Geçmiş

a sharp

"a sharp" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Music
1	Müzik	a sharp i.	la diyez

"a sharp" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 61 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	a sharp break i.	keskin bir dönüş
2	Genel	a sharp criticism i.	sıkı bir eleştiri
3	Genel	a sharp stick i.	keskin bir sopa
4	Genel	a sharp pain i.	keskin bir ağrı
5	Genel	a sharp slap i.	okkalı bir tokat
6	Genel	make a sharp sound f.	keskin ses çıkarmak
7	Genel	keep a sharp lookout f.	kuş uçurtmamak
8	Genel	give a sharp reply f.	cevabı yapıştırmak
9	Genel	as sharp as a needle s.	zeki
10	Genel	as sharp as a needle s.	uyanık
11	Genel	sharp as a sword s.	kılıç kadar keskin
12	Genel	in a sharp voice zf.	keskin bir sesle
Phrases
13	İfadeler	with a sharp blow expr.	küt diye
Colloquial
14	Konuşma Dili	sharp as a razor expr.	çok keskin
15	Konuşma Dili	sharp as a razor expr.	jilet kadar keskin
Idioms
16	Deyim	a short, sharp shock [brit] i.	kısa ve özlü/etkili ceza
17	Deyim	a short, sharp shock [brit] i.	kısa ama sert ceza
18	Deyim	a short sharp shock i.	iyi bir ders (vermek)
19	Deyim	have a mind as sharp as a steel trap f.	çok zeki olmak
20	Deyim	have a mind as sharp as a steel trap f.	keskin bir zekaya sahip olmak
21	Deyim	be as sharp as a needle f.	leb demeden leblebiyi anlamak
22	Deyim	have a sharp tongue f.	sivri bir dili olmak
23	Deyim	have a mind as sharp as a steel trap f.	zehir gibi akıllı olmak
24	Deyim	be as sharp as a tack f.	çok zeki olmak
25	Deyim	be as sharp as a tack f.	cin gibi olmak
26	Deyim	be as sharp as a tack f.	gözlerinden zeka fışkırmak
27	Deyim	be as sharp as a tack f.	keskin zekalı olmak
28	Deyim	be as sharp as a tack f.	kıvrak zekalı olmak
29	Deyim	keep a sharp lookout (for something or someone) f.	(birine/bir şeye) bakar olmak
30	Deyim	keep a sharp lookout (for something or someone) f.	(birine/bir şeye) karşı uyanık/tetikte olmak
31	Deyim	keep a sharp lookout (for something or someone) f.	(birine/bir şeye) karşı gözünü dört açmak
32	Deyim	(as) sharp as a razor s.	hazırcevap
33	Deyim	(as) sharp as a razor s.	kıvrak zekalı
34	Deyim	(as) sharp as a steel trap s.	keskin zekalı
35	Deyim	(as) sharp as a steel trap s.	kıvrak zekalı
36	Deyim	(as) sharp as a steel trap s.	hızlı kavrayan
37	Deyim	(as) sharp as a whip s.	keskin zekalı
38	Deyim	(as) sharp as a whip s.	kıvrak zekalı
39	Deyim	(as) sharp as a whip s.	hazırcevap
40	Deyim	as sharp as a tack expr.	çok zeki
41	Deyim	sharp as a whip expr.	cin gibi
42	Deyim	as sharp as a whip expr.	cin gibi
43	Deyim	as sharp as a needle expr.	cin gibi
44	Deyim	as sharp as a tack expr.	cin gibi
45	Deyim	sharp as a needle expr.	cin gibi
46	Deyim	as sharp as a razor expr.	çok keskin
47	Deyim	sharp as a tack expr.	cin gibi
48	Deyim	a sharp old bird expr.	eşi bulunmaz
49	Deyim	as sharp as a tack expr.	gözlerinden zeka fışkıran
50	Deyim	sharp as a razor blade expr.	jilet gibi keskin
51	Deyim	as sharp as a razor expr.	jilet kadar keskin
52	Deyim	as sharp as a tack expr.	keskin zekalı
53	Deyim	as sharp as a razor expr.	keskin zekalı
54	Deyim	as sharp as a needle expr.	zehir gibi
55	Deyim	as sharp as a needle expr.	zehir zemberek
56	Deyim	better than a poke in the eye (with a sharp stick) [cliché] expr.	hiç yoktan iyidir
57	Deyim	better than a poke in the eye (with a sharp stick) [cliché] expr.	daha kötü olabilirdi
58	Deyim	better than a poke in the eye (with a sharp stick) [cliché] expr.	daha kötüsü de olabilirdi
Trade/Economic
59	Ticaret/Ekonomi	start the day with a sharp fall f.	güne sert bir düşüşle başlamak
Gastronomy
60	Mutfak	a very sharp and salty cheese wrapped in goatskin i.	tulum peyniri
Music
61	Müzik	a douple sharp i.	la çift diyez