(bir şeyin) içine girmek - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

(bir şeyin) içine girmek



"(bir şeyin) içine girmek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 6 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrasals
(bir şeyin) içine girmek get within f.
(bir şeyin) içine girmek climb into (something) f.
(bir şeyin) içine girmek enter into (something) f.
(bir şeyin) içine girmek enter in (something) f.
(bir şeyin) içine girmek infiltrate into (something) f.
Idioms
(bir şeyin) içine girmek get plugged into (something) f.

"(bir şeyin) içine girmek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 23 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrasals
bir şeyin, kıyafetin içine girmek get in f.
bir şeyin/grubun içine girmek get in f.
(bir şeyin, kıyafetin) içine girmek get into (someone or something) f.
bir şeyin/etkinliğin içine girmek get with f.
(bir yerin/şeyin) içine girmek go into (something) f.
hızla (bir şeyin/yerin) içine girmek rocket into (something or some place) f.
bir şeyin içine girmek land in something f.
ayağıyla bir şeyin içine girmek step into something f.
ayağıyla bir şeyin içine girmek step in something f.
(bir şeyin) içine zorla girmek wriggle into (something) f.
(bir şeyin) zorla içine girmek pry into (something) f.
(bir şeyin) içine zorlayarak girmek squirm into (something) f.
bilmeden bir şeyin içine girmek walk into f.
sekip (bir şeyin) içine girmek bounce into (something) f.
zıplayıp (bir şeyin) içine girmek bounce into (something) f.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine girmek zorunda bırakmak force (someone or something) into (something) f.
bir şeyin içine girmek/dahil olmak get in with f.
(birinin/bir şeyin) içine girmek penetrate into (someone or something) f.
(bir şeyin) içine hızla dolmak/girmek surge into (something) f.
Phrases
(bir şeyin/yerin) içine sürünerek girmek worm into (something or some place) f.
(bir şeyin/yerin) içine emekleyerek girmek worm into (something or some place) f.
Colloquial
(bir şeyin) içine gizlice girmek infiltrate (something) f.
(bir şeyin) içine gerçek kimliğini gizleyerek girmek infiltrate (something) f.