attractive - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
attractive çekici adj.
  • He is an attractive young man, isn't he?
  • O çekici bir genç adam, değil mi?
  • There was a wonderful élan about him which made him an extremely attractive interlocutor or companion.
  • Kendisini son derece çekici bir muhatap ya da arkadaş haline getiren harika bir heyecanı vardı.
  • It is not a particularly attractive development.
  • Bu özellikle çekici bir gelişme değildir.
Show More (194)
attractive cazip adj.
  • A career in space sciences is becoming increasingly attractive to teens.
  • Uzay bilimlerinde kariyer yapmak gençler için giderek daha cazip hale geliyor.
  • We must make mountain farming attractive again, give the farmers confidence, and give them resources.
  • Dağ tarımını yeniden cazip hale getirmeli, çiftçilere güven vermeli ve onlara kaynak sağlamalıyız.
  • Public financing will make research more attractive to industry, without taking industry's place.
  • Kamu finansmanı, endüstrinin yerini almadan araştırmayı endüstri için daha cazip hale getirecektir.
Show More (30)
attractive cazibeli adj.
  • You're an attractive woman.
  • Cazibeli bir kadınsın.
  • Do you find him attractive?
  • Onu cazibeli buluyor musun?
Show More (-1)
attractive ilgi çekici adj.
  • Their new product has an attractive label and packaging.
  • Yeni ürünlerinin ilgi çekici bir etiketi ve ambalajı var.
Show More (-2)