Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
takes
Geçmiş
Cümleler
"takes"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 145 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Phrases
1
İfadeler
it takes two (to do something)
expr.
(kavga etmek/anlaşmak) iki kişi gerektirir
It takes two
to tango.
Tango yapmak
iki kişi gerektirir.
More Sentences
Colloquial
2
Konuşma Dili
it takes two
expr.
iki kişi gerekir
These people must also be given the benefit of visas, for
it takes two
to make peace.
Bu insanlara da vize verilmelidir, çünkü barışmak için
iki kişi gerekir.
More Sentences
3
Konuşma Dili
what it takes
expr.
gerekli yetenekler
I don't think I have
what it takes
to be a teacher.
Bir öğretmen olmak için
gerekli yeteneklere
sahip olduğumu sanmıyorum.
More Sentences
Speaking
4
Konuşma
whatever it takes
expr.
her ne gerekiyorsa
Tom is willing to do
whatever it takes.
Tom
her ne gerekiyorsa
yapmaya hazır.
More Sentences
General
5
Genel
winner takes all
i.
yalnızca başarılı rekabetçinin ödüllendirildiği çekişme
6
Genel
ensure that globalization takes a humane course
f.
küreselleşmenin insancıl bir mecraya girmesini sağlamak
7
Genel
ensure that globalization takes a humane course
f.
küreselleşmenin insancıl bir seyir izlemesini sağlamak
8
Genel
ensure that globalization takes a humane course
f.
küreselleşmenin insanca ilerlemesini garanti etmek
Phrases
9
İfadeler
that takes the cake
expr.
daha ne olsun ki
10
İfadeler
as many as it takes
expr.
ne kadar gerekirse
11
İfadeler
whatever it takes
expr.
neye malolursa olsun
12
İfadeler
it takes two (to do something)
expr.
(iyi geçim/kavga etmek) iki baştan olur
13
İfadeler
it takes two (to do something)
expr.
(kavga etmek/anlaşmak) iki taraflıdır
14
İfadeler
it takes two (to do something)
expr.
(kavga etmek/anlaşmak) iki kişiliktir
Proverb
15
Atasözü
it takes a village
expr.
birçok kişinin yardımı/desteği gerek
16
Atasözü
it takes a village
expr.
başkalarının da yardımı lazım
17
Atasözü
it takes two to make a quarrel
sende de hata var
18
Atasözü
it takes two to make a quarrel
bu işte senin de hatan var
19
Atasözü
it takes two to make a quarrel
bu işte senin de kusurun olmuş olmalı
20
Atasözü
difficult is done at once; the impossible takes a little longer
zoru hemen yaparız; imkansız, biraz zaman alır
21
Atasözü
god takes soonest those he loveth best
allah sevdiği kulunu yanına erken alır
22
Atasözü
god takes soonest those he loveth best
allah sevdiklerini yanına erken alır
23
Atasözü
it takes two to tango
eğer iki kişi kötü bir durumla karşılaşmışsa bu sorundan her ikisi birden sorumludur
24
Atasözü
It takes money to make money
kazanmak için harcaman gerekir
25
Atasözü
It takes two to make a bargain
pazarlık/anlaşma iki kişiyle yapılır
26
Atasözü
you pays your money and you takes your chance
(parayı verdin ama) artık ne çıkarsa bahtına
27
Atasözü
you pays your money and you takes your chances
(parayı verdin ama) artık ne çıkarsa bahtına
28
Atasözü
it takes one to know one
tencere dibin kara seninki benden kara
29
Atasözü
it takes one to know one
üzüm üzüme baka baka kararır
30
Atasözü
god takes soonest those he loveth best
tanrı sevdiği kulunu yanına erken alır
31
Atasözü
it takes a village to raise a child
bir çocuk yetiştirmek için bir köy gerekir
32
Atasözü
it takes a village to raise a child
bir çocuğun yetiştirilmesi pek çok kişini yardımını ve desteğini gerektirir
33
Atasözü
it takes one bad apple to spoil the (whole) barrel
bir korkak bir orduyu bozar
34
Atasözü
it takes one bad apple to spoil the (whole) barrel
bir baş soğan tüm kazanı kokutur
35
Atasözü
it takes one bad apple to spoil the (whole) barrel
çürük bir elma sepettekilerin tümünü bozar
36
Atasözü
it takes one bad apple to spoil the (whole) bunch
üzüm üzüme baka baka kararır
37
Atasözü
it takes one bad apple to spoil the (whole) bunch
körle yatan şaşı kalkar
38
Atasözü
it takes one bad apple to spoil the (whole) bunch
kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan
39
Atasözü
it takes one bad apple to spoil the (whole) bunch
itle yatan bitle kalkar
40
Atasözü
it takes one bad apple to spoil the (whole) bunch
bir baş soğan bir kazanı kokutur
41
Atasözü
it takes one bad apple to spoil the (whole) bunch
balık baştan kokar
42
Atasözü
it takes one bad apple to spoil the (whole) bunch
bir uyuz keçi bir sürüyü boklar
43
Atasözü
it takes one bad apple to spoil the (whole) bunch
bir korkak bir orduyu bozar
44
Atasözü
it takes one bad apple to spoil the (whole) bushel
üzüm üzüme baka baka kararır
45
Atasözü
it takes one bad apple to spoil the (whole) bushel
körle yatan şaşı kalkar
46
Atasözü
it takes one bad apple to spoil the (whole) bushel
kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan
47
Atasözü
it takes one bad apple to spoil the (whole) bushel
itle yatan bitle kalkar
48
Atasözü
it takes one bad apple to spoil the (whole) bushel
bir baş soğan bir kazanı kokutur
49
Atasözü
it takes one bad apple to spoil the (whole) bushel
balık baştan kokar
50
Atasözü
it takes one bad apple to spoil the (whole) bushel
bir uyuz keçi bir sürüyü boklar
51
Atasözü
it takes one bad apple to spoil the (whole) bushel
bir korkak bir orduyu bozar
52
Atasözü
you pays your money and takes your choice
parayı veren düdüğü çalar
53
Atasözü
you pays your money and takes your choice
parayı verenin borusu öter
54
Atasözü
you pays your money, and you takes your choice
parayı veren düdüğü çalar
55
Atasözü
you pays your money, and you takes your choice
parayı verenin borusu öter
56
Atasözü
you pays your money and you takes your choice
parayı veren düdüğü çalar
57
Atasözü
you pays your money and you takes your choice
parayı verenin borusu öter
Colloquial
58
Konuşma Dili
winner takes all
expr.
kazanan her şeyi alır
59
Konuşma Dili
winner takes all
expr.
kazanan her şeyi kazanır
60
Konuşma Dili
it takes all kinds
expr.
çeşit çeşit insan var
61
Konuşma Dili
it takes all kinds
expr.
her türden insan var
62
Konuşma Dili
it takes getting used to
expr.
alışmak biraz daha zaman alacak
63
Konuşma Dili
it takes getting used to
expr.
alışmak gerekecek
64
Konuşma Dili
it takes getting used to
expr.
alışmak lazım
65
Konuşma Dili
it takes two
expr.
iki kişilik iştir
66
Konuşma Dili
it takes two
expr.
iki taraflıdır
67
Konuşma Dili
it takes two
expr.
iki taraf da sorumludur
68
Konuşma Dili
it takes two
expr.
iki kişiyle yapılır
69
Konuşma Dili
what it takes
expr.
gereken nitelikler
70
Konuşma Dili
what it takes
expr.
gerekli özellikler
71
Konuşma Dili
what it takes
expr.
yeterli özellikler
Idioms
72
Deyim
it takes one to know one
i.
kişi kendinden bilir işi
73
Deyim
have what it takes
f.
bir şeyi başarmak için gereken niteliklere sahip olmak
74
Deyim
have got what it takes
f.
gereken niteliklere sahip olmak
75
Deyim
have what it takes
f.
gerekli olan niteliklere sahip olmak
76
Deyim
have what it takes
f.
gerekli olan becerilere sahip olmak
77
Deyim
have what it takes
f.
gerekli yeteneklere sahip olmak
78
Deyim
have got what it takes
f.
gerekli özelliklere sahip olmak
79
Deyim
have what it takes
f.
yeterli özellikleri içinde barındırmak
80
Deyim
have what it takes
f.
yeterli özelliklere sahip olmak
81
Deyim
the mood takes someone
expr.
istediğinde
82
Deyim
the mood takes someone
expr.
canı istiyorsa
83
Deyim
the mood takes someone
expr.
modu iyiyse
84
Deyim
whenever the fancy takes (one)
expr.
ne zaman canın isterse/çekerse
85
Deyim
as the fancy takes you
expr.
istediğin gibi
86
Deyim
whenever the fancy takes you
expr.
istediğin gibi
87
Deyim
whenever the fancy takes (one)
expr.
istediği gibi
88
Deyim
whenever the fancy takes (one)
expr.
canı ne zaman isterse
89
Deyim
as the fancy takes you
expr.
ne zaman canın isterse/çekerse
90
Deyim
whenever the fancy takes you
expr.
ne zaman canın isterse/çekerse
91
Deyim
whenever the fancy takes (one)
expr.
ne zaman canı isterse/çekerse
92
Deyim
as the fancy takes you
expr.
canının istediği/çektiği gibi
93
Deyim
whenever the fancy takes you
expr.
canının istediği/çektiği gibi
94
Deyim
whenever the fancy takes (one)
expr.
canının istediği/çektiği gibi
95
Deyim
as the fancy takes you
expr.
gönlünce
96
Deyim
whenever the fancy takes you
expr.
gönlünce
97
Deyim
whenever the fancy takes (one)
expr.
gönlünce
98
Deyim
it takes a thief to catch a thief
expr.
dinsizin hakkından imansız gelir
99
Deyim
it takes a thief to catch a thief
expr.
çivi çiviyi söker
100
Deyim
it takes a thief to catch a thief
expr.
hırsızı yakalamak için hırsız gibi düşünmek veya hırsız olmak gerekir
101
Deyim
it takes a thief to catch a thief
expr.
bir hırsızı ancak bir başka hırsız yakalar
102
Deyim
it takes one to know one
expr.
benzer benzeri çeker
103
Deyim
as a duck takes to water
expr.
hiç güçlük çekmeden
104
Deyim
as a duck takes to water
expr.
kolaylıkla
105
Deyim
it takes two to tango
expr.
sende de hata var
106
Deyim
as a duck takes to water
expr.
tereyağından kıl çeker gibi
107
Deyim
as a duck takes to water
expr.
(çok) doğal olarak
108
Deyim
whenever the fancy takes (one)
expr.
istediği zaman
109
Deyim
whenever the fancy takes (one)
expr.
kafasına göre
110
Deyim
whenever the fancy takes (one)
expr.
kafasına esince
111
Deyim
whenever the fancy takes (one)
expr.
kafasına ne zaman eserse
112
Deyim
it takes two to tango
expr.
hırsızın hiç mi suçu yok
Speaking
113
Konuşma
it takes some getting used to
expr.
alışmak biraz daha zaman alacak
114
Konuşma
that takes the biscuit
expr.
artık bu kadarı da fazla
115
Konuşma
it takes just a few minutes
expr.
bu sadece birkaç dakika sürer
116
Konuşma
that takes care of that
expr.
bu iş tamam
117
Konuşma
no matter what it takes
expr.
bedeli ne olursa olsun
118
Konuşma
you have to do whatever it takes
expr.
bedeli ne olursa olsun her şeyi yapmalısın
119
Konuşma
it just takes a few minutes
expr.
bu sadece birkaç dakika sürer
120
Konuşma
it takes all sorts to make a world
expr.
dünyada çeşit çeşit insan var (böyle kabul etmelisin)
121
Konuşma
it takes all sorts
expr.
dünyada çeşit çeşit insan var (böyle kabul etmelisin)
122
Konuşma
it takes all kinds to make a world
expr.
dünyada çeşit çeşit insan var
123
Konuşma
that takes the cake
expr.
fevkalade
124
Konuşma
I will do whatever it takes
expr.
elimden geleni yaparım
125
Konuşma
you don't have what it takes
expr.
gerekli şeylere sahip değilsin
126
Konuşma
do you think you got what it takes?
expr.
gereken özelliklerin sende olduğunu mu düşünüyorsun?
127
Konuşma
i have what it takes
expr.
gereken şeylere sahibim
128
Konuşma
whatever it takes
expr.
her ne olursa olsun
129
Konuşma
I'm willing to do whatever it takes to keep my business afloat
expr.
işimi ayakta tutacak ne varsa yapmaya hazırım
130
Konuşma
whatever it takes
expr.
ne pahasına olursa olsun
131
Konuşma
that takes care of that
expr.
mesele halloldu
132
Konuşma
it takes one to know one
expr.
kişi kendinden bilir işi
133
Konuşma
no matter what it takes
expr.
ne olursa olsun
134
Konuşma
I'll do whatever it takes
expr.
ne gerekirse yaparım
135
Konuşma
that takes the cake
expr.
mükemmel
136
Konuşma
however long it takes
expr.
ne kadar uzun sürerse sürsün
137
Konuşma
it only takes 5 minutes
expr.
sadece 5 dakika sürer/sürüyor
138
Konuşma
that takes the cake
expr.
pes vallahi!
139
Konuşma
it takes three days
expr.
üç gün sürer
Trade/Economic
140
Ticaret/Ekonomi
winner-takes-all markets
i.
kazananın her şeyi aldığı piyasa
Politics
141
Siyasal
winner-takes-all system
i.
çoğunluk oyu sistemi
142
Siyasal
winner-takes-all system
i.
oy çokluğu sistemi
143
Siyasal
winner-takes-all system
i.
oy çoğunluğu sistemi
Transportation
144
Ulaştırma
the journey takes two hours
expr.
yolculuk iki saat sürmektedir
145
Ulaştırma
the trip takes two hours
expr.
yolculuk iki saat sürüyor
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of takes
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy