zeminde - Turc Anglais Dictionnaire

zeminde

Sens de "zeminde" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)

Turc Anglais
Aeronautic
zeminde downstairs adv.

Sens de "zeminde" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 52 résultat(s)

Turc Anglais
General
ıslak zeminde yükseltilmiş yol causeway n.
soğuk zeminde bekletme forcing to wait on cold floor n.
kayakçıların ayaklarının zeminde sabit kalarak taşındığı bir kablolu taşıma aracı t-bar lift n.
kayakçıların ayaklarının zeminde sabit kalarak taşındığı bir kablolu taşıma aracı surface lift n.
zeminde yer alan tuzak kapısı trapfall n.
zeminde bulunan küçük kapı trap door n.
zeminde bulunan küçük kapı trapdoor n.
zeminde yumuşak malzeme ile dolmuş oyuk hole n.
zeminde yuvarlanan top roller n.
renkli zeminde yer alan küçük beyaz daire pearl n.
kum zeminde giyilen ayakkabı sandshoe n.
payanda gibi elemanın uç kısmının altındaki zeminde yer alan kalas shole n.
çamurlu zeminde oynamak mudlark v.
çamurlu zeminde aramak mudlark v.
zeminde duran ground adj.
bataklık zeminde yetişen semiterrestrial adj.
alt zeminde bulunan subgrade adj.
meşru bir zeminde on a legitimate basis adv.
Phrases
sağlıklı bir zeminde on a sound basis expr.
Idioms
(biriyle) eşit zeminde on an equal footing (with one) adv.
tarafsız zeminde on neutral ground expr.
nötr bir zeminde on neutral ground expr.
tarafsız zeminde on neutral territory expr.
nötr bir zeminde on neutral territory expr.
Trade/Economic
çamur zeminde çalışma zammı boot money n.
Politics
soğuk zeminde bekletmek keep waiting on a cold surface v.
eşit zeminde on equal footing expr.
Industry
yumuşak zeminde inşaat makinelerinin rahat hareket edebilmesi için yere şilte seren veya kalas döşeyen, aynı zamanda iş makinelerinin temizlenmesine ve çalıştırılmasına yardım eden işçi matman n.
Technical
bir şeklin zeminde boşluksuz dizilimi tesellation n.
zeminde rutubet dağılışı moisture distribution in the soil n.
gevşek zeminde kullanılan ve elle çalışan büyük burgu miser n.
Construction
yumuşak zeminde binanın temelini taşıyan beton kaide raft n.
Automotive
ıslak zeminde temasın azalması hydroplaning n.
zeminde yürüyen kanal krikosu guided pit jack on floor n.
yumuşak zeminde durmaya uygun olma flotation n.
Mining
su taşıyıcı zeminde uygulanan çökelme metodu triger process n.
gevşek zeminde kotu arttırırken ana kirişin önüne yatay olarak yerleştirilen kalın çıta veya direkler spill n.
Medical
kronik zeminde gelişen vasküler hastalıklar vascular diseases in the chronic base n.
zeminde nevüs varlığı pre-existent naevus n.
Zoology
abd'nin doğusunda engebeli zeminde geniş bir alana dağılmış olan yılan türü banded rattlesnake (crotalus horridus horridus) n.
abd'nin doğusunda engebeli zeminde geniş bir alana dağılmış olan yılan türü timber rattlesnake n.
Military
zeminde paralanma graze burst n.
Sport
kayakçıların ayaklarının zeminde sabit kalarak taşındığı bir kablolu taşıma aracı alpine lift n.
kayakçıların ayaklarının zeminde sabit kalarak taşındığı bir kablolu taşıma aracı t-bar n.
sert zeminde oynanan hokey ball hockey n.
jimnastikçinin düzenekten inip performansını zeminde tamamladığı hareket dismount n.
hatalı dönüş yapan buz patencinin zeminde bıraktığı iz spoon n.
(jimnastikte) performansı zeminde tamamlamak üzere düzenekten inmek dismount v.
Art
çevresindeki zeminde veya baskısız kağıtta kademeli olarak soluklaşan bir resim vignette n.
kumlu zeminde yapılan bir dans sanding n.
Music
parmak veya ayaklarla (masa üzerinde, sert bir zeminde) ritim tutma the devil's tattoo n.
vücudun zeminde döndürüldüğü akrobatik ve modern dans egzersizi roll n.