border - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
border sınır n.
  • No one wants to introduce internal border protection within the Union.
  • Hiç kimse Birlik içinde iç sınır koruması getirmek istemiyor.
  • For many, the borders do not include Turkey or the Caucasus.
  • Birçokları için sınırlar Türkiye'yi ya da Kafkasları kapsamıyor.
  • We are currently trying to create pan-European financial services, which transcend the borders of Europe.
  • Şu anda Avrupa'nın sınırlarını aşan pan-Avrupa finansal hizmetleri yaratmaya çalışıyoruz.
Show More (278)
border kenarlık n.
  • The Norwegian flag has a dark blue Nordic cross with white border on a red background, and it is from 1821.
  • Norveç bayrağında kırmızı zemin üzerine beyaz kenarlıklı koyu mavi bir İskandinav haçı var ve 1821'den kalma.
  • Put a blue border around this picture.
  • Bu resmin etrafına mavi bir kenarlık koy.
  • The Norwegian flag has a dark blue Nordic cross with white border on a red background, and it is from 1821.
  • Norveç bayrağında kırmızı zemin üzerinde beyaz kenarlıklı koyu mavi Nordik haç vardır ve 1821 yılından kalmadır.
Show More (0)
border hudut n.
  • The administrative capacity for the enforcement of IPR will have to be strengthened, including border enforcement.
  • Fikri mülkiyet haklarının icrasına yönelik idari kapasitenin, hudut icrası dahil, güçlendirilmesi gerekecektir.
  • The adoption of border enforcement legislation is urgent.
  • Hudut icra mevzuatı kabul edilmesi ivedi bir konudur.
Show More (-1)
border sınır komşusu olmak v.
  • Canada borders the United States.
  • Kanada Amerika Birleşik Devletlerinin sınır komşusu olur.
Show More (-2)