laid - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

laid

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "laid" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 17 résultat(s)

Anglais Turc
General
laid adj. serili
laid adj. yerleştirilmiş
laid adj. döşeli
laid adj. kurulu
laid adj. (bir yere) koyulmuş
laid adj. belli bir plana göre ayarlanmış
Irregular Verb
laid v. lay - laid
Textile
laid adj. hasır örgüsüyle yapılan (nakış)
Marine
laid adj. arması soyulmuş
laid adj. büküm
laid adj. havuza yatırılmış
Printery
laid adj. kabartmalı dokusunda enine çizgili filigran olan (kağıt)
Slang
laid adj. kafası güzel
laid adj. kafası kıyak
laid adj. kafası iyi
laid adj. biriyle yatmış
laid adj. biriyle sevişmiş

Sens de "laid" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 178 résultat(s)

Anglais Turc
General
hawser laid n. bükme halat
laid paper n. çizgili kağıt
laid-back lifestyle n. rahat yaşam tarzı
laid [scottish] n. yük
cream laid n. krem renkli bir tür yazı kağıdı
be laid up with v. yatağa mahkum olmak
be laid up with v. yatakta kalmak zorunda olmak (hastalık vb nedeniyle)
be laid up with v. evde kalmak zorunda olmak (hastalık vb nedeniyle)
be laid up v. ilerisi için saklanmak
be laid up v. yatağa düşmek
be laid up v. biriktirilmek
be laid up with v. yatağa düşmek
get laid v. hastalanmak
the foundations of a building be laid v. temeli atılmak
laid [scottish] v. yüklemek
hawser-laid adj. halatlı
laid out adj. hazırlanmış
laid edge to edge adj. boydan boya serilmiş
laid back adj. geri koyulmuş
laid low adj. alçak koyulmuş
deep laid adj. gizli ve kapsamlı
deep laid adj. gizli ve ustaca hazırlanmış
deep laid adj. enine boyuna düşünülmüş
cable-laid adj. kablo ile
laid-back adj. tasasız
deep-laid adj. gizlice ve dikkatlice planlanmış
cable-laid adj. kablolu
laid up with adj. (-den dolayı) yatağa düşmüş
hawser-laid adj. halattan yapılmış
laid down by the laws adj. kanunlarla belirlenmiş
laid down by the laws adj. yasalarla belirlenmiş
laid-off adj. işten atılmış
laid-off adj. işine son verilmiş
laid low adj. (hastalık yüzünden) elden ayaktan düşmüş
laid low adj. yataklara düşmüş
laid low adj. yatak döşek olmuş
laid up adj. stoklanmış
laid up adj. ilerisi için biriktirilmiş
laid up adj. (belli bir amaç için) ayrılmış
laid up adj. üst üste dizilmiş
laid up adj. birçok tabakadan oluşan bir yığın halinde yayılmış (bez, kumaş)
laid up [obsolete] adj. hapse düşmüş
laid up [obsolete] adj. zindana atılmış
re-laid adj. yeniden serilmiş
re-laid adj. yeniden iletilmiş
re-laid adj. yeniden sunulmuş
re-laid adj. tekrar yerleştirilmiş
re-laid adj. tekrar yüklenilmiş
hawser-laid adj. üç kollu (halat)
plain-laid adj. (halat) iplerin dönüş yönünün tersi yönde bükülmüş iplerden oluşan
shroud-laid adj. (halat) çarmıh bükümlü
Phrasals
be laid up v. yatağa çakılıp kalmak
be laid up v. yatalak olmak
Proverb
best-laid plans of mice and men oft go astray en iyi hesaplanmış planlar bile ters gidebilir
best-laid schemes o' mice an' men gang aft a-gley en iyi hesaplanmış planlar bile ters gidebilir
best-laid plans of mice and men often go astray en iyi hesaplanmış planlar bile ters gidebilir
a wild goose never laid a tame egg kırk yıllık kani olur mu yani
a wild goose never laid a tame egg hiçbir şey durduk yere değişmez
a wild goose never laid a tame egg böyle gelmiş böyle gider
the best-laid plans go astray en iyi hesaplanmış planlar bile ters gidebilir
the best-laid plans go astray en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz
the best-laid schemes go astray en iyi hesaplanmış planlar bile ters gidebilir
the best-laid schemes go astray en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz
the best-laid schemes/plans en iyi hesaplanmış planlar bile ters gidebilir
the best-laid schemes/plans en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz
the best-laid plans en iyi hesaplanmış planlar bile ters gidebilir
the best-laid plans en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz
the best-laid plans en iyi hesaplanmış planlar bile ters gidebilir
the best-laid plans of mice and men en iyi hesaplanmış planlar bile ters gidebilir
the best-laid plans of mice and men en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz
the best-laid plans of mice and men en iyi hesaplanmış planlar bile ters gidebilir
the best-laid schemes of mice and men en iyi hesaplanmış planlar bile ters gidebilir
the best-laid schemes of mice and men en dikkatlice yapılmış planlar/tasarımlar/projeler bile her zaman başarılı olmaz
the best-laid schemes of mice and men en iyi hesaplanmış planlar bile ters gidebilir
Colloquial
laid-back adj. aheste
laid-back adj. acelesiz
laid-back adj. telaşsız
laid-back adj. sakin
laid-back adj. toplum kurallarını umursamayan, başıboş
laid-back adj. kayıtsız
laid to the bone [old-fashioned] adj. çırılçıplak
laid to the bone [old-fashioned] adj. anadan üryan
laid to the bone [old-fashioned] adj. dımdızlak
laid to the bone adj. sarhoş
laid to the bone adj. körkütük sarhoş
laid to the bone adj. zom
laid to the bone adj. zil zurna sarhoş
laid to the bone adj. anadan üryan
laid to the bone adj. çırılçıplak
laid to the bone adj. çırçıplak
laid to the bone adj. dımdızlak
laid out adj. iyi/güzel giyinmiş
laid out adj. sarhoş
laid back adj. sarhoş
laid out adj. şık
laid up adj. yatağa çakılıp kalmış
laid up adj. yatalak
laid out adj. zilzurna sarhoş
laid out adj. körkütük sarhoş
laid out adj. kafası iyi
laid out adj. kafası güzel
laid out adj. kafası kıyak
laid out adj. kafası dumanlı
laid out adj. yere serilmiş
laid out adj. yumrukla yere yığılmış
laid out adj. yumrukla yere devrilmiş
Idioms
kill the goose that laid the golden egg v. altın yumurtlayan tavuğu kesmek
get laid off from one's job v. işinden çıkarılmak/kovulmak
be laid low with v. (bir hastalık yüzünden) yatağa düşmek
be laid to rest v. defnedilmek
be laid to rest v. (ölü) gömülmek
be laid to rest v. toprağa verilmek
be laid to rest v. son yolculuğuna uğurlanmak
be laid to rest v. çözülmek
be laid to rest v. sona ermek
be laid to rest v. düzelmek
be laid to rest v. çözüme kavuşmak
be laid to rest v. hallolmak
laid-back adj. rahat ve geniş (insan)
laid up adj. (hastalıktan) yatak döşek olmuş
Speaking
she/he laid me out in lavender expr. beni bir güzel azarladı
she/he laid me out in lavender expr. beni bir güzel haşladı
I never laid a hand on her expr. ona hiç/asla elimi kaldırmadım
I never laid a hand on her expr. ona elimi bile kaldırmadım
I never laid a hand on her expr. ona hiç elimi kaldırmadım
I never laid a hand on her expr. ona elimi bile sürmedim
Trade/Economic
laid down n. ithalatçının ülkesinde teslim edilmiş mal
be laid off v. geçici olarak işten çıkarılmak
laid-off adj. işten atılmış
laid-off adj. işine son verilmiş
laid-off adj. işten kovulmuş
laid-off adj. kovulmuş
Politics
objectives laid down in article x n. madde x'te yer alan amaçlar
provisions laid down by regulation n. tüzükle getirilen hükümler
acting in accordance with the procedure laid down in article 252 of the treaty expr. antlaşmanın 252. maddesinde öngörülen usule uygun şekilde hareket ederek
Insurance
laid-up n. limanda yatma
Technical
four strand shroud laid rope n. dört kollu bükülü germe halatı
cold-laid mixtures n. soğuk serilen karışımlar
cold-laid mixture n. soğuk serilen karışım
hot-laid mixtures n. sıcak serilen karışımlar
hot-laid mixture n. sıcak uygulamalı karışım
three strand hawser-laid n. üç kollu palamar
Textile
four-strand shroud laid rope n. dört kollu bükülü germe halat
wet laid n. sulu serme
twice-laid adj. eski yünden yapılmış
twice-laid adj. eski malzemelerden dokunmuş
wet-laid adj. yaş serim
Construction
cold-laid asphalt pavement n. soğuk uygulamalı asfalt kaplama
(foundation) be laid v. temeli atılmak
Marine
laid up n. boşta bekleyen gemi
hawser laid n. bükme halat
laid up ship n. hurdaya çıkarılan gemi
hawser laid n. halat yoma bükümü
hawser laid n. yoma
water-laid rope n. üç halatı bükerek hazırlanmış halat
cable-laid adj. kendi bükümlerinin aksi yönde bükülerek bir araya getirilmiş olan (halat, palamar vs)
cable-laid adj. üç halatı bükerek hazırlanmış
cable-laid adj. üç halat ile döşenmiş
twice-laid adj. eski veya kullanılmış iplerden yapılmış (halat)
Agriculture
laid fallow n. nadasa bırakılmış
Painting
thick laid adj. bol boya
Printery
laid paper n. tel kalıplarda üretilen, kabartmalı dokusunda enine çizgili filigran olan kağıt türü
laid dandy roll n. döşeli egütör valsi
Slang
laid back n. rahat kimse
laid back n. rahat ve geniş davranan tip
get laid v. aşk yaşamak
get laid v. birisini yatağa atmak
get laid v. becermek
get laid v. cinsel ilişkiye girmek
get laid v. cinsel ilişki yaşamak
get laid v. götürmek
get laid v. mercimeği fırına vermek
get laid v. mala vurmak
get laid v. mala çakmak
get laid v. sevişmek
get laid v. seks yapmak
get laid v. yatağa atmak
get laid v. (karşı cinsi) götürmek