İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | hanging i. | idam | ||
The king exhibited his power through public hangings. Kral halka açık idamlarla gücünü herkese gösterdi. More Sentences |
||||
Genel | hanging i. | asma | ||
I never prevent my enemies from hanging themselves. Düşmanlarımın kendilerini asmalarına asla engel olmam. More Sentences |
||||
Genel | hanging i. | duvara asılan eşya | ||
A red hanging covered his bedroom wall. Duvara asılı kırmızı halı yatak odasının duvarını süslüyordu. More Sentences |
||||
Genel | hanging s. | asılı | ||
A crystal chandelier was hanging over the table. Masanın üzerinde kristal bir avize asılıydı. More Sentences |
||||
Computer | ||||
Bilgisayar | hanging s. | asılı | ||
Tom had several photos of Mary hanging on his wall. Tom'un duvarında Mary'nin birkaç fotoğrafı asılıydı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | hanging i. | asılma | ||
Genel | hanging i. | ipe çekme | ||
Genel | hanging i. | sarkma | ||
Genel | hanging i. | duvar kumaşı | ||
Genel | hanging i. | duvar kağıdı | ||
Genel | hanging i. | aşağı doğru eğim | ||
Genel | hanging i. | askı | ||
Genel | hanging i. | perde | ||
Genel | hanging i. | asma şekli | ||
Genel | hanging i. | asma düzeni | ||
Genel | hanging i. | asılış | ||
Genel | hanging s. | sarkık | ||
Genel | hanging s. | sarkan | ||
Genel | hanging s. | askıda | ||
Genel | hanging s. | asık | ||
Genel | hanging s. | asılı kalmış | ||
Genel | hanging s. | kararsız | ||
Genel | hanging s. | muallak | ||
Genel | hanging s. | (bir şeyi) asmaya uygun | ||
Genel | hanging s. | duvara dayalı | ||
Genel | hanging s. | başarısız (atış) | ||
Genel | hanging s. | nesneleri asmaya yarayan | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | hanging s. | nahoş | ||
Konuşma Dili | hanging s. | hoş olmayan | ||
Law | ||||
Hukuk | hanging i. | asarak idam etme | ||
Hukuk | hanging i. | asma | ||
Hukuk | hanging s. | asılmayı hak eden | ||
Hukuk | hanging s. | asılarak ölmeyi hak eden | ||
Hukuk | hanging s. | ağır cezaya çarptırılmayı hak eden | ||
Technical | ||||
Teknik | hanging i. | asılma | ||
Teknik | hanging | sarkma | ||
Textile | ||||
Tekstil | hanging i. | resimli örtü | ||
Tekstil | hanging i. | duvar halısı | ||
Tekstil | hanging i. | dekoratif perde | ||
Baseball | ||||
Beysbol | hanging s. | başarısız olan (atış) | ||
Chess | ||||
Satranç | hanging i. | askıda piyon | ||
Satranç | hanging s. | askıda (piyon) | ||
Printery | ||||
Matbaa | hanging s. | asılı girintiye ilişkin | ||
Matbaa | hanging s. | asılı girintiye ait | ||
Slang | ||||
Argo | hanging i. | alkol,uyuşturucu kullanılan gecenin sabahındaki his |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | hanging stockings by the fire i. | şömine üzerine çorap asma |
Idioms | ||
Deyim | be left hanging in the air f. | askıda olmak |
Deyim | like a sword of damocles hanging over the head f. | başında demokles'in kılıcı gibi sallanmak |
Deyim | be left hanging in the air f. | (sorun vb) çözülmemiş olmak |
Deyim | be left hanging (in the air) f. | askıda olmak/kalmak |
Deyim | be left hanging (in the air) f. | havada kalmak |
Deyim | be left hanging (in the air) f. | çözümlenmemiş olmak |
Deyim | be left hanging (in the air) f. | değinilmemiş olmak |
Deyim | be left hanging (in the air) f. | çözümsüz kalmak |
Deyim | the noose is hanging expr. | hazırlıklar tamam |
Deyim | the noose is hanging expr. | tüm hazırlıklar tamam |
Deyim | the noose is hanging expr. | her şey tamam |
Deyim | the noose is hanging expr. | her şey hazır |
Speaking | ||
Konuşma | I'm hanging up the phone expr. | telefonu kapatıyorum |
Geology | ||
Jeoloji | hanging-wall side of the fault i. | fayın tavan bloğu |