encourage - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
encourage teşvik etmek v.
  • He was encouraging his son to ride his bike.
  • Oğlunu bisiklete binmeye teşvik ediyordu.
  • Numerous people were encouraged to get COVID-19 shots.
  • Çok sayıda insan COVID-19 aşısı olmaya teşvik edildi.
  • Thirdly then, the need for measures to encourage the mobility of artists.
  • Üçüncü olarak, sanatçıların hareketliliğini teşvik edecek tedbirlere ihtiyaç duyulmaktadır.
Show More (269)
encourage cesaretlendirmek v.
  • I am greatly encouraged by what the honourable Member has said.
  • Sayın Üyenin söyledikleri beni son derece cesaretlendirdi.
  • So it has to be said for once and all that this is not a war on terror, it is more likely to encourage terrorists.
  • Bu yüzden ilk ve son kez söylenmelidir ki bu teröre karşı bir savaş değil, daha ziyade teröristleri cesaretlendirmektir.
  • Our job is to encourage and assist them.
  • Bizim görevimiz onları cesaretlendirmek ve onlara yardımcı olmaktır.
Show More (103)
encourage yüreklendirmek v.
  • Her husband always encourages her in her career.
  • Kocası onu her zaman kariyeri konusunda yüreklendirir.
  • Tom encouraged Mary to write a letter to her parents.
  • Tom, Mary'yi anne ve babasına mektup yazması için yüreklendirdi.
  • Don't encourage him.
  • Onu yüreklendirme.
Show More (5)
encourage cesaret vermek v.
  • I encouraged her to take the job.
  • İşi kabul etmesi konusunda ona cesaret verdim.
  • Don't encourage him.
  • Ona cesaret vermeyin.
Show More (-1)
encourage desteklemek v.
  • That is why several amendments have also been tabled in plenary and I would encourage you to support them.
  • Bu nedenle genel kurulda bazı değişiklik önergeleri de sunuldu ve sizleri bunları desteklemeye davet ediyorum.
  • We encourage your participation.
  • Katılımınızı destekliyoruz.
Show More (-1)
encourage özendirmek v.
  • Social media encourages us to share our private lives more.
  • Sosyal medya bizi özel hayatlarımızı daha fazla paylaşmaya özendiriyor.
Show More (-2)
encourage körüklemek v.
  • All these websites encourage hatred.
  • Tüm bu web siteleri nefreti körüklüyor.
Show More (-2)