previous - Turc Anglais Dictionnaire

previous

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "previous" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 28 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
previous adj. önceki
The HR manager asked me about my previous experiences.
İK müdürü bana önceki deneyimlerimi sordu.

More Sentences
General
previous adj. eski
Each Member State has been responsible for its previous Members' social security matters when salaries have been paid.
Her Üye Devlet, maaşları ödendiğinde eski Üyelerinin sosyal güvenlik konularından sorumlu olmuştur.

More Sentences
previous adj. önceki
There will be a 30% increase in the number of vessels, which averaged 42 under the previous protocol, to 55.
Önceki protokol kapsamında ortalama 42 olan tekne sayısında %30'luk bir artış olacak ve bu sayı 55'e yükselecektir.

More Sentences
previous adj. önce
Years previous to that, he had claimed that his intention in doing this was to enhance Parliament's dignity.
Bundan yıllar önce, bunu yapmaktaki amacının Parlamento'nun saygınlığını arttırmak olduğunu iddia etmişti.

More Sentences
previous adj. daha önceki
Does what the previous European Councils have done not count?
Daha önceki Avrupa Konseylerinin yaptıkları sayılmıyor mu?

More Sentences
previous adv. önceden
Tom couldn't attend the meeting because of a previous engagement.
Tom toplantıya katılamadı çünkü önceden verilmiş bir sözü vardı.

More Sentences
previous adv. daha önce
We have said as much on previous occasions, but they appear not to trust us.
Daha önce de söyledik ama bize güvenmiyorlar gibi görünüyorlar.

More Sentences
previous adj. evvelki
previous adj. sabık
previous adj. evvelsi
previous adj. evvelce
previous adj. geçmiş
previous adj. evvel
previous adj. önceden olan
previous adj. geçen seferki
previous adj. konum olarak önce gelen
previous adj. erken harekete geçen
previous adj. erken davranan
previous adj. sabırsız
previous adj. aceleci
previous adj. zamanından önce gelişen
previous adv. evvelce
previous adv. evvelden
Computer
previous adj. geri
Ottoman Turkish
previous n. kemakan
previous adj. mukaddem
British Slang
previous n. suç geçmişi
previous adj. sabıka

Sens de "previous" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 178 résultat(s)

Anglais Turc
General
previous statement n. önceki ifade
The evidence corresponds to his previous statement.
Kanıtlar önceki ifadesine uyuyor.

More Sentences
previous year n. önceki yıl
This is really a major change compared with previous years.
Bu, önceki yıllara kıyasla gerçekten büyük bir değişikliktir.

More Sentences
previous period n. geçmiş dönem
Regarding the previous period, the Commission will conclude its final check on additionality at the end of 2002.
Geçmiş dönemle ilgili olarak Komisyon 2002 yılı sonunda eklenebilirlik konusundaki son kontrolünü tamamlayacaktır.

More Sentences
previous year n. bir önceki yıl
This is an increase over the previous year.
Bu, bir önceki yıla göre bir artıştır.

More Sentences
previous research n. önceki araştırma
This was consistent with previous research in rodents.
Bu, kemirgenlerde yapılan önceki araştırmalarla tutarlıydı.

More Sentences
previous study n. önceki çalışma
This issue had not been effectively addressed in previous studies.
Bu konu önceki çalışmalarda etkili bir şekilde ele alınmamıştı.

More Sentences
previous experiences n. geçmiş deneyimler
No previous experience is required.
Geçmiş deneyim gerekli değil.

More Sentences
previous step n. önceki adım
Repeat the previous step for all entries that you want to remove.
Kaldırmak istediğiniz tüm girişler için önceki adımı tekrarlayın.

More Sentences
previous game n. önceki oyun
It does not require any of the previous games to play!
Oynamak için önceki oyunlardan herhangi birine gerek yok!

More Sentences
the previous one pron. bir önceki
There are 24 levels and each is more difficult than the previous one.
24 seviye vardır ve her biri bir öncekinden daha zordur.

More Sentences
Phrases
in previous years expr. önceki yıllarda
Another question concerns the 700 positions which we rubberstamped in previous years.
Bir başka soru da önceki yıllarda onayladığımız 700 pozisyonla ilgilidir.

More Sentences
Law
previous judgment n. önceki karar
Previous judgments give us very clear precedents.
Önceki kararlar bize çok açık emsaller vermektedir.

More Sentences
Computer
previous day n. önceki gün
The previous day, a university professor, Marco Biagi, was assassinated in my city by the Red Brigades.
Bir önceki gün, bir üniversite profesörü olan Marco Biagi, şehrimde Kızıl Tugaylar tarafından öldürüldü.

More Sentences
previous window n. önceki pencere
You will return to the previous window.
Bir önceki pencereye döneceksiniz.

More Sentences
previous week n. önceki hafta
In previous weeks, Ford, Opel, Nissan, Volvo, Mazda, and Infiniti had announced their withdrawal.
Önceki haftalarda Ford, Opel, Nissan, Volvo, Mazda ve Infiniti çekildiklerini açıklamışlardı.

More Sentences
previous screen n. önceki ekran
Return to the previous screen to find Developer options.
Geliştirici seçeneklerini bulmak için önceki ekrana dönün.

More Sentences
previous paragraph n. önceki paragraf
Let us go back to the previous paragraph.
Bir önceki paragrafa geri dönelim.

More Sentences
previous page n. önceki sayfa
Return to the previous page and pick another result.
Önceki sayfaya dönün ve başka bir sonuç seçin.

More Sentences
General
the previous history of n. öncesi
previous knowledge of n. hakkında önbilgi
previous history n. öncesi
previous letter n. önceki mektup
previous password n. eski şifre
previous work n. önceki çalışma
previous month n. geçen ay
continuing from the previous page n. önceki sayfanın devamı
continuation of previous page n. önceki sayfanın devamı
previous address n. önceki adres
previous name n. önceki isim
previous names n. önceki isimler
previous use n. önceki kullanım
return to a previous condition v. eski konumuna getirmek
get no previous convictions v. sabıkası olmamak
return something to a previous condition v. eski haline getirmek
reiterate one's previous statement v. önceki beyanın aynen tekrar etmek
restore to a previous state v. eski haline döndürmek
reverting to a previous condition adj. geriye giden
reverting to a previous condition adj. gerileyen
the previous day adv. evvelki gün
the previous day adv. evvelsi gün
in the previous adv. öncekilerde
in the previous adv. öncekinde
previous to this adv. bundan önce
from the previous month adv. geçen aydan
in the previous days adv. geçtiğimiz günlerde
in any of the previous years adv. önceki yılların herhangi birinde
at our previous meeting adv. geçen buluşmamızda
in the previous years adv. önceki yıllarda
previous to prep. -den önce
the previous one pron. geçen seferki
prev (previous) abrev. evvelki
prev (previous) abrev. geçmiş
prev (previous) abrev. evvelsi
prev (previous) abrev. önceden olan
prev (previous) abrev. eski
Phrases
compared to previous version expr. eskisine oranla
as in previous years expr. geçmiş yıllardaki gibi
as in previous years expr. geçmiş senelerdeki gibi
in previous years expr. önceki senelerde
in previous years expr. daha önceki senelerde
in previous years expr. daha önceki yıllarda
compared to the previous years expr. önceki yıllara nazaran
compared to the previous years expr. önceki senelere nazaran
in previous years expr. geçtiğimiz senelerde
in previous years expr. geçtiğimiz yıllarda
Colloquial
previous [uk] n. mevcut sabıka kaydı
Idioms
the previous couple of n. son iki
Speaking
I have a previous engagement expr. işim var
her children from her previous marriage expr. önceki evliliğinden çocukları
Trade/Economic
previous period expenses and losses n. önceki dönem gider ve zararları
method used in previous period n. önceki dönemde uygulanan yöntem
corporation tax overprovided in previous years n. evvelki yıllarda fazla ödenen kurumlar vergisi
previous balance n. önceki hesap bakiyesi
previous year's profits n. geçmiş yılın karları
previous year's losses n. geçmiş yıllar zararları
explanatory note related to revenues or profits and expenses or losses of previous period with sources and amounts of them n. önceki döneme ilişkin gelir ve karlar ile önceki döneme ait gider ve zararların tutarlarını ve kaynaklarını açıklayıcı not
income and profit relating to previous periods n. önceki dönem gelir ve karları
previous period expenses and losses n. önceki dönem gider ve zarar
losses of previous periods n. geçmiş yıl zararları
previous price n. eski fiyat
previous endorser n. önceki ciranta
previous closing n. önceki kapanış
previous price n. önceki fiyat
income and profits of the previous period n. önceki dönem gelir ve karlar
loss from previous year n. geçmiş yıl zararı
losses from previous years n. geçmiş yıllar zararları
previous period revenues and profits n. önceki dönem gelir ve karları
previous letter n. önceki mektup
previous taxation period n. önceki vergi dönemi
previous taxation year n. önceki vergi yılı
previous bank statement n. bir önceki dönem hesap özeti
outstanding balance (from previous period) n. devir bakiye
outstanding balance from the previous year n. geçen seneden kalan bakiye
previous workplace n. önceki işyeri
previous workplace n. geçmiş işyeri
previous years expenses n. geçmiş yıllar giderleri
balance from previous period n. önceki dönemden bakiye
balance from previous period n. önceki dönem bakiyesi
previous sales n. önceki satış
previous experience of working with children n. geçmişte çocuklarla çalışma deneyimi
previous experience of working with children n. daha önceden çocuklar konusunda/çocuklarla ilgili bir alanda çalışma deneyimi
Law
police file containing a person's previous convictions n. adli sicil kaydı
previous statement of accused n. sanığın önceki ifadesi
previous testimony n. önceki şahitlik
previous judgment n. eski karar
previous conviction n. önceki mahkumiyet
previous conviction n. sabıka
record of previous convictions n. adli sicil
previous chaste character of female n. namuslu olma
previous chaste character of female n. iffet sahibi olma
without previous notice expr. peşinen haber verilmeksizin
no crime (can be committed), no punishment (can be imposed) without (having been prescribed by) a previous penal law expr. kanunsuz suç ve ceza olamaz
no crime (can be committed), no punishment (can be imposed) without (having been prescribed by) a previous penal law expr. ceza muhakkak kanuna dayanmalıdır
Politics
previous question n. (avam kamarasında) tartışılmakta olan mevcut konunun düşürülmesine yönelik olarak oylamayı önleyen önerge
previous question n. (lordlar kamarasında ve abd'nin yasama organlarında) tasarının gecikmeksizin oylanması için verilen önerge
Technical
resume previous setting n. önceki ayara dönüş
rust grades of uncoated steel substrates after overall removal of previous coating n. kaplanmamış çelik alt yüzeylerin önceki kaplamanın tamamen kaldırılmasından sonraki pas dereceleri
localized removal of previous coating n. önceki kaplamanın kısmen kaldırılması
qualification based on previous welding experience n. önceki kaynak tecrübesini esas alan vasıflandırma
Computer
same as previous n. önceki ile aynı
popup menu/previous slide n. açılan menü/önceki slayt
cancel previous data n. önceki veriyi iptal et karakteri
previous month n. önceki ay
previous record n. önceki kayıt
previous event n. önceki olay
previous slide n. önceki slayt
previous client n. önceki istemci
previous tip n. önceki ipucu
previous sample n. önceki örnek
previous change n. önceki değişiklik
previous item n. önceki öğe
previous field n. önceki alan
previous header n. önceki başlık
previous track n. önceki iz
previous control n. önceki denetim
previous frame n. önceki çerçeve
previous match n. önceki eşleşme
previous policy n. önceki ilke
previous cell n. önceki hücre
previous mark n. önceki işaret
previous image n. önceki resim
previous marker n. önceki işaretçi
previous table n. önceki tablo
previous row n. önceki satır
previous track n. önceki şarkı
previous column n. önceki sütun
previous message n. önceki ileti
previous track n. önceki parça
previous folder n. önceki klasör
previous mark n. önceki im
previous edit n. önceki düzenleme
previous object n. önceki nesne
previous procedure n. önceki yordam
previous text n. önceki metin
show previous expr. öncekini göster
with previous expr. öncekiyle birlikte
return to the previous slide expr. önceki slayda dön
save previous scheme expr. önceki düzeni kaydet
select previous object expr. önceki nesneyi seç
see previous expr. öncekine bak
after previous expr. öncekinden sonra
after previous event expr. önceki yürütmeden sonra
continue from previous section expr. önceki bölümden devam et
delete previous word expr. önceki sözcüğü sil
find previous expr. öncekini bul
link to previous expr. öncekine bağla
mail merge previous record expr. önceki kaydı mektupla birleştir
link to previous expr. bir öncekine bağla
previous viewed expr. önceki görüntülenen
Woodworking
previous calculation n. ön hesap
Medical
previous history of cardiopulmonary resuscitation n. kardiyopulmoner resusitasyon öyküsü
previous medical history of pulmonary tuberculosis n. akciğer tüberkülozu geçirme öyküsü
previous cesarean delivery n. geçirilmiş sezaryen
previous psychiatric story n. önceki psikiyatrik öykü
previous gastrointestinal hemorrhage n. geçirilmiş gastrointestinal kanama
previous pregnancy n. önceki gebelik
previous disease n. geçirilmiş hastalık
Slang
he has some previous expr. sabıkası var