İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | pour out f. | dökülmek | ||
He does so smoothly and shrewdly and the results just pour out. Bunu pürüzsüzce ve kurnazca yapıyor ve sonuçlar ortaya dökülüyor. More Sentences |
||||
Genel | pour out f. | taşmak | ||
The crowd poured out of the stadium. Kalabalık stadyumdan taştı. More Sentences |
||||
Genel | pour out f. | dökmek | ||
You can always pour out your heart to a good friend. İyi bir arkadaşınıza her zaman içinizi dökebilirsiniz. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | pour out f. | dışarı taşmak | ||
The crowd poured out of the auditorium. Kalabalık, salondan dışarı taştı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | pour out f. | yağdırmak | ||
Genel | pour out f. | akmak | ||
Genel | pour out f. | içini dökmek | ||
Genel | pour out f. | sansürsüzce ifade etmek | ||
Genel | pour out f. | içinden geldiği gibi söylemek | ||
Genel | pour out f. | içeceği bardağa dökmek | ||
Genel | pour out f. | bardakla servis yapmak | ||
Genel | pour out f. | davudi sesle konuşmak | ||
Genel | pour out f. | gerçekleri dile getirmek | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | pour out f. | dışarı akmak | ||
Öbek Fiiller | pour out f. | dışarı dökülmek | ||
Öbek Fiiller | pour out f. | dışarı fışkırmak | ||
Öbek Fiiller | pour out f. | toplu halde/topluca çıkmak | ||
Öbek Fiiller | pour out f. | akın akın çıkmak | ||
Öbek Fiiller | pour out f. | insan seli halinde çıkmak | ||
Öbek Fiiller | pour out f. | kalabalık bir şekilde çıkmak | ||
Öbek Fiiller | pour out f. | güruh halinde çıkmak | ||
Öbek Fiiller | pour out f. | izdiham yaratarak çıkmak | ||
Öbek Fiiller | pour out f. | sökün etmek |