hatlarının güzelliğini ortaya çıkarmak flatter figure v.
(bir giysi için) ince göstermek flatter figure v.
eskimiş (giysi) out at the elbows expr.
Industry
giysi yapmak için kumaş kesen kimse garment cutter n.
Technical
asbest giysi asbestos suit n.
yanmaz giysi fireproof suit n.
yağmur geçirmez giysi rainwear n.
örülmüş giysi knitwear n.
havalanmayan koruyucu giysi non-ventilated protective clothing n.
radyoaktif bulaşmasına karşı koruyucu giysi protective clothing against radioactive contamination n.
sıvı ve gaz kimyasallara karşı koruyucu giysi protective clothing against liquid and gaseous chemicals n.
bir tür sağlam yün ipinden yapılan giysi ragg n.
giysi pres makinesinin dolgulu bölümü buck n.
giysi daraltmak take in v.
giysi çıkarmak take off v.
giysi kısaltmak take up v.
Computer
elektronik giysi data suit n.
Informatics
giysi bilgisayar wearable computer n.
Textile
giysi boyama garment dye n.
tek parça streç giysi leotard n.
alt ve üst ayrı takımlanabilen spor giysi mix and match sportwear n.
spor giysi sportswear n.
floresan renkli veya reflektörlü uyarıcı/dikkat çekici dış giysi high visibility warning clothing n.
tek parça streç giysi catsuit n.
tek parça streç giysi bodystocking n.
resmi giysi formal wear n.
spor giysi leisure wear n.
giysi koruyucusu garment cover n.
örme giysi knitwear n.
yöresel bir giysi sarong n.
koruyucu giysi protective wear n.
giysi yakasının dış kumaş bölümü top collar n.
rahat giysi casual wear n.
rahat giysi casual dress n.
giysi kalitesi Garment quality n.
giysi kumaşları apparel fabrics n.
70'lerden sonra yaygınlaşmış giysi süsleme modası tie-dye n.
kışlık/kapalı iç giysi long johns n.
kışlık/kapalı iç giysi long underwear n.
kışlık/kapalı iç giysi thermal underwear n.
giysi kolunun giysi gövdesine dikildiği çevre armscye n.
deve tüyü kumaşından yapılan giysi cameline n.
ipek, devetüyü ya da yünden yapılmış kumaş/giysi camlet n.
kamuflaj desenli giysi camo n.
kamuflaj desenli giysi cammie n.
ipek, devetüyü ya da yünden yapılmış kumaş/giysi camblet n.
reglan kollu giysi raglan n.
koyun postundan yapılan bir tür giysi afghan n.
tasarımcının ürettiği ve tüm seriyi temsil etmesi amaçlanan küçük giysi yelpazesi capsule range n.
yalnızca gerekli olan birkaç parçadan oluşan giysi ve aksesuar koleksiyonu capsule wardrobe n.
ikinci el giysi reach-me-down n.
ucuz hazır giysi reach-me-down n.
tek parça streç giysi cat suit n.
siyah zemin üzerine ince beyaz çizgi desenli giysi chalkstripe n.
ipek, devetüyü ya da yünden yapılmış kumaş/giysi camlet n.
ipek, devetüyü ya da yünden yapılmış kumaş/giysi chamlet [obsolete] n.
giysi yapımında kullanılan ince yünlü kumaş tibet n.
giysi yapımında kullanılan ince yünlü kumaş thibet n.
giysi yapımında kullanılan ince yünlü kumaş thibet cloth n.
otuz altı beden giysi thirty-six n.
30 beden giysi thirty n.
13 beden giysi thirteen n.
otuz iki beden giysi thirty-two n.
üç parçadan oluşan giysi three-piece n.
içine tarlatan giyilen giysi tournure n.
spartalı erkeklerin yıl boyunca giydiği kaba kumaştan giysi tribon n.
tropikal iklime uygun kumaştan yapılmış giysi tropical n.
vücudu saran dar giysi tube n.
straplez giysi tube top [us] n.
katlanmış giysi turnback n.
katlanmış giysi turndown n.
21 beden giysi twenty-one n.
on iki beden giysi twelve n.
28 beden giysi twenty-eight n.
22 beden giysi twenty-two n.
25 beden giysi twenty-five n.
27 beden giysi twenty-seven n.
yirmi yedi beden giysi twenty-six n.
yirmi üç beden giysi twenty-three n.
yirmi dokuz beden giysi twenty-nine n.
iki beden giysi two n.
büyük a harfi şeklinde yapılan giysi kesimi a-line n.
gövdeyi ve bacakları saran dar, tek parça streç giysi unitard n.
hafif bir yünlü giysi zephyr cloth n.
hafif ve yumuşak giysi zephyr n.
kürek çekme yarışlarında kullanılan bir giysi zephyr n.
göğüsleri saran bir kumaştan oluşan giysi bandeau n.
on yedinci yüzyıla ait çok geniş bir giysi yakası band n.
yün giysi markası jaeger® n.
ortaçağ kıyafetlerinde kullanılan giysi kenarı jag n.
özellikle müslüman ülkelerde giyilen uzun, bol kapalı giysi jellaba n.
özellikle müslüman ülkelerde giyilen uzun, bol kapalı giysi djellabah n.
özellikle müslüman ülkelerde giyilen uzun, bol kapalı giysi jellabah n.
müslüman erkek ve kadınların giydiği uzun bol giysi jubbah n.
müslüman erkek ve kadınların giydiği uzun bol giysi jibba n.
beyazla karışık siyah yünden evde dokunmuş şayak giysi kelt n.
hindistan menşeli el dokuması pamuklu giysi khadi n.
renkli çizgileri bulunan vücuda sarılan pamuklu bir giysi kikoi n.
giysi astar dikici facer n.
geçmişte abd hükümeti tarafından amerikan yerlilerine dağıtılmış keçeli ağır bir giysi mack n.
giysi dikiminde kullanılan altıgen şeklinde ipek, reyon veya kıldan örülmüş ince ve katı bir file malines n.
giysi dikiminde kullanılan altıgen şeklinde ipek, reyon veya kıldan örülmüş ince ve katı bir file maline n.
giysi ve kadın şapkalarında kullanılan, parlak kordone kenarlardan ve altıgen şeklinde örülmüş bir fileden oluşan çiçek desenli bir bobin danteli malines n.
giysi ve kadın şapkalarında kullanılan, parlak kordone kenarlardan ve altıgen şeklinde örülmüş bir fileden oluşan çiçek desenli bir bobin danteli malines lace n.
giysi kenarlarını tutturmak için kullanılan malzeme binding n.
bilekte toplanan giysi kolu bishop sleeve n.
marokenden yapılan giysi marocain n.
zincir zırhın altına giyilen kapitone giysi hacqueton n.
boyundan askılı üst giysi halter top n.
kurt derisinden yapılan giysi wolfskin n.
giysi yapımında kullanılan yün bir kumaş bolivia n.
yünden yapılmış giysi woolen n.
tamamen veya kısmen yünden yapılmış giysi woollen n.
yünlü giysi woolie n.
kahverengi giysi brown n.
tüp şeklinde giysi boncuğu bugle bead n.
tüp şeklinde giysi boncuğu bugle n.
örgü şeklinde dokunan pürüzlü giysi kumaşı hopsacking n.
köstebek derisinden yapılan giysi moleskin n.
çift taraflı giysi reversible n.
orta çağ avrupası'nda giyilen bir giysi türü hyke n.
bedeni 7 ile 14 arasında olan giysi girls n.
koyu ve açık renkli iplerden oluşan ekoseli kumaştan yapılmış giysi glen plaid n.
giysi veya eşyanın ön gösterim veya prova için muslin ile işlenip kalıp olarak kullanılan deneme modeli muslin n.
muslinden yapılan giysi muslin n.
balkabağı ile boyanmış kumaştan yapılan giysi butternuts n.
boyun ve omuzları kolalı giysi guimpe n.
gündelik giysi oddment n.
rahat giysi oddment n.
tek parça giysi one-piece n.
(bazen kolsuz) üst giysi overtop n.
giysi yünü clothing wool n.
giysi yünü clothing n.
hem elbise hem ceket olabilen giysi coat dress n.
hem elbise hem ceket olabilen giysi coatdress n.
yuvarlak giysi aksesuarı dome n.
giysi kesimi drape n.
giysi kalıbı drape n.
pamuk polyester karışımından yapılan giysi ducks n.
ince çizgili giysi pinstripe n.
interlok kumaştan yapılan giysi interlock n.
viktorya döneminde çocukların giydiği bir üst giysi pelisse n.
saten giysi satin n.
pazen giysi flannels n.
bel ve kalça etrafına örtülerek bağlanan bir kumaş giysi pareu n.
bel ve kalça etrafına örtülerek bağlanan bir kumaş giysi pareo n.
malaya peştemaline benzer giysi pareo n.
balıkçı yaka giysi rollneck n.
yetişkin tulumuna benzer giysi rompers [new zealand] n.
yolunup boyanarak giysi yapımında kullanılan işlenmemiş fok derisi seal n.
sendal tipi kumaştan yapılan giysi sendal n.
sendal tipi kumaştan yapılan giysi cendal n.
shetland ipliğiyle dokunan giysi shetland n.
(giysi üretiminde kullanılan) yünlü ve yumuşak bir kumaş çeşidi foulé n.
yün veya brokardan yapılabilen geleneksel bir giysi deel n.
kartondan yapılmış giysi modeli pattern n.
kürkten yapılmış giysi fur n.
daraltmak (giysi) take in v.
standart giysi modelini çalışma modeline dönüştürmek grade v.
standart giysi modelinden çalışma modeli çıkarmak grade v.
normal uzunluğun dörtte üçü kadar olan (giysi) three-quarter adj.
normal uzunluğun dörtte üçü kadar olan (giysi) three-quarters adj.
kontrast/şaşırtıcı renkleri olan (giysi) thunder-and-lightning adj.
tirol stili (giysi, şapka) tyrolean adj.
yarasa kanadı şeklinde (giysi) batwing adj.
paris stilinde üretilmiş (giysi) paris adj.
paris'te üretilmiş (giysi) paris adj.
üretim aşamasındayken çektirilmiş (kumaş, giysi) preshrunken adj.
balıkçı yakalı (giysi) roll-necked adj.
boğazlı (giysi) rollneck adj.
balıkçı yakalı (giysi) rollneck adj.
boğazlı (giysi) roll-necked adj.
koyun derisiyle astarlanıp yünle kaplanmış (giysi) sheepskin adj.
hemen ayağa geçirilen (giysi) step-in adj.
(giysi) fazla süslü fussy adj.
ayağa kadar uzanan (giysi) full-length adj.
Furniture
giysi dolabı clothes closet n.
Automotive
ateşe dayanıklı giysi flame suit n.
Aeronautic
hava soğutmalı giysi air ventilated suit n.
Medical
röntgen ışınlarına karşı koruyucu giysi lead shielding n.
röntgen ışınlarına karşı koruyucu giysi lead apron n.
Botanic
yapraklarından çatı ve giysi, köklerinden gıda ve içki yapılan odunsu bir bitki ti (cordyline terminalis) n.
yapraklarından çatı ve giysi, köklerinden gıda ve içki yapılan odunsu bir bitki ki n.
Social Sciences
son derece stilize edilmiş giysi ve kısa saç ile karakterize bir işçi sınıfı hareketi mods n.
fiji'nin ulusal kıyafetini oluşturan uniseks bir giysi sulu n.
Education
akademik giysi academic costume n.
History
elçilerin giydiği, üzerinde efendisinin arması bulunan giysi tabard n.
elçilerin giydiği, üzerinde efendisinin arması bulunan giysi taberd n.
(eski mısır'da) iskoç eteğine benzer kısa giysi shendyt n.
armalı giysi giyen armigerous adj.
Religious
manastırda rahibelerin giydiği uzun ve bol giysi nun's habit n.
yahudi inancında 613 emri sembolize eden püsküllerden oluşan bir giysi tzitzit n.
boyuna ve omuza giyilen beyaz bezden yapılmış uzun bir giysi amice n.
boyuna ve omuza giyilen beyaz bezden yapılmış uzun bir giysi amess n.
boyun ve omza giyilen beyaz bezden yapılmış uzun bir dini giysi amyss n.
(musevilik'te) geleneksel yahudilerin kefaret günü'nde giydikleri beyaz giysi kittel n.
(musevilik'te) yahudiler'in kefen olarak kullandıkları beyaz bir giysi kittel n.
ermeni kilisesi rahiplerinin giydiği bir giysi vakas n.
(musevilik) en yüksek rahibin giydiği on iki değerli taşla bezenmiş bir giysi breastplate n.
papanın giydiği yakalık benzeri giysi lappet n.
romalı baş rahiplerin giydiği panço benzeri giysi lappet n.
papanın giydiği yakalık benzeri giysi fanon n.
romalı baş rahiplerin giydiği panço benzeri giysi orale n.