road - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

road

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "road" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 51 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
road n. yol
General
road n. uyulan ilke
road n. uyulan tarz
road n. içinden veya üstünden bir sıvının geçtiği yer
road n. demiryolu
road n. bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık
road n. tarik
road n. bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken yöntem
road n. uyulan sistem
road n. maden geçidi
road n. demirleme yeri
road n. cadde
road n. karayolu
road n. otoyol
road n. şose
road n. yol
road n. kara yolu
road n. açık yol
road n. halka açık geçit
road n. iki yer arasında iletişim aracı olarak hizmet veren seyahat veya ulaşım yolu
road n. anayolun taşıt trafiğinin geçtiği kısmı
road n. bordürler arasındaki boşluk
road n. bir sona, sonuca veya duruma giden yol
road n. kamu otoyolları
road n. kamu karayolları
road n. bir turda uğrak yer ve rotalar
road n. yerel trafik için araç yolu
road n. özel yol
road n. asfaltsız yol
road n. kırsal alanda yer alan yol
road n. ana cadde
road n. yol yüzeyi
road n. yol yatağı
road n. hayatta seçilen yol
road n. kariyerde seçilen yol
road v. (av köpeği) (kuşu) ayak kokusundan takip etmek
road v. yola koymak
road v. yolda sürmek
road v. yolda taşımak
Technical
road yol
Automotive
road yol
Railway
road n. raylı yol
road n. tren yolu
Marine
road n. dış liman
road n. kısmen korunaklı demirleme yeri
road n. liman ağzı
Mining
road n. madende sürüklenme
road n. tünelde sürüklenme
Chemistry
road n. karayolu
Sport
road adj. başka takımın sahasında oynanan
road adj. deplasmanda olan

Sens de "road" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
toll road n. paralı yol
main road n. anayol
toll road n. ücretli yol
General
straight road n. düz yol
arterial road n. anayol
orbital road n. çevre yolu
secondary road n. tali yol
trunk road n. anayol
road map n. bir ülke veya bölgenin karayollarını gösteren harita
ring road n. çevre yolu
main road n. karayolu
ancillary road n. yan yol
road building n. yol yapımı
main road n. ana yol
road transport n. karayolu taşımacılığı
main road n. anayol
road making n. yol yapımı
road roller n. silindir
unimproved road n. toprak yol
road system n. yol ağı
road transportation n. karayolları ulaşımı
well traveled road n. işlek yol
road train n. karayolu treni
relief road n. trafiği sıkışık bir alanın etrafından dolaştıran yol
side road n. tali yol
road sign n. trafik işareti
main road n. cadde
road transportation n. karayolu yolcu taşımacılığı
road junction n. yol kavşağı
surfaced road n. sathi yol
branch road n. yan yol
rule of the road n. yol kuralı
road vehicles n. karayolu taşıtları
detour road n. servis yolu
road haulage n. karayolu yük taşımacılığı
arterial road n. arter
road hog n. yolu işgal eden sürücü
road house n. motel
side road n. yan yol
turnpike road n. paralı yol
road transport n. kara taşımacılığı
dirt road n. toprak yol
accommodation road n. yan yol
corduroy road n. ağaç gövdelerinin bataklık vb riskli zeminlere yanyana yatırılmasıyla oluşturulan yol
post road n. posta yolu
road maintenance n. yol bakımı
slip road n. tali yol
ring road n. yan yol
stabilized road n. stabilize yol
high road n. anayol
macadamized road n. şose
private road n. özel yol
road bridge n. yol köprüsü
rule of the road n. sürücülerin yolun sağını mı solunu mu kullanacakları belirten ülkesel kural
evacuation road n. tahliye yolu
road roller n. yol silindiri
road system n. yol şebekesi
slip road n. otoyola katılan veya otoyoldan ayrılan yol
road warrior n. yol savaşçısı
accommodation road n. tali yol
road map n. karayolları haritası
public road n. kamu yolu
public road n. umumi yol
public road n. umum yol
relief road n. ikinci yol
road vehicle n. karayolu aracı
road map n. karayolu haritası
compulsory road n. mecburi yol
lighting of (road) n. yolun ışıklandırılması
coast road n. sahil yolu
coastal road n. sahil yolu
road toll n. yol ücreti
toll road n. yol ücreti
road lighting n. yol ışıklandırması
road condition n. yol durumu
road rage fight n. yol verdin yol vermedin kavgası
road rage attack n. yol verdin yol vermedin kavgası
road rage n. yol verdin yol vermedin kavgası
road guard n. yol bekçisi
road watchman n. yol bekçisi
road fee n. yol ücreti
road conditions n. yol şartları
orbit road n. çevre yolu
road repair n. yol tamiri
road repair n. yol yapımı
accommodation road n. bağlantı yolu
fork in a road n. yol ayrımı
mouth of a road n. yol ağzı
road junction n. yol ağzı
road tax n. yol parası
intersecting road n. kesişen yol
road traffic n. karayolu trafiği
road hog n. şeridinden gitmeyen sürücü
road hog n. trafiği karıştıran sürücü
road hog n. yolun ortasından giden sürücü
road hog n. saygısız ve bencil sürücü
road hog n. yolun ortasından giden şoför
road hog n. kötü şoför
shoulder (of a road) n. emniyet şeridi
branch road n. yan sokak
state road n. devlet karayolu
road engineer n. yol mühendisi
road traffic n. yol trafiği
road network n. yol ağı
road trailer wheel n. karayolu tekeri
road under construction n. yapım halinde yol
road tractor n. karayolu traktörü
road slab n. yol döşemesi
road map n. yol haritası
road sign n. yol işareti
country road n. köy yolu
country road n. kır yolu
primary road n. ana yol
road maintenance works n. yol bakım çalışmaları
earth road n. toprak yol
crossover road n. üstten atlayan yol
relocation of road n. yolun güzergahını değiştirme
crossover road n. köprülü kavşak
by-road n. ara yol
by-road n. sapa yol
knowledge-information road n. bilgi karayolu
off-road vehicle n. arazi aracı
side-road n. anayola çıkan veya anayoldan ayrılan yol
road-signs n. trafik işaretleri
on-road vehicles n. karayolu araçları
road-signs n. trafik levhaları
off-road racing n. arazi yarışı
relief road n. yan yol
road construction n. yol inşaatı
rules of the road n. trafik kuralları
road accident n. trafik kazası
occupational road n. özel yol
off-road n. anayolda kullanılmayan taşıt
sloping road n. eğimli yol
inclined road n. eğimli yol
undivided road n. bölünmemiş yol
tramway road n. tramvay yolu
road agent n. gaspçı
road agent n. haydut
road agent n. eşkıya
road agent n. soyguncu
public road n. genel yol
turnpike road n. ücretli yol
royal road n. en rahat gidilen yol
road assistance n. yol yardımı
road to success n. başarıya giden yol
village road n. köy yolu
road freight vehicle n. kara nakil aracı
road transport vehicle n. kara nakil aracı
road freight vehicle n. kara nakil vasıtası
slippery road n. kaygan yol
road transport vehicle n. kara nakil vasıtası
road crater n. yol hunisi
road bend n. yol kıvrımı
road block n. yol kapaması
road capacity n. yol kapasitesi
main arterial road n. ana arter
bumpy road n. kasisli yol
river road n. nehir yolu
school road n. okul yolu
river road n. ırmak boyunca giden yol
river road n. ırmak yolu
bicycle road n. bisiklet yolu
road safety n. yol güvenliği
a road of no return n. dönüşü olmayan yol
cadastral road n. kadastro yolu
dirt forest road n. toprak orman yolu
dirt forest road n. toprak orman yol
silk road n. ipek yolu
trunk road n. ana yol
frozen road n. buz tutmuş yol
frozen road n. donmuş yol
road trip n. yol gezisi
lion road n. aslanlı yol
road ambulance n. karayolu ambulansı
road and transport services n. yol ve ulaştırma hizmetleri
road transport regulations n. karayolu taşıma yönetmeliği
road sweeper n. yol süpürgesi
road ambulance n. yol ambülansı
off-road motorcycle race n. yol dışı motorsiklet yarışı
road-kill n. taşıtların çarptığı/ezdiği hayvanların ölüsü/leşi/kalıntıları
a dark road n. karanlık bir yol
icy road n. buzlu yol
the school across the road n. yolun karşısındaki okul
the road across the mountain n. dağın karşısındaki yol
long road trip n. uzun yol seyahati
caravan road n. kervan yolu
service road n. servis yolu
road journal n. gezi günlüğü
ancillary road n. tali yol
road slope n. yol şevi
sealed road (aus) n. asfalt yol
scenic country road n. manzaralı kır yolu
bump in the road n. yoldaki tümsek
length of road n. karayolu uzunluğu
road worker n. yol işçisi
the road ahead n. önümüzdeki yol
winding road n. dolambaçlı yol
road load power n. yol yükleme gücü
road charges n. yol ücretleri
potholed road n. çukurlu yol
holed road n. çukurlu yol
road with holes n. çukurlu yol
bendy road n. virajlı yol
winding road n. virajlı yol
road with curves n. virajlı yol
lit road n. ışıklandırılmış yol
shaded road n. gölgeli yol
tourist road n. (turistik bir yere giden) muhteşem manzaralı yol
road accident n. yol kazası
road rally n. sokak yarışı
back road n. arka yol
back road n. az kullanılan, genelde kaldırımı olmayan yol
mountainous road n. dağlık yol
the high road n. kolay yol
road trip n. kara yolu seyahati
road trip n. kara yolu yolculuğu
knight of the road n. gezici satış elemanı
knight of the road n. seyyar ticaret acentesi
knight of the road n. tır şoförü
knight of the road n. kamyoncu
knight of the road [obsolete] n. eşkıya
knight of the road [obsolete] n. haydut
knight of the road [obsolete] n. yol kesici
bridle road n. at yolu
high road n. kolay yol
high road n. en iyi yaklaşım
high road n. doğru eylem
high road n. ahlaklı eylem
high road n. yüce davranış
high road n. ahlaka uygun seçim
horse road n. at yolu
horse road n. atlı toplu taşıma
horse road n. atlı vagonları içeren toplu taşıma
low road n. kısa yol
low road n. hileli yol
low road n. ahlak dışı davranış
low road n. kötü yol
burma road n. burma yolu
burma road n. güneydoğu asya'da eski bir otoyol
road [obsolete] n. ata binme
road [obsolete] n. at sırtında yolculuk
road [obsolete] n. at sırtında silahlı saldırı
road [obsolete] n. baskın
road agent n. yolkesen
road agent [new england] n. yol sorumlusu
road agent [new england] n. yol görevlisi
road book n. yol rehberi
road book n. yol haritası
road builder n. yol inşaatçısı
road gang n. yol işçileri
road gang n. yol inşa ekibi
road gang n. yol tamirat ekibi
road gang n. yol tamirinde kullanılan mahkumlar
road mender n. yol tamiratçısı
road mender n. yol işçisi
road racer n. yol yarışçısı
road racer n. bisiklet yarışçısı
road racer n. motosiklet yarışçısı
road racer n. yarış bisikleti
road racer n. yarış motosikleti
road racer n. yarış arabası
road rage n. trafikte saldırganlık
road sense n. yol bilinci
road sense n. yol anlayışı
road sense n. yol algısı: yol muhakemesi
road show n. turneye çıkan dj
road show n. turneye çıkan müzisyen
road show n. turneye çıkan sanatçı
road show n. turneye çıkan şarkıcı
road test n. ehliyet sınavı
road test n. yol sınavı
road test n. yolda araba sürme sınavı
road test n. sürüş testi
road to damascus n. kişinin hayatındaki ani dönüm noktası
road user n. yolu kullanan sürücü
road user n. yoldan yararlanan kimse
road manager n. konserler esnasında sahnedeki aksaklıklara müdahale eden kimse
road manager n. seyahat eden sanatçılar için çalışan ve ekipman bakımı yapan kimse
road-test n. yol denemesi
road-test n. otomobilin yolda sürülerek denenmesi
concession road [canada] n. (ontario'da) kasabada parselleri ayıran yol
pack and prime road n. gezi yolu
pack and prime road n. at binme yolu
lake road n. göl yolu
post road n. atlı postacılar ve turistler için konaklama sunan pansiyonların bulunduğu yol
post road n. posta güzergahı
dirt road n. toprak yol
dirt road n. kaplamasız yol
skid road [dialect] n. kasabada baltacıların bolca yaşadığı bölge
skid road n. ayyaşların takıldığı bölge
skid road n. varoş
be on the right road v. doğru yolda olmak
take the road v. yolunu tutmak
be on the road v. yola çıkmış olmak
open a road v. yol açmak
be on the road v. seyahat etmek
be on the road v. yolda olmak
get the show on the road at last v. şeytanın bacağını kırmak
go on the road v. tiyatro topluluğu turneye çıkmak
take the road v. yola çıkmak
careen down the road v. motorlu araç bir yandan bir yana hafifçe sallanarak ilerlemek
be in somebody's road v. engel olmak
continue down the road v. yola devam etmek
get back on the road v. yola devam etmek
reach the end of the road v. yolun sonuna gelmek
pass a curve (in a road) v. dönemeçten geçmek
pass a bend (in a road) v. dönemeçten geçmek
change one's road v. yol değiştirmek
follow the road v. yolu izlemek
pull off the road v. kenara çekmek
pull off the road v. arabayı kenara çekmek
walk on the road v. yolda yürümek
hog the road v. yolu kapamak
block the road v. yolu kapamak
hug the road v. yolu kapamak
go off the road v. yoldan çıkmak
not to know which road to take v. yolunu şaşırmak
be delayed on the road v. yollarda kalmak
be on the wrong road v. yolunu şaşırmak
(police) take control of a road v. yolu tutmak
build road v. yol inşaa etmek
scrape against the road v. yola sürtmek
rub against the road v. yola sürtmek
play on the road v. yolda oynamak
have a road accident v. trafik kazası yapmak
be on the road to v. -e doğru ilerlemek
be off-road v. yolunda olmamak
career off the road and hit a tree v. yoldan çıkıp ağaca çarpmak
walk along the road v. yol boyunca yürümek
determine a road map v. yol haritası belirlemek
block the road v. yolu tıkamak
light the road v. yolu aydınlatmak
illuminate the road v. yolu aydınlatmak
lose control on the icy road v. buzlu yolda kontrolünü kaybetmek
lose control on the icy road v. buzlu yolda kontrolden çıkmak
find someone by the side of the road v. birini yolun kenarında bulmak
run to the end of the road v. yolun sonuna kadar koşmak
clog the road v. yolu tıkamak
(for a road) turn to the right v. yola sağa dönmek
(for a road) turn to the left v. yol sola dönmek
cross the road v. yolun karşısına geçmek
can't see beyond the road v. yolun ötesini görememek
set up road block v. yola barikat kurmak
draw a road map v. yol haritası çizmek
get out of the road v. yoldan çıkmak
get out of the road v. yoldan çekilmek
off-road v. engebeli arazide seyahat etmek
off-road v. engebeli arazide yolculuk etmek
road test v. sürüş testi yapmak
road test v. yol testi yapmak
road test v. ehliyet sınavı yapmak
road test v. araba sürme sınavı yapmak
off the road adj. sapa
middle of the road adj. ikisi ortası
middle of the road adj. ikisinin ortası
middle-of-the-road adj. ılımlı bir yol izleyen
middle-of-the-road adj. ılımlı bir politika izleyen
middle-of-the-road adj. ılımlı
on the road adj. sürüşe hazır (taşıt)
over-the-road adj. şehirler arası
over-the-road adj. uzak mesafe taşımacılığı yapan
off-road adj. arazi (aracı)
off-road adj. engebeli arazide yapılan
on the right side of the road adv. yolun sağ tarafında
by road adv. arabayla
beside the road adv. yol boyunca
along the road adv. yol boyunca
by rail road adv. demiryoluyla
at the end of the road adv. yolun sonunda
in the road adv. yolda
on the road adv. yolda
on the slippery road adv. kaygan yolda
any road adv. her neyse
on the road adv. etrafında dolaşarak
on the road adv. oraya buraya giderek
on the road adv. gezerek
Phrases
a road to damascus experience n. inançlarda yapılan köklü değişiklik
Proverb
the road to hell is paved with good intentions cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir
there is no royal road to learning öğrenmenin kolay yolu yoktur
first the companion, then the road önce yoldaş, sonra yol (evvel refik badel tarik)
what happens on the road stays on the road [us] yolda olan yolda kalır
good intentions pave the road to hell cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir
the beaten road is the safest bilinen yol en iyi/hızlı yoldur
the beaten road is the safest daha önce test edilmiş/denenmiş yol en iyi/hızlı yoldur
Colloquial
tobacco road n. yoksul kırsal topluluk
tobacco road n. yoksul kırsal bölge
middle-of-the-road n. ılımlı politika yanlısı
middle-of-the-road n. ılımlı politika besleyen
road to fame n. şöhrete giden yol
road monkey n. kütük yolunu denetleyip tamir eden işçi
road rash [us] [canada] n. düşme sonucu derinin sıyrılması
road-rash n. düşme sonucu derinin sıyrılmasıyla oluşan yara
road-rash n. sıyrık
middle-of-the-road adj. orta yollu
road weary adj. yol yorgunu
down the road expr. gelecekte/yakında
keep your eyes on the road expr. gözlerini yoldan ayırma
a long way down the road expr. ...konusunda katedilecek daha çok mesafe var
by the side of the road expr. yolun kenarında
one more for the road expr. son kadeh
one more for the road expr. son bir kadeh
one more for the road expr. mekandan çıkmadan önce içilen son içki
one more for the road expr. yolluk
(it's) time to hit the road expr. gitme zamanı
(it's) time to hit the road expr. yola koyulma/çıkma vakti
(it's) time to hit the road expr. ayrılma zamanı
(one) (had) better hit the road expr. (birinin) gitmesi gerek
(one) (had) better hit the road expr. (birinin) yola çıkması gerek
(one) (had) better hit the road expr. (biri) gitse iyi olur
(one) (had) better hit the road expr. (biri) yola koyulsa iyi olur
(one) (had) better hit the road expr. (biri) kalksa iyi olur
(one) (had) better hit the road expr. ayrılma/gitme zamanı geldi
(one) (had) better hit the road expr. yola koyulma zamanı geldi
1ftr (one for the road) expr. son bir kadeh
1ftr (one for the road) expr. (çıkmadan) bir kadeh daha
1ftr (one for the road) expr. (çıkmadan önce) bir içki daha
Idioms
road to nowhere n. sonuca varmayacak olan plan/gelişme
a road to nowhere n. sonuca varmayacak olan plan/gelişme
road to nowhere n. beyhude olan plan/gelişme
a road to nowhere n. beyhude olan plan/gelişme
road to nowhere n. bir ilerleme kaydetmeyen plan/gelişme
a road to nowhere n. bir ilerleme kaydetmeyen plan/gelişme
road to nowhere n. bir gelişim göstermeyen plan/gelişme
a road to nowhere n. bir gelişim göstermeyen plan/gelişme
road to nowhere n. boş yere/nafile/haybeye olan şey
a road to nowhere n. boş yere/nafile/haybeye olan şey
yellow brick road n. sarı tuğlalı/taşlı yol
yellow brick road n. başarıya giden yol
yellow brick road n. kariyer/başarı basamağı
yellow brick road n. sonu başarıya/maceraya çıkan yol
yellow brick road n. macera yolu/yolculuğu
high road n. ahlaki/doğru/etik yol
the low road n. ahlaki/etik/doğru olmayan yol/yöntem
the end of the road n. bitiş
high road n. doğru yol
the low road n. kötü yol
the end of the road n. kopma noktası
wide place in the road n. küçücük kasaba
a road hog n. saygısız ve bencil sürücü
the end of the road n. son
bump in the road n. sorunlar/sıkıntılar
road hog n. trafik magandası
road hog n. trafik canavarı
a road hog n. trafik magandası
the low road n. yanlış hayat
rocky road n. zorlu süreç
knight of the road n. yolların fatihi
rocky road n. zor dönem
the end of the road n. yolun sonu
where the rubber meets the road n. zurnanın zırt dediği yer
a road hog n. trafik canavarı
a road hog n. tehlikeli araç kullanan sürücü
a road hog n. emniyetsiz/kuralsız araç kullanan sürücü
bump in the road n. yoldaki/süreçteki sıkıntı/sorun/geçici engel
bump in the road n. önüne çıkan bir pürüz
fork in the road n. (yolda) çatal
fork in the road n. yolun çatallandığı nokta
fork in the road n. yol ayrımı
fork in the road n. dönüm noktası
fork in the road n. karar noktası
fork in the road n. karar verilmesi gereken nokta
fork in the road n. kritik nokta
rocky road (to something) n. (bir şeye) doğru giden/uzanan zor dönem
rocky road (to something) n. (bir şeye) doğru giden/uzanan zorlu süreç
rocky road (to something) n. (bir şeye) giden taşlı yol
royal road (to something) n. (bir şeye) giden en rahat/kolay/sorunsuz yol
royal road (to something) n. (bir şeyin) kolay yolu
royal road to n. -in rahat/kolay/sorunsuz yolu
the road less traveled n. pek tercih edilmeyen yol
the road less traveled n. herkesin yapmadığı şey
the road less traveled n. kendi bildiği yol
the road less traveled n. sürüden ayrılan yol
the rocky road to n. -e doğru giden/uzanan zor dönem
the rocky road to n. -e doğru giden/uzanan zorlu süreç
the rocky road to n. -e giden taşlı yol
take the road v. gezici tiyatro oyunları sergilemek
burn up the road v. hız/sürat yapmak
burn up the road v. ibreyi sonuna dayamak
kick the can down the road v. geçici bir çözüm üretmek
kick the can down the road v. kesin bir karar almayı ötelemek
kick the can down the road v. bir sorunu kökten çözmeyi ertelemek
smack the road v. bir yeri terk etmek
get this show on the road v. bir şeye başlamak/bir şeyi başlatmak
get the show on the road v. bir şeye başlamak/bir şeyi başlatmak
be on the road to recovery v. düzelme yolunda olmak
take the high road v. doğru olanı yapmak
get the show on the road v. işe koyulmak
be on the road to recovery v. iyileşme yolunda olmak
keep on the right-hand side of the road v. yolun sağından gitmek
keep on the right side of the road v. yolun sağından gitmek
be the end of the road v. yolun sonunda olmak
smack the road v. yollara düşmek
be the end of the road v. yolun sonuna gelmek
come to the end of the road v. yolun sonuna gelmek
go down a road v. belli bir yolda ilerlemek
go down a road v. bir şey olma yolunda ilerlemek
go down a road v. belirli bir davranış sergilemek
go down a road v. bir yere doğru ilerlemek
go down the road v. belli bir yolda ilerlemek