Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Common Usage | ||
Yaygın Kullanım | çabuklaştırmak | quicken f. |
General | ||
Genel | çabuklaştırmak | force f. |
Genel | çabuklaştırmak | speed up f. |
Genel | çabuklaştırmak | hurry f. |
Genel | çabuklaştırmak | accelerate f. |
Genel | çabuklaştırmak | quicken f. |
Genel | çabuklaştırmak | force the pace f. |
Genel | çabuklaştırmak | expedite f. |
Genel | çabuklaştırmak | press f. |
Genel | çabuklaştırmak | push on f. |
Genel | çabuklaştırmak | refresh f. |
Genel | çabuklaştırmak | mend f. |
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | çabuklaştırmak | expedite f. |
Politics | ||
Siyasal | çabuklaştırmak | facilitate f. |
Literature | ||
Edebiyat | çabuklaştırmak | festinate f. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | işleri çabuklaştırmak | expedite matters f. | ||
Genel | işleri çabuklaştırmak | speed up matters f. | ||
Genel | kimyasal reaksiyonu çabuklaştırmak | activate f. | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | (birini/bir şeyi) çabuklaştırmak/hızlandırmak | hurry (someone or something) along f. | ||
Öbek Fiiller | çabuklaştırmak/hızlandırmak | hurry along f. | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | sürümü çabuklaştırmak için fiyatı düşürülmüş mal | distress merchandise i. |