katılaşmış - Turc Anglais Dictionnaire

katılaşmış

Sens de "katılaşmış" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 14 résultat(s)

Turc Anglais
General
katılaşmış stiff adj.
She whipped the heavy cream until stiff.
Ağır kremayı katılaşana kadar çırptı.

More Sentences
katılaşmış hardened adj.
katılaşmış toughened adj.
katılaşmış caked adj.
katılaşmış casehardened adj.
katılaşmış case-hardened adj.
katılaşmış husky adj.
katılaşmış sclerotic adj.
Technical
katılaşmış hard set adj.
Construction
katılaşmış solidified adj.
Medical
katılaşmış sclerosed adj.
katılaşmış ossified adj.
katılaşmış calloused adj.
katılaşmış callused adj.

Sens de "katılaşmış" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 31 résultat(s)

Turc Anglais
General
katılaşmış yer thickening n.
katılaşmış madde concretion n.
katılaşmış madde meat n.
katılaşmış pislik veya çamur kitlesi gore [dialect] [uk] n.
(asya'da kullanılan ve içinde katılaşmış mürekkebin öğütüldüğü) taş havan inkstone n.
(yatay yönde katılaşmış) kültür ortamı slope n.
savaş sebebiyle yüreği katılaşmış battle hardened adj.
çırpılarak katılaşmış whipped adj.
katılaşmış maddeler üreten concretionary adj.
katılaşmış maddeler üreten concretional adj.
katılaşmış maddeler içeren concretional adj.
katılaşmış maddeler içeren concretionary adj.
zamanla katılaşmış sclerotic adj.
donarak katılaşmış frozen adj.
Technical
hızlı katılaşmış alaşım rapidly solidified alloy n.
katılaşmış kabuk solidified shell n.
yönlenik katılaşmış kolayerirler directionally solidified eutectics n.
döküm oluğunda katılaşmış kütle sow block n.
katılaştırılmış/katılaşmış madde solidified matter n.
katılaşmış madde hardened/solidified matter n.
katılaşmış madde solidified/hardened substance n.
katılaşmış madde solid matter/substance n.
yönlenik katılaşmış directionally solidified adj.
büsbütün katılaşmış dry adj.
Construction
ferforje yapımında kullanılan katılaşmış demir kütlesi ball n.
Meteorology
hava koşulları nedeniyle katılaşmış weather-beaten adj.
Geology
yanardağdan püskürmüş ve havada katılaşmış lav kütlesi bomb n.
yerkabuğunun alt katmanlarında katılaşmış volkanik kayaç kitlesi pluton n.
soğumuş ve katılaşmış lav pahoehoe n.
yüzeyde soğuyup katılaşmış effusive adj.
katılaşmış lav içinde olup aynı püskürük kayacın parçası olan (volkanik parçacık) cognate adj.