kuran - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

kuran



Sens de "kuran" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 10 résultat(s)

Turc Anglais
General
kuran builder n.
kuran establisher n.
kuran the koran n.
kuran alcoran n.
kuran koran n.
Religious
kuran alkoran n.
kuran al-qur'an n.
kuran book n.
kuran quran n.
kuran qur'an n.

Sens de "kuran" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 153 résultat(s)

Turc Anglais
General
kuran´dan bir ayet a verse from the koran n.
sure (kuran'da) sura n.
koloni kuran colonist n.
hayal kuran visualiser n.
kuran meali meaning of quran n.
kuran meali quoran meaning n.
kuran-ı kerim koran n.
disiplin kuran kimse disciplinarian n.
pusu kuran forestaller n.
pusu kuran volyer n.
pusu kuran lurker n.
pusu kuran skulker n.
pusu kuran lurcher n.
kuran kursları quran courses n.
kuran araştırma grubu quranic research group n.
tuzak kuran ambusher n.
hayal kuran visualizer n.
kuran kursu quran course n.
turnedeki grubun ekipmanlarını kuran ve söken kimse roadie n.
analojik ilişki kuran kalıp a is to b as c is to d n.
kuran-ı kerim'de adı geçmeyen suç tazir crime n.
katı disiplin kuran kimse ramrod n.
olmayacak hayaller kuran kimse castlebuilder n.
yeniden kuran kimse reestablisher n.
yeniden kuran kimse refounder n.
gayri resmi sosyal toplantılar vasıtasıyla iş bağlantıları kuran kimse networker n.
kaçamaklı cümleler kuran kimse tergiversator n.
kaçamaklı cümleler kuran kimse tergiversant n.
tuzak kuran kimse ambuscader n.
(bir şeyi) kuran kadın founding mother (of something) n.
iktidardaki hükümeti devirmeye çalışan veya düşmanca planlar kuran, genellikle milliyetçi olan gizli örgüt underground n.
10. yüzyılda mançurya ve iç moğolistan'da egemen olmuş liao hanedanı'nı kuran moğol halkına mensup kimse khitan n.
insanlar, gruplar veya işletmeler arası ortaklıklar kuran veya kurmaya çalışan kimse matchmaker n.
hayal kuran kimse reverist n.
hayal kuran kimse reveur n.
hayal kuran kimse reveuse n.
yeniden kuran kimse reviver n.
gönüllere taht kuran kimse darling n.
(antik yunanistan'da) koloni kuran kimse oecist n.
aşırı baskı kuran şey oppression n.
başkaları üzerinde hakimiyet kuran kimse overlord n.
iletişim kuran kimse imparter n.
iletişim kuran kimse communicator n.
belirli bir alanda güç sahibi bir aileyi kuran kimse dynast n.
ensest ilişki kuran kimse inbreeder n.
bir şeyi kuran kimse instituter n.
(sondaj donanımı) makineleri kullanım için kuran kimse dresser n.
fantezi kuran kimse fantasizer n.
fantezi kuran kimse fantasiser n.
farklı bir nesne veya kimse üzerinden izleyici ile iletişim kuran konuşmacı sermocinator n.
pusu kuran kimse skulk n.
empati kuran kimse sympathiser n.
empati kuran kimse sympathist n.
empati kuran kimse sympathizer n.
kuran'a el basmak swear on koran v.
kuran okumak read quran v.
kuran okumak recite the quran v.
kuran'da bulunan koranic adj.
kuran'ın buyurduklarına göre koranic adj.
kuran'ın buyurduklarına uygun koranic adj.
kuran'a ait koranic adj.
kuran ile ilgili quranic adj.
kuran'ın buyurduklarına uygun alcoranic adj.
kuran'ın buyurduklarına göre alcoranic adj.
kuran'da bulunan alcoranic adj.
kuran'a ait alcoranic adj.
komplo kuran conspirant adj.
tuzak kuran conspirant adj.
temas kuran contact adj.
bağlantı kuran correlational adj.
ilişki kuran correlational adj.
önceden kuran premeditate [obsolete] adj.
önceden kuran prepensive adj.
kendi iletişim kuran self-imparting adj.
siyu dilinde iletişim kuran siouan-speaking adj.
kadro kuran staff adj.
empati kuran sympathizer adj.
Idioms
(bir şeyi) kuran adam founding father (of something) n.
gönlüne taht kuran big with (someone) adj.
gönlüne taht kuran big with someone adj.
Trade/Economic
borç ilişkisi kuran kimse bonds creditor n.
perakendeciler ile ilişki kuran şirket temsilcisi retail man n.
tröst kuran kişi trustor n.
toptancının perakendeciler ile ilişki kuran temsilcisi retail man n.
tek başına işletme kuran kişi sole proprietor n.
bir şirketi kuran yasal belge articles of incorporation n.
müşteri ile doğrudan iletişim kuran customer-facing adj.
Law
komplo kuran conspirator n.
iş güvenliği ve sağlığı idaresini kuran bir yasa federal job safety law n.
Politics
ayrıldığı siyasi gruba muhalif grup kuran kimse adullamite n.
1921'deki bağımsız irlanda cumhuriyetini kuran antlaşmayı savunan kimse treatyite n.
avrupa atom enerjisi topluluğunu kuran anlaşma treaty establishing the european atomic energy community n.
avrupa ekonomik topluluğunu kuran antlaşma treaty establishing the european economic community n.
avrupa kömür ve çelik topluluğunu kuran antlaşma treaty establishing the european coal and steel community n.
avrupa topluluğunu kuran antlaşma treaty establishing the european community n.
19. yüzyılda liberallerden ayrılarak ayrı parti kuran siyasi bir gruba mensup kimse liberal unionist [uk] n.
(abd'de) işçilerin istihdam sırasında yaralanmalarını veya hastalanmalarını önlemek için iş güvenliği ve sağlığı idaresi'ni kuran yasa occupational safety and health act n.
Institutes
maliye bakanlığı'nın ofisleri ve büroları arasındaki istihbarat ilişkilerini denetleyip istihbarat teşkilatı ve uluslararası ekonomik politikadan sorumlu yetkililer arasında bir bağlantı kuran ajans office of intelligence support n.
Industry
değirmenlerin planını yapıp inşa eden veya düzeneklerini kuran kimse millwright n.
Telecom
mesajlaşma yoluyla iletişim kuran kimse texter n.
telgraf hattını kuran ve tamir eden işçi tickerman n.
dinleme cihazlarını kuran kimse wiretapper n.
Electric
kuran partör carrier current n.
Mechanic
otomatik saati kuran yarım daire biçimli parça rotor n.
Construction
köprü kuran bridging adj.
Marine
gemilerin mekanik donanımlarını kuran bir makinist outfitter n.
dümen ile dümen müşiri arasında bağlantı kuran hat spurling-line n.
Psychology
gözle görülür fiziksel sinyaller olmadan iletişim kuran telepathic adj.
Pharmaceutics
beden duyu dengesini kuran (yenebilir bitki) somatotensic adj.
Biology
oscillatoriaceae familyasına mensup, tropik okyanuslarda koloni kuran bir mavi-yeşil alg cinsi trichodesmium n.
Marine Biology
çenesiz emici ağza sahip, diğer balıklarla parazit ilişki kuran, göçmen ya da tatlı suda yaşayan bir balık lamprel (petromyzon marinus) n.
çenesiz emici ağza sahip, diğer balıklarla parazit ilişki kuran, göçmen ya da tatlı suda yaşayan bir balık lampron n.
Agriculture
tarım üzerine iş kuran girişimci agropreneur n.
Forestry
ormandaki kütükleri elektrikli kablolarla kaldıran teçhizatı kuran kimse rigger n.
History
hindistan'a belli aralıklarla baskınlar yapan, (1519-1524) delhi ve agra'yı ele geçirerek babür hanedanlığını kuran moğol fatih babar n.
hindistan'a belli aralıklarla baskınlar yapan, (1519-1524) delhi ve agra'yı ele geçirerek babür hanedanlığını kuran moğol fatih baber n.
1777'de bir kongre toplantısıyla amerika birleşik devletleri'ni kuran anayasa articles of confederation n.
plymouth kolonisini kuran püriten topluluklarından biri pilgrim n.
plymouth kolonisini kuran ingiliz püritenler pilgrim fathers n.
Religious
kuran'ın öğretilerine uyan kimse alkoranist n.
namaz, oruç ve vahiy karşıtı olup kuran'ı salt alegori olarak gören 9. yüzyılda ortaya çıkmış bir islam mezhebinden olan kimse karmathian n.
kuran'da geçen bir dini grup zabian n.
dine davet eden ve kuran ile sünnetleri öğreten islami hareket evangelicalism n.
kuran'ın 12. suresi joseph n.
(hinduizm'de) yoga yapınca aktif hale gelen ve ruhani gelişim sürecinde diğer çakralarla bağlantı kuran omurganın kökünde bulunan enerji kundalini n.
(batı afrika'da) kuran eğitimi almış erkek malam n.
(batı afrika'da) kuran eğitimi almış erkek mallam n.
kuran'ın 19. suresi mary n.
18. yüzyılda tarikat kuran alfonso de liguori'nin öğretilerine inanan kimse liguorian n.
18. yüzyılda tarikat kuran alfonso de liguori'nin öğretilerine inanan kimse liguorist n.
müslüman hukukçuların kuran'ı yorumlayarak resmi bir karar verme süreci ijtihad n.
(kuran'da) kıyamet gününde sura üflemekle görevli melek israfil n.
(kuran'da) kıyamet gününde sura üflemekle görevli melek israfel n.
(kuran'da) kıyamet gününde sura üflemekle görevli melek israfeel n.
kuran'ın 30. suresi romans n.
kuran'a inanan kimse scripturalist n.
kuran-ı kerim quran n.
kuran-ı kerim qur'an n.
kuran-ı kerim al-qur'an n.
kuran'ın buyurduklarına uygun alkoranic adj.
kuran'ın buyurduklarına göre alkoranic adj.
kuran'da bulunan alkoranic adj.
kuran'a ait alkoranic adj.
kuran ile ilgili qur'anic adj.
Hunting
toplu tabancalarda horozu kuran düşüren ateşleme iğnesi hizasından yukarı iten tetik sistemi trible action n.
tavşan, fare gibi hayvanları yakalamak için telden tuzak kuran kimse wirer n.
Cinema
film setinde dış kamera birimleri, muhabirler vb. ile bağlantı kuran kadın anchorwoman n.
film setinde dış kamera birimleri, muhabirler vb. ile bağlantı kuran kadın anchor n.
film setinde dış kamera birimleri, muhabirler vb. ile bağlantı kuran kadın presenter n.
Mythology
(yunan mitolojisinde) truva'yı kuran girit lideri teucer n.
Archaic
biriyle gizlice iletişim kuran kimse correspondent n.
Entomology
koloni kuran dişi böcek foundress n.
Slang
cezaevinde yatan mahkumun eşiyle ilişki kuran kimse sancho n.