|
- It embraces the profoundly militaristic NATO route tied to United States imperialism.
- Birleşik Devletler emperyalizmine bağlı, son derece militarist NATO rotasını benimsemektedir.
- The Estonian kroon has been tied to the Deutschmark and, subsequently, the euro for almost ten years.
- Estonya kroonu yaklaşık on yıldır Alman markına ve daha sonra da Euro'ya bağlıdır.
- At first sight the White Paper might seem tied down to its essentially technical content.
- İlk bakışta Beyaz Kitap esasen teknik içeriğine bağlı görünebilir.
- It embraces the profoundly militaristic NATO route, tied to United States imperialism.
- Birleşik Devletler emperyalizmine bağlı, son derece militarist NATO rotasını benimsemektedir.
- The Estonian kroon has been tied to the Deutschmark and, subsequently, the euro for almost ten years.
- Estonya kroonu neredeyse on yıldır Alman markına ve ardından da Euro'ya bağlı.
- We have our hands tied, which is enormously frustrating.
- Elimiz kolumuz bağlı, bu da son derece sinir bozucu.
- Tom was gagged and tied to a chair when the police found him.
- Polis onu bulduğunda ağzı tıkalıydı ve bir sandalyeye bağlıydı.
- Do they always keep the dog tied to the gate?
- Köpeği her zaman kapıya bağlı mı tutarlar?
- He was tied to the tree with a rope.
- Bir iple ağaca bağlıydı.
- My hands are tied.
- Ellerim bağlı.
- Tom's hands are tied behind his back.
- Tom'un elleri arkasında bağlı.
- Tom's hands were tied behind his back.
- Tom'un elleri arkadan bağlıydı.
- He demanded that the savage dog be kept tied up.
- Vahşi köpeğin bağlı tutulmasını talep etti.
- We have to keep our dog tied.
- Köpeğimizi bağlı tutmak zorundayız.
- Tom has been tied up all week.
- Tom'un bütün hafta eli kolu bağlıydı.
- There are a number of fishing boats tied up at the dock.
- Rıhtımda bağlı birkaç balıkçı teknesi var.
- I'm tied up now.
- Şu an elim kolum bağlı.
- When the police entered the room, they found Tom tied to a chair.
- Polisler odaya girdiğinde, Tom'u bir sandalyeye bağlı buldular.
- He demanded that the savage dog be kept tied up.
- O, vahşi köpeğin bağlı tutulmasını istedi.
- Tom's hands are tied behind his back.
- Tom'un elleri arkadan bağlı.
- The parcel was tied with string.
- Koli, ip ile bağlıydı.
- Your hands are tied.
- Elleriniz bağlı.
- This is like fighting someone with one arm tied behind your back.
- Bu, tek kolunuz arkadan bağlıyken biriyle savaşmaya benzer.
- We were tied to our decision because we signed the contract.
- Sözleşmeyi imzaladığımız için kararımıza bağlı kaldık.
- The boat was tied with a short line.
- Tekne kısa bir halatla bağlıydı.
- The strings are tied together.
- İpler birbirine bağlı.
Show More (23)
|
