interpose - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

interpose

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "interpose" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 25 résultat(s)

Anglais Turc
General
interpose v. tavassut etmek
interpose v. iki şeyin arasına koymak
interpose v. karşı çıkmak
interpose v. araya girmek
interpose v. itiraz etmek
interpose v. araya koymak
interpose v. ileri sürmek
interpose v. arasına koymak
interpose v. lafa karışmak
interpose v. kendini araya koymak
interpose v. zorla içeri girmek
interpose v. izinsiz girmek
interpose v. (açıklama, soru veya argüman) eklemek
interpose v. getirmek
interpose v. vermek
interpose v. yoluna engel koymak
interpose v. arasına girmek
interpose v. araya girip söylemek
interpose v. söylemek için lafa karışmak
Law
interpose v. aracılık yapmak
interpose v. bildirmek
interpose v. engel olmak
interpose v. müdahale etmek
interpose v. karşı koymak
Chess
interpose v. (taşı) tehdit altındaki değerli taşı korumak için hareket ettirmek

Sens de "interpose" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 15 résultat(s)

Anglais Turc
Phrasals
interpose with v. arasına koymak
interpose someone between people v. (birini/birilerinin) arasına sokmak
interpose something in (to) something v. bir şeyi bir şeyin arasına sokmak
interpose something in (to) something v. bir şeyi bir şeyin arasına sıkıştırmak
interpose something in (to) something v. lafın arasına bir şey sokmak
interpose something in (to) something v. araya bir soru sıkıştırmak
interpose something in (to) something v. tartışmayı/konuşmayı bir soruyla bölmek
interpose something in (to) something v. bir şeyin arasına bir şeyle girmek
interpose (one, oneself, or something) between (someone or something) v. (birini/kendini/bir şeyi birilerinin/bir şeylerin) arasına koymak
interpose (one, oneself, or something) between (someone or something) v. (birini/kendini/bir şeyi birilerinin/bir şeylerin) arasında konumlandırmak
interpose between people or things v. birilerinin/bir şeylerin arasına koymak
interpose between people or things v. birilerinin/bir şeylerin arasında konumlandırmak
interpose in v. -in arasına sokmak
interpose in v. '-in arasına sıkıştırmak
interpose in v. '-in arasına girmek