mile - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

mile

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "mile" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 7 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
mile n. mil
General
mile n. mil uzaklık ölçü birimi 1609 m
mile n. bir millik yarış
mile n. nispeten fazla mesafe
mile n. (çeşitli ülkelere göre değişebilen) mil uzunluk birimi
Automotive
mile n. mil
Marine
mile n. deniz mili

Sens de "mile" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 238 résultat(s)

Anglais Turc
General
statute mile n. mil
passenger mile n. yolcu mili
statute mile n. 1609 metrelik mesafe
land mile n. kara mili
square mile n. milkare
nautical mile n. deniz mili 1852 metre
geographical mile n. deniz mili
ton mile n. ton mil
a mile and a half n. bir buçuk mil
air mile n. deniz mili 1852 metre
last mile n. hüküm giymiş kimsenin hücresinden idam edileceği yere kadar yürüdüğü mesafe
half mile n. yarım millik yarış
half-mile n. yarım mil
half-mile n. 800 metre
half-mile n. yarım millik yarış
swedish mile n. (isveç'te) 10 km'ye eşit uzunluk
swedish mile n. isveç mili
country mile n. uzun mesafe
international mile n. uluslararası mil
international mile n. bir uzaklık ölçüsü
survey mile n. abd'ye özgü 1609,347 metreye denk bir ölçü birimi
have a criminal record a mile long v. sabıkası kabarık olmak
get a mile v. seyahat ederken yol kat etmek
3-mile-long adj. 3 mil uzunluğunda
half mile adj. yarım millik
half-mile adj. yarım millik
Phrasals
spot (something) a mile off v. (bir şey) geliyorum demek
spot (something) a mile off v. (bir şeyi) yüz metreden fark etmek
Phrases
from a mile away expr. önceden
from a mile away expr. bayağı önceden
from a mile away expr. çok uzaktan
from a mile away expr. bir kilometre öteden
Proverb
give someone an inch and he'll take a mile yüz verince astarını istemek
give someone an inch and he'll take a mile yüz verirsen astarını isterler
a miss is as good as a mile başarının kıl payıyla ya da büyük bir farkla kaçırılmasının önemi yoktur
a miss is as good as a mile kaybetme kaybetmedir
a miss is as good as a mile önemli olan hatice değil neticedir
a miss is as good as a mile kaybetmenin az farkla veya çok farkla olması fark etmez
don't judge a man until you have walked (a mile) in his shoes yaşamadan yargılama
don't judge a man until you have walked (a mile) in his shoes birini anlayıp dinlemeden yargılama
don't judge a man until you have walked (a mile) in his shoes kendini birinin yerine koymadan yargılama
give (someone) an inch and (someone) (will) take a mile (birine) yüz verirsen astarını ister
give (someone) an inch and (someone) (will) take a mile (birine) elini veren kolunu alamaz/kaptırır
give (someone) an inch and (someone) (will) take a mile (birine) selam verir borçlu çıkarsın
give (someone) an inch and they'll take a mile (birine) yüz verirsen astarını ister
give (someone) an inch and they'll take a mile (birine) elini veren kolunu alamaz/kaptırır
give (someone) an inch and they'll take a mile (birine) selam verir borçlu çıkarsın
Colloquial
mile-high city n. denver
mile-high city n. colorado'da bir şehir
mile-high city n. bir mil rakımlı şehir
by a mile expr. büyük farkla
country mile expr. çok uzun mesafe
country mile expr. çok uzağa
Idioms
a country mile n. çok uzak
a country mile n. çok uzun bir mesafe
a country mile n. çok uzun bir yol
can see (from) a mile off v. çok önceden anlamak
can see (from) a mile off v. çok önceden görebilmek
can see (from) a mile off v. çok uzaktan görebilmek
can see (from) a mile off v. bir kilometre öteden görebilmek
go the extra mile v. bir adım daha ileri gitmek
go the extra mile v. biraz daha uğraşmak/çabalamak
walk the extra mile v. biraz daha uğraşmak/çabalamak
run a mile v. bir mil öteye kaçmak
miss something by a mile v. dağlara taşlara atmak
stand out a mile v. çok uzaktan belli olmak
stick out a mile v. çok uzaktan belli olmak
talk a mile a minute v. çan çan etmek
talk a mile a minute v. hızlı konuşmak
go the extra mile v. elinden gelenin fazlasını yapmak
move mile a minute v. hızla gitmek
go mile a minute v. hızla gitmek
run a mile v. köşe bucak kaçmak
tell it a mile off v. kolayca ayırt etmek
talk a mile a minute v. motor gibi konuşmak
tell it a mile off v. kolaylıkla fark etmek
have a mile long criminal record v. sabıkası kabarık olmak
miss something by a mile v. (hedefin) yanına bile yaklaşamamak
walk the extra mile v. [bir şeyi elde etmek] gerekenden fazlasını yapmak
go the extra mile v. (bir şeyi elde etmek için) gerekenden fazlasını yapmak
see (something) a mile off v. (bir şeyi) önceden görmek/tahmin etmek
see (something) a mile off v. (bir şeyin) yaklaştığını önceden görmek
see (something) a mile off v. (bir şeyin) yaklaştığını tahmin etmek
see (something) a mile off v. (bir şeyin) yaklaştığını önceden hissetmek
see something a mile off v. bir şeyi kolayca tanımak/ayırt etmek
see something a mile off v. bir şeyi kolayca fark etmek
tell something a mile off v. bir şeyi kolayca tanımak/ayırt etmek
tell something a mile off v. bir şeyi kolayca fark etmek
spot something a mile off v. bir şeyi kolayca tanımak/ayırt etmek
spot something a mile off v. bir şeyi kolayca fark etmek
walk a mile in (someone's) shoes v. kendini (başka birinin) yerine koymak
speak a mile a minute v. çan çan etmek
speak a mile a minute v. hızlı konuşmak
speak a mile a minute v. hızlı hızlı konuşmak
speak a mile a minute v. motor gibi konuşmak
speak a mile a minute v. bıdı bıdı konuşmak
speak a mile a minute v. acele acele konuşmak
go the extra mile (for somebody/something) v. (biri/bir şey için) elinden gelenin fazlasını yapmak
go the extra mile (for somebody/something) v. (biri/bir şey için) gerekenden fazlasını yapmak
go the extra mile (for somebody/something) v. (biri/bir şey için) fazlasıyla uğraşmak/çabalamak
miss by a mile v. dağlara taşlara atmak
miss by a mile v. (hedefin) yanına bile yaklaşamamak
miss by a mile v. büyük farkla kaçırmak/ıskalamak
miss by a mile v. (hedefin) yanından bile geçmemek
give them an inch and they'll take a mile v. elini verip kolunu kaptırmak
give them an inch and they'll take a mile v. yüz verince astarını istemek
see, spot, smell something a mile off v. bir şeyi kolayca tanımak/ayırt etmek
see, spot, smell something a mile off v. bir şeyi kolayca fark etmek
see, spot, smell something a mile off v. bir şeyin yaklaştığını tahmin etmek
see, spot, smell something a mile off v. bir şeyin yüz metreden kokusunu almak
see, spot, smell something a mile off v. bir şeyin yaklaştığını önceden hissetmek
a mile away expr. bir kilometre öteden (ne yaptığını vb. anlamak)
mile a minute expr. hızla
give them an inch and they'll take a mile. expr. elini veren kolunu kaptırır
give them an inch and they'll take a mile expr. elimizi verdik kolumuzu kaptırdık
a miss is as good as a mile expr. fırsat kaçtıktan sonra iyi veya kötü olması bir şeyi değiştirmez
a mile away expr. kolaylıkla
a mile away expr. kolayca
give them an inch and they'll take a mile expr. selam verdik borçlu çıktık
a mile a minute expr. çok hızlı
a mile a minute expr. motor gibi
a mile a minute expr. acele acele
a mile a minute expr. hızla
a mile a minute expr. çabuk çabuk
a mile off expr. kolayca
a mile off expr. yüz metreden
a mile off expr. çok önceden
a mile off expr. kolaylıkla
a mile off expr. bir kilometre öteden
a mile off expr. çok uzaktan
by a mile expr. uzak bir mesafeyle
by a mile expr. uzak ara
by a mile expr. açık ara
give an inch and he'll take a mile expr. yüz verirsen astarını ister
give an inch and he'll take a mile expr. elini veren kolunu alamaz/kaptırır
give an inch and he'll take a mile expr. selam verir borçlu çıkarsın
give an inch and they'll take a mile expr. yüz verirsen astarını isterler
give an inch and they'll take a mile expr. elini veren kolunu alamaz/kaptırır
give an inch and they'll take a mile expr. selam verir borçlu çıkarsın
give somebody an inch (and they'll take a yard/mile) expr. birine yüz verirsen astarını ister
give somebody an inch (and they'll take a yard/mile) expr. birine elini veren kolunu alamaz/kaptırır
give somebody an inch (and they'll take a yard/mile) expr. birine selam verir borçlu çıkarsın
give someone an inch and they'll take a mile expr. birine yüz verirsen astarını ister
give someone an inch and they'll take a mile expr. birine elini veren kolunu alamaz/kaptırır
give someone an inch and they'll take a mile expr. birine selam verir borçlu çıkarsın
Speaking
you'd never get within a mile of him expr. bir mil yakınına bile yaklaşamazsın
he will take a mile expr. yüz bulunca astar ister
Trade/Economic
air mile n. deniz mili
international geographical mile n. coğrafi mil
sea mile n. deniz mili
geographical mile n. deniz mili
nautical mile n. deniz mili
statute mile n. kara mili
ton mile n. mil başına bir ton
statute mile n. nizami mil
Politics
twelve-mile limit n. bazı devletlerin yetkisi kapsamında olduğunu savunduğu kıyıdan 12 mil uzaktaki deniz suları
three mile limit n. 3 millik sınır
three mile limit n. 3 millik karasuları sınırı
three-mile adj. 3 millik (sınır, bölge)
Technical
air mile n. uluslararası deniz mili
geographical mile n. coğrafya mili
air mile n. hava mili
statue mile n. kara mili
square mile n. mil kare
mile ohmmeter n. miliornmetre
measured mile n. ölçü mili
international nautical mile n. uluslararası deniz mili
three-mile limit n. üç mil sınırı
passenger mile n. yolcu mili
quarter mile n. çeyrek mil
roman mile n. antik roma'da yaklaşık 1620 yardaya eşdeğer olan bir uzunluk birimi
Computer
data mile n. veri mili
Telecom
first mile connection n. ilk mil bağlantısı
last mile technology n. yerel ağın paylaşıma açılma teknolojisi
Automotive
last mile delivery n. son teslimat etabı
quarter mile drag strip n. çeyrek millik drag yarışı
grams/mile n. gram/mil
mile eater n. hızlı araç
mile eater n. hızlı sürücü
revolutions per km/mile n. km/mil başına devir sayısı
flying mile n. uçan mil
Transportation
last-mile delivery n. son adım teslimatı
Traffic
mile post n. yol üzerinde kilometreyi gösteren direk
mile marker n. yol üzerinde kilometreyi gösteren direk
Railway
car mile n. tek bir demiryolu vagonunun kat ettiği yolu gösteren, kazanç ve maliyet hesabında kullanılan uzunluk değeri
ton mile n. ton mil
ton mile n. belirli bir sürede demiryolu ile taşınan yükü gösteren bir ölçü birimi
traffic mile n. demiryolu şirketinin belirli bir süre içinde taşıdığı yolcu ve ton ağırlığın mil cinsinden toplam birimi
track-mile n. bir mil uzunluğunda ray
train mile n. trenin belirli bir süre içinde kat ettiği toplam yolun mil cinsinden birimi
mile run n. trenin belirli bir süre içinde kat ettiği toplam yolun mil cinsinden birimi
train-mile n. trenin belirli bir süre içinde kat ettiği toplam yolun mil cinsinden birimi
Aeronautic
cost per available seat-mile n. arz edilen koltuk mil başına maliyet
aeronautical mile n. hava mili
airline-mile n. birçok havayolu şirketinin sık uçan yolcularına yönelik geliştirdiği ve bedava uçuş veya başka ödüller kazanmaya yönelik uçulan mil miktarı veya bilet fiyatına göre bir puan toplama sistemi
Marine
air mile n. deniz mili (1852 m.)
air mile n. not
air mile n. bahri mil
air mile n. deniz mili
nautical mile n. bahri mil
passenger mile n. bir mil taşınan bir yolcu
geographical mile n. coğrafya mili
sea mile n. deniz mili
nautical mile n. deniz mili (1852 m.)
sea mile n. deniz mili (1852 m)
nautical mile n. deniz mili
admiralty mile n. deniz mili
nautical mile n. not
passenger mile n. yolcu mili
geographic mile n. deniz mili
Chemistry
nine mile agent n. dokuz mil etmeni
Geography
air mile n. dünyanın etrafından dolaşan hayali çizginin bir dakikalık uzunluğu (1852 m)
geographical mile n. coğrafi mil
nautical mile n. dünyanın etrafından dolaşan hayali çizginin bir dakikalık uzunluğu (1852 m)
seven mile creek n. wisconsin eyaletinde yerleşim yeri
two-mile bridge n. irlanda'da yerleşim yeri
seven mile n. ohio eyaletinde yerleşim yeri
six mile n. güney carolina eyaletinde yerleşim yeri
eight mile n. alabama eyaletinde şehir
two-mile borris n. irlanda'da yerleşim yeri
three mile island n. abd'nin pensilvanya eyaletinde bir ada
Meteorology
air mile n. deniz mili
nautical mile n. deniz mili
sea mile n. deniz mili
Military
unit mile n. birlik mili
air mile n. hava mili
statute mile n. kara mili
land mile n. kara mili
operational mile n. milde sarfiyat
Sport
metric mile n. 1600 metre koşusu
Abbreviation
tml (three mile limit) n. üç mil sınırı
Slang
mile high club n. uçakta seks partisi
the mile-high club n. uçakta seks yapanlar kulübü
the mile-high club n. uçakta seks yapanlar
British Slang
curry-mile n. manchester'da asya restoranlarının ve kebapçıların yoğun olduğu bir bölge
Modern Slang
a quarter mile at a time n. anda kalarak yaşama
a quarter mile at a time n. bulunduğu anda yaşama
a quarter mile at a time n. fazla ileriyi düşünmeme