loud - Turc Anglais Dictionnaire

loud

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "loud" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 19 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
loud adj. yüksek (ses)
The more she became angry, the louder she became.
Kızgınlaştıkça sesi daha da yüksek çıkıyordu.

More Sentences
loud adv. yüksek sesle
You should speak louder; the old lady doesn't hear very well.
Daha yüksek sesle konuşmalısın; yaşlı hanımefendi pek iyi duymuyor.

More Sentences
General
loud adj. parlak
You are always wearing a loud necktie.
Her zaman parlak renkli kravat takıyorsun.

More Sentences
loud adj. sesli
Does the music have to be so loud?
Müzik bu kadar sesli olmak zorunda mı?

More Sentences
loud adj. gürültülü
Loud music was coming from the car.
Arabadan gürültülü müzik geliyordu.

More Sentences
loud adj. yüksek sesli
Loud music started playing.
Yüksek sesli müzik çalmaya başladı.

More Sentences
loud adj. göze çarpan
She had a loud dress on her at the party.
Partide üzerinde göze çarpan bir elbise vardı.

More Sentences
loud adj. gösterişli
He wore a very loud necktie.
Çok gösterişli bir kravat takıyordu.

More Sentences
Technical
loud adj. gürültülü
Quiet aircraft must therefore benefit and loud aircraft must incur substantial charges.
Bu nedenle sessiz uçaklar bundan faydalanmalı, gürültülü uçaklar ise önemli ücretler ödemelidir.

More Sentences
loud adj. yüksek sesli
I'll talk to him about the loud music.
Onunla yüksek sesli müzik hakkında konuşacağım.

More Sentences
General
loud n. bir soyadı
loud adj. cart (renk)
loud adj. kaba
loud adj. patırtılı
loud adj. çok parlak
loud adj. çiğ
loud adj. yüksek
loud adv. gürültüyle
Technical
loud adj. yüksek gürültülü

Sens de "loud" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 132 résultat(s)

Anglais Turc
General
loud noise n. gürültü
The time bomb exploded with a loud noise.
Saatli bomba büyük bir gürültüyle patladı.

More Sentences
loud sound n. yüksek ses
This helps reduce the amplitude of loud sounds.
Bu, yüksek seslerin genliğini azaltmaya yardımcı olur.

More Sentences
thinking out loud n. sesli düşünme
As I said, I’m thinking out loud.
Dediğim gibi sesli düşünüyorum.

More Sentences
loud noise n. yüksek ses
This map contains sudden images and loud noises.
Bu harita ani görüntüler ve yüksek sesler içeriyor.

More Sentences
loud voiced adj. yüksek sesli
I started to read her letter in a loud voice.
Mektubu yüksek sesle okumaya başladım.

More Sentences
too loud adj. çok gürültülü
You're too loud.
Çok gürültülüsünüz.

More Sentences
very loud adj. çok gürültülü
The fan in my computer is very loud.
Bilgisayarımın fanı çok gürültülüdür.

More Sentences
out loud adv. yüksek sesle
I pay very close attention to the comments made out loud.
Yüksek sesle yapılan yorumlara çok dikkat ediyorum.

More Sentences
out loud adv. sesli
Tom read it out loud.
Tom onu sesli okudu.

More Sentences
Colloquial
loud and clear expr. açık ve net
That is what they said, loud and clear.
Açık ve net bir şekilde bunu söylediler.

More Sentences
Idioms
laugh out loud v. kahkahayla gülmek
Tom nearly laughed out loud.
Tom neredeyse kahkahalarla gülüyordu.

More Sentences
laugh out loud v. yüksek sesle gülmek
Don’t be afraid to laugh out loud, even when you’re alone.
Yalnızken bile yüksek sesle gülmekten korkmayın.

More Sentences
say out loud v. yüksek sesle söylemek
In the European Union's foreign policy there are times and circumstances in which something has to be said out loud.
Avrupa Birliği'nin dış politikasında bazı şeylerin yüksek sesle söylenmesi gereken zamanlar ve durumlar vardır.

More Sentences
General
loud hailer n. hoparlör
loud laughter n. kahkaha
loud cry n. nara
loud and continuous chatter n. çan çan
loud hailer n. megafon
loud speaker n. hoparlör
loud noise n. şiddetli gürültü
loud mouth n. boş boğaz
loud music coming from upstairs n. üst kattan gelen yüksek ses
loud laughter n. gürültülü kahkaha
loud children n. gürültülü çocuklar
loud-mouth n. geveze
loud-mouth n. boşboğaz
be loud v. ayyuka çıkmak
burst into loud laughter v. kahkahaya boğulmak
burst into loud laughter v. kahkahalar atmak
burst into loud laughter v. kahkahalarla gülmek
think out loud v. sesli düşünmek
play loud v. sesli çalmak
loud and clear adj. açık seçik
as loud as adj. kadar gürültülü
loud mouthed adj. ağzı kalabalık
loud-voiced adj. yüksek sesli
loud-mouthed adj. ağzı bozuk
loud-mouthed adj. geveze
loud-mouthed adj. çenesi düşük
loud-mouthed adj. yüksek sesli
loud-mouthed adj. boşboğaz
out loud adv. duyulacak bir şekilde
in a loud/rich voice adv. gürül gürül
lol (laughing out loud) interj. çok komik
Phrases
with a loud noise n. gümbür gümbür
Colloquial
tell it out loud v. dillendirmek
loud and clear adj. belirgin
loud and clear expr. açık seçik
for crying out loud! expr. hadi canım!
for crying out loud! expr. inanamıyorum!
for crying out loud! expr. aman tanrım!
read it out loud expr. yüksek sesle oku
loud enough to wake the dead expr. ölüyü uyandıracak kadar yüksek sesli/gürültülü
loud enough to wake the dead expr. aşırı gürültülü
loud enough to wake the dead expr. rahatsız edici derecede gürültülü
for crying out loud! exclam. la havle!
Idioms
laugh out loud v. katılarak gülmek
say something out loud v. yüksek sesle söylemek
let go with something (a loud scream) v. bağırmak
cut loose with something (a loud scream) v. bağırmak
cut loose with something (a loud scream) v. çığlık atmak
let loose with something (a loud scream) v. çığlık atmak
let loose with something (a loud scream) v. bağırmak
let go with something (a loud scream) v. çığlık atmak
hear (one) loud and clear v. (telefon veya radyoda) net bir şekilde duymak
hear (one) loud and clear v. anladım anladım
hear (one) loud and clear v. gayet iyi bir şekilde anlamak
hear (one) loud and clear v. (telefon veya radyoda) açık ve seçik olarak duymak
hear (one) loud and clear v. ne kastedildiğin tam olarak anlamak
hear (one) loud and clear v. tam olarak ne dediğini anlamak
have a loud mouth v. boşboğazlık etmek
have a loud mouth v. kibirli bir şekilde sürekli konuşmak
have a loud mouth v. kendini beğenmiş bir şekilde sürekli konuşmak
have a loud mouth v. sürekli konuşmak
have a loud mouth v. yüksek sesle aralıksız konuşmak
be a loud mouth v. uluorta konuşan biri olmak
be a loud mouth v. çenesi düşük olmak
have a loud mouth v. kibirli bir tavırla sürekli konuşmak
be a loud mouth v. boşboğazlık eden biri olmak
have a loud mouth v. çenesi düşük olmak
have a loud mouth v. boşboğaz olmak
have a loud mouth v. ağzı gevşek olmak
be a loud mouth v. kibirli bir tavırla sürekli konuşan bir olmak
be a loud mouth v. boş boğaz olmak
have a loud mouth v. boşboğazlık etmek
have a loud mouth v. uluorta konuşmak
be a loud mouth v. ağzı gevşek olmak
have a loud mouth v. yüksek sesle konuşmak
be a loud mouth v. yüksek sesle konuşan biri olmak
have a loud mouth v. patavatsız (olmak)
be a loud mouth v. gevşek ağızlı (olmak)
be a loud mouth v. patavatsız (olmak)
be a loud mouth v. boşboğaz (olmak)
have a loud mouth v. boşboğaz (olmak)
have a loud mouth v. gevşek ağızlı (olmak)
be a loud mouth v. dedikoducu (olmak)
have a loud mouth v. dedikoducu (olmak)
read (one) loud and clear v. (birinin) ne dediğini/demek istediğini anlamak
read (one) loud and clear v. (birini) anlamak
read (one) loud and clear v. (birini) net duymak
loud enough to wake the dead adj. kulakları sağır edecek kadar gürültülü
loud enough to wake the dead adj. çok gürültülü
loud enough to wake the dead adj. ölüleri diriltecek kadar yüksek sesli
loud enough to wake the dead adj. ölüyü diriltecek kadar gürültülü
as loud as thunder expr. çok gürültülü
for crying out loud expr. tanrı aşkına
Speaking
for crying out loud! expr. allah rızası için!
I read you loud and clear expr. seni anlıyorum
I read you loud and clear expr. seni net duyuyorum
I'm just thinking out loud expr. ben sadece sesli düşünüyorum
I'm thinking out loud expr. sadece yüksek sesle düşünüyordum
Chat Usage
laughing out loud (lol) n. kahkahalarla gülme
lol (laughing out loud) n. kahkahalarla gülmek
lol (laughing out loud) expr. çok komik
gol (giggle out loud) abrev. sesli güldüm
roflol (rolling on floor laughing out loud) abrev. yerde yüksek sesle gülerek yuvarlanıyorum
Technical
loud horn n. yüksek tonlu korna
loud-speaker circuit n. hoparlör devresi
loud-speaker equipment n. tesisat şeması
radio-loud adj. radyo gürültülü
radio-loud adj. radyo dalgaları yayan
Automotive
loud diesel knocking n. gürültülü dizel vuruntusu
Astronomy
radio-loud galaxy n. radyo gürültülü galaksi
radio-loud galaxy n. radyo gürültülü gökada
radio-loud quasar n. radyo gürültülü kuasar
radio-loud quasar n. radyo gürültülü yılberk
Military
lima charlie (loud and clear) expr. açık ve net (anlaşıldı)
Music
loud pedal n. sağ pedal
loud pedal n. yastık pedalı
loud pedal n. (piyanoda) ses kısmaya yarayan araçları tellerin üzerinden kaldırarak tellerin titreşmeye devamını sağlayan pedal
Slang
rotglol (rolling on the ground laughing out loud) expr. gülmekten yerlere yattım/çok komik
rotflol (rolling on the floor laughing out loud) expr. gülmekten yerlere yattım/çok komik