| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | fragile! i. | dikkat kırılacak eşya |
| Phrases | ||
| İfadeler | fragile! expr. | dikkat kırılır! |
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | fragile s. | narin | ||
|
His paper plane was fragile. Onun kağıt uçağı narindi. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | fragile s. | kırılgan | ||
|
It is true that the security situation is still fragile. Güvenlik durumunun hala kırılgan olduğu doğrudur. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | fragile s. | kırılgan | ||
|
Democracies are fragile things, and we are well aware that they have difficulty confronting this type of action. Demokrasiler kırılgan şeylerdir ve bu tür eylemlerle yüzleşmekte zorlandıklarının farkındayız. More Sentences |
||||
| Genel | fragile s. | kolay kırılan | ||
|
The model plane they built was fragile. Yaptıkları model uçak kolayca kırılabilirdi. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Teknik | fragile s. | kırılabilir eşya | ||
|
Some fragile goods have been delivered for Sami. Sami'ye bazı kırılabilecek eşyalar teslim edildi. More Sentences |
||||
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | fragile s. | hassas | ||
| General | ||||
| Genel | fragile sites i. | kırılgan yerler | ||
| Genel | fragile environment i. | hassas çevre | ||
| Genel | fragile s. | gevrek | ||
| Genel | fragile s. | ince | ||
| Genel | fragile s. | alıngan | ||
| Genel | fragile s. | kolay kırılır | ||
| Genel | fragile s. | çıtkırıldım | ||
| Genel | fragile s. | kırılabilir | ||
| Genel | fragile s. | nazik | ||
| Genel | fragile s. | kolayca kırılır | ||
| Genel | fragile s. | kırılır | ||
| Phrases | ||||
| İfadeler | robust-yet-fragile s. | sağlam ancak kırılgan | ||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | fragile articles i. | kırılabilen eşya | ||
| Ticaret/Ekonomi | fragile i. | kırılması kolay | ||
| Ticaret/Ekonomi | fragile five i. | kırılgan beşli | ||
| Ticaret/Ekonomi | fragile s. | kırılır | ||
| Politics | ||||
| Siyasal | fragile states i. | hassas bölgeler | ||
| Siyasal | fragile region i. | hassas bölge | ||
| Technical | ||||
| Teknik | fragile i. | malzeme | ||
| Medical | ||||
| Medikal | fragile x syndrome i. | frajil x sendromu | ||
| Medikal | fragile site i. | kırılgan yer | ||
| Psychology | ||||
| Psikoloji | fragile X syndrome i. | kırılgan X sendromu | ||
| Botanic | ||||
| Botanik | fragile fern i. | gevrek eğrelti | ||
