kan - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

kan



Sens de "kan" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 4 résultat(s)

Anglais Turc
Abbreviation
kan n. kansas
Archaic
kan n. kağan
kan n. hakan
kan n. han

Sens de "kan" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 18 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
kan blood n.
General
kan flesh n.
kan lineage n.
kan family n.
kan descent n.
kan blood n.
kan gore n.
kan strain n.
kan wife n.
kan lifeblood n.
Colloquial
kan red gravy n.
Medical
kan haemo- pref.
kan hemo- pref.
Anatomy
kan blood n.
Slang
kan tomato juice n.
kan dutch pink n.
British Slang
kan claret n.
kan blad n.

Sens de "kan" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
kan nakli transfusion n.
kan davası feud n.
tam kan sayımı complete blood cell count n.
(kan) nakletmek transfuse v.
General
kan pıhtısı blood clot n.
kan dökme carnage n.
kan pıhtısı gore n.
taze kan fresh blood n.
tam kan full blood n.
asil kan blue blood n.
kan davası blood revenge n.
kan aktarımı blood transfusion n.
kan zehirlenmesi pyaemia n.
kan sayımı blood count n.
kan dolaşımı circulation n.
hayat veren kan lifeblood n.
kan kan dansı can can n.
kan zehirlenmesi toxaemia n.
kan yuvarı corpuscle n.
kan çıbanı furuncle n.
kan damarının en dış tabakası extima n.
kan lekesi bloodstain n.
kan taşı bloodstone n.
taze kan new blood n.
kan çıkarma bloodletting n.
sadece babadan olan kan bağı halfblood n.
kan damarlarını genişletici vasodilator n.
edebiyatta kan davası vendetta in literature n.
kan alma depletion n.
kan akrabalığı consanguinity n.
kan veren donor n.
damardan kan alma bloodletting n.
kan dökme slaughter n.
sülük kullanarak kan emdirme leeching n.
kan şekeri düşüklüğü hypoglycemia n.
kan nakli blood transfusion n.
kan dökme bloodletting n.
kan davası feud n.
kan kırmızı crimson n.
kan hücumu afflux n.
kan çekme bloodletting n.
kan değişimi blood exchange n.
kan dökme bloodguiltiness n.
kan çıbanı carbuncle n.
kan davası vendetta n.
kan kardeşi blood brother n.
kan bağı kindredship n.
kan yayması blood smear n.
dolaşım (kan/hava için) circulation n.
kan tazısı bloodhound n.
kan hattı blood line n.
kan bağı kindredness n.
kan pıhtılaşması blood coagulation n.
kan bağı consanguinity n.
kan verme blood transfusion n.
kan bağı blood tie n.
kan bağı blood n.
kan davası edebiyatta vendetta in literature n.
kan damlası drop of blood n.
kan emici bloodsucker n.
kan zehirlenmesi yapan madde septic n.
kan cisimciği blood corpuscle n.
kan hücresi corpuscle n.
taze kan a shot in the arm n.
kan tahlili blood analysis n.
damarlardan dışarıya kan akıtma veya akma extravasating n.
kan veren kimse donor n.
kan dökme bloodshed n.
kan toplanması plethora n.
kan bağışı blood donation n.
kan davası blood feud n.
kan veren kimse blood donor n.
kan bağışçısı blood donor n.
kan bolluğu plethora n.
kan çokluğu plethora n.
kan ürünü blood product n.
kan toplama blood build up n.
kan pıhtılaşması blood clotting n.
kan uyuşmazlığı testi blood incompatibility test n.
kan uyuşmazlık testi blood incompatibility test n.
kan portakal blood orange n.
kan bağı blood relation n.
kan faktörleri blood factors n.
kan portakalı blood orange n.
kan birikmesi congestion n.
kan basıncı oranı blood pressure rate n.
kan yoluyla bulaşan hastalık blood-borne disease n.
kan yoluyla geçen hastalık blood-borne disease n.
kan dolaşımı bloodstream n.
kan akıtma bloodshed n.
kan bağışı kampanyası blood donation campaign n.
kan emici leecher n.
kan hısımlığı natural cognation n.
kan bedeli blood money n.
saf kan true blood n.
kan lekesi blood stain n.
bir kan çeşmesi a fountain of blood n.
kızılhaç kan merkezi red cross blood center n.
pıhtılaşmış kan cruor n.
nadir görülen bir kan hastalığı a rare blood disease n.
kan izleri blood trails n.
kan emici kene blood sucking mite n.
kan kusma vomiting blood n.
kan gazı blood gas n.
kan taşı styptic pencil n.
kan emici bir böcek biting midge n.
kan emici bir böcek punkie n.
kan emici bir böcek punkey n.
kan emici bir böcek no-see-um n.
kan emici bir böcek punky n.
temiz kan arterial blood n.
kan dolaşım sistemi circulatory system n.
kan hücresi corpuscule n.
kan yuvarı corpuscule n.
geleneksel toplumlarda hastalığı iyileştirmek amacıyla hastadan kan alan kimse bleeder n.
aynı nadir kan grubu same rare blood type n.
kan zehirlenmesi pyemia n.
kan zehirlenmesi toxemia n.
kan şekeri düşüklüğü hypoglycaemia n.
kan emen iblis blood-sucking demon n.
kan tükürme blood-spitting n.
kan tahlili blood work n.
kan davası blood vengeance n.
güney amerika'da yaşadığına inanılan kan ile beslenen bir yaratık chupacabra n.
kan kırmızısı permanent red n.
kan pıhtısı clot of blood n.
kan parası bloodwealth n.
kan arzusu blood desire n.
kan kırmızısı incarnadine n.
kan bağış merkezi blood donation center n.
kan kan dansı can-can n.
kan kan dansı cancan n.
hastadan kan akıtma bloodletting n.
kan alma (hastadan) drawing blood n.
kan çıbanı charbocle [obsolete] n.
kan dondurucu vahşet blood-chilling brutality n.
kan dondurucu vahşet blood-chilling violence n.
kan tazısı bandog n.
kan bağı veya evlilik yolu ile akraba olan insan grubu kinship group n.
ringde kolayca kan içinde kalan dövüşçü bleeder n.
anne tarafından gelen kan bağı veya akrabalık matriliny n.
kan bağının anne tarafından geçtiği akrabalık sistemi matriliny n.
(ellerinde kan olmak ifadesindeki anlamıyla) bir kimseyi öldürme veya yaralama suçu veya sorumluluğu blood n.
kan kardeşliği blood n.
yeni kan blood n.
kan gölü bloodbath n.
kan kardeşliği blood brotherhood n.
kan dökme suçu blood guilt n.
kan dökme suçu blood guiltiness n.
kan düğümü blood knot n.
kan dökme isteği blood lust n.
kan emici böceğin emdiği kan blood meal n.
(yayılma, yaşamsallık özelliği bakımından) kan dolaşımına benzetilen şey bloodstream n.
kan dökme bloodguilt n.
kan akıtan kimse bloodletter n.
damardan kan alan kimse bloodletter n.
(kan davasında) kan dökme blood-letting n.
kan bağışı aracı bloodmobile n.
kan dökme bloodshedding n.
insanları intikama teşvik eden kan lekeli tişört gibi güçlü sembol bloody shirt n.
kan basıncını düşürmede etkili bir renal prostaglandin medullin n.
yalnızca birkaç yüz mikrometrelik çapı bulunan ve kan gibi sıvılarda süspansiyon halinde tutulabilen çok küçük kabarcık microbubble n.
taze kan young blood n.
genç kan gallant n.
yaşamsal açıdan gerekli olan kan life drop n.
kan kırmızısı golf n.
kan kırmızısı golf red n.
pıhtılaşmış kan coagulated blood n.
kişiyi varis statüsüne yükselten kan inheritable blood n.
siyasi olarak örgütlenmiş veya aralarında kan bağı olan bir grubu oluşturanlar people n.
kan davalı kimse feudist n.
birbirine kan bağı ile bağlı müşterek kiracılar gavel n.
kan bağı olan kimse parent n.
kan sosisi pudding n.
kan dökülen yer shamble n.
kan bağı sib n.
kan hısımlığı sib n.
kan akışını yavaşlatıp kanamayı durdurabilmek için kan damarının altındaki kemiğe doğru sıkıştırılabildiği nokta pressure point n.
grafik şiddet, kan ve vahşetin gerçekçi bir biçimde tasviri gore n.
kan çıbanı push [dialect] [uk] n.
kan döken saldırgan spiller n.
kan bağı bulunmayan kimse stranger n.
kan bağı bulunmayan kimse stranger in blood n.
kan bağı syngenesis n.
kan akrabalığı syngenesis n.
kan plazması plasma n.
kan kaybetmek bleed v.
kan akmak be shed v.
kaleminden kan damlamak write effectively v.
kesmek (kan) stanch v.
kan ağlamak feel very dejected v.
kan davasını sürdürmek wage a feud v.
kalp atışlarıyla ahenkli bir şekilde dolaşmak (kan damarlarda) pulse v.
kan akıtmak sacrifice an animal v.
kan beynine çıkmak see red v.
yüreği kan ağlamak be deeply grieved v.
kan davasını sürdürmek feud v.
kan çekmek resemble v.
kan gütmek cherish a vendetta v.
kesmek (kan) staunch v.
kan almak bleed v.
kan vermek give blood v.
dökmek (sıvı/kan vb) spill v.
kan kusturmak cause great distress v.
kan alacak damarı bilmek know which side one's bread is buttered v.
kan kusup kızılcık şerbeti içtim demek hide the distress one suffered v.
kan ağlamak be down in the mouth v.
kan çekmek resemble a relative v.
kan akıtmak shed blood v.
kan kaybetmek lose blood v.
kan gelmek bleed v.
dolaşmak (kan/hava) circulate v.
kan ağlamak bleed v.
kan vermek donate blood v.
kan beynine çıkmak get furious v.
kan dökmek shed blood v.
kan tükürmek expectorate v.
gözünü kan bürümek see red v.
kan bağışlamak donate blood v.
içi kan ağlamak be in deep sorrow v.
kan dökmek spill blood v.
kan ter içinde kalmak sweat blood v.
dolaşmak (kan vb) flow v.
kan akıtmak draw blood v.
yanağından kan damlamak be in radiant health v.
yanağından kan damlamak be rosy cheeked and healthy v.
kan kaybından ölmek bleed to death v.
kan aldırmak get blood drawn v.
kan kaybından ölmek die of blood loss v.
kan gövdeyi götürmek blood bath v.
kan revan içinde kalmak be drenched in blood v.
yanaklarından kan damlamak look in the pink v.
kan gütmek feud v.
kan bağı olmak have a blood-relation v.
kan sulandırmak dilute the blood v.
kan kaybından ölmek bleed to dead v.
kan görünce bayılmak faint at the sight of blood v.
ortalığı kan gölüne çevirmek turn somewhere into bloodshed v.
ortalığı kan gölüne çevirmek turn somewhere into bloodbath v.
kan emmek suck blood v.
içi kan ağlamak be deeply in sorrow v.
kan akıtmak let blood v.
kan kaybından ölmek die from the loss of blood v.
kulağından kan gelmek bleed from one’s ears v.
burnundan kan gelmek bleed from one’s nose v.
(kan) (yaradan vb) fışkırmak gush out from something v.
(kan) (yaradan vb) fışkırmak gush forth out of something v.
(kan) (yaradan vb) fışkırmak spout out of something v.
(kan) (yaradan vb) fışkırmak gush forth from v.
kan görmeye dayanamamak cannot stand seeing blood v.
sırtından ve ağzından kan gelmek blood come out of one's back and mouth v.
daha fazla kan dökülmesini istememek not want any more bloodshed v.
kan almak take blood v.
kan görmeye dayanamamak can't stand the sight of blood v.
dışkısında kan görmek notice/see blood in one's stool v.
kan kaybetmek bleed out v.
çarşaflara bakarak kan olup olmadığına bakmak inspect the bedsheets to see if there was any blood v.
kan pompalamak pump blood v.
kan yoluyla tevarüs etmek inherite through blood v.
kan revan içinde uzanmak welter v.
kan beynine sıçramak go off the deep end v.
(ter, kan vb.) bulanmış olmak reek v.
kan dökmek let blood v.
kan lekesi yapmak embrew [obsolete] v.
sülükleri kullanarak kan almak leech v.
kan emmek vampirize v.
kan emmek vampirise v.
kan kaybettirmek bleed v.
(av köpeğine) ilk kez kan tattırmak blood v.
kan lekesi bırakmak blood v.
kan akıtmak bloodlet v.
kan bulaştırmak sanguine v.
kan rengini vermek sanguine v.
(damardaki kan) kalp atışıyla ahenk içerisinde dolaşmak pulsate v.
kan toplanmasına yol açmak cork [australia] v.
kan beynine sıçramak pheese v.
kan var mı yok mu diye çarşaflara bakmak inspect the bedsheets to see if there was any blood v.
kan sıçratmak bebleed v.
kan bulaştırmak bebleed v.
kan sıçratmak beblood v.
kan bulaştırmak beblood v.
hızla kan kaybetme haemorrhage v.
kan çanağına dönmüş (göz) bloodshot adj.
kan çokluğu ile ilgili plethoric adj.
kan çanağı gibi (göz) bloodshot adj.
kan bağı olmayan kindredless adj.
kan gibi bloody adj.
kirli (kan) venous adj.
kan dondurucu gory adj.
kan gibi kırmızı sanguine adj.
yanağından kan damlayan ruddy adj.
kan ter içinde drenched in perspiration adj.
kan dökülen bloody adj.
saf kan full blooded adj.
kan hücum etmiş congested adj.
kan kesici styptic adj.
kirli (kan) venose adj.
kan dökücü sanguinary adj.
kan renginde (beniz) sanguine adj.
saf kan fullblooded adj.
kan dökmeden yapılan bloodless adj.
üç taraftan kan içeren trihybrid adj.
kan durdurucu astringent adj.
saf kan full-blooded adj.
kan/akrabalık bağı olmayan nonkin adj.
kan/akrabalık bağı olmayan non-kin adj.
kan bağı ile bağlı olan consanguineous adj.
kan kırmızısı blood red adj.
kan gibi kırmızı blood red adj.
kan lekeli bloodstained adj.
kan kırmızısı blood-red adj.
kan kırmızı blood red adj.
kan kırmızı blood-red adj.
kan gibi kırmızı blood-red adj.
kan lekesi taşıyan bloodstained adj.
kan dökmeye hevesli bloodthirsty adj.
kan dökmeye hevesli blood-thirsty adj.
kan toplanmış congested adj.
kan damar sistemi hemal adj.
kan damar sistemi hematal adj.
kan damar sistemi haematal adj.
kan damar sistemi haemal adj.
kan sıçramış blood-spattered adj.
kan durdurucu adstringent adj.
kan bağı olan akin adj.
yüzüne kan gelmiş carnationed adj.
kan çanağına dönmüş (göz) red adj.
gözü kan çanağına dönmüş red-eyed adj.
(kan, ter, vb. ile) ıslanmış reeking adj.
kan bağıyla bağlı natural adj.
öz (kan bağıyla bağlı) true adj.
kan lekesi olmayan unblooded adj.
kan lekesiz unblooded adj.
kan lekesi olmayan unbloodied adj.
kan lekesiz unbloodied adj.
kan dökmeyen unbloody adj.
kan akıtmayan unbloody adj.
kan dökmekten yana olmayan unbloody adj.
kan dökülmemiş ungored adj.
kan bağı olan kin adj.
kan döken bloody adj.
kan dökücü bloody adj.
kan kaybeden bleed adj.
kan bağının anne tarafından devam etmesi ile ilişkili matrilineally adj.
kan bağının anne tarafından devam etmesine dayalı matrilineally adj.
kan bağı anne tarafından devam eden matrilineally adj.
kan kırmızı bloodred adj.
kan donduran blood-curdling adj.
kan lekeli bloodied adj.
kan kaplı bloodied adj.
kan dökmeye meyilli bloodiness adj.
kan bağı bulunan blood-related adj.
kan sıçramış bloodsprent [obsolete] adj.
kan emici bloodsucking adj.
gözünü kan bürümüş bloodthirsty adj.
kan rengini andıran bloody adj.
kan kırmızısı bloody adj.
kan içeren hematic adj.
kan renginde olan hematic adj.
(ölmüş veya soyu tükenmiş bir birey, ırk, tür ile) kan bağı bulunan descended adj.
doğrudan kan bağı bulunan own adj.
kan bağı bulunan own [rare] adj.
kan bağı ile bağlı olan consanguine adj.
kan beynine sıçramış infuriate adj.
kan kırmızısı cramoisie adj.
kan kırmızısı cramoisy adj.
kan akıtma içermeyen dry [obsolete] adj.
kan akmadan gerçekleşen dry [obsolete] adj.
(kan, serum) hasta özellikleri nedeniyle nakle uygun olmayan incompatible adj.
kan akıtmayan incruent [obsolete] adj.
kan akıtmayan incruentous [obsolete] adj.
kan donduran postal adj.
kan yapan sanguigenous adj.
kan yapıcı sanguigenous adj.
kan kırmızısı olan sanguinaceous adj.
kan gibi kırmızı sanguinaceous adj.
kan dökmeye ait sanguineous adj.
kan dökme ile ilişkili sanguineous adj.
kan emen sanguivorous adj.
kan emen sanguinivorous adj.
olgunlaşmamış ve sapında kan olan (kuş tüyü) sappy adj.
kan beynine sıçramış savage adj.
kan çokluğu ile ilgili plethoretic adj.
kan çokluğu ile ilgili plethorical adj.
kan bulaşmış cruentate adj.
kan lekeli cruentate adj.
kan ile lekelenmiş cruentate adj.
kan dondurucu bir şiddet içeren slasher adj.
(çorap) kan dolaşımına yardımcı support adj.
kana kan blood for blood adv.
kan toplanmış bir halde congestedly adv.
kan ter içinde in a sweat adv.
kan ter içinde in a cold sweat adv.
(akrabalık, kan bağı) bir yakınlık derecesinden once adv.
kan dökerek slaughterously adv.
Phrasals
-den kan kaybetmek bleed from v.
bir yerden kan kaybetmek bleed from something v.
(bir yerden) kan kaybetmek bleed from (somewhere) v.
kan kaybından ölmek bleed out v.
kan kaybından hayatını kaybetmek bleed out v.
Phrases
bu kan lekesidir this stain is blood expr.
kan dökülmesi blood is shed expr.
kan dökülmesi blood is spilled expr.
kana kan, dişe diş an eye for an eye, a tooth for a tooth expr.
kana kan, dişe diş an eye for an eye, a tooth for a tooth expr.
Proverb
kan çeker blood will tell
kan kanla yıkanmaz blood will have blood
Colloquial
taze kan a shot in the arm n.
kan bağı blood n.
kan emici blood sucker n.
kan hastalığı blood disorder n.
kirli işler (cinayet/kan dökme) wetwork n.
kirli işler (cinayet/kan dökme) wet work n.
kan değişimine gitmek make a change of scene v.
kan ter içinde olmak/kalmak be all sweaty v.
(kan basıncı) hızla düşmek (blood pressure) drop precipitously v.
kan gütmek be out for v.
kana kan istemek be out for v.
kan bulaştırmak bloody up v.
kan beynine sıçramış po'ed adj.
Idioms
kan ve demir blood and iron n.
sudaki kan blood in the water n.
kan kokusu blood in the water n.
ilk kan first blood n.
taze kan fresh blood n.
kan bağıyla prens prince of the blood n.
kan bağıyla prens (ya da prenses) prince (or princess) of the blood n.
dişe diş kana kan mücadele red in tooth and claw n.
kan çıkma blood on the carpet n.
kan dökülme blood on the carpet n.
burnundan fışkıran kan blood squirting out of his nose n.
beyne kan sıçraması a sudden rush of blood to the head n.
beyne kan sıçraması a rush of blood to the head n.
kan gölü a blood bath n.
kan kardeş a blood brother n.
kan gölü the blood bath n.
kan değişimi a change of heart/mind n.
mavi kan blue blood n.
soylu kan blue blood n.
taze kan new blood n.
kan bağı olan kimse flesh and blood n.
kan revan blood and guts n.
kan kardeşi blood sister n.
kan çanağına dönmüş göz bloodshot eyes n.
kan değişimi change of scene n.
kan değişimi change of scene (or scenery) n.
taze kan (some) new blood n.
(birisi için) yüreği kan ağlamak (one's) heart bleeds for (someone) v.
yüreği kan ağlamak your heart bleeds for someone v.
kan kaybetmeyi durdurmak stop the bleeding v.
kan kaybetmenin önüne geçmek stop the bleeding v.
kan gütmek be after (one's) blood v.
kan gütmek be after (one's) blood v.
kan gütmek be after for somebody’s blood v.
kan gütmek be out for somebody’s blood v.
(birini) kan revan içinde bırakmak broach (one's) claret v.
kan beynine çıkmak have steam coming out of (one's) ears v.
kan beynin sıçramak have steam coming out of (one's) ears v.
kan beynine çıkmak have steam coming out of your ears v.
kan beynin sıçramak have steam coming out of your ears v.
çalışmaktan kan ter içinde kalmak work oneself up into a lather v.
çalışmaktan kan ter içinde kalmak work oneself up into a sweat v.
gözleri kan çanağına dönünceye kadar ağlamak cry one's heart out v.
gözlerini kan bürümek see red v.
gözleri kan çanağına dönmek (eyes) get bloodshot v.
gözleri kan çanağına dönmek (eyes) be bloodshot v.
gözleri kan çanağına dönünceye kadar ağlamak cry one's eyes out v.
kan ter içinde kalmak sweat like a pig v.
kan alacak damarı bilmek know which side one's bread is buttered on v.
kaleminden kan damlamak write things that bring tears to the eyes v.
kan beynine sıçramak see red v.
kan beynine sıçramak foam at the mouth v.
kan ter içinde kalmak be worn to a shadow v.
kan tazelemek get a second breath v.
kan ter içinde kalmak sweat like a horse v.
kan ter içinde kalmak sweat like a mule v.
kan ter içinde kalmak be sweating up a storm v.
kan ter içinde kalmak sweat like a butcher v.
kan ter içinde kalmak be wringing wet v.
kan ter içinde kalmak sweat blood v.
kan ter içinde kalmak sweat bullets v.
kan ter içinde kalmak be wet with sweat v.
kan ter içinde kalmak be dripping wet v.
kan ter içinde kalmak sweat like a bull v.
kan ter içinde kalmak sweat like a pig v.
kan ter içinde kalmak be sweating like a horse v.
kan ter içinde kalmak be dripping v.
kan ter içinde kalmak be soaking wet v.
kan ter içinde kalmak sweat like a dog v.
kan ter içinde kalmak be sweating like a mule v.
kan ter içinde kalmak sweat like a hog v.
kan ter içinde kalmak sweat profusely v.
kan ter içinde kalmak be wringing wet with sweat v.
kan ter içinde kalmak sweat like hell v.
kan ter içinde kalmak sweat like horse v.
kan ter içinde kalmak be drenched v.
kan ter içinde kalmak be pouring v.
kan ter içinde kalmak be soaked with sweat v.
kan ter içinde kalmak be sweating a lot v.
kan ter içinde kalmak sweat like a race horse v.