groove - Türkisch Englisch Wörterbuch

groove

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "groove" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 69 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
groove n. oluk
The window slides along a metal groove to operate.
Pencere çalışmak için metal bir oluk boyunca kayar.

More Sentences
groove n. yiv
General
groove n. ritmik müzik
He lost himself in the groove while dancing.
Dans ederken ritmik müziğe kendini kaptırmıştı.

More Sentences
Technical
groove n. oluk
These grooves then become permanent features on your face.
Bu oluklar daha sonra yüzünüzde kalıcı özellikler haline gelir.

More Sentences
Automotive
groove n. oluk
The deep groove in the tongue is usually very visible.
Dildeki derin oluk genellikle çok belirgindir.

More Sentences
General
groove n. mükemmel şey
groove n. itiyat
groove n. rutin
groove n. saban izi
groove n. gelenek
groove n. adet
groove n. çizgi
groove n. kiniş
groove n. alışkanlık
groove n. kertik
groove n. çentik
groove n. oyuk
groove n. susta yaprağı kanalı
groove n. kişiye en uygun durum
groove n. kişiye en uygun meslek
groove n. kişiye en uygun yaşam tarzı
groove n. kişiye en uygun hareket tarzı
groove n. niş
groove n. popüler tarz
groove n. vurgulu ve keyifli bir ritim
groove v. oluk açmak
groove v. uğraşmak
groove v. yiv açmak
groove v. alay etmek
groove v. dalmak
groove v. çizmek
groove v. diske kaydetmek
groove v. olukla birleştirmek
groove v. oyuğa sabitlemek
groove v. yerleştirmek
groove v. kökleştirmek
groove v. sürekli tekrarla mükemmel hale getirmek
groove v. minnettar bir şekilde tadını çıkarmak
groove v. zevk vererek heyecanlandırmak
groove v. en kolay atış yapılan orta bölgeden atış yapmak
groove v. uyumlu bir şekilde etkileşime girmek
Colloquial
groove n. havalı şey
groove n. hoş şey
groove n. güzel şey
groove n. keyifli şey
groove n. ritmik müzik
Technical
groove n. conta kanalı
groove n. iz
groove n. kanal
groove n. makine yataklarının yağ kanalı
groove n. yarık
groove n. yiv
groove n. zıvana
groove n. matbaa harfinin ayakları arasındaki girinti
groove n. fonograf kaydındaki iğne izi
groove n. organizma veya anatomik parçanın yüzeyinde doğal şekilde oluşan uzun ve dar çöküntü
groove v. oluk yapmak
Automotive
groove n. iz
Agriculture
groove n. çizi
Apiculture
groove n. kanal
Linguistics
groove adj. oluklu
Military
groove n. yiv-set
Baseball
groove n. vuruş bölgesinin ortası
Music
groove n. (caz) yumuşak bir şekilde çalma
groove v. (caz) güzel çalmak
groove v. ritmik müzik yapmak
groove v. ritmik müzikte dans etmek
groove v. ritmik müzikten hoşlanmak
Engineering
groove n. gramofon kaydındaki genellikle v şeklindeki spiral kanal

Bedeutungen, die der Begriff "groove" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 260 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
lead out groove n. çıkış yivi
drip groove n. damla oluğu
drip groove n. boşaltma oluğu
key groove n. anahtar oluğu
groove [dialect] [uk] n. maden
groove [us] n. son moda
get into a groove v. bellemek
groove on v. aşırı derecede sevmek
groove on v. coşkuyla sevmek
Phrasals
groove on someone/something v. birine/bir şeye ilgi duymaya başlamak
groove on (someone or something) v. (birine/bir şeye) yükselmek
groove on someone/something v. birine/bir şeye yükselmek
groove on v. -'e yükselmek
groove on (someone or something) v. (birine/bir şeye) ilgi duymaya başlamak
groove on v. -'e ilgi duymaya başlamak
Colloquial
stone groove n. güzel parti/konser
stone groove n. on numara parti/konser
get back in the groove again v. yeniden havaya girmek
get back in the groove again v. tekrar havaya girmek
in the groove adj. iç açıcı
in the groove adj. zevkli
in the groove adj. keyifli
in the groove adj. havalı
in the groove adj. hoş
Idioms
stone groove n. mükemmel bir şey/deneyim
stone groove n. müthiş bir şey/deneyim
stone groove n. harika bir şey/deneyim
stone groove n. süper bir şey/deneyim
stone groove n. havalı bir şey/deneyim
stone groove n. on numara bir şey/deneyim
get groove on v. (dans ederek) kurtlarını dökmek
get groove on v. dans ederek eğlenmek
groove on something v. bir şeye ilgi duymaya başlamak
be stuck in a groove v. (kendi) köşesine tıkılıp kalmak
be in the groove v. güzelce çalışmak
be in a groove v. işe gömülmek
be in a groove v. aynı şeye takılıp/saplanıp kalmak
be in a groove v. kapana kısılmak
be in a groove v. düzgünce çalışmak
be in the groove v. etkin bir şekilde çalışmak
be in the groove v. başarılı bir dönemde olmak
be in a groove v. etkin bir şekilde çalışmak
be in a groove v. verimli çalışmak
be in a groove v. kısır döngüye girmek
be in a groove v. güzelce çalışmak
be in a groove v. aynı şeyin etrafında dönüp durmak
be in a groove v. çıkmaza girmek
be in a groove v. işini/görevini düzgünce yapmak
be in the groove v. havaya girmek
be in the groove v. işini/görevini düzgünce yapmak
be in a groove v. işe dalmak
be in the groove v. göreve/işe dalıp problemsiz bir şekilde çalışmak
be in a groove v. havaya girmek
be in the groove v. işe gömülmek
be in the groove v. havasında olmak
be in the groove v. işe dalmak
be in the groove v. düzgünce çalışmak
be in a groove v. aynı yerde dönüp durmak
be in the groove v. verimli çalışmak
be in a groove v. göreve/işe dalıp problemsiz bir şekilde çalışmak
be in a groove v. dünyevi şeylere takılıp kalmak
be in a groove v. havasında olmak
be in a groove v. iyi performans göstermek
be in the groove v. iyi performans göstermek
be in the groove v. günü/zamanı yakalamak
be in the groove v. harika/mükemmel performans göstermek
be in the groove v. modaya uygun olmak
be in the groove v. başarılı bir dönemde olmak
be in a groove v. başarılı bir dönemde olmak
be in the groove v. havasında olmak
stuck in a groove [uk] adj. (kendi) köşesine tıkılıp kalmış
in the groove expr. modern
in the groove expr. yolunda
in the groove expr. mükemmel bir durumda
in the groove expr. modaya uygun
in the groove expr. harika
in the groove expr. çok iyi yapma
in the groove expr. mükemmele yakın biçimde yapma
Technical
groove weld n. oyuk kaynağı
key groove n. kama oluğu
blank groove n. boş oluk
gate groove n. kapak yuvası
tongue and groove facing flange n. kamalı flanş
snap ring groove n. yay segman yuvası
water groove n. su kanalı
ring groove n. segman boğazı
chamfered groove n. pahlı oluk
inside groove seam n. alttan kenetli ek
welding groove n. kaynak ağzı
center-groove tire n. merkez oluklu lastik
square groove weld n. ı-dikişi
tongue-and-groove joint n. zıvana lambalı geçme
tongue-and-groove joint n. dil ve oyuklu bağlantı
groove micrometer n. iç mikrometresi
tongue-and-groove n. erkek-dişi geçme parçaları
tongue-and-groove joint n. lamba ve zıvana
tongue and groove siding n. lamba kirişli ahşap kaplama
tongue-and-groove n. lamba ve zıvana
tongue-and-groove n. lamba-zıvana
tongue-and-groove n. zıvana-lamba
tongue-and-groove joint n. lamba-zıvanalı geçme
tongue-and-groove n. zıvana- kiniş
bevel groove n. konik kanal
v groove n. v kanalı
oil ring groove n. yağ segman kanalı
groove cracking n. oluk çatlaması
groove cracking n. dış gibi kırılması
groove cracking n. diş gibi kırılması
lead-in groove n. başlangıç yivi
lead-in groove n. giriş yivi
lead-out groove n. çıkış yivi
oil groove n. yağ kanalcığı
oil groove n. yağ oluğu
rope groove n. halat oluğu
tongue and groove type chuck n. lamba ve zıvana tipi torna
groove weld n. oluk kaynağı
fringing groove n. kesinti kanalı
weld groove n. kaynak ağzı
v-groove n. v-kanalı
single-j groove weld n. tek j-dikişli kaynak
single u-groove weld n. tek u-dikişi
single v-groove weld n. tek v-dikişi kaynak
v-groove n. v-yivi
single-bevel groove weld n. yarım v-dikişli kaynak
square groove weld n. kare alın kaynağı
square groove n. kare yiv
blank groove n. boş yiv
groove profiles n. kanal profilleri (kayışla tahrik)
single pulley groove n. tek kanallı kasnak (kayış dinamiği)
finishing groove n. bitirme yivi
shaped groove n. biçim verilmiş yiv
baltimore groove n. baltimore yivi
groove face n. yiv yüzü
groove weld n. yiv kaynağı
deforming groove n. nervür kalibresi
double u-groove weld n. çift u-yivli kaynak
double v-groove weld n. çift v-yivli kaynak
tongue-and-groove joint n. çıtalı geçme
deep groove ball bearing n. derin yivli bilyalı rulman
joint groove n. derz oyuğu
deep groove n. derin yiv
oil groove n. yağ kanalı
lubrication groove n. yağlama kanalı
lubrication groove n. yağlama oluğu
rotating blade groove n. hareketli kanat yivi
dovetail groove n. kırlangıç kuyruğu şekilli yiv
blade groove n. kanat yivi
key groove n. kama yuvası
sealing groove n. sızdırmazlık yuvası
stationary blade groove n. sabit kanat kanalı
sealing groove n. sızdırmazlık kanalı
stationary blade groove n. sabit kanat yivi
groove weld n. ağız kaynağı
deep groove ball bearing n. sabit bilyalı rulman
tongue and groove n. dil ve oyuklu bağlantı
box groove n. (metal işçiliğinde) iki rulo arasındaki kapalı oluk
diamond groove n. silindir üzerinde v şekilli çentik
Computer
weld groove n. kaynak oluğu
Telecom
modulated groove n. modülasyonlu yiv
Textile
needle groove n. iğne kanalı
rotor groove n. rotor kanalı
needle groove n. iğne çentiği
Construction
joint groove n. derz oyuğu
tongue and groove siding n. lamba kinişli ahşap kaplama
tongue-and-groove n. lamba ve zıvana
tongue-and-groove joint n. lamba ve zıvana
tongue-and-groove n. zıvana-lamba
tongue-and-groove n. zıvana- kiniş
tongue-and-groove joint n. lamba-zıvanalı geçme
tongue-and-groove n. lamba-zıvana
Woodworking
groove-and-tongue joint n. yastıklı geçme
Automotive
semi groove n. yarım kanal
oil groove n. yağ oluğu
control groove n. kontrol kanalı
ring groove n. piston oyuğu
valve collet groove n. supap kılavuz yivi
piston groove n. piston segman yuvası
pin groove n. pim kanalı
helical groove n. helisel rampa
pressure equalizing groove n. basınç dengeleme kanalı
ring groove n. supap yuvası
g groove n. g çizgisi
ring groove n. segman yuvası
gg groove n. gg çizgisi
oil groove n. yağ kanalı
oil ring groove n. yağ segmanı kanalı
oil return groove n. yağ geri dönüş kanalı
piston ring groove n. segman oyuğu
ring groove n. piston yarığı
piston ring groove n. segman yuvası
piston groove n. piston segman kanalı
valve collet groove n. valf kovanı oluğu
key groove n. kama oluğu
multi-groove drive belt n. çok kanallı tahrik kayışı
bearing groove n. yağ kanalı
cast-in groove insert n. yerinde döküm dolgu
top ring groove insert n. dolgulu üst segman yuvası
valve keeper groove n. supap tırnak yuvası
valve groove type n. supap tırnak yuvası tipi
groove weld n. oluk kaynağı
groove cracks n. oluklu çatlaklar
compression ring groove n. ateşleme segman yuvası
groove milling cutter n. kanal frezesi
one-groove track n. tek kulvarlı yol
oil groove n. yağ boşluğu
skirt groove n. etek yağ segmanı yuvası
piston retainer groove n. piston segman yuvası
piston circlip groove n. piston pimi segman yuvası
piston ring groove n. piston segman yuvası
piston groove depth n. piston segman yuvası derinliği
piston groove bottom n. piston segman yuvası dibi
piston groove root diameter n. piston segman yuvası dibi çapı
piston ring groove cleaner n. piston segman yuvası temizleme aleti
piston groove walls n. piston segman yuvası yan yüzeyleri
piston oil ring groove n. piston yağ segman yuvası
u groove ground electrode n. u yarıklı orta elektrotlu buji
tread groove n. oluk
deep groove ball bearing n. sabit bilyeli rulman
multiple groove track n. çoklu kulvarlı yol
Aeronautic
center groove tire n. merkez oluklu lastik
Medical
caudothalamic groove n. kaudotalamik çentik/oluk
Anatomy
the groove in the upper lip n. dudak çukuru
medullary groove n. omurgalı embriyosunda sinirsel kıvrımların oluşmasından sonra medüller katman tarafından embriyonun orta-arka kısmında meydana getirilen dikey bir oluk
costal groove n. kaburgaların arasında sinir ve kan damarlarının geçtiği bir oyuk
primitive groove n. primitif yarık
Dentistry
developmental groove n. gelişimsel oluk
Marine Biology
branchial groove n. brankial yarık
pharyngeal groove n. faringeal yarık
branchial groove n. solungaç yarığı
Zoology
hip groove n. kalça olukçuk
neural groove n. sinirsel oluk
Apiculture
lingual groove n. dil kanalı
glossal groove n. dil oluğu
Geology
fault groove n. fay oluğu
ambulacral groove n. ambulakral oluk
Military
crimping groove n. mermi terkip kanalı
Music
in the groove adj. (özellikle birlikte) iyi çalan
Slang
get in the groove v. (bir şeyi yapmak için) havaya girmek
be in the groove v. (bir şeyi yapmak için) havaya girmek
get (one's) groove on v. (dans ederek) kurtlarını dökmek
get (one's) groove on v. dans ederek eğlenmek
in the groove adj. güzelce çalışan
in the groove adj. etkin bir şekilde çalışan
in the groove adj. işe gömülmüş
in the groove adj. işe dalmış
in the groove adj. göreve/işe dalıp problemsiz bir şekilde çalışan
in the groove adj. verimli çalışan
in the groove adj. düzgünce çalışan
in the groove adj. popüler modaya uygun
in the groove adj. işini/görevini düzgünce yapan
in the groove adj. bir şeye uyum sağlamış
in the groove adj. havaya girmiş
in the groove adj. havasında
in the groove adj. performansı son derece yüksek/iyi
in the groove adj. isabetli
in the groove adj. bir şeyin temposunu yakalamış
in the groove adj. bir şeyin akışına dahil olmuş
in the groove adj. başarılı bir dönemde
in the groove adj. günün modasına uygun
in the groove adj. son derece iyi performans gösteren