rutin - Turc Anglais Dictionnaire

rutin

Sens de "rutin" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 4 résultat(s)

Anglais Turc
General
rutin n. rutin
Medical
rutin n. rutin
Chemistry
rutin n. rutin
rutin n. sedef otu, tütün yaprağı gibi yerlerde bulunan sarı kristalli flavonol bir glikozit

Sens de "rutin" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 22 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
rutin routine adj.
Mrs. Berrycloth never misses her routine examinations.
Bayan Berrycloth rutin muayenelerini asla aksatmaz.

More Sentences
General
rutin ritual n.
Waking up at 6 o'clock was one of his daily rituals.
Sabah 6'da kalkmak onun günlük rutininin bir parçasıydı.

More Sentences
rutin rut n.
rutin groove n.
rutin routine n.
rutin rutin n.
rutin number n.
rutin humdrum n.
rutin route n.
rutin routineness n.
rutin drill n.
rutin pace n.
rutin item n.
rutin bread-and-butter adj.
rutin ritual adj.
Idioms
rutin bread and butter adj.
rutin in the nature of things expr.
rutin day in, day out, every day without fail expr.
Politics
rutin routine n.
Technical
rutin routine n.
Medical
rutin rutin n.
Chemistry
rutin rutin n.

Sens de "rutin" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 127 résultat(s)

Turc Anglais
General
rutin olarak routinely adv.
I ask that the exclusion clauses should not be routinely considered for practical as well as humanitarian reasons.
İnsani nedenlerin yanı sıra pratik nedenlerden dolayı istisna maddelerinin rutin olarak dikkate alınmamasını istiyorum.

More Sentences
Trade/Economic
rutin iş routine n.
They became acquainted with the routine.
Rutin işlerle tanıştılar.

More Sentences
Technical
rutin bakım routine maintenance n.
If so, consider using the safe harbor for routine maintenance.
Eğer öyleyse, rutin bakım için güvenli limanı kullanmayı düşünün.

More Sentences
Environment
rutin kalibrasyon routine calibration n.
Comprehensive agreements provide routine calibration at regular intervals or repair service as needed.
Kapsamlı anlaşmalar, düzenli aralıklarla rutin kalibrasyon veya gerektiğinde onarım hizmeti sağlar.

More Sentences
General
rutin iş routine work n.
günlük rutin işler daily routine n.
rutin meseleler routine matters n.
günlük/gündelik/rutin iş(ler) day-to-day business n.
rutin etkinlikler routine events n.
rutin olaylar routine events n.
düşünmeden rutin bir şekilde hareket eden canlı automaton n.
rutin prosedür mechanics n.
yavaş rutin mill n.
usandırıcı rutin monotony n.
muhakeme yürütmeden rutin şekilde çalışan memur bureaucrat n.
bir dizi rutin görev daily dozen n.
gündelik rutin işler daily dozen n.
rutin davranış routinism n.
rutin tiyatro gösterisi routine n.
rutin gösteri routine n.
düşünmeden rutin bir şekilde hareket eden canlı golem n.
rutin ve sıkıcı iş drudge n.
parlamentoda rutin işlere koşan kimse page n.
toplumda rutin görevleri yerine getiren kimse prole n.
rutin haline getirmek routinize v.
rutin dışına çıkmak get out of the routine v.
rutin/olağan bir soruşturma yürütmek do a routine investigation v.
rutin haline getirmek routinise v.
rutin denetimden geçmek pass muster v.
otomatik veya rutin duruma getirmek mechanize v.
otomatik veya rutin duruma getirmek mechanise v.
tekrar rutin prosedüre tabi tutmak reprocess v.
rutin haline getirmek routine v.
rutin ve eğlencesiz bir şekilde icra etmek drone v.
rutin olmayan nonroutine adj.
rutin yazılar yazması için işe alınmış hack adj.
rutin yazmaya ilişkin hack adj.
rutin, cansız ve isteksiz performansı sebebiyle makineye benzeyen mechanic adj.
rutin olan routinary adj.
rutin olarak onaylayan rubber-stamp adj.
rutin olarak onaylanan rubber-stamp adj.
Colloquial
rutin iş scut n.
Idioms
rutin değişikliği change of pace n.
rutin angarya daily grind n.
muhakeme yürütmeden rutin şekilde çalışan memur pencil-pusher n.
rutin iş scut work n.
(bir şey yapmayı) alışkanlık/rutin haline getirmek make a habit of (doing something) v.
rutin durum/mesele just another day's work expr.
rutin durum/mesele just another day at the office expr.
rutin durum/mesele just another day expr.
Speaking
günlük rutin işlerim my daily routines expr.
Trade/Economic
rutin iş routing n.
rutin iş routeing n.
rutin tedarikler routine supplies n.
rutin olarak teslim edilen malzemeler routine supplies n.
Industry
tesisi ilk günkü durumunda tutmak veya tasarlanan verimlilik ve kapasite ile çalışmasını devam ettirmek için gerekli olan rutin çalışma maintenance (materiel) n.
Technical
rutin yöntem routine method n.
rutin ayarlar routine adjustments n.
rutin analitik sigara içme makinesi routine analytical cigarette-smoking machine n.
rutin olmayan deney yöntemi non-routine test method n.
rutin kontrol routine control n.
rutin numune alma metotları methods for routine sampling n.
üretimde rutin elektriksel güvenlik deneyi routine electrical safety testing in production n.
rutin yapılan elektriksel emniyet deneyi routine electrical safety test n.
rutin elektriksel emniyet deneyi routine electrical safety test n.
rutin kontroller routine controls n.
rutin bakım routine inspection n.
rutin muayene routine inspection n.
Computer
rutin işlem yürüten program/bileşen prologue n.
rutin işlem yürüten program/bileşen prolog n.
(verilere) rutin bakım uygulamak scrub v.
Telecom
rutin haberleşme routine communication n.
Electric
direkt okunan alt rutin direct insert subroutine n.
kapalı alt rutin closed subroutine n.
alt rutin subroutine n.
kapalı rutin closed routine n.
dinamik alt rutin dynamic subroutine n.
derleyici rutin copiling routine n.
Automotive
rutin kontrol check routine n.
Aeronautic
ruti̇n hava raporu metar n.
rutin uçuş run n.
Medical
rutin analiz routine analysis n.
rutin kalite kontrol testi routine quality control testing n.
rutin tanısal testler routine diagnostic tests n.
ışınlamayla sterilizasyonun rutin kontrol ve geçerliliği validation and routine control of sterilization by irradiation n.
rutin analitik sigara içme makinesi kullanarak toplam ve nikotinsiz kuru parçacık madde tayini determination of total and nicotine-free dry particulate matter using a routine analytical smoking machine n.
sterilizatörlerin performansının rutin izlenmesi routine monitoring of the performance of sterilizers n.
rutin kardiyak izleme routine cardiac monitoring n.
rutin muayenehane ziyaretleri routine office visits n.
rutin risk değerlendirmesi routine risk assessment n.
rutin muayeneler routine examinations n.
rutin klinik uygulama routine clinical practice n.
rutin pelvis muayenesi routine pelvic examination n.
rutin abdominal operasyon routine abdominal operation n.
rutin ortopedik operasyon routine orthopaedic operation n.
rutin jinekolojik operasyon routine gynaecological operation n.
rutin hematolojik ve biyokimyasal tetkikler routine hematologic and biochemical tests n.
rutin akciğer grafisi routine chest radiography n.
rutin spiral toraks bilgisayarlı tomografi routine spiral chest computed tomography n.
rutin aşılanma routine vaccination n.
rutin aşılama routine vaccination n.
rutin laboratuvar incelemesi routine laboratory evaluation n.
rutin semen lökosit analizi routine seminal leukocyte analysis n.
rutin papanicolaou smear tarama testi routine papanicolaou smear test n.
değerlendirme ve rutin deneyler evaluation and routine testing n.
rutin tedavi routine treatment n.
rutin erken operasyon routine early operation n.
rutin bakım routine care n.
rutin histopatoloji ve immunohistokimyasal boyama routine histopathology and immuno-histochemical staining n.
rutin idrar analizi routine urinalysis n.
rutin bağışıklama programı routine immunization programme n.
rutin bağışıklama programı routine immunization program n.
rutin talepler standing orders n.
Psychology
rutin etkinlikler teorisi routine activities theory n.
Pathology
rutin ve dini sünnet routine and ritual circumcision n.
rutin doğum sonrası takip routine postpartum follow-up n.
Astronomy
nasa'nın uzaya rutin erişim olasılığını ispatlayan ilk test mekiği columbia n.
Agriculture
rutin referans metodu routine reference method n.
rutin referans metot routine reference method n.
Environment
rutin kalibrasyon primary calibration n.
Military
rutin ikmal tedarikindeki kesintilerin ve talepteki dalgalanmaların operasyon devamlılığını engellememesi için el altında bulunması gereken ikmal maddesi miktarı safety level of supply n.
(bombardıman uçağı) tehlikeli olması beklenmeyen rutin görev milk run n.
hava hareketlilik kuvvetlerine atanan ve/veya onun operasyonları üzerinde rutin olarak komuta yetkisini kullanan hava kuvvetleri ve hizmet bileşenlerinden oluşan bir hava kuvveti mobility air forces n.
belirli bir zaman çizelgesine göre işleyen rutin hava ulaştırma hizmeti scheduled service (air transport) n.
Theatre
rutin yapılan ayaküstü güldürüler monolog n.
rutin yapılan ayaküstü güldürüler monologue n.
Slang
rutin tıbbi işlemler için gerekli olan malzemelerin taşındığı kap scut bucket n.