groove - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

groove

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "groove" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 68 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
groove n. oluk
groove n. yiv
General
groove n. mükemmel şey
groove n. itiyat
groove n. rutin
groove n. saban izi
groove n. gelenek
groove n. adet
groove n. çizgi
groove n. kiniş
groove n. alışkanlık
groove n. kertik
groove n. çentik
groove n. oyuk
groove n. susta yaprağı kanalı
groove n. kişiye en uygun durum
groove n. kişiye en uygun meslek
groove n. kişiye en uygun yaşam tarzı
groove n. kişiye en uygun hareket tarzı
groove n. niş
groove n. popüler tarz
groove n. vurgulu ve keyifli bir ritim
groove v. yiv açmak
groove v. alay etmek
groove v. dalmak
groove v. çizmek
groove v. oluk açmak
groove v. uğraşmak
groove v. diske kaydetmek
groove v. olukla birleştirmek
groove v. oyuğa sabitlemek
groove v. yerleştirmek
groove v. kökleştirmek
groove v. sürekli tekrarla mükemmel hale getirmek
groove v. minnettar bir şekilde tadını çıkarmak
groove v. zevk vererek heyecanlandırmak
groove v. en kolay atış yapılan orta bölgeden atış yapmak
groove v. uyumlu bir şekilde etkileşime girmek
Colloquial
groove n. havalı şey
groove n. hoş şey
groove n. güzel şey
groove n. keyifli şey
groove n. zevkli şey
Technical
groove n. conta kanalı
groove n. iz
groove n. kanal
groove n. makine yataklarının yağ kanalı
groove n. oluk
groove n. yarık
groove n. yiv
groove n. zıvana
groove n. matbaa harfinin ayakları arasındaki girinti
groove n. fonograf kaydındaki iğne izi
groove n. organizma veya anatomik parçanın yüzeyinde doğal şekilde oluşan uzun ve dar çöküntü
groove v. oluk yapmak
Automotive
groove n. iz
groove n. oluk
Agriculture
groove n. çizi
Apiculture
groove n. kanal
Linguistics
groove adj. oluklu
Military
groove n. yiv-set
Baseball
groove n. vuruş bölgesinin ortası
Music
groove n. (caz) yumuşak bir şekilde çalma
groove v. (caz) güzel çalmak
groove v. ritmik müzik yapmak
groove v. ritmik müzikte dans etmek
groove v. ritmik müzikten hoşlanmak
Engineering
groove n. gramofon kaydındaki genellikle v şeklindeki spiral kanal

Sens de "groove" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 260 résultat(s)

Anglais Turc
General
lead out groove n. çıkış yivi
drip groove n. damla oluğu
drip groove n. boşaltma oluğu
key groove n. anahtar oluğu
groove [dialect] [uk] n. maden
groove [us] n. son moda
get into a groove v. bellemek
groove on v. coşkuyla sevmek
groove on v. aşırı derecede sevmek
Phrasals
groove on v. -'e ilgi duymaya başlamak
groove on v. -'e yükselmek
groove on (someone or something) v. (birine/bir şeye) yükselmek
groove on (someone or something) v. (birine/bir şeye) ilgi duymaya başlamak
groove on someone/something v. birine/bir şeye yükselmek
groove on someone/something v. birine/bir şeye ilgi duymaya başlamak
Colloquial
stone groove n. güzel parti/konser
stone groove n. on numara parti/konser
get back in the groove again v. tekrar havaya girmek
get back in the groove again v. yeniden havaya girmek
in the groove adj. zevkli
in the groove adj. hoş
in the groove adj. iç açıcı
in the groove adj. keyifli
in the groove adj. havalı
Idioms
stone groove n. havalı bir şey/deneyim
stone groove n. harika bir şey/deneyim
stone groove n. mükemmel bir şey/deneyim
stone groove n. süper bir şey/deneyim
stone groove n. on numara bir şey/deneyim
stone groove n. müthiş bir şey/deneyim
groove on something v. bir şeye ilgi duymaya başlamak
get groove on v. dans ederek eğlenmek
be stuck in a groove v. (kendi) köşesine tıkılıp kalmak
get groove on v. (dans ederek) kurtlarını dökmek
be in a groove v. işe dalmak
be in a groove v. etkin bir şekilde çalışmak
be in a groove v. işe gömülmek
be in a groove v. verimli çalışmak
be in a groove v. göreve/işe dalıp problemsiz bir şekilde çalışmak
be in a groove v. güzelce çalışmak
be in a groove v. düzgünce çalışmak
be in a groove v. işini/görevini düzgünce yapmak
be in a groove v. havaya girmek
be in a groove v. kapana kısılmak
be in a groove v. dünyevi şeylere takılıp kalmak
be in a groove v. çıkmaza girmek
be in a groove v. kısır döngüye girmek
be in a groove v. aynı yerde dönüp durmak
be in a groove v. aynı şeyin etrafında dönüp durmak
be in a groove v. aynı şeye takılıp/saplanıp kalmak
be in the groove v. işe dalmak
be in the groove v. etkin bir şekilde çalışmak
be in the groove v. işe gömülmek
be in the groove v. verimli çalışmak
be in the groove v. göreve/işe dalıp problemsiz bir şekilde çalışmak
be in the groove v. güzelce çalışmak
be in the groove v. düzgünce çalışmak
be in the groove v. işini/görevini düzgünce yapmak
be in the groove v. havaya girmek
be in the groove v. havasında olmak
be in the groove v. başarılı bir dönemde olmak
be in the groove v. harika/mükemmel performans göstermek
be in the groove v. modaya uygun olmak
be in the groove v. günü/zamanı yakalamak
be in the groove v. havasında olmak
be in the groove v. başarılı bir dönemde olmak
be in the groove v. iyi performans göstermek
be in a groove v. havasında olmak
be in a groove v. başarılı bir dönemde olmak
be in a groove v. iyi performans göstermek
stuck in a groove [uk] adj. (kendi) köşesine tıkılıp kalmış
in the groove expr. çok iyi yapma
in the groove expr. harika
in the groove expr. modaya uygun
in the groove expr. mükemmele yakın biçimde yapma
in the groove expr. mükemmel bir durumda
in the groove expr. modern
in the groove expr. yolunda
Technical
tongue and groove n. dil ve oyuklu bağlantı
groove weld n. ağız kaynağı
inside groove seam n. alttan kenetli ek
baltimore groove n. baltimore yivi
lead-in groove n. başlangıç yivi
blank groove n. boş oluk
shaped groove n. biçim verilmiş yiv
finishing groove n. bitirme yivi
blank groove n. boş yiv
double u-groove weld n. çift u-yivli kaynak
double v-groove weld n. çift v-yivli kaynak
tongue-and-groove joint n. çıtalı geçme
lead-out groove n. çıkış yivi
deep groove n. derin yiv
groove cracking n. dış gibi kırılması
deep groove ball bearing n. derin yivli bilyalı rulman
joint groove n. derz oyuğu
tongue-and-groove joint n. dil ve oyuklu bağlantı
groove cracking n. diş gibi kırılması
tongue-and-groove n. erkek-dişi geçme parçaları
lead-in groove n. giriş yivi
rotating blade groove n. hareketli kanat yivi
rope groove n. halat oluğu
groove micrometer n. iç mikrometresi
square groove weld n. ı-dikişi
key groove n. kama yuvası
blade groove n. kanat yivi
key groove n. kama oluğu
gate groove n. kapak yuvası
tongue and groove facing flange n. kamalı flanş
square groove weld n. kare alın kaynağı
square groove n. kare yiv
groove profiles n. kanal profilleri (kayışla tahrik)
welding groove n. kaynak ağzı
dovetail groove n. kırlangıç kuyruğu şekilli yiv
fringing groove n. kesinti kanalı
weld groove n. kaynak ağzı
bevel groove n. konik kanal
tongue and groove type chuck n. lamba ve zıvana tipi torna
tongue-and-groove joint n. lamba-zıvanalı geçme
tongue-and-groove n. lamba ve zıvana
tongue and groove siding n. lamba kirişli ahşap kaplama
tongue-and-groove joint n. lamba ve zıvana
tongue-and-groove n. lamba-zıvana
center-groove tire n. merkez oluklu lastik
deforming groove n. nervür kalibresi
groove weld n. oluk kaynağı
groove cracking n. oluk çatlaması
groove weld n. oyuk kaynağı
chamfered groove n. pahlı oluk
deep groove ball bearing n. sabit bilyalı rulman
stationary blade groove n. sabit kanat kanalı
stationary blade groove n. sabit kanat yivi
ring groove n. segman boğazı
sealing groove n. sızdırmazlık yuvası
sealing groove n. sızdırmazlık kanalı
water groove n. su kanalı
single pulley groove n. tek kanallı kasnak (kayış dinamiği)
single v-groove weld n. tek v-dikişi kaynak
single u-groove weld n. tek u-dikişi
single-j groove weld n. tek j-dikişli kaynak
v groove n. v kanalı
oil groove n. yağ kanalcığı
oil ring groove n. yağ segman kanalı
lubrication groove n. yağlama oluğu
single-bevel groove weld n. yarım v-dikişli kaynak
v-groove n. v-kanalı
lubrication groove n. yağlama kanalı
v-groove n. v-yivi
oil groove n. yağ kanalı
oil groove n. yağ oluğu
snap ring groove n. yay segman yuvası
tongue-and-groove joint n. zıvana lambalı geçme
tongue-and-groove n. zıvana- kiniş
tongue-and-groove n. zıvana-lamba
groove face n. yiv yüzü
groove weld n. yiv kaynağı
box groove n. (metal işçiliğinde) iki rulo arasındaki kapalı oluk
diamond groove n. silindir üzerinde v şekilli çentik
Computer
weld groove n. kaynak oluğu
Telecom
modulated groove n. modülasyonlu yiv
Textile
needle groove n. iğne kanalı
needle groove n. iğne çentiği
rotor groove n. rotor kanalı
Construction
joint groove n. derz oyuğu
tongue and groove siding n. lamba kinişli ahşap kaplama
tongue-and-groove n. lamba ve zıvana
tongue-and-groove joint n. lamba-zıvanalı geçme
tongue-and-groove joint n. lamba ve zıvana
tongue-and-groove n. lamba-zıvana
tongue-and-groove n. zıvana-lamba
tongue-and-groove n. zıvana- kiniş
Woodworking
groove-and-tongue joint n. yastıklı geçme
Automotive
compression ring groove n. ateşleme segman yuvası
pressure equalizing groove n. basınç dengeleme kanalı
multiple groove track n. çoklu kulvarlı yol
multi-groove drive belt n. çok kanallı tahrik kayışı
top ring groove insert n. dolgulu üst segman yuvası
skirt groove n. etek yağ segmanı yuvası
g groove n. g çizgisi
gg groove n. gg çizgisi
helical groove n. helisel rampa
key groove n. kama oluğu
groove milling cutter n. kanal frezesi
control groove n. kontrol kanalı
groove weld n. oluk kaynağı
groove cracks n. oluklu çatlaklar
tread groove n. oluk
ring groove n. piston yarığı
piston groove n. piston segman kanalı
piston retainer groove n. piston segman yuvası
piston circlip groove n. piston pimi segman yuvası
piston ring groove n. piston segman yuvası
piston groove depth n. piston segman yuvası derinliği
piston groove bottom n. piston segman yuvası dibi
piston groove root diameter n. piston segman yuvası dibi çapı
piston ring groove cleaner n. piston segman yuvası temizleme aleti
piston groove walls n. piston segman yuvası yan yüzeyleri
piston oil ring groove n. piston yağ segman yuvası
ring groove n. piston oyuğu
piston groove n. piston segman yuvası
pin groove n. pim kanalı
deep groove ball bearing n. sabit bilyeli rulman
piston ring groove n. segman yuvası
piston ring groove n. segman oyuğu
ring groove n. segman yuvası
valve collet groove n. supap kılavuz yivi
ring groove n. supap yuvası
valve keeper groove n. supap tırnak yuvası
valve groove type n. supap tırnak yuvası tipi
one-groove track n. tek kulvarlı yol
valve collet groove n. valf kovanı oluğu
u groove ground electrode n. u yarıklı orta elektrotlu buji
bearing groove n. yağ kanalı
oil groove n. yağ kanalı
oil ring groove n. yağ segmanı kanalı
semi groove n. yarım kanal
oil groove n. yağ oluğu
oil groove n. yağ boşluğu
oil return groove n. yağ geri dönüş kanalı
cast-in groove insert n. yerinde döküm dolgu
Aeronautic
center groove tire n. merkez oluklu lastik
Medical
caudothalamic groove n. kaudotalamik çentik/oluk
Anatomy
the groove in the upper lip n. dudak çukuru
medullary groove n. omurgalı embriyosunda sinirsel kıvrımların oluşmasından sonra medüller katman tarafından embriyonun orta-arka kısmında meydana getirilen dikey bir oluk
costal groove n. kaburgaların arasında sinir ve kan damarlarının geçtiği bir oyuk
primitive groove n. primitif yarık
Dentistry
developmental groove n. gelişimsel oluk
Marine Biology
branchial groove n. brankial yarık
branchial groove n. solungaç yarığı
pharyngeal groove n. faringeal yarık
Zoology
hip groove n. kalça olukçuk
neural groove n. sinirsel oluk
Apiculture
lingual groove n. dil kanalı
glossal groove n. dil oluğu
Geology
ambulacral groove n. ambulakral oluk
fault groove n. fay oluğu
Military
crimping groove n. mermi terkip kanalı
Music
in the groove adj. (özellikle birlikte) iyi çalan
Slang
get in the groove v. (bir şeyi yapmak için) havaya girmek
be in the groove v. (bir şeyi yapmak için) havaya girmek
get (one's) groove on v. dans ederek eğlenmek
get (one's) groove on v. (dans ederek) kurtlarını dökmek
in the groove adj. işe dalmış
in the groove adj. etkin bir şekilde çalışan
in the groove adj. işe gömülmüş
in the groove adj. verimli çalışan
in the groove adj. göreve/işe dalıp problemsiz bir şekilde çalışan
in the groove adj. güzelce çalışan
in the groove adj. düzgünce çalışan
in the groove adj. işini/görevini düzgünce yapan
in the groove adj. havasında
in the groove adj. başarılı bir dönemde
in the groove adj. bir şeye uyum sağlamış
in the groove adj. bir şeyin akışına dahil olmuş
in the groove adj. bir şeyin temposunu yakalamış
in the groove adj. havaya girmiş
in the groove adj. son derece iyi performans gösteren
in the groove adj. performansı son derece yüksek/iyi
in the groove adj. isabetli
in the groove adj. popüler modaya uygun
in the groove adj. günün modasına uygun