hastası - Turc Anglais Dictionnaire

hastası

Sens de "hastası" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

Turc Anglais
General
hastası hound n.
Slang
hastası feen adj.

Sens de "hastası" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 292 résultat(s)

Turc Anglais
General
akıl hastası insane n.
I could be insane.
Akıl hastası olabilirim.

More Sentences
şeker hastası diabetic n.
Tom is diabetic.
Tom şeker hastasıdır.

More Sentences
hemofili hastası hemophiliac n.
Tom is a hemophiliac.
Tom bir hemofili hastası.

More Sentences
akıl hastası mental patient n.
Tom was a mental patient.
Tom akıl hastasıydı.

More Sentences
kanser hastası cancer patient n.
Many cancer patients lose their hair because of the chemotherapy.
Birçok kanser hastası kemoterapiden dolayı saçlarını kaybeder.

More Sentences
hastalık hastası hypochondriac n.
Tom is a hypochondriac, isn't he?
Tom hastalık hastası, değil mi?

More Sentences
akıl hastası mental n.
They're all fucking mental.
Onların hepsi kahrolası akıl hastası.

More Sentences
hemofili hastası haemophiliac n.
Of the world's haemophiliacs, 80% have no supplies.
Dünyadaki hemofili hastalarının %80'inin hiçbir kaynağı yoktur.

More Sentences
depresyon hastası depressive n.
The therapist specialized in working with depressives.
Terapist, depresyon hastalarıyla çalışma konusunda uzmanlaşmıştı.

More Sentences
hastası olmak suffer from v.
Does a peasant suffering from AIDS have the right to access medicine and treatment that he cannot afford?
AIDS hastası bir köylünün parasının yetmediği ilaç ve tedaviye erişim hakkı var mıdır?

More Sentences
romatizma hastası rheumatic adj.
The rheumatic lady couldn't walk fast.
Romatizma hastası kadın hızlı yürüyemiyordu.

More Sentences
Colloquial
şeker hastası olmak get diabetes v.
Tom got diabetes from eating too much ice cream.
Tom çok fazla dondurma yediği için şeker hastası oldu.

More Sentences
(birinin/bir şeyin) hastası crazy about (someone or something) adj.
I was crazy about that boy.
Ben o delikanlıya hastaydım.

More Sentences
Medical
kanser hastası cancer patient n.
Cancer patients often have to deal with debilitating bouts of nausea.
Kanser hastaları genellikle zayıflatıcı mide bulantısı nöbetleriyle baş etmek zorunda kalırlar.

More Sentences
şeker hastası diabetic n.
He is diabetic and suffers from blindness.
Şeker hastası ve körlükten muzdarip.

More Sentences
Psychology
akıl hastası mentally ill n.
Tom isn't mentally ill.
Tom akıl hastası değil.

More Sentences
çalma hastası kleptomaniac n.
My neighbor is a kleptomaniac.
Komşum bir çalma hastası.

More Sentences
hastalık hastası hypochondriac n.
Tom is a hypochondriac, isn't he?
Tom bir hastalık hastası, değil mi?

More Sentences
General
hastası olan kimse (bir illetin) sufferer n.
akıl hastası lunatic n.
akıl hastası mentally deranged person n.
çay hastası teaist n.
verem hastası consumptive n.
kuduz hastası rabiate n.
sinir hastası neurotic n.
kuduz hastası rabid n.
dalak hastası kimse splenetic n.
hastalık hastası valetudinary n.
futbol hastası a soccer freak n.
kitap hastası bibliophile n.
aşk hastası lovesick n.
sinir hastası neurasthenic n.
hemofili hastası kimse haemophiliac n.
psikoz hastası psychotic n.
uykusuzluk hastası insomniac n.
akıl hastası mentally handicapped n.
hastalık hastası valetudinarian n.
kitap hastası olma bibliophily n.
hemofili hastası bleeder n.
gut hastası gouty n.
septisemi hastası septicaemic n.
sakağı hastası glanderous n.
hastalık hastası hyppish n.
şeker hastası diabetic patient n.
kitap hastası bookworm n.
akıl hastası maniac n.
yangın hastası fire buff n.
tiyatro hastası stage struck n.
sahne hastası stage struck n.
temizlik hastası cleaning freak n.
temizlik hastası cleaning addict n.
sinema hastası cineaste n.
hastalık hastası hypochondriacal n.
kontrol hastası control nut n.
parkinson hastası parkinson patient n.
parkinson hastası patient with parkinson's disease n.
beyzbol hastası baseball freak n.
akıl hastası bedlamite n.
kitap hastası bibliophil n.
kalp hastası cardiac n.
septisemi hastası septicemic n.
hemofili hastası kimse hemophiliac n.
sinema/film hastası cinephile n.
böbrek yetmezliği hastası patient with renal failure n.
akıl hastası tom o'bedlam n.
hastalık hastası kimse valetudinarian n.
hastalık hastası olma valetudinarianism n.
hastalık hastası kimse valetudinary n.
akıl hastası bethlehemite n.
bronşit hastası bronchitic n.
hipertiroid hastası kimse hyperthyroid n.
gut hastası olma goutiness n.
sma hastası sma patient n.
hastası olmak be fond of v.
hastası olmak be mad about v.
hastası olmak be mad on v.
hastalık hastası hale getirmek hip v.
akıl hastası mad adj.
şeker hastası olmayan nondiabetic adj.
hastalık hastası olan valetudinarian adj.
hastalık hastası valetudinous adj.
hastalık hastası vaporish adj.
hastalık hastası vapourish adj.
hastalık hastası invaletudinary [obsolete] adj.
gut hastası olarak goutily adv.
gut hastası olarak goutily adv.
Phrasals
(birinin/bir şeyin) hastası olan mad about (someone or something) adj.
Colloquial
akıl hastası mental freak n.
seyahat hastası/düşkünü travel freak n.
teknoloji hastası tech-nerd n.
bipolar bozukluk hastası bipolar n.
kontrol hastası control freak n.
-in hastası sucker for n.
tenis, futbol vb. hastası olmak be nutty about (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) hastası crazy for (someone or something) adj.
(birinin/bir şeyin) hastası fond of (someone or something) adj.
(bir şeyin) hastası nuts about (something) adj.
Idioms
bir şeyin hastası a sucker for (someone or something) n.
bir şeyin hastası olma sucker for someone or something n.
(bir şey veya birinin) hastası olmak/delisi olmak be mad about (someone or something) v.
hastası/delisi olmak be nutty about (someone or something) v.
hastası/delisi olmak be nutty about v.
(birinin veya bir şeyin) hastası olmak be mad about (someone or something) v.
tenis, futbol vb. hastası olmak be mad about (someone or something) v.
akıl hastası olmak have straws in (one's) hair [obsolete] v.
(birinin/bir şeyin) hastası olmak be fond of (someone or something) v.
'-in hastası olmak be nuts about v.
'-in hastası olmak be nuts on v.
(bir şeyin) hastası olmak be nuts about (someone or something) v.
(bir şeyin) hastası olmak be nuts about (something) v.
(bir şeyin) hastası a feen for (something) adj.
(bir şeyin) hastası feen for something adj.
(birisi) akıl hastası (one) is not playing with a full deck expr.
Speaking
ailenizde parkinson hastası kimse var mı? is there someone in your family who has parkinson's? expr.
Law
akıl hastası olduğu için yargı gücünden yoksun bulunduğunu iddia etmek stultify v.
tescilli/belgeli akıl hastası certified adj.
akıl hastası olduğuna kanunen hükmedilmiş olan certified adj.
Institutes
ingiltere'de akıl hastası suçluları tedavi eden bir kurum broadmoor n.
Aeronautic
hava hastası airsick n.
Medical
covid-19 hastası covid-19 patient n.
kovid hastası covid patient n.
acil servis hastası er patient n.
ayak ülserli diyabet hastası diabetic patient with foot ulcer n.
akut inme hastası acute stroke patient n.
anüri hastası anuric n.
acil servis hastası emergency department patient n.
böbrek hastası patient with renal failure n.
böbrek nakli hastası renal transplant patient n.
bulimya hastası bulimic n.
böbrek hastası renal patient n.
bronşektazi hastası patient with bronchiectasis n.
böbrek hastası kidney patient n.
diabeti olmayan sürekli ayaktan periton diyalizi hastası nondiabetic continuous ambulatory peritoneal dialysis patient n.
difteri hastası diphtherian n.
diyabetik şeker hastası diabetic n.
diyaliz hastası dialysis patient n.
erişkin tipi polikistik böbrek hastası patient with adult type polycystic renal disease n.
galaktosemi hastası galactosemic n.
göğüs hastası consumptive n.
hemofili hastası hemophile n.
hiperparatiroidi hastası hyperparathyroidism patient n.
hemodiyaliz hastası haemodialysis patient n.
hemodiyaliz hastası hemodialysis patient n.
hemofili hastası haemophile n.
hiperparatiroidi hastası patient with hyperparathyroidism n.
inflamatuvar bağırsak hastası inflammatory bowel disease patient n.
ileri evre kanser hastası patient with terminal cancer n.
ileri evre parkinson hastası end stage parkinson's disease patient n.
ileri evre parkinson hastası advanced stage parkinson's disease patient n.
kanser hastası çocuk child with cancer n.
kalp hastası cardiac n.
kalp hastası cardiopath n.
kalp hastası cardiac patient n.
kronik lenfositik lösemi hastası chronic lymphocytic leukemia patient n.
kolesterol hastası cholesterol patient n.
kronik böbrek yetmezliği hastası patient with chronic renal failure n.
kronik karaciğer hastası patient with chronic liver disease n.
kuduz hastası rabid n.
kronik periton dializi hastası chronic peritoneal dialysis patient (capd patient) n.
kronik ayaktan periton dializi hastası chronic ambulatory peritoneal dialysis patient n.
lösemi hastası leukemia patient n.
malnütrisyonlu capd hastası malnourished capd patient n.
lösemi hastası leukaemia patient n.
multiprimerli jinekolojik malignite hastası patient with multiple gynecologic malignancies n.
multipl skleroz hastası multiple sclerosis patient n.
miyastenia gravis hastası patient with myastenia gravis n.
migren hastası migraine patient n.
obezite hastası obese patient n.
parkinson hastası parkinson patient n.
parkinson hastası patient with parkinson's disease n.
periton diyalizi hastası peritoneal dialysis patient n.
ruh hastası psychopath n.
puva tedavisi alan psoriasis hastası puva-treated psoriasis patient n.
prostat hastası prostate patient n.
serebral venöz tromboz hastası patient with cerebral venous thrombosis n.
stabil durumdaki orak hücreli anemi hastası steady state sickle cell anemia patient n.
tansiyon hastası high blood pressure patient n.
tansiyon hastası patient with high blood pressure n.
travmatik transtentoryal herniasyon hastası traumatic transtentorial herniation patient n.
tansiyon hastası patient with blood pressure n.
uzun kemik osteomyelit hastası patient with long bone osteomyelitis n.
ülser hastası ulcer patient n.
yoğun bakım hastası intensive care patient n.
hipertansiyon hastası kimse hypertensive n.
hipoglisemi hastası kimse hypoglycaemic [uk] n.
bulimya hastası bulimiac n.
akciğer tüberkülozu hastası lunger n.
pulmoner tüberküloz hastası lunger n.
kloroz hastası olan chlorotic n.
sarılık hastası olan chlorotic n.
hastalık hastası heartsink n.
bir hastalığın ilk hastası index case n.
pakidermi hastası kimse pachyderm n.
gizli şeker hastası kimse prediabetic n.
kriptorşidizm hastası cryptorchid n.
kriptorşidizm hastası cryptorchis n.
pnömokonyoz hastası kimse pneumoconiotic n.
sifiliz hastası kimse syphilitic n.
sifiliz hastası olma durumu syphilization n.
sinir hastası neuritic adj.
sinir hastası neurotic adj.
frambezi hastası olan yawy adj.
frambezi hastası olan yawey adj.
hipertansiyon hastası olan hypertensive adj.
lumbago hastası olan lumbaginous adj.
ikter hastası olan icterical adj.
genu valgum hastası olan inkneed adj.
uyuz hastası scabietic adj.
uyuz hastası scabetic adj.
gizli şeker hastası prediabetic adj.
preeklampsi hastası pre-eclamptic adj.
kriptorşidizm hastası olan cryptorchid adj.
Psychology
agorafobi hastası agoraphobe n.
kalp hastası olma korkusu cardiophobia n.
akıl hastası psychopath n.
akıl hastası mental case n.
akıl hastası olma korkusu psychophobia n.
hastalık hastası hypochondriacal n.
isteri hastası hysteric n.
isteri hastası hysterical n.
kronik inflamatuar demiyelinizan polinöropati hastası chronic inflammatory demyelinating polyneuropathy patient n.
nevroz hastası mental case n.
ruh hastası psychopath n.
sinir hastası mental case n.
şizofreni hastası schizophrenic patient n.
temizlik hastası germophobe n.
temizlik hastası mysophobe n.
sınır kişilik bozukluğu hastası borderline n.
jeofaji hastası geophagist n.
klostrofobi hastası kimse claustrophobe n.
bipolar bozukluk hastası cycler n.
siklotimik bozukluk hastası cycloid n.
siklotimik bozukluk hastası cyclothyme n.
siklotimik bozukluk hastası cyclothym n.
ruh hastası psychopathic adj.
sinir hastası olmayan unneurotic adj.
hastalık hastası hippish adj.
akıl hastası hyte [obsolete] [scotland] adj.
Mental Health
psikoz hastası olmayan nonpsychotic adj.
klostrofobi hastası olan claustrophobiac adj.
Pathology
çölyak hastası kimse celiac n.
böbrek hastası kişinin idrarında bulunan mikroskobik cisimcik renal cast n.
böbrek hastası kişinin idrarında bulunan mikroskobik cisimcikler renal casts n.
bir tür kan bozukluğu olan talasemi hastası kimse thalassaemic n.
bir tür kan bozukluğu olan talasemi hastası kimse thalassemic n.
tüberküloz hastası kimse tubercular n.
enürezi hastası kimse wetter n.
hemofili hastası kimse hemophilic n.
hipoglisemi hastası kimse hypoglycemic [us] n.
hipotiroid hastası hypothyroid n.
hidrosefali hastası kimse hydrocephalic n.
hidrosefali hastası kimse hydrocephalus n.
hidrosefali hastası kimse hydrocephaly n.
kore hastası kimse choreic n.
kora hastası kimse choreic n.
st. vitus hastası kimse choreic n.
gigantizm hastası giant n.
disgrafi hastası olan kimse dysgraphic n.
pellegra hastası kimse pellagrin n.
porfiri hastası porphyric n.
daltonizm hastası daltonian n.
çölyak hastası kimse coeliac n.
tüberküloz hastası phthisic n.
akciğer hastası kimse pulmonic [rare] n.
gut hastası podagric [obsolete] n.
brittle diyabet hastası olan brittle adj.
gut hastası olan gouty adj.
parapleji hastası olan paraplegic adj.
disestezi hastası olan dysaesthetic adj.
hastalık hastası olan phrenesiac adj.
gut hastası olan podagrous adj.
aids hastası pwa (person with aids) abrev.
Botanic
(bitki) pas hastası olan rusty adj.
Social Sciences
anoreksi hastası ana n.
Literature
hastası olmak heart v.
Military
yatak hastası bed patient n.
Slang
akıl hastası mahkum wobble head n.
akıl hastası mahkum loogan n.
fitnes hastası fitness freak n.
güç hastası power-hungry n.
hastalık hastası health freak n.
kitap hastası book nerd n.
kültür hastası a culture vulture n.
sağlık hastası/manyağı health freak n.
spor hastası sports freak n.
teknoloji hastası/manyağı techno nerd n.
çalma hastası klepto n.
ruh hastası (kimse) nutcake n.
akıl hastası scooters n.
hastalık hastası crock n.
çalma hastası klepto adj.
British Slang
motor/araba hastası petrolhead n.