tolerating

"tolerating" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 23 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	tolerate f.	tahammül etmek
No one can tolerate his bad jokes. Kimse onun kötü şakalarına tahammül edemez. More Sentences
2	Yaygın Kullanım	tolerate f.	hoşgörmek
Such attitudes cannot be tolerated in our society. Böyle tutumlar toplumumuzda hoşgörülemez. More Sentences
3	Yaygın Kullanım	tolerate f.	hoş görmek
This is surely a state of affairs which cannot be tolerated. Bu kesinlikle hoş görülemeyecek bir durumdur. More Sentences
4	Yaygın Kullanım	tolerate f.	dayanmak
This new medication is not tolerated in young patients. Bu yeni ilaca genç hastalar dayanamıyorlar. More Sentences
General
5	Genel	tolerate f.	katlanmak
We do not tolerate intolerance. Hoşgörüsüzlüğe katlanmıyoruz. More Sentences
6	Genel	tolerate f.	göz yummak
If Parliament, as the supervisory authority, tolerates this, we too are failing in our duty. Denetim makamı olarak Parlamento buna göz yumarsa, biz de görevimizi yerine getirmemiş oluruz. More Sentences
7	Genel	tolerate f.	tolere etmek
Consumers would find it incomprehensible that even an infinitesimal quantity of prohibited GMOs could be tolerated. Tüketiciler, yasaklanan GDO'ların çok küçük bir miktarının bile tolere edilmesini anlaşılmaz bulacaktır. More Sentences
8	Genel	tolerate f.	müsamaha göstermek
Late returns will not be tolerated. Geç dönüşlere müsamaha gösterilmeyecektir. More Sentences
Technical
9	Teknik	tolerate f.	tolerans göstermek
We will not tolerate anyone who engages in terrorism. Terörizme bulaşan hiç kimseye tolerans göstermeyeceğiz. More Sentences
Medical
10	Medikal	tolerate f.	tolere etmek
Most members of the Liberal Group can tolerate this precarious balance. Liberal Grubun çoğu üyesi bu istikrarsız dengeyi tolere edebilir. More Sentences
Common Usage
11	Yaygın Kullanım	tolerate f.	müsamaha etmek
General
12	Genel	tolerate f.	hazmetmek
13	Genel	tolerate f.	tahammül etmek (organizma vb)
14	Genel	tolerate f.	takat getirmek
15	Genel	tolerate f.	acıya dayanmak
16	Genel	tolerate f.	idare etmek
17	Genel	tolerate f.	boşluk bırakmak
18	Genel	tolerate f.	acıya katlanmak
19	Genel	tolerate f.	izin vermek
20	Genel	tolerate f.	müsamaha etmek
21	Genel	tolerate f.	klerans vermek
22	Genel	tolerate f.	ses çıkarmamak
Technical
23	Teknik	tolerate f.	müsaade etmek

"tolerating" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 8 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	tolerate hunger f.	açlığa dayanmak
2	Genel	tolerate (the pain) f.	acıya dayanmak
3	Genel	not tolerate any mistake f.	hata kaldırmamak
4	Genel	tolerate no exception f.	istisna kabul etmemek
5	Genel	tolerate a mutiny f.	isyana göz yummak
6	Genel	cannot tolerate unfairness f.	haksızlığa gelememek
Medical
7	Medikal	tolerate the drug i.	vücudun ilacı kaldırması
8	Medikal	tolerate the drug f.	ilacı kaldırmak (bünye vb)