lying - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

lying

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "lying" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 10 résultat(s)

Anglais Turc
General
lying n. uzanma
lying n. yalan söyleme
lying n. yatacak yer
lying n. yalancılık
lying n. yatış
lying adj. yalan söyleyen
lying adj. yanlış yönlendirecek şekilde planlanmış
lying adj. düzmece
lying adj. sahte
lying adj. asılsız

Sens de "lying" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 85 résultat(s)

Anglais Turc
General
lying-in n. loğusalık
lying in wait n. pusu kurma
side-lying position n. yan yatış pozisyonu
lying in state n. gömülmeden önce halka açık bir yerde sergilenme
take something lying down v. bir şeyi alttan almak
rule a country while lying sick in bed v. hasta yatağından ülkeyi yönetmek
take something lying down v. hiç karşı gelmeden bir şeyi kabul etmek
take something lying down v. sineye çekmek
take lying down v. kaba davranış karşısında direnmeden baş eğmek
low-lying adj. ingin
lying beside adj. yanında yatan
low lying adj. düşük rakımlı
lying in wait adj. pusuda bekleyen
lying in wait adj. pusuya yatmış
lying-in adj. doğuma ait
lying-in adj. doğumda kullanılmak üzere tasarlanmış
low-lying adj. düşük rakımlı
Phrases
believe me, I'm not lying to you expr. gözüm çıksın ki
Colloquial
stop lying to me expr. yalan söylemeyi kes
stop lying to me! expr. yalan söylemeyi kes!
Let god strike me down if I'm lying expr. eğer yalan söylüyorsam allah beni çarpsın
Idioms
leave (something) lying around v. bir şeyin ortasına bırakmak
leave something (lying) around v. ortalarda/açıkta bırakmak
leave something (lying) about v. ortalarda/açıkta bırakmak
leave (something) lying around v. ortalarda/açıkta bırakmak
refuse to take something lying down v. alttan almamak
take it lying down v. aşağıdan almak
take something lying down v. eyvallah demek
take something lying down v. sineye çekmek
not take (something) lying down v. (bir şeyi) olduğu gibi kabul etmemek
not take (something) lying down v. (bir şeyi) sineye çekmemek
not take (something) lying down v. (bir şeyi) alttan almamak
not take (something) lying down v. (bir şeye) eyvallah dememek
not take (something) lying down v. (bir şeyi) kolayca kabul etmemek
not take (something) lying down v. (bir şeye) seyirci kalmamak
not take (something) lying down v. (bir şeyi) eli kolu bağlı seyretmemek
not take (something) lying down v. (bir şeye) katlanmamak
not take (something) lying down v. (bir şeye) sessiz kalmamak
Speaking
why are you lying to me? expr. bana neden yalan söylüyorsun?
what else are you lying about? expr. başka hangi konuda yalan söylüyorsun?
don't leave your clothes lying around expr. giysilerini/kıyafetlerini etrafa saçma
I know she's lying expr. onun yalan söylediğini biliyorum
that low-lying/good-for-nothing/piece of worthless junk/shit whom you call your husband/father/mother/wife expr. o karın/baban/annen/kocan olacak herif/kadın
I can't keep lying to her expr. ona yalan söylemeye devam edemem
that low-lying/good-for-nothing/piece of worthless junk/shit who is supposed to be your husband/father/mother/wife expr. o kocan/baban/annen/karın olacak herif/kadın
why are you lying? expr. neden yalan söylüyorsun?
I am not lying to you expr. sana yalan söylemiyorum
if it turns out you're lying expr. yalan söylediğin ortaya çıkarsa
I would be lying if I said I wasn't expr. yapmadım/düşünmedim desem yalan olur
you are not lying are you? expr. yalan söylemiyorsun değil mi?
lying is in your genes expr. yalan söylemek senin genlerinde var
do you think I'm lying? expr. yalan söylediğimi mi sanıyorsun?
do you think I'm lying? expr. yalan söylediğimi mi sanıyorsunuz?
you're lying expr. yalan söylüyorsun
I'm not lying expr. yalan söylemiyorum
Law
lying under oath n. yalancı şahitlik
lying under oath n. yalan beyan
lying under oath n. yalan yere yemin
Architecture
lying panel n. ahşabın damarlarının yatay uzandığı panel
Marine
lying to n. faca edip yatma
lying at anchor n. geminin limanda demirli bulunması
Medical
low lying placenta n. alt yerleşimli plasenta
low-lying placenta n. aşağı yerleşimli plasenta
lying-in n. doğum
lying in period n. erken puerperal dönem
Psychology
pathological lying n. patolojik yalancılık
Environment
low lying drainage basin n. düşük tabanlı drenaj havzası
Geography
low-lying adj. normal seviyenin altında olan
low-lying adj. deniz seviyesinde olan
low-lying adj. deniz seviyesine yakın olan
Military
lying in wait n. pusuya yatma
Sport
back lying knees bend n. dizler bükülü sırtüstü yatış pozisyonu
Football
deep lying playmaker n. defansif oyun kurucu
deep lying playmaker n. geriden oyun kurucu
Slang
a lying ass nigger n. yalancı zencinin teki
you're a lying piece of shit expr. yalancı pisliğin tekisin
it's really pissing me off that you're lying expr. yalan söylemen beni gerçekten çok kızdırıyor
if I'm lying, I'm dying expr. yemin ederim
if I'm lying, I'm dying expr. yalan söylüyorsam öleyim
if I'm lying, I'm dying expr. iki gözüm önüme aksın
if I'm lying, I'm dying expr. yalan söylüyorsam şuradan şuraya gitmek nasip olmasın
if I'm lying, I'm dying expr. yalan söylüyorsam ne olayım
if I'm lying, I'm dying expr. yalan söylemiyorum
if I'm lying, I'm dying expr. doğruyu söylüyorum
if I'm lying, I'm dying expr. inan ki