İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | loan i. | ödünç para | ||
Mary asked her family for a loan. Mary ailesinden ödünç para istedi. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | loan i. | kredi | ||
I have paid off my student loans. Öğrenci kredilerimi geri ödeyerek kapattım. More Sentences |
||||
Yaygın Kullanım | loan i. | borç | ||
Tom should know better than to ask Mary for a loan. Tom, Mary'den borç istememesi gerektiğini bilmeli. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | loan i. | ödünç | ||
May I have the loan of your bike? Bisikletinizi ödünç alabilir miyim? More Sentences |
||||
Genel | loan f. | ödünç vermek | ||
The museum loaned a couple of artifacts to our exhibition. Müze sergimiz için birkaç eser ödünç verdi. More Sentences |
||||
Genel | loan f. | borç vermek | ||
He loaned me 10 dollars. Bana 10 dolar borç verdi. More Sentences |
||||
Genel | loan f. | ödünç para vermek | ||
Tom says he'd be willing to loan us some money. Tom bize biraz ödünç para vermeye istekli olacağını söylüyor. More Sentences |
||||
Genel | loan f. | ödünç vermek | ||
Please loan me your dictionary. Lütfen bana sözlüğünüzü ödünç verin. More Sentences |
||||
Genel | loan s. | ödünç alınmış | ||
English has many loan words from French. İngilizcede Fransızcadan ödünç alınmış birçok kelime vardır. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | loan i. | borç | ||
Do you know Tom well enough to ask him for a loan? Ondan borç para istemek için Tom'u yeterince tanıyor musun? More Sentences |
||||
Ticaret/Ekonomi | loan f. | ödünç vermek | ||
Tom might be able to loan us the money we need. Tom bize ihtiyacımız olan parayı ödünç verebilir. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Siyasal | loan i. | borç | ||
Tom wants to pay off his loan. Tom borcunu ödemek istiyor. More Sentences |
||||
Siyasal | loan i. | kredi | ||
Over EUR 13 billion of loans have already been approved within the context of this initiative. Bu girişim kapsamında 13 milyar Euro'nun üzerinde kredi onaylanmıştır. More Sentences |
||||
Siyasal | loan i. | ödünç | ||
English has many loan words from French. İngilizce Fransızcadan gelen birçok ödünç kelimeye sahiptir. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | loan i. | ödünç alma | ||
Genel | loan i. | ödünç verilen şey | ||
Genel | loan i. | ariyet | ||
Genel | loan i. | karz | ||
Genel | loan i. | borçlanma | ||
Genel | loan i. | ödünç verme | ||
Genel | loan i. | ödünç alma izni | ||
Genel | loan i. | üstü tarafından geçici süre için başkasının hizmetine atanma | ||
Genel | loan f. | özellikle faiz karşılığında ödünç para vermek | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | loan i. | avans | ||
Ticaret/Ekonomi | loan i. | borç verme | ||
Ticaret/Ekonomi | loan i. | borçlanma | ||
Ticaret/Ekonomi | loan i. | ikraz | ||
Ticaret/Ekonomi | loan i. | istikraz | ||
Ticaret/Ekonomi | loan i. | kredi verme | ||
Ticaret/Ekonomi | loan i. | ödünç para verme | ||
Ticaret/Ekonomi | loan i. | ödünç verme | ||
Ticaret/Ekonomi | loan f. | ikraz etmek | ||
Technical | ||||
Teknik | loan i. | inek sağma yeri | ||
Teknik | loan i. | inek sağağı | ||
Linguistics | ||||
Dilbilim | loan i. | aktarma | ||
Dilbilim | loan i. | alıntı | ||
Dilbilim | loan i. | başka dilden alınmış kelime | ||
Dilbilim | loan i. | başka dilden geçmiş kelime | ||
Dilbilim | loan i. | ödünçleme | ||
Football | ||||
Futbol | loan i. | kira | ||