|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
be careful f.
|
dikkat etmek |
|
We must, first of all, be careful of our health.
Her şeyden önce sağlığımıza dikkat etmeliyiz.
More Sentences
|
2 |
Yaygın Kullanım |
careful s.
|
dikkatli |
|
You should be careful when speaking with your elders.
Büyüklerinizle konuşurken dikkatli olmalısınız.
More Sentences
|
General |
|
3 |
Genel |
be careful f.
|
dikkat etmek |
|
We were careful not to do that.
Bunu yapmamaya dikkat ettik.
More Sentences
|
4 |
Genel |
be more careful f.
|
daha dikkatli olmak |
|
Tom said Mary needs to be more careful.
Tom Mary'nin daha dikkatli olması gerektiğini söyledi.
More Sentences
|
5 |
Genel |
careful s.
|
titiz |
|
Plane crash sites require careful examination.
Uçak kazalarının olduğu bölgeler titiz inceleme gerektirir.
More Sentences
|
6 |
Genel |
careful s.
|
özenli |
|
You should be careful of the feelings of others.
Başkalarının duygularına karşı özenli olmalısınız.
More Sentences
|
7 |
Genel |
careful s.
|
dikkatli |
|
And that, should we deviate from this, we will have a careful exchange of views beforehand.
Ve eğer bundan saparsak, öncesinde dikkatli bir görüş alışverişinde bulunacağız.
More Sentences
|
Colloquial |
|
8 |
Konuşma Dili |
careful not to (do something) expr.
|
(bir şey yapmamaya) dikkat et |
|
Be careful not to do anything to upset Tom.
Tom'u üzecek bir şey yapmamaya dikkat et.
More Sentences
|
Speaking |
|
9 |
Konuşma |
be careful expr.
|
dikkatli ol |
|
Just you be careful.
Sadece dikkatli ol.
More Sentences
|
Technical |
|
10 |
Teknik |
careful s.
|
dikkatli |
|
It therefore requires very careful consideration by our Fisheries Committee.
Bu nedenle Balıkçılık Komitemiz tarafından çok dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir.
More Sentences
|
Computer |
|
11 |
Bilgisayar |
careful expr.
|
dikkat |
|
Careful, the man has a gun.
Dikkat, adamın bir silahı var.
More Sentences
|
Common Usage |
|
12 |
Yaygın Kullanım |
careful s.
|
itinalı |
|
General |
|
13 |
Genel |
being careful i.
|
dikkatli olma |
|
14 |
Genel |
careful driver i.
|
dikkatli sürücü |
|
15 |
Genel |
careful attention i.
|
büyük itina |
|
16 |
Genel |
careful [brit] i.
|
pinti |
|
17 |
Genel |
careful [brit] i.
|
cimri |
|
18 |
Genel |
careful [brit] i.
|
aşırı tutumlu |
|
19 |
Genel |
be careful not to f.
|
sakınmak |
|
20 |
Genel |
be careful f.
|
dikkatli olmak |
|
|
21 |
Genel |
be careful with money f.
|
(para konusunda) tutumlu olmak |
|
22 |
Genel |
have to be careful f.
|
dikkat etmek zorunda olmak |
|
23 |
Genel |
be careful not to (do something) f.
|
(bir şey yapmamaya) dikkat etmek |
|
24 |
Genel |
be careful not to (do something) f.
|
(bir şey yapmamaya) özen göstermek |
|
25 |
Genel |
careful s.
|
ölçülü |
|
26 |
Genel |
careful s.
|
tedbirli |
|
27 |
Genel |
careful s.
|
düşünen |
|
28 |
Genel |
careful s.
|
idareli |
|
29 |
Genel |
careful s.
|
onat |
|
30 |
Genel |
careful of s.
|
-e karşı dikkatli |
|
31 |
Genel |
too-careful s.
|
gereğinden fazla dikkatli |
|
32 |
Genel |
be careful! ünl.
|
dikkat |
|
Phrases |
|
33 |
İfadeler |
be careful what you wish for expr.
|
ne arzu ettiğine dikkat et |
|
34 |
İfadeler |
be careful on expr.
|
siz siz olun |
|
35 |
İfadeler |
(be) careful what you wish for(, (because) you just might get it) expr.
|
eksik dilek dileme |
|
36 |
İfadeler |
(be) careful what you wish for(, (because) you just might get it) expr.
|
ne dilediğin konusunda dikkatli ol (bakarsın gerçek olur) |
|
37 |
İfadeler |
(be) careful what you wish for(, (because) you just might get it) expr.
|
ne dilediğine dikkat et (bakarsın gerçek olur) |
|
38 |
İfadeler |
(be) careful what you wish for(, (because) you just might get it) expr.
|
dikkatli dilek dile (bakarsın gerçek olur) |
|
Colloquial |
|
39 |
Konuşma Dili |
careful (with something) s.
|
(bir şeyle ilgili) dikkatli |
|
40 |
Konuşma Dili |
careful (with something) s.
|
(bir şeyle ilgili) özenli/titiz |
|
|
41 |
Konuşma Dili |
careful (with something) s.
|
(bir şeye) dikkatlice/titizce yaklaşan |
|
42 |
Konuşma Dili |
careful (with something) s.
|
(bir şeye) dikkat eden |
|
43 |
Konuşma Dili |
be careful expr.
|
gözlerini dört aç |
|
44 |
Konuşma Dili |
be careful expr.
|
kendine dikkat et |
|
45 |
Konuşma Dili |
be careful what you wish for(, it might (just) come true expr.
|
eksik dilek dileme |
|
46 |
Konuşma Dili |
be careful what you wish for(, it might (just) come true expr.
|
ne dilediğine/istediğine dikkat et (bakarsın gerçek olur) |
|
47 |
Konuşma Dili |
be careful what you wish for(, it might (just) come true expr.
|
ne dilediğin konusunda dikkatli ol (bakarsın gerçek olur) |
|
48 |
Konuşma Dili |
be careful what you wish for(, it might (just) come true expr.
|
dikkatli dilek dile (bakarsın gerçek olur) |
|
49 |
Konuşma Dili |
careful not to (do something) expr.
|
(bir şey yapmamaya) özen göster |
|
Idioms |
|
50 |
Deyim |
if you can't be good be careful expr.
|
(eğer) uslu duramayacaksan,(o zaman) dikkatli ol (davran) |
|
Speaking |
|
51 |
Konuşma |
if you pay careful attention expr.
|
dikkat ederseniz |
|
52 |
Konuşma |
I should be careful expr.
|
dikkatli olmalıyım |
|
53 |
Konuşma |
if you pay careful attention expr.
|
dikkat edersen |
|
54 |
Konuşma |
you must be careful expr.
|
dikkatli olmalısın |
|
55 |
Konuşma |
be careful out there expr.
|
dışarıda dikkatli ol |
|
56 |
Konuşma |
you should be careful expr.
|
dikkatli olmalısın |
|
57 |
Konuşma |
be careful expr.
|
dikkatli olun |
|
58 |
Konuşma |
you can't be too careful expr.
|
ne kadar dikkatli olsan azdır |
|
59 |
Konuşma |
I told you to be careful expr.
|
sana dikkat etmeni söylemiştim |
|
60 |
Konuşma |
I told you to be careful expr.
|
sana dikkatli olmanı söylemiştim |
|
61 |
Konuşma |
I told you to be careful expr.
|
sana dikkatli ol demiştim |
|
62 |
Konuşma |
I told you to be careful expr.
|
size dikkat edin demiştim |
|
63 |
Konuşma |
I told you to be careful expr.
|
sana dikkat et demiştim |
|
64 |
Konuşma |
I told you to be careful expr.
|
size dikkatli olun demiştim |
|
65 |
Konuşma |
I told you to be careful expr.
|
size dikkatli olmanızı söylemiştim |
|
66 |
Konuşma |
I told you to be careful expr.
|
size dikkat etmenizi söylemiştim |
|
67 |
Konuşma |
I'd be very careful if i were you expr.
|
yerinde olsam çok dikkatli olurdum |
|
Traffic |
|
68 |
Trafik |
be careful in winter i.
|
gizli buzlanma işareti |
|
Archaic |
|
69 |
Eski Kullanım |
careful i.
|
endişeli |
|
70 |
Eski Kullanım |
careful i.
|
kaygılı |
|
Slang |
|
71 |
Argo |
be careful who you are fucking with expr.
|
kiminle dans ettiğine dikkat et |
|