yayıcı - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

yayıcı



Sens de "yayıcı" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 14 résultat(s)

Turc Anglais
General
yayıcı diffuser n.
yayıcı diffusor n.
yayıcı emitter n.
yayıcı emanator n.
yayıcı emissive adj.
Industry
yayıcı gill frame n.
Technical
yayıcı spreader n.
yayıcı layer n.
yayıcı transmitter n.
yayıcı emitter n.
Electric
yayıcı emitter n.
Construction
yayıcı dispersant adj.
Automotive
yayıcı diffuser n.
Food Engineering
yayıcı spreader n.

Sens de "yayıcı" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 65 résultat(s)

Turc Anglais
General
emitör (yayıcı) emitter n.
yayıcı kavşağı emitter junction n.
yayıcı elektrot emitter electrode n.
(baskıda kullanılan) yayıcı merdane spreader n.
Technical
çatallı yayıcı fork spreader n.
elektrostatik yük yayıcı koruyucu giyecek electrostatic dissipative protective clothing n.
ışın yayıcı kablo radiating cable n.
ışık yayıcı diyodlar light emitting diodes n.
ısı yayıcı heat dissipator n.
ışık yayıcı kafes light-diffusing grate n.
karakter yayıcı character emitter n.
kızıl ötesi ışın yayıcı infra-red heat emitter n.
kuvarts tüplü yayıcı tubular quartz emitter n.
kum yayıcı kepçe sand spreader bucket n.
kum yayıcı sand spreader n.
malzeme yayıcı material spreader n.
yayıcı bağlantısı emitter junction n.
yayıcı levha ekipmanı spreader board equipment n.
yayıcı levha gevşetmesi spreader board release n.
yansıtıcı yayıcı reflector emitter n.
yayıcı verimliliği emitter efficiency n.
yayıcı ızgara spreader stoker n.
yayıcı levha diffuser plate n.
yayıcı levha spreader board n.
yayıcı kavşağı emitter junction n.
yayıcı katkı dispersing agent n.
vakum tüpünde yayıcı elektrottan toplayıcı elektrota doğru giden elektron akışı beam n.
balast yayıcı plough n.
balast yayıcı plow n.
radyasyon yayıcı radioactive adj.
Computer
karakter yayıcı character emitter n.
Telecom
anten yayıcı elemanı antenna illuminator n.
Electric
yayıcı kavşağı emitter junction n.
yayıcı akımı emitter current n.
yayıcı elektrot emitter electrode n.
transistörde yayıcı bölge emitter n.
Lighting
stüdyo yayıcı projektörü studio floodlight n.
yumuşak yayıcı softlight n.
Automotive
gerçek yayıcı actual diffuser n.
ışık yayıcı fan spray n.
ışık yayıcı diyot light emitting diode n.
Railway
balast yayıcı ballast spreader n.
Medical
süper yayıcı super-spreader n.
Psychology
pozitron yayıcı tomografi positron emission tomography n.
Pathology
hastalık yayıcı hücrelerin kan dolaşımı yoluyla vücudun bir bölümünden diğerine geçmesi metastasise n.
hastalık yayıcı hücrelerin kan dolaşımı yoluyla vücudun bir bölümünden diğerine geçmesi metastasize n.
hastalık yayıcı hücrelerin kan dolaşımı yoluyla vücudun bir bölümünden diğerine geçmesi metastasising n.
hastalık yayıcı hücrelerin kan dolaşımı yoluyla vücudun bir bölümünden diğerine geçmesi metastasizing n.
hastalık yayıcı hücre disease-spreading cell n.
hastalık yayıcı disease-spreading adj.
vücudun bir bölümünden diğerine geçmiş (hastalık yayıcı hücre) metastasised adj.
vücudun bir bölümünden diğerine geçmiş (hastalık yayıcı hücre) metastasized adj.
Physics
yayıcı güç emissive power n.
radyasyon yayıcı emitter n.
Agriculture
gübre yayıcı manure spreader n.
gübre yayıcı fertilizer spreader n.
gübre yayıcı honey wagon n.
gübre yayıcı fertilizer broadcaster n.
gübre yayıcı muck spreader n.
katı gübre yayıcı solid fertilizer broadcaster n.
gübre yayıcı muckspreader n.
Military
yük yayıcı load spreader n.
yük yayıcı loading spreader n.
Printery
akış yayıcı flow distributor n.
akış yayıcı flow spreader n.