Geçmiş

(bir yere) gitmek

"(bir yere) gitmek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Phrasals
1	Öbek Fiiller	(bir yere) gitmek	head off to (some place) f.
2	Öbek Fiiller	(bir yere) gitmek	repair to (some place) f.

"(bir yere) gitmek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 191 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık	road i.
2	Genel	bir iş için bir yere gitmek	run an errand f.
3	Genel	sık sık gitmek (bir yere)	frequent f.
4	Genel	bir amaç için bir yere gitmek	go to see f.
5	Genel	bir yere gitmek için ayrılmak	depart for some place f.
6	Genel	(bir yere gitmek için) yola çıkmak	embark for some place f.
7	Genel	uzak bir yere gitmek	go somewhere far away f.
8	Genel	bir yere davetsiz gitmek	invite oneself f.
9	Genel	sessiz bir yere gitmek	go someplace quiet f.
10	Genel	(bir yere gitmek için) vapura binmek	take a ferry f.
11	Genel	bir toplantıya katılmak veya oy kullanmak yahut oyunda yer almak üzere bir yere gitmek	turn out f.
12	Genel	bir araca ortaklaşa binerek bir yere gitmek	carpool f.
13	Genel	bir araca ortaklaşa binerek bir yere gitmek	carshare f.
14	Genel	bir yerden başka yere gitmek	locomote f.
15	Genel	bir yerden bir yere gitmek	log [obsolete] f.
16	Genel	bir yere hızla gitmek	dap f.
17	Genel	bir yerden bir yere gitmek	run around f.
18	Genel	bir yerden bir yere gitmek	palmer [dialect] [scotland] f.
19	Genel	yürüyerek bir yerden bir yere gitmek	pad f.
Phrasals
20	Öbek Fiiller	(bina) uzanmak/gitmek (bir yere)	ramble on f.
21	Öbek Fiiller	(bir yere) (bir kıyafetle) gitmek	appear in f.
22	Öbek Fiiller	birisine veya bir yere haber vermeden gitmek	descend on someone or something f.
23	Öbek Fiiller	bir yere kadar gitmek	go up f.
24	Öbek Fiiller	daha hareketli/gürültülü bir yere gitmek	go up f.
25	Öbek Fiiller	kenar/uzak mahallelerdeki bir yere gitmek	go up f.
26	Öbek Fiiller	merkezden uzaktaki bir yere gitmek	go up f.
27	Öbek Fiiller	bir yerden başka bir yere arabayla gitmek	drive between f.
28	Öbek Fiiller	(bir yeri) terk edip hızla (başka bir yere) gitmek	charge off f.
29	Öbek Fiiller	aceleyle bir yere gitmek	rush for something f.
30	Öbek Fiiller	aceleyle bir yere gitmek	boogie down to somewhere f.
31	Öbek Fiiller	bir yerden bir yere gitmek/götürmek	shuttle someone or something from (person to person) f.
32	Öbek Fiiller	bir yere gitmek	start for f.
33	Öbek Fiiller	bir yere gitmek	set off (for something) f.
34	Öbek Fiiller	bir yerden bir yere gitmek/götürmek	shuttle someone or something from place to place f.
35	Öbek Fiiller	bir yere gitmek için yola çıkmak	leave for some place f.
36	Öbek Fiiller	bir yere davetsiz gitmek	barge in f.
37	Öbek Fiiller	kuzeydeki bir yerden güneydeki bir yere bir araçla gitmek/ gelmek	drive down f.
38	Öbek Fiiller	(bisikletle/atla vb) bir yere gitmek	ride to some place f.
39	Öbek Fiiller	(sınırı/köprüyü/nehri vb geçerek) bir yerden bir yere geçmek /gitmek	cross over into some place f.
40	Öbek Fiiller	(belirli bir yere gitmek üzere) yola çıkmak	leave for some place f.
41	Öbek Fiiller	(yol) bir yere/şeye gitmek	lead up to something f.
42	Öbek Fiiller	sınır, bariyer ya da toprak parçası aşarak bir yerden bir yere gitmek	cross over f.
43	Öbek Fiiller	bir yerden bir yere araçla gitmek	drive between f.
44	Öbek Fiiller	kısa mesafedeki bir yere araçla gitmek	drive over f.
45	Öbek Fiiller	uzak olmayan bir yere araçla gitmek	drive over f.
46	Öbek Fiiller	bir yere araçla gitmek	drive over f.
47	Öbek Fiiller	bir yerden bir yere gitmek	get around f.
48	Öbek Fiiller	(birini veya bir şeyi bir yere) bırakıp gitmek	leave (someone or something) (at) (some place) f.
49	Öbek Fiiller	birini veya bir şeyi bir yere bırakıp gitmek	leave someone or something at f.
50	Öbek Fiiller	(bir yere) tatile gitmek	get away f.
51	Öbek Fiiller	(bir yere) geziye gitmek	go over (to some place) f.
52	Öbek Fiiller	belirli bir yere gitmek	go in f.
53	Öbek Fiiller	(bir şey) yemek için bir yere gitmek	go out for (something) f.
54	Öbek Fiiller	kayıkla (bir şeye/yere) gitmek	row out to (something or some place) f.
55	Öbek Fiiller	(bir şeye/yere) tekerlekli bir araçla gitmek	wheel into (something or some place) f.
56	Öbek Fiiller	(bir yere/şeye) bir aracı sürerek gitmek	wheel into (something or some place) f.
57	Öbek Fiiller	bir yere uçakla gitmek	jet off f.
58	Öbek Fiiller	bir koşu (bir yere/şeye) gitmek	run down to (something) f.
59	Öbek Fiiller	hızlıca/hemen (bir yere/şeye) gitmek	run down to (something) f.
60	Öbek Fiiller	(bir şeye/yere) doğru hızla gitmek	make toward (something) f.
61	Öbek Fiiller	hızla (bir yere) doğru gitmek	blast off for (somewhere) f.
62	Öbek Fiiller	fırlayıp (bir yere) doğru uzaklaşmak/gitmek	blast off for (somewhere) f.
63	Öbek Fiiller	hızla bir şeye/yere gitmek	boogie on down f.
64	Öbek Fiiller	çabucak bir şeye/yere gitmek	boogie on down f.
65	Öbek Fiiller	emekli olup başka bir yere gitmek/taşınmak	retire to (something or some place) f.
66	Öbek Fiiller	emekli olup bir yere gitmek/taşınmak	retire to f.
67	Öbek Fiiller	bir şeyi sürerek (bir şeye/yere) gitmek	ride to (something or some place) f.
68	Öbek Fiiller	bir şeye binip (bir şeye/yere) gitmek	ride to (something or some place) f.
69	Öbek Fiiller	bir şeyi sürerek bir yere gitmek	ride to some place f.
70	Öbek Fiiller	bir şeye binip bir yere gitmek	ride to some place f.
71	Öbek Fiiller	binip bir yere gitmek	ride to some place f.
72	Öbek Fiiller	evlat edinilip başka bir yere gitmek	adopt out f.
73	Öbek Fiiller	evlatlık olarak yaşadığı yerin dışında bir yere gitmek	adopt out f.
74	Öbek Fiiller	yaşadığı yerin dışında bir yere evlatlık gitmek	adopt out f.
75	Öbek Fiiller	evlat edinilip başka bir yere gitmek	adopt out f.
76	Öbek Fiiller	evlatlık olarak yaşadığı yerin dışında bir yere gitmek	adopt out f.
77	Öbek Fiiller	yaşadığı yerin dışında bir yere evlatlık gitmek	adopt out f.
78	Öbek Fiiller	aceleyle (bir yere) gitmek	boogie down to (some place) f.
79	Öbek Fiiller	hızlıca/çabucak (bir yere) gitmek	boogie down to (some place) f.
80	Öbek Fiiller	aceleyle (bir yere) gitmek	dash off (somewhere) f.
81	Öbek Fiiller	(bir yere) fırlayıp gitmek	dash off (somewhere) f.
82	Öbek Fiiller	(bir yere) kaçıp gitmek	dash off (somewhere) f.
83	Öbek Fiiller	(bir yere) uçakla gelmek/gitmek	fly into (something or some place) f.
84	Öbek Fiiller	bir yere uçakla gelmek/gitmek	fly into something f.
85	Öbek Fiiller	aceleyle/apar topar (bir yere/şeye) gitmek	fly to f.
86	Öbek Fiiller	bir şeye/yere uçakla gitmek	fly to something f.
87	Öbek Fiiller	uçakla (daha kuzeyde kalan bir yere) gitmek	fly up to (some place) f.
88	Öbek Fiiller	(bir yere) gidebilmek/gitmek	get round to (something) f.
89	Öbek Fiiller	vakit bulup/ayırıp (bir yere) gitmek	get round to (something) f.
90	Öbek Fiiller	geri (bir yere) doğru gitmek/yönelmek	head back (some place) f.
91	Öbek Fiiller	beklenmedik şekilde (bir yere) gitmek	land up (some place) f.
92	Öbek Fiiller	beklenmedik şekilde (bir yere) gitmek	land up at (some place) f.
93	Öbek Fiiller	beklenmedik şekilde (bir yere) gitmek/(bir duruma) varmak	land up in (something) f.
94	Öbek Fiiller	tekrar (bir yere) doğru yöneltmek/gitmek	lead back f.
95	Öbek Fiiller	aceleyle bir yere doğru gitmek	make for somewhere f.
96	Öbek Fiiller	(bir yere/bir şeye) doğru hızla gitmek	make out for (somewhere or something) f.
97	Öbek Fiiller	(bir yere/bir şeye) doğru fırlayıp gitmek	make out for (somewhere or something) f.
98	Öbek Fiiller	hemen (bir yere/bir şeye) gitmek/yönelmek	make out for (somewhere or something) f.
99	Öbek Fiiller	aceleyle (bir yere) gitmek	race for f.
100	Öbek Fiiller	aceleyle bir yere gitmek	race to some place f.
101	Öbek Fiiller	(bir yere) sık sık gitmek	repair to (some place) f.
102	Öbek Fiiller	kayıkla (bir şeye/yere) gitmek	row out to f.
103	Öbek Fiiller	hızla (birine/bir şeye/bir yere) kadar gitmek	run up to (someone, something, or some place) f.
104	Öbek Fiiller	hızla (birine/bir şeye/bir yere) koşmak/gitmek	run up to (someone, something, or some place) f.
105	Öbek Fiiller	hızlıca (bir şeye/bir yere) gitmek	scooch over to (something or some place) f.
106	Öbek Fiiller	hızlıca (bir şeye/bir yere) gitmek	scoot down to (something or some place) f.
107	Öbek Fiiller	hızlıca (bir şeye/bir yere) gitmek	scoot over to (something or some place) f.
108	Öbek Fiiller	(bir yere gitmek için) yola çıkmak/koyulmak	set off (for some place) f.
109	Öbek Fiiller	(bir yere gitmek için) yola çıkmak/koyulmak	set out (for some place) f.
110	Öbek Fiiller	kaçıp (bir yere) gitmek	shoot through (to somewhere) [us] f.
111	Öbek Fiiller	(bir yere) gitmek için yola çıkmak	start for (some place) f.
112	Öbek Fiiller	(bir şeye/bir yere) doğru gitmek/yola çıkmak	strike out for (something or some place) f.
113	Öbek Fiiller	(bir şeye/bir yere) gitmek	strike out for (something or some place) f.
Colloquial
114	Konuşma Dili	başka bir yere gitmek	adjourn f.
115	Konuşma Dili	(bir yere birinden) önce gitmek	beat (one) to (something) f.
116	Konuşma Dili	(bir yere birinden) önce gitmek	beat someone to something f.
117	Konuşma Dili	(bir yere birinden) önce gitmek	beat to f.
118	Konuşma Dili	başka bir yere gitmek	go someplace else f.
119	Konuşma Dili	dosdoğru bir yere gitmek	make a beeline for f.
120	Konuşma Dili	zengin olma ümidiyle bir yere gitmek/taşınmak	seek your fortune f.
121	Konuşma Dili	köşeyi dönmek için bir yere gitmek/taşınmak	seek your fortune f.
122	Konuşma Dili	parayı bulmak için bir yere gitmek/taşınmak	seek your fortune f.
123	Konuşma Dili	hızla (bir yere) gitmek	hump it (to somewhere) f.
124	Konuşma Dili	(bir şeye/yere) doğru gitmek	be headed for (something) f.
125	Konuşma Dili	(bulunulan noktanın kuzeyindeki bir yere araçla) gitmek	drive up to (some place or thing) f.
126	Konuşma Dili	(bulunduğu yerin kuzeyindeki) bir yere gitmek	drop up f.
127	Konuşma Dili	ta (bir yere) kadar gitmek	go all the way to (some place) f.
128	Konuşma Dili	(bir yere) acele ile gitmek	hotfoot it off to (some place) f.
129	Konuşma Dili	(bir yere) hızla/sün sürat (gitmek)	hell-bent for expr.
130	Konuşma Dili	(bir yere) hızla/son sürat (gitmek)	hell-bent for leather expr.
131	Konuşma Dili	(bir yere) hızla/sün sürat (gitmek)	hell-bent for (something) expr.
Idioms
132	Deyim	hemen (bir yere) gitmek	beeline it for (some place) f.
133	Deyim	dosdoğru/doğruca (bir yere) gitmek/girmek	beeline it for (some place) f.
134	Deyim	en kestirmeden (bir yere) gitmek/ulaşmak	beeline it for (some place) f.
135	Deyim	bir yere gitmek/bir olaya katılmak için çok heyecanlı olmak	be there with bells on f.
136	Deyim	bir yere gitmek/bir olaya katılmak için çok heyecan duymak	be there with bells on f.
137	Deyim	bir yere gitmek/bir olaya katılmak için çok istekli olmak	be there with bells on f.
138	Deyim	bir yere kadar gitmek	see a man about a horse f.
139	Deyim	bir yere sap gibi gitmek	go stag f.
140	Deyim	bir yere acele ile gitmek	hotfoot it off to somewhere f.
141	Deyim	bir yere davetsiz gitmek	barge into f.
142	Deyim	bir yere damsız gitmek	go stag f.
143	Deyim	gitmek (bir yere çekilmek)	repair to f.
144	Deyim	(belirli bir yere gitmek üzere) yola çıkmak	leave (for) f.
145	Deyim	(birinin) duyamayacağı bir yere gitmek	go out of earshot f.
146	Deyim	(bir şeye/bir yere) kadar gitmek	make it as far as (something or some place) f.
147	Deyim	hemen/derhal bir yere gitmek	get (one's) tail (somewhere) f.
148	Deyim	hızlıca bir yere gitmek	get (one's) tail (somewhere) f.
149	Deyim	bir yere gitmek/seyahat etmek	wing one's way f.
150	Deyim	bir yere gitmek/seyahat etmek	wing its way f.
151	Deyim	bambaşka bir yere gitmek	jump the rails f.
152	Deyim	konudan sapıp çok farklı bir yere gitmek	jump the rails f.
153	Deyim	araçla öylesine (bir yere) gitmek	take a spin (to some place) f.
154	Deyim	araçla aylak aylak (bir yere) gitmek	take a spin (to some place) f.
155	Deyim	uzak bir yere gitmek	go over the hills and far away f.
156	Deyim	doğruca bir yere gitmek	do not pass go, do not collect $200 [cliché] f.
157	Deyim	hiçbir yere takılmadan bir yere gitmek	do not pass go, do not collect $200 [cliché] f.
158	Deyim	oyalanmadan bir yere gitmek	do not pass go, do not collect $200 [cliché] f.
159	Deyim	dosdoğru bir yere gitmek	do not pass go, do not collect $200 [cliché] f.
160	Deyim	sağa sola takılmadan bir yere gitmek	do not pass go, do not collect $200 [cliché] f.
161	Deyim	direkt bir yere gitmek	do not pass go, do not collect $200 [cliché] f.
162	Deyim	doğruca bir yere gitmek	do not pass go, do not collect two hundred dollars [cliché] f.
163	Deyim	hiçbir yere takılmadan bir yere gitmek	do not pass go, do not collect two hundred dollars [cliché] f.
164	Deyim	oyalanmadan bir yere gitmek	do not pass go, do not collect two hundred dollars [cliché] f.
165	Deyim	dosdoğru bir yere gitmek	do not pass go, do not collect two hundred dollars [cliché] f.
166	Deyim	sağa sola takılmadan bir yere gitmek	do not pass go, do not collect two hundred dollars [cliché] f.
167	Deyim	direkt bir yere gitmek	do not pass go, do not collect two hundred dollars [cliché] f.
168	Deyim	bir yere habersiz/hazırlıksız/öylece çıkıp gitmek	do something on spec [uk] f.
169	Deyim	bisikletle/arabayla (bir yere) kadar gitmek	go for a spin (to some place) f.
170	Deyim	bisikletle/arabayla (yakın bir yere) gitmek/gidip gelmek	go for a spin (to some place) f.
171	Deyim	bisikletle/arabayla (bir yere) kadar gitmek	go out for a spin (to some place) f.
172	Deyim	bisikletle/arabayla (yakın bir yere) gitmek/gidip gelmek	go out for a spin (to some place) f.
173	Deyim	hızla bir yere gitmek	run up to some place f.
174	Deyim	bir şeye/bir yere girmek/gitmek	set foot in/on something f.
175	Deyim	(bir şeye/bir yere) girmek/gitmek	set foot on (something or some place) f.
176	Deyim	bir yere gitmek	set foot somewhere f.
177	Deyim	(bir yere gitmek) için denize açılmak/bir deniz aracıyla yola çıkmak	set sail for (some place) f.
Marine
178	Denizcilik	gitmek (belirli bir yere doğru)	steer for f.
Archaic
179	Eski Kullanım	tanınmamak için kılık değiştirerek toplumsal olarak uygun bulunmayan bir yere gitmek	mob f.
Slang
180	Argo	anne babanın haberi olmadan evden kaçarak bir yere gitmek	snuck out f.
181	Argo	(bir yere vb. gitmek için) kendini zorlamamak	can't be arsed f.
182	Argo	hazırlanmak (şık bir yere gitmek için)	dude oneself up f.
183	Argo	hızla çıkıp (bir yere) gitmek	blast off f.
184	Argo	(bir yere doğru) fırlayıp gitmek	blast off f.
185	Argo	bir yere gitmek	hit up f.
186	Argo	kıçını kaldırıp (bir yere) gitmek	get (one's) ass (somewhere) f.
187	Argo	derhal (bir yere) gitmek	get (one's) ass (somewhere) f.
188	Argo	hemen kalkıp (bir yere) gitmek	get (one's) ass (somewhere) f.
189	Argo	kıçını kaldırıp (bir yere) gitmek	get (one's) butt (some place) f.
190	Argo	derhal (bir yere) gitmek	get (one's) butt (some place) f.
191	Argo	hemen kalkıp (bir yere) gitmek	get (one's) butt (some place) f.