|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
hafif ve kırılgan |
frail s.
|
|
General |
|
2 |
Genel |
hafif ve kırılgan olma |
frailty i.
|
|
3 |
Genel |
kırılgan yerler |
fragile sites i.
|
|
4 |
Genel |
kırılgan olma |
thin-skinnedness i.
|
|
5 |
Genel |
meksika körfezi ile batı hint adaları'nda ve florida sahili açıklarına özgü olup ticareti yapılan düşük kaliteli koyu kahverengi kırılgan bir sünger |
grass i.
|
|
6 |
Genel |
kırılgan olmak |
embrittle f.
|
|
7 |
Genel |
kırılgan olmak |
chip f.
|
|
8 |
Genel |
kırılgan hale getirmek |
miniardize f.
|
|
9 |
Genel |
kırılgan hale getirmek |
miniardise f.
|
|
10 |
Genel |
kırılgan olmak |
brittle f.
|
|
11 |
Genel |
aşırı kırılgan |
miminy-piminy s.
|
|
12 |
Genel |
gevrek ve kırılgan |
crackly s.
|
|
13 |
Genel |
fiziksel açıdan kırılgan |
crocky s.
|
|
14 |
Genel |
(odun, ahşap) kırılgan |
spalt [dialect] s.
|
|
15 |
Genel |
kırılgan bir şekilde |
touchily zf.
|
|
16 |
Genel |
kırılgan bir şekilde |
brittlely zf.
|
|
Phrases |
|
17 |
İfadeler |
sağlam ancak kırılgan |
robust-yet-fragile s.
|
|
Idioms |
|
18 |
Deyim |
kırılgan, nazik şey veya durum |
candle in the wind i.
|
|
19 |
Deyim |
çok kırılgan bir yapıya sahip olmak |
have a heart of glass f.
|
|
20 |
Deyim |
çok kırılgan bir kalbe sahip olmak |
have a heart of glass f.
|
|
21 |
Deyim |
kedi yavrusu gibi kırılgan/narin |
(as) weak as a kitten s.
|
|
22 |
Deyim |
çok kırılgan durumda |
on thin ice expr.
|
|
Trade/Economic |
|
23 |
Ticaret/Ekonomi |
güvencesiz/kırılgan istihdam |
vulnerable employment i.
|
|
24 |
Ticaret/Ekonomi |
kırılgan beşli |
fragile five i.
|
|
Technical |
|
25 |
Teknik |
kırılgan yapı |
brittle structure i.
|
|
26 |
Teknik |
kırılgan gereç |
brittle material i.
|
|
27 |
Teknik |
kırılgan metal |
brittle metal i.
|
|
28 |
Teknik |
kırılgan demir |
brittle iron i.
|
|
29 |
Teknik |
kırılgan şist |
arenaceous shale i.
|
|
30 |
Teknik |
sıcak kırılgan |
red short i.
|
|
31 |
Teknik |
kalayı sıvılaştırarak saflaştırma sırasında elde edilen beyaz renkli kırılgan bir atık madde |
hardhead i.
|
|
32 |
Teknik |
aşırı ısınıp kırılgan hale gelmek |
redsear f.
|
|
33 |
Teknik |
aşırı ısınıp kırılgan hale gelmek |
redshort f.
|
|
34 |
Teknik |
kırılgan (demir-çelik) |
re-short s.
|
|
35 |
Teknik |
(metal) kırılgan |
short s.
|
|
Computer |
|
36 |
Bilgisayar |
kırılgan olmama |
antifragility i.
|
|
37 |
Bilgisayar |
kırılgan olmayan |
antifragile s.
|
|
Construction |
|
38 |
İnşaat |
kalıbı kapatırken kırılgan yüzeylerle teması önlemek için pahlanan kalıp bölümü |
clearance i.
|
|
|
Woodworking |
|
39 |
Ağaç İşleri |
gümüşi akçaağacın sert ve kırılgan odunu |
silver maple i.
|
|
Automotive |
|
40 |
Otomotiv |
kırılgan güvenlik elemanı |
rupture member i.
|
|
Aeronautic |
|
41 |
Havacılık |
kırılgan vernikle kaplama tekniği |
brittle lacquer technique i.
|
|
Mining |
|
42 |
Maden |
çelik gri renkte, antimon, arsenik, sülfür ve nikel içeren kırılgan bir mineral |
ulmannite i.
|
|
43 |
Maden |
koyu kırmızı ve turuncu sarı renklerinde kırılgan bir çinko madeni |
zincite i.
|
|
44 |
Maden |
koyu kırmızı ve turuncu sarı renklerinde kırılgan bir çinko madeni |
red oxide of zinc i.
|
|
45 |
Maden |
koyu kırmızı ve turuncu sarı renklerinde kırılgan bir çinko madeni |
red zinc ore i.
|
|
46 |
Maden |
koyu kırmızı ve turuncu sarı renklerinde kırılgan bir çinko madeni |
ruby zinc i.
|
|
47 |
Maden |
koyu kırmızı ve turuncu sarı renklerinde kırılgan bir çinko madeni |
spartalite i.
|
|
48 |
Maden |
ince taneli ve hafif kırılgan bir kil |
prian i.
|
|
Medical |
|
49 |
Medikal |
kırılgan bir plağın yırtılması |
rupture of a vulnerable plaque i.
|
|
50 |
Medikal |
kırılgan saçları |
brittle hair i.
|
|
51 |
Medikal |
kırılgan yer |
fragile site i.
|
|
52 |
Medikal |
yoğun, kırılgan kemikler ve cüceliğin görüldüğü genetik bir bozukluk |
pyknodysostosis i.
|
|
Anatomy |
|
53 |
Anatomi |
trombositin çok kırılgan olan bölümü |
chromomere i.
|
|
Psychology |
|
54 |
Psikoloji |
kırılgan X sendromu |
fragile X syndrome i.
|
|
Pathology |
|
55 |
Patoloji |
kırılgan kemikler ve kötü dişlerin de görüldüğü bir cücelik çeşidi |
pycnodysostosis i.
|
|
Chemistry |
|
56 |
Kimya |
kırılgan malzeme |
brittle material i.
|
|
57 |
Kimya |
ortalama sıcaklıklarda kırılgan olup ısıtıldığında şekil verilebilen metalik bir element |
zinc i.
|
|
58 |
Kimya |
düşük sıcaklıklarda kırılgan olup oda sıcaklığının üzerinde sıvı halde bulunan metalik bir element |
gallium i.
|
|
59 |
Kimya |
kırılgan taş |
rotten stone i.
|
|
60 |
Kimya |
(camsı malzemeyi) kristalleştirip kırılgan hale getirmek |
devitrify f.
|
|
61 |
Kimya |
(camsı bir malzeme) kristalleştirip kırılgan hale gelmek |
devitrify f.
|
|
Marine Biology |
|
62 |
Deniz Biyolojisi |
meksika körfezi ile batı hint adaları'nda ve florida sahili açıklarına özgü olup ticareti yapılan düşük kaliteli koyu kahverengi kırılgan bir sünger |
grass sponge (spongia graminea) i.
|
|
Zoology |
|
63 |
Zooloji |
ince ve kırılgan (toynak) |
shelly s.
|
|
Botanic |
|
64 |
Botanik |
uzun yumrulu yenebilir kökleri ve yumuşak kırılgan sapları olan, sütleğengiller familyasından bir bitki |
tapioca plant (manihot esculenta) i.
|
|
65 |
Botanik |
uzun yumrulu yenebilir kökleri ve yumuşak kırılgan sapları olan, sütleğengiller familyasından bir bitki |
manihot utilissima i.
|
|
66 |
Botanik |
uzun yumrulu yenebilir kökleri ve yumuşak kırılgan sapları olan, sütleğengiller familyasından bir bitki |
bitter cassava i.
|
|
67 |
Botanik |
uzun yumrulu yenebilir kökleri ve yumuşak kırılgan sapları olan, sütleğengiller familyasından bir bitki |
gari i.
|
|
68 |
Botanik |
uzun yumrulu yenebilir kökleri ve yumuşak kırılgan sapları olan, sütleğengiller familyasından bir bitki |
mandioc i.
|
|
69 |
Botanik |
uzun yumrulu yenebilir kökleri ve yumuşak kırılgan sapları olan, sütleğengiller familyasından bir bitki |
mandioca i.
|
|
70 |
Botanik |
uzun yumrulu yenebilir kökleri ve yumuşak kırılgan sapları olan, sütleğengiller familyasından bir bitki |
manioc i.
|
|
71 |
Botanik |
hafif, kırılgan yapılı koyu renki bir ödağacı türü |
calambour i.
|
|
72 |
Botanik |
abd'nin güneybatısı ve meksika'nın kuzeyinde yetişen, kırılgan dalları ve sarı çiçekleri olan kokulu yuvarlak bir çalı |
brittlebush (encelia farinosa) i.
|
|
73 |
Botanik |
uzun yumrulu yenilebilir kökleri ve yumuşak kırılgan sapları olan, alkollü bir içki ve puding yapımında kullanılan, sütleğengiller familyasından bir bitki |
sweet cassava (manihot dulcis) i.
|
|
74 |
Botanik |
amazon nehri vadisi'ne özgü, hafif ve kırılgan ahşabı böcek saldırılarına karşı kullanılan bir ağaç |
simarouba amara i.
|
|
75 |
Botanik |
kırılgan meyve |
loment i.
|
|
Forestry |
|
76 |
Ormancılık |
(kereste) kırılgan |
brashy s.
|
|
Geology |
|
77 |
Jeoloji |
kırılgan davranış |
ductile behavior i.
|
|
78 |
Jeoloji |
kırılgan şist |
sandy shale i.
|
|
79 |
Jeoloji |
kırılgan kayaç |
brittle rock i.
|
|
80 |
Jeoloji |
kırılgan deformasyon |
brittle deformation i.
|
|
81 |
Jeoloji |
linyitin kırılgan bir çeşidi |
moor coal i.
|
|
Art |
|
82 |
Sanat |
kristal veya kırılgan hale gelen (cam) |
ambitty s.
|
|
Slang |
|
83 |
Argo |
kırılgan tip |
a cream puff i.
|
|